Geçtiğimiz sezon hem La Liga’da, hem de Şampiyonlar Ligi’nde büyük hayal kırıklığı yaşayan Barcelona, yeni sezona Unai Emery’li Villareal karşılaşmasıyla başladı. Koeman, Katalan ekibinin başında olduğu ilk resmi müsabakada 4-2-3-1 düzeniyle etkili bir oyun koymayı ve net bir galibiyet almayı başardı.
Koeman’dan 4-2-3-1 tercihi
Barcelona, özellikle Valverde ve görev yaptığı kısıtlı süre boyunca Setien dönemlerinde, elde kalan kadro yapısının da bir noktaya kadar mecbur kılmasıyla alışageldiğimiz 4-3-3 düzeninden özellikle büyük maçlarda vazgeçmeye ve daha reaktif bir yapıya bürünmeye başlamıştı. 4-2-3-1 düzeni bu süreçte de kullanılmıştı ancak Koeman’ın Villareal maçında uyguladığı düzen, oyuncu tercihlerinin de etkisiyle en azından ilk gösterimi itibarıyla daha umut vaat edici duruyor.
Oyuncu tercihleri
Hollandalı teknik adam, savunmada halihazırda fazla alternatife sahip değil ve Villareal karşısında çıkan Sergi Roberto, Pique, Lenglet, Alba dörtlüsü de muhtemelen mevcut kadrodan çıkabilecek en uygun hattı oluşturuyor. Koeman, savunma önündeki ikili pivotu ise de Jong ve Busquets ile oluşturdu. Takımdan ayrılan Vidal ve Arthur, Barcelona orta saha rotasyonundaki en tempolu ve atletik oyunculardı ve bu durumda bile Barcelona orta sahasından gerekli koşuları veya skor desteğini alamıyordu.
Koeman’ın 4-2-3-1 düzenini kullanmasında ve 10 numara bölgesinde Coutinho’yu tercih etmesinde bu durumun da etkili olduğunu düşünüyorum zira maç boyunca Brezilyalı oyuncunun hareketliliğiyle ve yaratıcılığıyla bu eksikliği giderebileceğine, aynı zamanda Messi’nin üzerindeki yükü de nispeten azaltabileceğine dair emareler gördük. Rakip ceza sahasına 5 pas gönderme girişiminde bulunan yıldız oyuncu, bunların 3’ünde de isabet sağlamayı başardı.
Kenarlarda ise Ansu Fati ve Griezmann ikilisini tercih eden Koeman, Griezmann’ı çoğu zaman bir ikinci forvet gibi merkeze yakın konumlandırırken Fati ise daha esnek bir role sahipti. En uçta ise Lionel Messi sahte dokuz rolünde görev yaptı.
Hücum kurgusu & Emery’nin tutmayan ana planı
Koeman’ın öğrencileri, ilk yarıdaki net performansla skoru 4-0’a getirmiş ve maçı da çok büyük oranda bitirmişti. İlk yarıda %58, maçın genelinde %53 oranında topla oynayan Barcelona, rakip ceza sahasında 30 kez topla buluştu ve bu sayı Villareal’de 14.
Villareal’in oyun planı nedeniyle maç genelinde topa daha fazla sahip olan taraf Barcelona olsa da goller ve pozisyonların çoğu geçiş hücumları üzerinden geldi. Huesca ve Eibar maçlarında olduğu gibi takımını sahaya 4-4-2 şeklinde süren Emery, her ne kadar agresif bir pres uygulamasa da Barcelona’yı ön veya orta blokta karşılamayı tercih etti ancak birazdan değineceğim gibi bu düzenin ciddi defoları vardı.
Barcelona hem beklerini hem de savunma önündeki ikilisini derine yaklaştırarak rakibini rahatça ekarte etti. Unai Emery’nin bu tercihi ayrıca Villareal’in savunmayı oldukça önde kurması anlamına geliyordu ve Barcelona ise geride teknik kapasitesi yüksek oyunculara sahip olmasının sayesinde bu boşlukları gayet iyi değerlendirdi.
Pres istatistiklerinden de Villareal’in bu noktadaki başarısızlığını görmek mümkün. Barcelona’nın da prese elverişli bir kadroyla sahada olduğunu söylemek zor ancak maç sonucunda Villareal’in tutmayan planının da etkisiyle ortaya böyle bir tablo çıkmış.
İlk golden hemen öncesine ait olan bu görüntüde Villareal’in savunmayı önde ve kompakt bir şekilde kurduğunu görüyoruz. Savunmada da önemli bir görevi olan ancak bunu iyi uygulayamayan Chukwueze ise Alba’yı takip edemiyor ve İspanyol sol bek devamında Lenglet’in muazzam uzun pasını kontrol ederek golü getiren pozisyonu hazırlıyor.
Bu görüntü ise 2. golün hazırlanışına ait. Villareal 6 kişiyle pres yapıyor gibi görünmesine rağmen Barcelona Busquets-de Jong ikilisine ek olarak Coutinho’yu da biraz geriye çekerek rakibini saf dışı bırakıyor.
Devamında ise Lenglet’nin pasını alan Coutinho önünde topu taşıyacak çok büyük bir alan buluyor, sonra ise topu golü kaydedecek Ansu Fati ile buluşturuyor.
İki bekini de ileri çıkaran Koeman, Jordi Alba ve Ansu Fati faktörlerinin etkisiyle hücumlarını genel olarak sol kanattan kurguladı. Villareal ise muhtemelen bu durumu ön görerek sağ ön oyuncusu Chukwueze’den daha fazla savunma katkısı bekliyordu, ki bazı anlarda oyuncunun geri gelmesiyle beşli diyebileceğimiz bir hatla karşıladılar Barcelona’yı fakat bu da Alba ve Fati’yi durdurmaya yeterli olmadı.
Barcelona’nın sete oturduğu anlarda 5 veya 6 kişilik bir hücum hattıyla hücum ettiğini gördük. Beklerin ileri çıkmasıyla kenar oyuncuları genellikle daha içte konumlandılar ve Coutinho’nun da eklenmesiyle ortaya çıkan bu yaratıcı hücum hattı, rakibin zayıf savunma kurgusundan fazlasıyla faydalandı.
Messi’nin topla buluştuğu noktalardan ve yukarıdaki maç içi görüntüsünden de görebileceğimiz gibi, sahte dokuz rolüyle görev yapan Arjantinli süper yıldız, derine gelerek birçok pozisyonun oluşumunda önemli pay sahibi oldu.
Messi’nin oyun karakteristiğinden ötürü böyle bir görevdeyken sağ kenara daha fazla deplase olması beklenebilirdi fakat bahsettiğim üzere Barcelona hücumlarda ağırlıklı olarak sol kanadı kullandı ve Messi de bu duruma gayet iyi uyum sağladı.
Barcelona’nın rakibi karşılama düzeni
Emery’nin ana planının iyi işlemediği noktalardan biri de oyun kurulumuydu ve dolayısıyla bu maçın savunma & pres açısından Barcelona adına iyi bir ölçüt olmayacağını belirtmek gerek. Koeman, düzenli bir pres uygulamasa da rakibini ön blokta karşıladı. Yukarıdaki görüntülerde de görebileceğimiz gibi rakibin orta saha oyuncularıyla birebir eşleşmelerin önemli olduğunu görüyoruz. Bunu sağlamak için de Jong biraz daha önce konumlandı ve ortaya 4-1-4-1 diyebileceğimiz bir yapı çıktı.
Son sözler
Barcelona’nın etkili oyununu şut ve gol beklentisi istatistikleri üzerinden de özetlemek mümkün. Maç boyunca rakip kaleye 10’u isabetli 17 şut gönderen Koeman’ın öğrencileri, maçı 3.41 gol beklentisiyle tamamlamayı başardı.
2 golün altına ismini yazdıran ve 3. golü getiren penaltıyı alan Ansu Fati ise Messi’nin dönüşünü gölgede bırakarak maçın yıldızı olmayı başardı. Genç yıldız, hem çizgiye yakın hem de daha içte konumlandı maç boyunca ve iki düzende de çok etkili bir görüntü ortaya koydu.
Emery’nin ana planının birçok noktada işlememiş olması da çok önemli bir faktör olsa da, Koeman ilk maçında takımına umut vaat eden bir oyun oynatmayı ve ilk devreyi 4-0’lık skorla kapatmayı başardı. Emery her ne kadar ikinci yarının başında iki değişiklik yapıp 4-3-3’e dönse de oyunun gidişatını değiştiremedi.