Hak Mahrumiyeti Ceza mı Ödül mü?

UntitledYaşam stilimiz olan futbolun en güzel taraflarından biri de taraftar, yönetim ve takım üçlüsünün kenetlendiği zaman zaferlerin gelmesidir. Çünkü bu oyun hiçbir zaman bireysel başarılarla ve süper yıldızların tek başına verdiği çabayla kazanılmıyor. Belki de futbolu bu kadar vazgeçilmez yapanlardan biri de bu olgudur.

Peki ama milyon dolarlık futbol kulüplerini A.Ş doğrultusunda yöneten yöneticiler, taraftar kadar duygusal düşünüyor mu?

Yoksa asıl amaçları A.Ş nin kar etmesi, kâğıtların prim yapması ve ticari işlerde bir CV yaratmak mı?

Bunu tam ve kesin olarak söylemek çok zor belki ama eminim bu soruya birazcık bakış açısı katmanın kimseye zararı olmayacaktır.

Öncelikle işin temeline inelim;

Hak Mahrumiyeti nedir ve tam olarak neyi kapsar?
Hak mahrumiyeti; Futbol Disiplin Talimatı 25.Madde ile hüküm altına alınmıştır.

Madde içeriğine bakarsak;

MADDE 25 – HAK MAHRUMİYETİ

(1) Kişinin, stadyumlara girmek de dâhil olmak üzere futbolla ilgili idari, sportif veya sair her türlü faaliyette bulunmaktan men edilmesidir.

(2) Hak mahrumiyeti cezası süreli veya sürekli olarak verilebilir. Süreli hak mahrumiyeti cezası on beş günden az, üç yıldan fazla olamaz. Üç yıldan fazla hak mahrumiyeti cezası, sürekli hak mahrumiyeti cezası olarak nitelendirilir. Bir kararla hükme bağlanan cezaların toplamı üç yıldan fazla olursa, bu cezalar sürekli hak mahrumiyeti olarak infaz edilir.

Yani madde içeriğinden de anlaşıldığı gibi hak mahrumiyeti alan bir kişi öncelikle stadyumlara giremiyor. Geri kalan idari işleri de yapması en azından imza açısından veya fiilen yasaklanıyor.

Peki yöneticiler bu cezayı hangi hareketlerinden dolayı alıyor? Ya da şöyle soralım bu cezayı almak ne kadar kolay?

Yine disiplin talimatı der ki ;

(1) Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla TFF’nin

saygınlığını zedeleyen ya da futbolun değerini düşüren,(21-60gün)

(2) Futbolcular, kulüp yöneticileri, görevlileri ve diğer kişilerin her türlü iletişim araçları,

sosyal medya, her türlü basın yayın organı ve sair şekilde müsabaka hakemleri ile

sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı olarak irtibat kurmaları yasaktır.(En az 1 yıl)

(3) Basın ve yayın organlarına sportmenliğe, spor ahlakına veya fair-play anlayışına aykırı açıklamalarda bulunan; açıklamaları ile TFF’nin saygınlığını zedeleyen, futbolun değerini düşüren, sporda şiddet veya düzensizliği teşvik eden, taraftar eylemlerine sebebiyet verebilecek mahiyette beyanlarda bulunan, spor müsabakalarının taraflarını, müsabakalardaki görevlileri, spor kulübü veya TFF yöneticilerini rencide edecek ya da bu kişilere husumet duyulmasına neden olabilecek şekilde açıklamada bulunmak. (45-120 gün)

(4) Akredite olmayan kulüp yöneticileri hakem soyunma odası koridorlarına girmeleri halinde

30 günden az ve 60 günden çok olmamak üzere hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır.

(5) Kulüp yöneticileri hakem soyunma odası veya koridorlarında sportmenliğe aykırı

harekette, kişilik haklarına saldırıda, hakarette ve tehditte bulunmaları ile tükürmeleri halinde

ise en az 1 yıl hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır.

Untitled1

Birçok şekilde bir yöneticinin bu cezayı alması kolay görünüyor. Peki neden yöneticiler bu cezayı veya başlıkta belirttiğimiz gibi ödülü almak istesin ?

Malumunuz olduğu üzere çoğu kulüp yöneticisinin işi sadece futbol değil. Çoğu ya inşaat firması sahibi yada benzer mesleklerin erbabı. Türkiye kupası hariç 3 büyüklerin başkanı; 34 maç yapan takımı için en az 14 kez şehir dışı seyahati 20 kez de aynı şehirde, stat da 3 saate yakın zaman geçirmesi demektir. Özellikle Anadolu kulübü yöneticilerinin bazılarında ise bu durum daha farklı bir hal alıyor. Çünkü bazı başkanlar yaşamını ve ticari işlerinin tümünü İstanbul’da geçiriyor. Başkanı olduğu kulüp ise Anadolulun tam olarak diğer ucunda yer alıyor. Hafta içi kulüp işleri, idari imzalar ve benzeri işlerle uğraşması dahil en az 4 gün o şehirde olmasını gerektiriyor. Ama ticari kaygılar 4 günün başka bir şehirde geçirmeyi tabi ki engelliyor. Sezon sonlarına doğru menajerler kapı aşındırıyor hepsiyle kim görüşecek? Başkasına devretse, sen hallet dese bu sefer kulüp içi homurdanmalar başlayacak, “başkan seçtik işi yardımcısı yapıyor” diye. Ee -başkan ceza almadan- her hangi bir maçı stattan izlemese hem basın hem tvler hemde taraftar başkan nerede diye soracak? Tüm bu stresten kurtulmanın disiplin talimatına göre çok basit bir yolu var: Sportmenliğe aykırı açıklama yap, Türk Futbolunun kalitesini düşür, Spor ahlakını kirlet, Tff’nin saygınlığını zedele !.

Sonuç ne ?

Aziz Yıldırım son 10 yılda 850 gün Hak Mahrumiyeti Cezası

İbrahim Hacıosmanoğlu 1,5 yılda 290 gün hak mahrumiyeti cezası

Son 5 yıla göre özellikle bu sene ve geçen sene fazlasıyla artan bu cezada rekorlar kırılıyor.2011-2012,2012-2013 sezonlarında Süper Ligde verilen toplam hak mahrumiyeti cezası 200 günü bulmazken artık 200 günü başkanlar tek başına alabiliyor. Son 2 yıllık hesapları ise şöyle;

2013-2014

Fenerbahçe Aziz Yıldırım 60 Gün + 65 Bin

Galatasaray Ünal Aysal 30 Gün + 22 Bin

Gaziantepspor İbrahim Kızıl 45 Gün + 22 Bin

Trabzonspor İbrahim Hacıosmanoğlu 65 Gün 48 Bin

Kayserispor Recep Mamur 90 Gün + 22 Bin

2014-2015

Galatasaray Ünal Aysal 30 Gün + 22 Bin

Bursaspor Recep Bölükbaşı 13 Bin

Fenerbahçe Aziz Yıldırım 205 Gün + 120 Bin

Trabzonspor İbrahim Hacıosmanoğlu 225 Gün + 240 Bin

Şimdi ben değerli okuyuculara soruyorum; caydırıcılığı olmayan bu Hak Mahrumiyeti Kime Ceza Kime Ödül ? Bu cezayı almak için ayaklar altına alınan Türk Sporu ve Ahlakına mı ceza , yoksa değerli işadamı başkanlarımıza mı ödül ?