Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi takımlarından birinin yapı taşlarını oluşturan La Masia, uzun yıllar boyunca futbol dünyasının ve Barcelona’nın futbolcu üretim kaynağı oldu.
La Masia; ilk başlarda, Camp Nou’yu inşa edecek olan mimar ve müteahhitlerin atölyeleri olarak kullanılıyordu. 24 Eylül 1957 yılında FC Barcelona stadyumu törenle açıldığı zaman La Masia’nın kapıları yeni bir kullanım bulunana kadar kapatıldı. Daha sonra La Masia Barcelona’ya dışardan gelenlerin konutu oldu. 20 Ekim 1979 yılında resmi olarak da bu amaçla kullanılacağı açıklandı.
Bu konut , Barcelona’da yetişmek için ailelerinin yanından ayrılarak gelen genç oyuncuları sportif ve zihinsel anlamda geliştirmek için kullanıldı. Kulübün 100. yılında La Masia 20.yılını kutladı ve genel olarak durum çok iyiydi.
Altın günler
La Masia’dan yetişen Pep Guardiola, bu başarının emsallerinden biriydi. Şimdilerde Manchester City’i çalıştıran Guardiola, bir sezon Barcelona B’yi çalıştırdıktan sonra A takımın başına getirildi ve 4 yıllık bu harika serüvende maç başı 2.36’lık bir puan ortalaması ve kazandığı sayısız kupa ile dünyaya, tabiri caiz ise küçük dilini yutturdu. Guardiola bu başarıları önceki dönem kadrolarından farklı olarak, tamamı La Masia orijinli Valdes, Puyol, Iniesta, Xavi, Pique, Messi gibi oyuncuların etrafına kurulu bir takımla kazandı.

Guardiola, görev süresinde kazanılabilecek 19 kupanın 14’ünü kazandıktan sonra Almanya’ya yelken açınca yerine yine La Masia orijinli bir teknik adam olan Tito Vilanova geldi. Kasım 1984 – Haziran 1989 yıllarını La Masia’da geçiren Tito, 2002 sezonunda; kadrosunda Messi, Pique, Fabregas gibi yıldızların bulunduğu Barcelona U16 takımının teknik direktörlüğünü yaptı. Guardiola’nın Barça B’yi çalıştırdığı zamanlarda onun yardımcı antrenörlük görevini üstlenen Tito görevine, Guardiola A takımı çalıştırmaya başlayınca da devam etti ve 4 yılda 14 kupa kazanıldı. 27 Nisan 2012 yılında Guardiola’nın takımdan ayrılması sonrası, yardımcı antrenör konumunda olan Tito, takımın yeni teknik direktörü oldu fakat 19 Temmuz 2013 yılında dönemin Barcelona başkanı Rosell, Vilanova’nın kanser hastalığına yakalandığını ve hastalığından dolayı görevine devam edemeyeceğini duyurdu. Tito Vilanova, ilk iki buçuk yıl önce teşhis edilen hastalığına karşı uzun bir mücadele verdikten sonra, 25 Nisan 2014 günü, 45 yaşındayken, vefat etti.
Tarihler 25 Kasım 2012’yi gösteriyor ve bir dönenim fırtına gibi esen futbol akademisi La Masia tarih yazıyor.. Levante ile oynanan maçta dönemin teknik direktörü Tito Vilanova 14. dakikada Martin Montoya’yı Dani Alves’in yerine oyuna almasıyla Barcelona sahada 11 tane altyapıdan yetişen oyuncuyla mücadele ediyordu.
Altının değer yitimine başlayışı
Evet yanlış duymadınız. Bir takım ve bu takımı sahada temsil eden 11 oyuncu da altyapı orijinli. Fakat işler sonsuza kadar böyle sürmedi.. Barcelona 2015 yılında genç oyuncuların transferlerindeki usulsüzlükler nedeniyle transfer cezasına çarptırıldı.
Öyle görünüyor ki dönemin teknik direktörü Enrique için önemli olan, Barcelona’nın felsefesine ters olarak, oyundan bağımsız skordu.. Yani, ham Barcelona felsefesi ‘topu kontrol dahilinde tutarak maçı kazanmak’ iken, Enrique döneminde bu felsefe yalnızca ‘maçı kazanmak’ olarak uygulandı.
Burada Kiki’nin (Kiki: Enrique’nin çağrıldığı isim) başarısız olduğunu iddia etmemekle birlikte Enrique’nin zamanında Barcelona’nın 9 kupa kazandığını da belirtmek istiyorum.
Fakat Enrique, La Masia’ya güvenmemiş olacak ki gelecek vadeden oyunculardan olan Sergi Samper’i Granada’ya kiralık gönderdi ve yerine Andre Gomes’i; aynı şekilde Munir El Haddadi’yi Valencia’ya kiralık gönderdi ve yerine Paco Alcacer’i transfer etti. Bu oyunculara neden yeteri kadar şans verilmedi? Messi’nin, Iniesta’nın çıktığı futbol okulunda yetişen bu futbolcular yetersiz mi görüldü? Merak konusu..
La Liga uzmanı Simon Harrison şöyle diyor; “Şunu söyleyebilirim ki Barcelona, genç oyunculara A takımda yeteri kadar süre vermiyor. Ve onlar da doğal olarak başka takımlara giderek daha çok şans bulmayı amaçlıyor.”
Ben de yukarıdaki sözü “kendilerini ispatladıktan sonra Barcelona onları takıma tekrar kazandırmak için canını dişine takıyor” diye tamamlıyorum. Tıpkı bugünlerde Bellerin muamması gibi.. Barcelona, Bellerin’i 2011 yılında €500B bedel ile Arsenal U18 takımına sattı. Ve bugünlerde sağ bek sıkıntısı çeken takımın, Bellerin için Arsenal’e €50M ödemeye hazır olduğu konuşuluyor.
Bellerin tek örnek de değil.. Bu oyuncuların devamına Pique (Barça → Man. Utd. → Barça), Fabregas (Barça → Arsenal → Barça), Gerard Deulofeu’yu (Barça → Everton → Barça) ekleyebiliriz.
Barcelona, Barcelona B’de mücadele eden oyuncuları, A takımda süre almaya hazır görüyor fakat onları takımda kullanmak yerine, dış piyasaya sürüyor. Bkz: Alex Grimaldo, Sergi Samper, Sergi Palencia.
Gelecek de bir gün gelecek
Barcelona, bu karanlık olmayan fakat ışığı sönük zamanlardan kurtulabilir mi? Elbette. Fakat bu sorun takımın köklerindeki ilaçla, La Masia’yla çözülür. Neden altyapıdan çıkan oyuncularla oynanmıyor? Oyuncu mu yetişmiyor? Hayır. Barcelona (A takımda tutunmasına olanak vermese de) oyuncu yetiştirmeye, yıldız üretmeye devam ediyor. Takımın geleceğini oluşturacak bu oyuncular arasında doğru kimya yakalanarak takımın belki de 10 yılı kurtarılabilir. Yapılması gereken, yapmamız gereken insan yetiştirmek ve özümüzü değerlendirmek.
Katalonya merkezli bir gazeteci Josep Capdevilla “Burada hiçbir problem olmadığını düşünmeye devam mı edelim?” diye soruyor.. Bir sorun var, fakat bu sorunu çözmek de o sorunu görmek kadar basit.
Genç oyuncuları(mızı)n renk cümbüşüne boyadığı bu futbol dünyasına, renk körü gözlerle bakmamak dileğiyle..