Jan Age Fjortoft Röportajı | Odegaard’a karşı büyük sorumluluğumuz var

“Genç oyuncuların iyi yetiştirilmeye ihtiyacı var”

Norveç Milli Takımı teknik ekibinde yer alan Jan Age Fjortoft, taraftarın çok sevdiği, aynı zamanda Bundesliga tarihinde kendine yer edinmiş bir isim. 48 yaşındaki futbol adamı suni çimli sahaların ve yüzyılın en önemli yeteneklerinden birinin Avrupa Şampiyonasında ülkelerine neler katabileceğini anlattı.

Futbol dünyası şu sıralar Avrupa Şampiyonası elemelerinde henüz 15 yaşındayken ülkesi adına forma giyen Norveç’in değerli yeteneği Martin Odegaard’ı hayretle takip ediyor. Stromgodsetli genç yetenek şu an 16 yaşında ve Real Madrid forması giyiyor. Bu genç adam da Manchester United ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Ole Gunner Solskjaer gibi bir efsane olabilir mi?

Norveç’te ona karşı büyük bir sorumluluğumuz olduğu için bu soruyu cevaplamak istemiyorum. Ama beni umutlandıran şey şu ki şu an çok iyi bir ortamda ve yaşına göre çok olgun biri. Norveç’in belki de Avrupa’daki en genç kadroya sahip olduğunu görmek de çok güzel. Cardiff City’den Freiburg’a henüz transfer olan 19 yaşındaki Mats Moller Daehli takımın tecrübelilerinden.

Sizi heyecanlandıran gelişmeler yaşanıyor gibi?

Son U-21 Avrupa Şampiyonası finallerini üçüncülükle tamamlayarak sahip olduğumuz potansiyeli gösterdik. İyi bir jenerasyon yakaladık. Kendimizi geliştirmek için çok güçlü ekipler seçtik ve Fransa, İngiltere, Rusya gibi ülkelere karşı kendimizi test ettik. Ama zamana ihtiyacımız olduğu kesin.

2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde iki büyük isim karşınıza çıkıyor: Oslo’da 2-0 kazanan İtalya ile Hırvatistan. Menajer Per-Mathias Hogmo için Norveç’i 2000 Avrupa Şampiyonası’ndan sonra büyük bir turnuvaya taşımak ne kadar gerçekçi?

Mart’ta Hırvatistana karşı iyi bir skor alırsak her şey mümkün. Beni en çok etkileyen takım onlar. Perisic, Mandzukic, Olic gibi oyuncular goller bulabilir. Ayrıca en iyi grup üçüncüsü olarak da katılma şansımız var.

Norveç’in teknik kapasitesi çok yüksek oyuncular yetiştirme konusunda şu sıralar her zamankinden daha iyi olduğu çok açık…

Evet, Norveçli genç futbolcular topla gerçekten muhteşem. Oysa ki benim jenerasyonumdaki oyuncular daha çok savaşçı kimliğiyle tanınırdı.

norvec

Ülkenin genç oyuncu gelişimi konusunda yeni bir yapılanma mı oldu?

Futbol kulüplerimiz siyasilerle de iyi bir iş birliği yaptıkları için şu an günün 24 saati kullanılabilen modern, ısıtmalı suni çimli sahalarımız var. Bu da daha etkili antrenman yapabileceğiniz ve futbolcuların bireysel yetenekleri üzerinde de daha iyi çalışabileceğiniz anlamına geliyor.

Geçtiğimiz yıl bir Avrupa Şampiyonası eleme maçında Reykjavik’te Hollandayı 2-0’lık galibiyetle şaşırtan İzlanda da 15 kapalı sahayla birlikte suni çimden çok iyi yararlanan bir başka ekip.

Doğrusunu söylemek gerekirse İzlanda’dan etkilendik. Ayrıca genç oyuncu yetiştirirken kendini yenileyen Belçika, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerden de çok şey öğrendik.

Neden Şampiyonlar Ligi’nin gediklilerinden olan ve her zaman rakibi şaşırtma potansiyeline sahip olan Rosenborg şu sıralar çok sessiz?

Teknik direktör Nills Arne Eggen döneminde onlar zamanlarının biraz ötesindeydiler. Ajax akademisi onlar için ilham kaynağıydı ve yüksek tempolu kontratak oyununu benimsemişlerdi. Yıllar geçtikçe o seviyede kalmak zor. Önceleri takım bir çok yerel yani o bölgede yetişmiş oyunculardan kuruluydu ama Eggen’den sonra bu değişti. Kulüp, Norveç’in farklı bölgelerinden gelen dolayısıyla farklı kültürlere sahip olan oyuncular getirmeye başladı. Şimdilerde Molde var. Lig ve kupa şampiyonluklarıyla saltanat sürüyorlar.

Rosenborg’un zirvede olduğu zamanlarda statlardaki seyirci sayısı da daha yüksekti. Son zamanlarda ortalama seyirci sayısı 7.000’in altında.

Ortalamayı düşüren Brann’ın küme düşmesi de bunu pek etkilemedi. Ayrıca şu an ligimizde 16 takım bulunuyor ve heyecanlı maçlar da olmuyor. Maç başına yaklaşık 8.000 seyirci düşüyor. Ama unutmayın ki öncelikle biz cross – country stilinde fantastik işler yapan Kjetil Jansrud gibi kahramanlara sahip bir kış oyunları ülkesiyiz.

Eskiden milli takım kaptanlığı yapmış ve Dünya Kupası’nda oynamış biri olarak İngiltere ve Almanya gibi dünyanın en iyi liglerinde forma giydiniz.  Yurt dışında futbol oynayan biri için neresi en iyi yerdi?

Hayatınızdaki kadınlarla birlikte hiç birini unutmak istemezsiniz. İlk aşkım Viyanaydı. Orada 22 yaşında Rapid’te oynarken Hens Krankl’den çok şey öğrendim. Ona müteşekkirim ve her yıl Christmas’ta onu ararım. İngilterede dört kulüpte oynadım. Doğal olarak kendinizi Kuzey Denizi komşunuza yakın hissediyorsunuz. Almanya’ya gelince, ne zaman bir küme düşme savaşı olsa gazeteciler bana ulaşmaya çalışır. Sanırım 1999’da Eintracht Frankfurt’u kurtaran son dakika golüm hala unutulmamış.

Röportaj: Andreas Jaros
Çeviri: Serhat Bora