‘‘Hayal etmek önemlidir; ama bugün futbol hakkındaki hayaller gerçekçi değil’’ diyor Futbol Solidaire Başkanı Jean-Claude Mbvoumin.
Afrika Uluslar Kupası’nda perde 17 Ocak’ta açıldı. Genç ve yetenekli futbolcular, kıtalarında düzenlenen en prestijli turnuvada kendilerini göstermeye çalışırken, menajerler de bir sonraki bol sıfırlı transfer sözleşmelerinden alacakları komisyonların planlarını yapmaya başladılar. Fakat futbol ailesinin, futbola olan eşsiz ilgisinin yanında, geleceğin Drogba’sı, Eto’o’su, Yaya Toure’si olmanın hayalini kuran, ama süreç içerisinde sahte menajerler tarafından kandırılan, hayalleri uğrunda evlerini terk etmek zorunda kalan gençlerin hikayesine karşı kayda değer umursamama hali devam ediyor.
Futbolda insan kaçakçılığı sorununa çözüm bulmak için çalışmalar yapan Paris merkezli ‘Culture Foot Solidaire’ grubunun başında bulunan, bir dönem Kamerun Milli Takımı’nda da görev yapmış Jean Claude Mbvoumin Play The Game [uluslararası konferans ve iletişim inisiyatifi] için yazan Jean Marie Albers’e verdiği röportajda şunları söylüyordu: ‘‘‘Afrika; profesyonel, amatör ve eğlence için oynanan futbolu birbirinden ayırmaya başlamalı. Şu anda, her şey karışmış durumda. Futbol oynayan herkes profesyonel futbolcu olmayı, Avrupa’ya giderek fakirlikten kurtulmayı düşünüyor. Sporun amacı bu değil.’’
Köleliğin modern biçimi olan insan kaçakçılığı, milyarlık bir endüstriye dönmüşken Avrupa’ya gitmek için büyük bedeller ödeyen Afrikalı gençler için durumun iyileşeceğine dair iyimser olmak oldukça zor. Yeteneklerinin onları fakirlikten kurtaracağını düşünen gençler, futbol adına evlerini terk ediyorlar.
‘‘FIFA Transfer Eşleştirme Sistemi’nin organize futbol liglerinde işe yaradığını söyleyebiliriz, ama biliyoruz ki Afrika’da gençler liglerinin %80’i resmi olmayan akademiler tarafından yürütülüyor. Düzenbazlar, insan kaçakçıları, sahte menajerler bu akademilerde çalışıyor’’ diyor Mbvoumin ve ekliyor: ‘‘İnsan kaçakçılığı illegal bir olgu olduğu için elimizde resmi rakamlar yok; fakat konuyla ilgili çalışan çeşitli sivil toplum örgütlerine göre, her yıl 15 bin kadar genç Afrikalı’nın futbol sebebiyle evini terk ettiğini tahmin ediyoruz’’
İspanyol gazeteci Aitor Lagunas, Panenka dergisinin 12. sayısındaki yazısında Senegalli futbolcu Ayi’nin hikayesi özelinden yola çıkarak, menajerlerin elinde birer ticari meta haline gelen Afrikalı gençlerin yolculuğunu yazmıştı.
Lagunas, o yazısında sporun Afrika’ya gelişini şöyle betimliyordu: ‘‘Spor, Afrika’ya küçük bir dalga halinde geldi; kıyıda birkaç kurbandan daha fazlasını geride bırakan, tehlikeli ve kontrol edilemeyen bir tsunami dalgası.’’
Futbol tarihinde önemli bir dönüm noktası olan ‘Bosman kararları’ sonrası futbol piyasasındaki liberalleşme radikal değişimlere sebep oldu. Durumu fırsata çevirmek isteyen insan simsarları, kendilerine en uygun piyasa olarak – yüzyıllar öncesinde olduğu gibi – Afrika’yı seçtiler.
Sporun gündemini oldukça meşgul eden transfer davalarından biri, ihtilaflı başkan Jesus Gil döneminde gerçekleşmişti. Atletico Madrid, o dönem [1998 yılında] dört genç futbolcu transfer etti [Abbas Lawal, Limamou Mbengue, Bernardo Matias Djana ve Maximiliano de Oliveira.] Transferleri İspanya’da büyük yankı uyandıran bu futbolcuların sözleşmelerinde yapıldığı iddia edilen usulsüzlükler yargıya taşındı. Transfere dahil olan yöneticilerin cezalandırıldığı ‘Caso negritos’ davasından sonra oyunculardan biri [2006 yılında] El Pais’e bir röportaj verecek ve şunları söyleyecekti: ‘‘Her şey sona erdiğinde bizi unuttular!’’
‘‘Kuralların hiçbir anlamı yok. FIFA sadece sembolik bir güce sahip. Sadece politikadan ibaretler. FIFA olayların gerçekleştiği yerlerde bulunamaz‘’ görüşünü dile getiriyor Mbvoumin.
FIFA, geçtiğimiz yıl [2 Nisan 2014] reşit olmayan futbolcu transferinde kurallara uymadığı gerekçesiyle Barcelona kulübüne iki sezon boyunca transfer yapma yasağı getirdi. Şüphesiz ki alınan bu karar tüm futbol dünyası için bir uyarıydı. Futbolun paydaşlarına açık bir mesaj verilmeye çalışılıyordu. Tabii ki bu mesaj ‘FIFA standartlarında’ olunca, hukuki bir boşluktan faydalanan Katalan ekibi kadrosunu arzu ettiği şekilde yenilemek için transfer yapmaya zaman bulacaktı. Katalan ekibinin ezeli rakibi Real Madrid hakkında ise geçtiğimiz hafta yine aynı husustan dolayı soruşturma başlatılmış durumda.
Uluslararası Profesyonel Futbolcular Sendikası FIFPro’nun yönetim kurulu üyesi Mads Øland, yaptırımlar konusuna dikkat çekip, futbolcuların ticari bir mal gibi görülme konusuna vurgu yapıyor. Øland, futbolun ahlaki esaslarını tartışmamız gerektiğini savunuyor.
FIFA’nın yürürlüğe koyduğu Uluslararası Transfer Sertifikası sayesinde piyasadaki tüm transferler elektronik bir sistemde kayıt altına alınıyor. Her ne kadar sertifika süreci uygulamanın başladığı ilk yıllara göre daha iyi işliyor gibi gözükse de transfer piyasasındaki çarpıklığa çözüm olduğunu söylemek güç.
Sisteme kayıt olma sınırını 12 yaş olarak belirleyen FIFA, 1 Mart 2015’ten itibaren geçerli olmak üzere bu sınırı 10 yaşa indirdi. Zira kulüplerin transfer yarışları bu yaşlardaki futbolculara kadar uzanıyor. Barcelona’nın [2012 yılında] dokuz yaşındaki Filipinli oyuncu Sandro Reyes’i transfer etmesi futbol dünyasında oldukça ses getirmişti. Ertesi sene ise Real Madrid dokuz yaşındaki bir başka yıldız adayı olan Japon oyuncu Takuhiro Nakai’yi transfer etti. Böylece kulüpler, iki futbolcunun transferinde de FIFA’nın radarından kaçmış oldu.
Martin Büdel’in Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi’nde yayımladığı İstanbul’daki Afrikalı Futbol Göçmenleri Üzerine Etnografik Bir İnceleme [2013] makalesinde belirttiği gibi, ‘‘Fubolcu olmak amacıyla yapılan göçlere genellikle başarısız olmuş göçler gözüyle bakılmakta ve göçmenler kurbanlaştırılmaktadır. Genel göç çalışmalarındaki eğilim de farklı göç yol ve yöntemlerini içindeki çeşitliliği görmeden standartlaştırma eğilimindedir.’’
Çalışma, İstanbul özelinde olsa da yaklaşım itibariyle Afrikalı futbol göçmenleri sorununa genel bir çerçevede cevap veriyor. Büdel, yaptığı saha çalışması sonrası vardığı sonucu şöyle özetliyor: ‘‘…göçmenlerin günlük hayatına dair pratiklerdeki farklılıklar, futbolcu olma saikiyle yapılan göçlerin tüm göç kategorileri içinde yeniden yorumlanması ihtiyacını doğurmaktadır.’’
Genç yaşta oyuncu transferi, dünyanın her kıtasına yayılmış futbol ailesi için acil olarak çözülmesi gereken bir sorun. Çözüm, şimdiye kadar yeterince umut verici adımlar atamayarak sorunlara yanıt bulamayan futbol ailesinin tüm paydaşlarına uzanıyor.