Futbol, güç, kıvraklık, zekâ gibi çok geniş bir yelpazeden kudretini alan ve dünyanın hayranlıkla takip ettiği, severek oynadığı bir oyun. Futbolun, zamanı geldiğinde sadece bir oyun olmaktan çıkıp hayat meselesi haline geldiği de olmuştur. Bu pencereden bakarsak, futbol tarihini 3 evreye bölebiliriz; 2. Dünya Savaşı öncesi, sonrası ve Endüstriyel Futbol. 2. Dünya Savaşı sonrası süreçte futbolda savaş ve rejimlerle alakalı çok enteresan gelişmeler olmuştur.
Bern Mucizesi
2.Dünya Savaşı sonrasında futbol sahaları ülkelerin birbirlerine üstünlük gösterileri için bir araç olarak kullanıldı. Bu sebepten ötürü 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da ilk geçekleşen Dünya Kupası önem arz etmektedir. Dünya Futbolu’nun seyri açısından birçok önemli özelliği olan turnuva 1954 yılında, İsviçre’de yapıldı ve turnuvanın en büyük favorisi Puskas’lı Macaristan’dı. Bern’deki finalde gerçekleşen “Bern Mucizesi” yeniden doğan Almanya için muhteşem bir zafer iken Macaristan için büyük bir üzüntüydü. Oyuncular, ülkeye bile sokulmadı. Sonrasında da zaten 1956’daki başarısız ve kanlı ayaklanmayı tetikleyen en büyük etkenlerden olmuştur.
Rakipsiz maç
1974’te Batı Almanya’da düzenlenecek olan Dünya Kupası’na katılacak son takımı belirleyecek olan baraj maçları Şili ve SSCB arasında oynanacaktı. Eşleşmenin kesin favorisi olarak gösterilen SCCB, Ekim 1973’te Moskova’da oynanan ve 0-0 biten ilk maç sonrasında hayal kırıklığına uğramıştı. 2. Maç Kasım 1973’te Şili’de oynanacaktı ve SSCB için Dünya Kupası’na katılmak vatan meselesi haline gelmişti. Zira, Şili’nin askeri hükümeti ABD tarafından destekleniyordu ve SSCB için bu galibiyet, ABD’yi yenmek gibi gösteriliyordu.
Askeri darbe sonrasında, hapishane olarak kullanılan Estadio Nacional’da maç oynamak istemediğini belirten SSCB, FIFA’nın tetkiklerde bulunmasını ve karar vermesini talep etti. Kasım 21’de stadyumu tetkike gelen FIFA görevlileri görmemesi için, bütün mahkumlar birkaç günlüğüne Atacama çölündeki toplama kampına gönderildi ve FIFA stadyumun maç içim müsait olduğuna karar verdi.
SSCB, karara rağmen maça çıkmadı ama Şili tam takım hazırdı, stadyum doluydu.
Hayatın Pahasına
1974 Dünya Kupası elemelerinde yaşanan garip eleme turlarından sonra gruplarda Dünya Kupası tarihinin en enterasan sahnelerinden birisi yaşandı.
Mwepu Ilunga, Brezilya ve Zaire arasında oynanan müsabakada serbest atış sırasında hakemin uyarılarına rağmen barajı bozup topu “can havliyle” uzaklaştırmıştı. Aslında, bu komik görüntünün arkasında büyük bir dram var.
1974’te Zaire’de darbe sonrası iktidarda eski bir spor habercisi Mobutu iktidardaydı ve Dünya Kupası’nda ilk kez temsil edecek olan Zaire Milli Takımı onun in çok önemliydi. Zaire’deki futbolcuların hepsi amatördü ve yurt dışında oynamaları yasaktı. İlk maçlarında İskoçya’ya 2-0 yenildiler. 2. Maçlarında ise turnuvanın güçlü takımlarında Yugoslavya’ya karşı oynuyorlardı. Zaire takımının Yugoslav teknik direktörü Vidinic, bu maçta yedek oyuncularıyla çıktı ve Dünya Kupası tarihinin en ağır yenilgilerinden olan 9-0 mağlubiyet sonrasında neden böyle yaptığı sorulduğunda ise “Devlet sırrı” demeyi tercih etti. Bu maç sonrasında Vidinic görevden alındı ve başkanlık korumaları oyuncuların kaldığı otele gidip, onları hırpaladı. Diktatör Mobutu, eğer Brezilya’dan 4 golden fazla yerlerse onları ülkeye sokmayacağını söyledi. İşte bu serbest vuruşta durum 3-0 ve dakika 85…
Mwepu Ilunga, hayatı pahasına barajı ve kuralları delip, o topa vurup uzaklaştırıyor; yaşayabilmek ve ailesini görebilmek için…