‘İstikamet belirsiz, önümde boş bir sayfa’

Arsenal’den ayrıldıktan sonra ilk büyük çaplı röportajını veren Wenger; geleceğini, halefi hakkında kendisine danışılmayışını ve Mikel Arteta’nın bu iş için gerekli niteliklere sahip olup olmadığını değerlendirdi.

Arsène Wenger kahvaltısını bitiriyor. Yıllardır geldiği otel, Paris. Burada çalışanlar ona Mösyö Wenger’den başka şekilde hitap etmenin hayalini kurmaz. Ona olan saygılarını gösteren dingin tondaki telaffuzlarıyla dünya futbolunun ulu çınarını kendi topraklarında böyle ağırlarlar.

Artık Arsenal’in eski menajeri olarak anmamız gereken, kumaş pantolon ve yakası açık lacivert bir gömlek giymiş bu adam, kendine üzümlü küçük çöreklerden söylemiş; ‘şekersiz, sütsüz’ çayını bitirmiş espressoya geçiyor. Biraz da olsa gevşemeye başladığının işareti olsa gerek, ahududu reçelini bir dilim ‘yağsız’ ekmeğine sürmeye devam ediyor. Biz de bu sırada dünyanın zirve kulüplerinden birini yönettiği 22 yıla dönüp bakmaya hazırlanıyoruz.

Geçmiştense hep yarınla daha ilgili olmuş bir adamdan beklenileceği gibi Wenger, geleceği hakkındaki düşünceleriyle başlıyor. Arsenal’den ayrıldığından beri, ilk kapsamlı röportajı için birlikte otururken Gunners’ın başındaki 1,235 maçın sonuncusu; Huddersfield maçı, Wenger’in aklında halen taze.

“Bundan sonra ne yapacağımı bilmek için henüz çok erken” diyor. “Daha masamı bile toplamadım ve bir bakıma daha hala şok evresindeyim. Karar vermek için Dünya Kupası başlayana kadar kendime mühlet vereceğim. 14 Haziran’a kadar. Soru şu; halen antrenörlük yapmak istiyor muyum, yedek kulübesinde olmak istiyor muyum yoksa artık başka misyonlar yüklenmenin vakti geldi mi? Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey; çalışmaya devam edeceğim.”

“Fakat bu denli sıkıntı çekmeye devam etmek istiyor muyum? Futbola dair fikirlerimi savunmaya devam etmek istiyorum, bu kesin. Şuan için halen antrenörlük yapmak istiyorum diyebilirim ama henüz kesin bir şey söyleyemem.”

Wenger 34 yıldır hiç durmadan çalıştı. Bir Premier Lig menajeri için ortalama çalışma süresinin iki sezondan daha az olduğu ve menajerlerin dönem dönem ara verdikleri bir dönemde Wenger, 1984’te Nancy’de antrenörlüğe başladığından beri hiç durmadı. Aklımızda bir kenarında bunu tutup finansal açıdan da bir gün daha bile çalışmasına gerek olmadığını düşünürsek, artık istirahatin vakti değil mi?

“Tüm tatillerini bütün gün kumsalda uzanarak geçirecek arkadaşlarım var ve onlara gıpta ediyorum,” diyor sırıtarak. “Ama ben yapamam. Sıkılırım. Bir şeyler yapıyor olmaya ihtiyacım var. Meydan okumaya ihtiyacım var. Bunca yıl futbolu soludum, futbolu yaşadım. Bu bir tutku ve kendimi başka bir şey yaparken hayal edemiyorum. Bu yüzden bir bakıma benim için de merak uyandırıcı. Yeni bir sayfa; boş bir sayfa var önümde. Tüm iyi yazarların bildiği gibi bu ızdırap dolu bir zaman da olabilir; ama öyleyse de umarım çok nasibimi almam. Bu, yeni bölümler yazmak için de bir şans.”

Wenger’le futbol konuşmak, elinizin altında, yaşayan bir ansiklopediye sahip olmak gibi. Hatırlayabildiği kadar uzun zamandır tüm büyük uluslararası turnuvalara katıldı ve beIN Sports için yorumcu olarak Dünya Kupası’nda olacak. Eski arkadaşı David Dein ile maçtan maça koşturmadığı zamanlarda da Orta Doğu ve Fransız kanalları için çalışıyor. Bu seyahatlerin bazılarında ona eşlik etme şansım oldu ve şu TV programlarının bazılarında da onun yanında çalışıyordum. Wenger bir televizyon sunucusu için hayal gibi çünkü futbolcular ve maçlarla ilgili fevkalade bir hafızası, her şeyle ilgili bir görüşü var. Ve çoğu zaman etrafındakilerden farklı düşünüyor. Ayrıca dışarı gösterebildiğinden çok daha komik bir insan.

Euro 2016 sırasında mesela; Ruud Gullit, Marcel Desailly, Luis Fernández ve Christian Vieri gibi büyük kişiliklerle birlikte çalışırken ne zaman onları kontrol etmek için yeşil odaya girsem Wenger şakalar yapıyor ve her seferinde bol keseden hikayeler anlatıyor olurdu. Programı her gün bir futbol testiyle bitirirdik ve Wenger diğer yorumcular kadar rekabetçi ve oyunbazdı. Hatta stüdyodaki seyirciyle kutlamalara katılır ve Meksika dalgasını o başlatırdı. Geçtiğimiz günlerde o dalgalar ona hoşçakal diyordu, ve elveda. Sadece Arsenal’daki değil Old Trafford ve Huddersfield’daki dışavurumun coşkusu ve içtenliği de 68 yaşındaki teknik adamı duygulandırmıştı.

“Bunu görmek çok dokunaklıydı,” diyor Wenger. “Garip bir dönemdi; sadece birkaç günde ihtilaftan ittifaka dönüştü. Şaşırtıcı ama oldukça da hoş. İnsanların kulübüme ve belki de futbolla ilgili her zaman savunmaya çalıştığım fikirlerime sadakatimi ve uzun süreli hizmetimi selamlamak istediklerine dair bir izlenime kapıldım. İçtenlikle savunduğum değerlere karşı her zaman sahip olduğum topyekun adanmışlığın takdirinin bir simgesi olarak alıyorum bu durumu. Dinamik oynama arzum ve hücum futbolunu nasıl oynatacağıma dair belirli fikirlerim…

 

“Benimki gibi bir sadakat büyük ihtimalle artık kalmadı. Belki de değişen zamanların son alameti bir dinozora dönüştüm. Bugün artık insanların çabucak bir köşeye fırlatıldıkları bir toplumdayız. İnşa etmek, imar etmek için zaman yok; insanlar hemen sonuca gitmek istiyor. Belki insanlar buna karşı tepkilerini de açığa vurmak istedi.’

“İtiraf ediyorum, biraz tasdik görmek güzeldi. Geldiğimde, biliyorsun, tamamen bir bilinmezdim ve ilk geldiğim günden beri bir bakıma ülkemi temsil ettiğime dair bir intibam vardı. İngilizlerle Fransızlar arasında bu denli husumetin süregeldiği bir yerde belli başlı şeyleri başarmış olduğum için gururluyum. Ve belki de diğer Fransız antrenörlere kapıları açmış oldum. Unutma, ben geldiğimde İngiltere’de yabancı menajer çok nadir bir şeydi.’

Wenger detaylara girmek istemese de çok sayıda iş teklifi aldığını itiraf ediyor. Fransa’da birçokları onu Paris Saint-Germain’deki Qatar temelli proje için biçilmiş kaftan olarak görüyor. Kulüp geçtiğimiz günlerde Thomas Tuchel’in yeni antrenörleri olduğunu doğruladı ama Wenger halen ideal bir CEO olarak görülüyor.

“Yakın zamanda onlarla bir fikir alışverişinde bulunmadık, bütün içtenliğimle sana bunu söyleyebilirim,” diyor. “PSG’nin yönetimindekilerle her zaman yakındım; onlara kulübü satın almalarını tavsiye ettim çünkü futbola aşık bir şehirde müthiş şeyler yapılabileceğine ikna olmuştum. İyi çalıştılar ve güzel bir başlangıç yaptılar. Bence insanlar onlara karşı çok sert, çok talepkar. PSG, Fransa’daki ulusal kupaların dördünü de kazandı fakat öyle görünüyor ki bu yetmiyor. Fakat ‘Şampiyonlar Ligi’ni kazanamadıysan başarızsın’ şeklinde bir yaklaşımla bir kulüp inşa edemezsiniz.”

PSG’nin sahipleri Wenger’den tavsiye isterken Arsenal, bundan sonra takımda neler olması gerektiğine dair Wenger’e görüşünü sormadı. Sir Alex Ferguson’ın halefini açıkladığı yerde Wenger, Emirates’te yaşanacakların seyircisi olacak.

“Böyle olunca en azından yarın kötü sonuçlar alınırsa beni suçlayamazlar,” diyor kahkahayla. “Benden o sürece dahil olmamı istemediler. Ben de onların menajeri seçmelerine izin vereceğim ve sonrasında onu destekleyeceğim. Kim olursa olsun.”

Mikel Arteta’nın ismi çok konuşuldu. Wenger bundan ne anlam çıkarıyor? “Ben kararlarını etkilemek istemiyorum; seçimlerini objektif bir şekilde yapmaları önemli ve ben yanlış yorumlanacak herhangi bir şey söylemek istemiyorum,” diyor Wenger. “Bu gibi şeylerde ne yaptığınızı biliyorum; eğer birisi hakkında güzel bir şey söylersem onu desteklediğimi söyleyeceksiniz ama mesele bu değil. Arteta’ya gelirsek, bu iş için tüm niteliklere sahip mi? Evet. O bir lider ve oyun için iyi bir tutkusu var ve kulübü iyi biliyor. Kulüpte neyin önemli olduğunu biliyor; bu kulübün kaptanıydı. Öyleyse niye olmasın? Ama kimi seçerlerse seçsinler destekleyeceğim.”

Geleceğiyle ilgili bir karar vermeden önce Wenger ofisine dönmeli ve eşyalarını toparlamalı; Arsenal’a son bir veda etmeli. “Duygusal bir insanım ve muhtemelen duygusal bir an olacak ama etrafıma bakacağım ve hayatın devam ettiğini göreceğim. Antrenman yapan ve oynayan çocuklar olacak ve bu bana bu oyun için sahip olduğum tutkuyu ve bir eğitimci olarak rolümü hatırlatacak. Genç bir çocukken bir hayaliniz vardır ve bunu gerçekleştirmek için doğru tavır ve yeteneğe ihtiyacınız var ama size şans verecek birine de ihtiyacınız duyarsınız.”

“Ben köyde büyüdüm ve ilk antrenörümle 19 yaşımda tanıştım. Ama 12, 13, 14 yaşındayken hayalim bana nasıl futbol oynayacağımı söyleyecek biriyle tanışmaktı. Şanslıydım, bu benim futbolla iç içe bir hayat kurmamı engelllemedi ama çoğu insan bu şansı elde edemiyor. Antrenörler olarak insanların hayatlarını değiştirebiliriz, hayatlarını etkileyebiliriz ve bunun bir kısmı da genç oyunculara fırsat tanımaktan geçiyor. Bu, yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri.”

Neredeyse öğle yemeği vaktinin geldiğini fark ediyoruz. Fransızların bu konuda şakası yok. Wenger için, bu günün hayatının en güzel günü olduğunu söyleyen genç bir hayranla fotoğraf çekilmenin sırası. Ona uzanan Arsenal formasını imzalamanın ve uzun adımlarıyla geçip gitmenin… İstikamet belirsiz, önünde boş bir sayfa.

 

Darren Tulett – Paris