Futbol kulüpleri transferlerindeki popülist yaklaşımlarının bedelini ödüyor.
Avrupa liglerinde ara transfer sezonu bir süre önce açıldı. Basının en gözde habercileri, birbirinden kıymetli transfer haberlerini yazmaya başladılar bile. Elbette, spekülasyonun hiç bitmediği transfer piyasasında kulüpler birbiriyle yarışmaya kaldıkları yerden devam ediyorlar. Fakat görünen o ki, bazı kulüpler transfer mitini başka bir seviyeye taşıyor.
Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi’nin (CIES) UEFA üyesi 31 üst düzey şampiyonayı ele aldığı araştırmaya göre, 2009 yılından bu yana yapılan transferlerde 2013 ve 2014 yılları [%41.5’i yeni transferlerden oluşuyor] en yüksek ortalamalara sahip yıllar olarak dikkat çekiyor. Futbol pazarı rekor seviyede bir hareketlilik içerisinde; ama CIES’e göre bu durum kulüp dengelerini bozan bir etken.
2014 yılında, Avrupa’da 18 ve daha fazla futbolcu transferi yapan 22 kulüp bulunuyor. [Türkiye Spor Toto Süper Lig’den bu tanıma uyan dört takım var] Daha fazla transfer yapan takımların lig tablosunun alt tarafında yer aldığı görülürken, daha az transfer yapan takımların tablonun ilk yarısında bulunuyor.
2009 ve 2013 yılları arasında 15 ve daha fazla transfer yapan kulüplerden %34.3’ü gelecek sezon şampiyonalarda bir alt lige düşmüş. Aynı dönemde 10 veya daha az transfer yapan takımlardan sadece %10.6’sı mevcut şampiyonaya devam etme başarısı gösterememiş. Yeni transferler ile altyapıdan yetişmiş oyuncular arasındaki negatif korelasyon ise kulüplerin stratejik planlama eksikliğine işaret ediyor.
Avrupa’da en çok transfer yapan takımlar
Ekonomist Stefan Szymanski, gazeteci Simon Kuper ile birlikte yazdığı Futbolun Şifreleri kitabında transfere harcanan miktarın takımların lig sıralamasını açıklarken sadece %16 oranında başarılı olduğunu belirtmişti. Buna karşılık, oyunculara ödenen maaşlar ile takımların sıralamadaki pozisyonları arasındaki korelasyon %90 civarında.
Önemli istikrar ölçüleri olarak kabul edilen; oyuncuların kulüplerde geçirdiği ortalama sürelere ve yeni transferlerin kadrodaki oranlarına hem lig hem de kulüp bakıldığında ise sürprizlere yer olmadığı görülüyor. İstikrar, takımlara hem sportif hem de ekonomik olarak rakipleri karşısında rekabetçi bir avantaj sağlıyor.
Transfer operasyonlarından en çok aracılar ya da onlarla ilintili kulüp menajerleri ve teknik direktörler yararlanıyor.
Genel bir trend olarak kulüp ekonomilerinin daha iyi yönetilmesi fikri benimsense de yöneticilerin gelişmelerden endişelendiklerini söylemek güç. Transferde kararların hala bir ya da iki kişi tarafından alındığı, bazı durumlarda ise sadece kulüp başkanlarının sözünün geçtiği düşünülürse, profesyonelleşme konusunda alınacak bir hayli yol var. Kurumsal yönetim eksikliği, kulüplerin içinden çıkılamaz kısır bir döngüye girmesine sebep oluyor. Futbol endüstrisindeki rasyonelleşme süreci devam etse de transfer popülizmi hâlâ ağır basıyor.
Rapora aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.
[İngilizce] http://www.football-observatory.com/IMG/pdf/mr01_eng.pdf
[Fransızca] http://www.football-observatory.com/IMG/pdf/mr01_fra.pdf