2014/2015 sezonu Fenerbahçe için ders çıkarılması gereken bir sezon oldu. Lig, kağıt üzerinde liderin 3 puan arkasında 2. sırada bitirilse de oynanan oyun taraftarları tatmin etmedi. Türkiye Kupası’nda yarı final oynayan takım, deplasmanda Bursaspor’u 2-1 yenmesine rağmen Kadıköy’de 3-0 yenilince kupaya da veda etmek zorunda kaldı. Passolig sistemi ve bu sistemdeki aksaklıklar da kötü oyuna eklenince taraftarlar stattan uzaklaştı. Yıllardır her iç saha maçında rakibe hissettirilen baskıdan eser kalmadı ve kötü sonuçlar art arda geldi. Bütün bu olumsuzluklar, sezon bitiminde radikal kararlar alınarak unutturulabilirdi ve öyle de oldu. Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kadrosu, teknik ve idari kadroda yaptığı değişiklikler ile birlikte transfer sezonuna hızlı bir giriş yaptı ve taraftarları memnun edecek transferlere imza attı. Taraftarın gönlü alınarak kombine satışlarında patlama sağlandı. Yeni sponsorlar ve forma satışlarındaki artış sayesinde kaynak sıkıntısı yaşanmadı. Bütün bu olumlu gelişmelerin neticesinde yepyeni bir Fenerbahçe inşa edilmiş oldu. Bu yazıda kronolojik bir transfer listesinden ziyade her bölgedeki transferleri taktiksel açıdan inceleyerek olumlu ve olumsuz yanları ortaya çıkarmaya çalışacağım.
Sportif Direktör
Giden: –
Gelen: Giuliano Terraneo
Sezon bitimiyle birlikte Fenerbahçe yönetiminin ilk işi, Giuliano Terraneo’yu sportif direktör olarak takıma kazandırmak oldu. Geldiği gün hakkında bilgi sahibi olan pek insan yoktu, İtalya Ligi muhabirleri ise bağlantılarının iyi olduğundan bahsediyordu. Ünlü gazeteci Gianluca Di Marzio ise Terraneo’nun çılgın fikirlerinin olduğunu ve Fenerbahçe’ye çok şey kazandıracağını belirtti. Bütün bu belirsizlikler kısa sürede yerini hayranlığa bıraktı ve Terraneo ne kadar doğru bir tercih olduğunu gösterdi. Kulübe kazandırdığı yıldız futbolcular, yaptığı pazarlıklarla kulübün kasasından çıkmasına engel olduğu milyonlar eurolar, gerçekleşmeyen transferlerin hemen ardından hızlıca B planını devreye sokması gibi özellikleri sayesinde taraftarların gönlünde taht kurdu. Ayrıca bütün imza törenlerinde yönetim kurulu üyelerinin değil onun yer alması artık daha profesyonel bir çalışma ortamının oluştuğunu gösterdi. İdmanları izlerken bir yandan telefon görüşmesi yapıp not alan ve işine bağlılığı ile takdir toplayan Terraneo, transfer döneminin sonlanmasıyla birlikte oyuncu-yönetim ilişkisini tesis etmekle görevli olacak. Ayrıca yabancı futbolcuların İstanbul’a adapte olmasında da Giuliano etkili olacak.
Teknik Direktör
Giden: İsmail Kartal
Gelen: Vitor Pereira
Fenerbahçe’nin başında 46 resmi maça çıkan İsmail Kartal, 30 galibiyet, 10 beraberlik ve 6 mağlubiyetlik bir performans gösterdi. Genellikle 4-2-3-1 düzenini tercih eden teknik direktör, zaman zaman 4-3-3 sistemini denedi. Derbi maçlarda aldığı galibiyetler hanesine artı puan olarak yazılırken; takımın düzensiz oynaması, Diego ve Emenike gibi isimleri kazanmak uğruna puanlar kaybetmesi, öne geçtiği maçlarda skoru korumak adına geriye çok yaslanması gibi konular taraftarların gözünde yerini bitirdi. Basın toplantılarında verdiği demeçlerle de saç baş yolduran teknik direktör ile yollar, Terraneo’nun ilk icraatı olarak ayrıldı ve Fenerbahçe’de 1 yıl süren İsmail Kartal dönemi sona ermiş oldu.
4 yıllık bir teknik direktör kariyeri bulunan Vitor Pereira; Porto, Al-Ahli ve Olympiakos’u çalıştırdı. Kazandığı kupalar kadar agresif yapısıyla da hatırlanan genç teknik direktör, Terraneo’nun tercihi olarak Fenerbahçe’ye imza attı. Vitor, İlk basın toplantısında agresif ve sürekli hücumu düşünen bir takım oluşturmak istediğini belirtti. İstediği isimler transfer edildi, hazırlık maçlarının tamamında 4-4-2 taktiğini denedi. Shakhtar maçında rakip takım oyuncusuyla temas edince -çok ağır bir karar olsa da bunu yapmaması gerekirdi- oyundan ihraç edildi. Ligde oynanan Rizespor maçında ilk kez çift forvetten vazgeçeceğinin sinyallerini verdi ve sonraki 2 resmi maçta takımını 4-2-1-3 (4-3-3) taktikleriyle oynattı. İlk basın toplantısında söylediği gibi agresif, pres yapan ve sürekli dikine oynayan bir takım oluşturma yolunda büyük bir yol kat eden Vitor’un biraz daha zamana ihtiyacı var. Taraftarlara kendini sevdirmesi ve kabul ettirmesi büyük bir avantaj ancak yapılan büyük transferlerin ardından taraftarın beklentisi zirvede. Bu nedenle Vitor’un alacağı seri galibiyetler taraftarın ve yönetimin gözünde yerini sağlamlaştıracaktır.
Kaleci
Giden: Mert Günok
Gelenler: Fabiano (kiralık), Ertuğrul Taşkıran (kiradan geri döndü)
Son yıllarda Fenerbahçe altyapısından yetişip A takımda forma şansı bulan az sayıda futbolcudan biri olan Mert Günok, Türkiye Kupası maçlarında düzenli forma giyiyordu. Ayrıca Volkan Demirel’in cezalı ya da sakat olması durumunda da kaleyi koruyan isim Mert’ti. 2014/2015 sezonunda Fenerbahçe’nin yaşadığı kaleci şanssızlığı ona da etki etti ve o da hatalı goller yedi. Sezon sonunda sözleşmesinin yenilenmesine kesin gözüyle bakılan Mert, Twitter hesabından bir duyuru yaparak kontratının yenilenmeyeceğini açıkladı. Ligdeki birçok takımdan teklif alan kaleci, Bursaspor’a imza attı. Fenerbahçe iyi bir yedek oyuncusunu kaybetti, üstelik bu oyuncunun kulübün altyapısından yetişmesi bir avantajdı. Ancak artık 26 yaşına gelen Mert’in önünü açmak ve 1. kaleci olarak oynamasını sağlamak da gerekliydi.
Vitor Pereira’nın Porto’dan tanıdığı Fabiano, diğer transferlerin gölgesinde kalsa da gerek kiralama formülüyle takıma kazandırılması gerekse Porto’da gösterdiği performansla iyi bir transfer olarak değerlendirmeli. Hazırlık maçlarında hatalı goller yemesi ve savunmayla uyumu kısa süre içinde olumsuz yorumlara maruz kalmasına neden oldu ancak takıma yeni gelen bir kalecinin bu tip sorunları yaşaması makul karşılanmalı. Volkan Demirel’in sezona harika başlamasıyla Fabiano’ya formanın Türkiye Kupası maçlarına kadar uzak olduğunu belirtmek gerekir.
Ertuğrul da Fenerbahçe altyapısından yetişen ve Süper Lig takımlarına kiralanarak yoğun maç tecrübesi kazandırılan bir kaleciydi. Son olarak Sivasspor’da forma giydi, 28 maçta 43 gol yedi. Kira sözleşmesinin sona ermesiyle Fenerbahçe’ye geri döndü ve bu kez kiralık olarak gönderilmedi. Yaz kampında talihsiz bir sakatlık geçirdi ve eli kırıldı. Bu nedenle 2. tercih olma şansını yitirdi ve Fabiano’nun arkasında forma beklemeye başladı. Maç tecrübesiyle takıma kazandıracağı şeyler var ancak formunun zirvesinde olan Volkan Demirel’i kesmesi çok zor görünüyor.
Fabiano Volkan’ı kesebilecek mi?
Defans
Gidenler: Egemen Korkmaz, Bekir İrtegün
Gelenler: Simon Kjaer, Şener Özbayraklı, Abdoulaye Ba (kiralık), Hakan Çinemre (kiradan geri döndü)
Sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan Egemen Korkmaz’ın kontratının uzatılacağı düşünülüyordu. Gerek sezon boyunca gösterdiği başarılı performans, gerekse sol ayağını kullanıyor olması onu en iyi seçenek haline getiriyordu. Ancak beklenen olmadı, sürpriz bir şekilde Egemen’in kontratının yenilenmediği açıklandı. Taraftarlar bu kararı pek beğenmedi ancak teknik ekibin raporu bu yönde olduğu için durum kabullenildi. 6 yıldır Fenerbahçe’de oynayan ve son dönemlerde 1. tercih haline gelen Bekir İrtegün ise beklenildiği gibi kulüpten ayrıldı ve Başakşehir’in yolunu tuttu. Tecrübesi ve hırsı ile ön plana çıksa da yaptığı hatalar -bunlardan en vahimi Benfica deplasmanında yedirdiği goldür- ve yaşının ilerlemesi miladının dolduğu anlamına geliyordu.
7,65 Milyon € gibi yüksek bir bedelle transfer edilen Simon Kjaer, Lille, Wolfsburg ve Roma gibi Avrupa’nın seçkin takımlarında oynadı. Sakatlığının ardından Lille’de kendini buldu ve 2014/2015 sezonunda 42 maçta forma giydi. Fenerbahçe’nin yeni Jess Högh’ü olarak gösterilen Danimarkalı, kısa sürede bu unvanı hak ettiğini gösterecek maçlar oynadı. Shakhtar Donetsk ile oynanan ilk maçta rakibe geçit vermedi, ikinci maçta arkadaşlarının hatasının kurbanı oldu. Maçın son dakikalarında kırmızı kart görerek oyundan atıldı. Atromitos karşısında forma giyemeyeceği için ligin açılış maçında Ba’ya şans verildi, bu yüzden ligde ilk kez Rizespor deplasmanında forma giydi. Atromitos maçının rövanşında 13. dakikada gördüğü sarı kartın ardından takım arkadaşlarını bağırarak azarlaması çok olumlu bir hareketti. Takıma yeni gelen bir oyuncunun savunmayı toparlaması ve liderlik görevini üstlenmesi iyi bir durum. Yanında oynayan Alves’in hatalarını kapatmaya çalışan Kjaer, Ba ile daha uyumlu gözüküyor.
Ba-Kjaer tandemi tutacak gibi duruyor
8 yıldır Fenerbahçe formasını giyen ve uzun süredir takımın en önemli oyuncularından olan Gökhan Gönül, alternatifsiz olmanın sıkıntısını hep yaşadı. Sakatlandığında yerini doldurmaya çalışan isimler onu hep arattı, bu da onun kendisini daha fazla zorlamasına ve daha ciddi sakatlıklar yaşamasına sebep oldu. Önder Turacı, Serkan Balcı, Mehmet Topuz ve Bekir İrtegün gibi isimler Gökhan’ın yokluğunda hep aksadı. Bu yaz takıma kazandırılan Şener Özbayraklı ise kısa sürede bu zinciri kıracağını gösterdi. Gökhan’ın sakatlığı nedeniyle bütün maçlarda -Shakhtar ile oynanan ilk maçta geçtiğimiz sezondan kalan cezası nedeniyle oynayamadı- forma giyen oyuncu yaptığı etkili bindirmeler ve ortalarıyla takıma heyecan kattı. Gökhan ile kıyaslandığında ikili mücadelelerde ve takım savunması konusunda eksikleri bulunan oyuncu, hücuma destek konusunda daha iyi görünüyor. Ancak tüm bunlara rağmen Gökhan Gönül’ün sakatlığı bitince Şener’in ona formayı vermemesi için çok çalışması gerekiyor.
Abdoulaye Ba ise Fabiano gibi kiralama formülüyle takıma kazandırıldı. İlk hazırlık maçında duran top için hücuma katıldı, topun karşılanmasının ardından yerini terk etmeyip ortayı bekledi ve güzel ortayı golle sonuçlandırdı. Ancak sonraki hazırlık maçlarında bireysel hatalar yaparak eleştirilerin hedefi oldu. Kjaer’in kırmızı kart cezalısı olması sebebiyle forma şansı buldu ve bu şansı iyi değerlendirdi. Uzun bacakları ve hava toplarındaki hakimiyeti ile dikkat çeken oyuncunun ikili mücadelelerde cılız kalabiliyor olması dezavantajı. Alves’in yokluğunda sol stoper olarak değerlendirilen Ba, bu şansı iyi değerlendirdi ve bu sezonu yedekte beklemeyeceğini gösterdi. Hazırlık maçları ve idmanlardaki performansı Vitor Pereira tarafından beğenilen ve bu sezon kiralanmayıp takımda tutulan genç stoper Hakan Çinemre, Türkiye Kupası maçlarında şans bulacak ve kendini kanıtlamaya çalışacak.
Şener, Gökhan’ın yokluğunu aratmadı ve forvetleri besledi
Orta Saha
Gidenler: Emre Belözoğlu, Selçuk Şahin, Milos Krasic, Miroslav Stoch (kiradan gelip tekrar kiralandı), Samuel Holmen (kiradan gelip tekrar kiralandı)
Gelenler: Josef Souza, Luis Nani, Ozan Tufan, Volkan Şen, Lazar Markovic (kiralık)
Fenerbahçe’nin kaptanı, saha içindeki lideri, takım arkadaşlarını sürekli yönlendiren ve şok presin Türkiye’deki bir numarası olan Emre Belözoğlu, teknik ekibin isteği doğrultusunda kulüpten ayrıldı. Emre Belözoğlu Fenerbahçe’nin gönderdiği oyuncular arasında yokluğu en çok hissedilen oyuncu oldu. Oyunu çift yönlü oynayabilen, savunmadan top alıp hücuma aktaran oyuncu sakatlıklarından dolayı çok fazla maç kaçırmaya başlayınca Vitor Pereira’nın planlarının dışında kaldı. Selçuk Şahin ise yıllardır Fenerbahçe’nin oyunu tutma formülü olarak kulübede bekliyordu. Aslında aldığı ücret de fazla değildi ancak Fenerbahçe’de yapılan kan değişimi onun da gitmesini gerektiriyordu. Büyük umutlarla takıma kazandırılan ancak Spartak Moskova maçında sakatlanıp bir daha toparlanamayan Milo Krasic ise sonunda gitmeye ikna oldu ve Fenerbahçe deyim yerindeyse ondan kurtuldu. Kiradan dönen Stoch ve Holmen hazırlık maçlarında denendi ancak ikisi de ümit vermedi. Volkan Şen transferinin ardından Bursaspor ile gelişen ilişkiler sonucunda Stoch Bursaspor’a kiralandı. Holmen ise Konyaspor’un yolunu tuttu.
8 Milyon € ile Fenerbahçe’nin bu yaz en yüksek bedelle transfer ettiği oyuncu olan Josef Souza, ön libero ve merkez orta saha pozisyonlarında oynayabiliyor. Mehmet Topal’a benzeyen fiziği ile ilk başta “ne gerek vardı?” sorularını beraberinde getirse de kısa sürede performansıyla kendini kanıtladı. Mehmet Topal ile benzer özellikler gösterse de ayağına daha hakim olan oyuncu, özellikle 3 orta sahalı sistemde takımın yıldızlarından olabilir. 4-4-2 gibi orta sahada Mehmet Topal ile birlikte yalnız kaldığı sistemde görev dağılımında sorunlar çıkabiliyor ve Josef geri dönüşlerde aksayabiliyor. Ancak 4-2-1-3 gibi bir sistemde önündeki Diego’yu destekleyerek ve arkasını Mehmet Topal’a emanet ederek iyi bir istasyon olabilir.
Başarının olmazsa olmazı: rakibe gözdağı
Cristiano Ronaldo ile aynı dönemde popüler hale gelen ve onunla aynı takımda da oynayan Luis Nani, bu yaz Fenerbahçe taraftarını en çok heyecanlandıran transferlerden biri oldu. Zob Ahan karşısında hazırlık maçında attığı frikik golüyle beklentileri oldukça yükseltti ancak sonraki hazırlık maçlarında etkili olamadı. Medyada acımasız ve yersiz eleştirilere maruz kalan Nani, Shakhtar maçlarında etkili driblingler yapmasına rağmen katkı sağlayamadı. Atromitos maçlarında skora katkı sağlayamasa da takımı ileri taşımayı başaran oyuncu, esas katkısını ligde gösterdi. Rizespor deplasmanında van Persie’ye şık bir asist yapan oyuncu, Antalyaspor maçında takımını önce öne geçirdi, ardından 90+7’de harika bir frikik golüyle galibiyete taşıdı. 4-4-2’de merkez orta sahaya yardım zorunluluğu bulunan oyuncu, tek forvetli sisteme geçince orta sahadan çok arkasındaki beke yardım görevini üstlendi ve daha derli toplu bir oyun ortaya koymaya başladı.
Bu yaz Türk spor basınında transferi en çok konuşulan yerli isim olan Ozan Tufan, Şenol Güneş ile Bursaspor’un gerilmesinin de etkisiyle Fenerbahçe’ye imza attı. Oyuncu için ödenen 7 Milyon € başta fazla gözükse de Ozan’ın potansiyeli ve bu kulübe uzun yıllar katkı sağlayabilecek olması, ayrıca olası bir yurtdışı transferinde Fenerbahçe’ye para kazandıracak olması bu transferin doğruluğunu ortaya koyuyor. Ön libero, merkez orta saha, sağ kanat ve sağ bek pozisyonlarında oynayabilen genç oyuncu, 1 yıldır milli takım formasını düzenli olarak giyiyor. Fenerbahçe forması altında henüz yalnızca 1 maça çıkan oyuncu, Rizespor deplasmanında 19 dakika forma giyebildi. Emre Belözoğlu’ndan sonra eksikliği hissedilen, savunmadan top alıp ileriye taşıyacak oyuncu rolünü Ozan Tufan üstlenebilir. Bursa’da bu görevi başarıyla yerine getiren oyuncunun Volkan, Şener ve Fernandao ile uyumlu olması da bir avantaj. Mehmet Topal ile Josef’in aynı anda sahada bulunmasından doğan penetrasyon eksikliğine Ozan Tufan ilaç olabilir.
Son dakika frikiğinden gelen 3 puanın mutluluğu
Geçtiğimiz sezonu kariyerinin zirvesinde tamamlayan Volkan Şen, 41 resmi maçta 17 gol atıp 12 asist yaparak Bursaspor’u sırtladı. 28 yaşındaki oyuncu futbolunun en olgun döneminde Fenerbahçe’ye gelerek basamak atladı. Son yıllarda Fenerbahçe’nin eksikliğini hissettiği hızlı, topu ileri taşıyabilen ve iyi orta açabilen kanat oyuncusu eksikliğini doldurması bekleniyor. Vitor tarafından kendisine henüz ilk 11’de şans verilmedi ancak 3 maçta sonradan oyuna girdi, Atromitos maçında Fernandao’ya yaptığı asistle takdirleri topladı. 4-4-2 dahil olmak üzere Pereira’nın uyguladığı tüm taktiklere uygun olan oyuncu daha fazla süre bulursa Fenerbahçe’yi ileriye taşıyacaktır.
Transferin son günlerinde Terraneo’nun iş btiriciliği sayesinde Fenerbahçe’ye kazandırılan Lazar Markovic, Benfica’da kariyer sezonunu geçirdikten sonra 2014 yılında 25 Milyon €’ya Liverpool’a transfer oldu. Brendan Rodgers’ın 3-4-2-1 taktiğinde sağ veya sol kanatta oynatılan oyuncu, arkasında bek olmayınca ve Liverpool stoperleri ağır kalınca savunmaya çok fazla yardım etmek zorunda kaldı. Bu da onun oyunu ileri taşımasına ve kendisini göstermesine engel oldu. Ayrıca zaman zaman agresif ve kontrolsüz bir hale gelen genç oyuncu, arka planda kalmaktan kurtulamadı. Bu sezon Fenerbahçe’nin kiraladığı Markovic, arkasında Caner veya Şener (Gökhan) gibi beklerle güvende olacak ve topu ileri taşıma görevini üstlenecek. Hızı ve rakip savunmayı delici özelliği ile fark yaratabilir ancak basında yazıldığı gibi ileri uçta denenirse güçlü stoperlerin arasında kaybolabilir. Kapanan takımlara karşı alan bulmakta zorlanırsa gözden düşebilir. Oyuncuyu iyi tanıdığını düşündüğüm Vitor Pereira buna çözüm bulacaktır.
Forvet
Gidenler: Moussa Sow, Emmanuel Emenike, Dirk Kuyt, Pierre Webo
Gelenler: Robin van Persie, Fernandao
Son 3 sezondur Fenerbahçe’nin gol yükünü taşıyan ve ileri 3’lüyü oluşturan Sow, Emenike, Kuyt ve Webo ile yollar ayrıldı. Taraftarın sevgilisi haline gelen Kuyt evine, Feyenoord’a döndü. Kulübe kabus gibi bir sezon yaşatan Emenike ise Al-Ain’e kiralandı. Nöbetçi golcü haline gelen ve Fenerbahçe’ye ciddi katkı sağlayan Webo’nun kontratı yenilenmedi. Moussa Sow’un ise takımda kalacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Hazırlık maçlarında hep forma şansı buldu, Shakhtar maçlarında oynadı, Eskişehir’e karşı takımını öne geçiren golü attı. Ancak Sow’un isteksiz hali herkes tarafından anlaşılıyordu. Son olarak Aziz Yıldırım’ın katıldığı TV programında Sow hakkında söyledikleri ile transferin büyük oranda gerçekleşeceği anlaşıldı. Çok geçmeden Sow’un 16 Milyon € karşılığında Al-Ahli’ye transfer olduğu açıklandı. Bu bedel ile Sow, Türkiye’den yurtdışına en yüksek bonservis bedeliyle transfer olan oyuncu oldu. Fenerbahçe ise 29 yaşında, kontratının bitmesine 1 yıl kalmış bir oyuncuyu 16 Milyon €’ya satarak harika geçen transfer sezonunu güzel bir şekilde sonlandırmış oldu. Ancak Sow’un boşluğu yedek bir forvet ile doldurulabilirdi, bunun için kaynak da vardı. Vitor Pereira’nın isteği doğrultusunda Sow’un gönderilmesinin ardından transfer yapılmadı.
Yeni yapılanma sonucu 4 oyuncu da takımdan ayrıldı
Fenerbahçe’nin bu yaz en çok ses getiren ve Avrupa çapında yankı uyandıran transferi Robin van Persie oldu. Terraneo’nun Manchester United ile olan iyi ilişkileri ve Nani’nin transferi sayesinde dünya çapındaki golcüye yalnızca 6,60 Milyon € bonservis bedeli ödendi. Uçan Hollandalı için Fenerbahçe kariyeri golle başlayabilirdi, ilk maçında Shakhtar önünde güzel ortaya ayağını uzattı ancak dokunamadı. Rövanş maçında ise sakatlığı nedeniyle oynayamadı. Atromitos karşısında oyuna sonradan girdi, topla ilk buluşmasında kafa golüyle takımına galibiyeti getirdi. Rizespor deplasmanında Nani’nin ortasını şık bir golle sonlandırdı, Antalyaspor karşısında ise Nani’ye karşılık vererek ona güzel bir asist yaptı. Vitor Pereira’nın önce 4-4-2’de Fernandao’nun yanında denediği oyuncu, sistem değişikliğiyle birlikte sağ kanatta içeri deplase olarak oynuyor. Sol ayağını çok iyi kullanması ve top tekniği sayesinde Vitor Pereira onu savunmanın dengesini bozacak şekilde kullanıyor. Van Persie ileri uçta daha verimli oynayabilir ancak rakip takımların kapandığı maçlarda van Persie’yi sırtı kaleye dönük kullanmaktansa sağ kanadın ileri ucunda yüzü kaleye dönük olarak kullanmak daha doğru olacaktır.
Geçtiğimiz sezon ligi gol kralı olarak bitiren Fernandao, Fenerbahçe kariyerine de hızlı başladı. Eskişehirspor karşısında takımını rahatlatan golü atan oyuncu, Atromitos maçında ortaları iyi değerlendirdi ve 2 gol kaydetti. Fenerbahçe’nin geçen sezon Emenike ile oynadığı düşünülürse kaleye sırtı dönük top saklaması, takımını ileri taşıması, kanatlara topu iyi aktarması ve hava toplarındaki hakimiyeti ile Fernandao fark yaratacaktır. Ancak son 2 maçta taktik değişikliği ile yaşadığı düşüş gözlerden kaçmamalı. Fernandao hücum presi yaparken kanatlardan destek almalı, kendisi de orta açılacağı zaman mutlaka ceza sahası içinde yer almalı. Bu gibi aksaklıkları giderme görevi Vitor Pereira’da, bunu başarırsa Fenerbahçe seviye atlar.