Gözü kendi maçında, kulağı Trabzonspor – Galatasaray maçında olan, Şampiyonlar Ligi’ne ikinci olarak direkt kalmak isteyen Beşiktaş; küme düşerek ölmek istemeyen Elazığspor ile karşılaştı.
Beşiktaş Elazığ’a stoper kıtlığında gelmiş ve Jones’u, Pedro’nun yanına çekmişti. Elazığspor ise geçen hafta kadro dışı bıraktığı iki Serdar’ı affetmişti. Bunun yanında Bilica önemli bir eksikti.
Beşiktaş her zaman olduğu gibi Atiba ve Veli’yle önde basıp, dönen topları temizleyip, organize olarak rakip kaleye gidecekti. Elazığspor ise üçüncü bölgede Batuhan’ın indirdiği toplarla ve iki çabuk kanat oyuncusuyla kontra atak kovalayacaktı.
Maçın başlarında Jones’un –Beşiktaş’da ilk defa stoper oynamasının da verdiği acemilikle– bir hatası oldu. Jones’un Tolga’ya atmak istediği top kısa kaldı ve Elazığspor %100’lük bir gol pozisyonu yakaladı ancak çekilen şut sonucunda top çerçeveyi bulmadı. Bulsaydı da Pedro Franco Jones’un hatasını önleyecek biçimde bir pozisyon almıştı ve işi şansa bırakmamıştı.
Elazığspor maç boyunca Beşiktaş savunmasının hatasını bekleyecekti. Nitekim bu hataları da gole çeviremediler. Belirtmiş olduğum gibi Batuhan’ın servislerinden ve hızlı kanat oyuncularından yararlanmak isteyen Elazığspor bunu maç içerisinde tam olarak uygulayamadı ve haliyle Beşiktaş’ın hatasını bekledi.
Beşiktaş sol kanattan bindiren Motta’nın özlenen ortalarından biriyle gol arıyordu. Yapılan ortada top arka tarafta bulunan Gökhan Töre’ye geldi. Sevdiği toplardan birini almıştı…
Fotoğraftan da anlayacağımız üzere Beşiktaş fazlasıyla organize geldi. Top Gökhan’daydı ve ceza sahası dışında çok rahat topla buluşturabileceği ve iyi şut çeken arkadaşları vardı. İçeride ise Atiba, Almeida ve Olcay gibi birbirlerini her konuda tamamlayan bir ekip vardı. Beşiktaş fazlasıyla çeşitli bir pozisyona girmişti.
Gökhan ceza sahası içerisindeki kaostan yararlanarak topu biraz sürdü ve uzun boylu kalecilerin hiç istemeyeceği şekilde şutunu çekti. Ivesa kapattığı köşeden golü yedi.
Bu gol maç içerisinde o ana kadar pek de iyi oynamayan Gökhan için önemli bir ateşleyici oldu. Gökhan bu golden sonra daha fazla sorumluluk alarak verimli oynadı.
Bu gol maç içerisinde o ana kadar pek de iyi oynamayan Gökhan için önemli bir ateşleyici oldu. Gökhan bu golden sonra daha fazla sorumluluk alarak verimli oynadı.
Atiba genel performansının altında oynamadı ancak topla fazla oynadığında tercihlerinden çoğunun hatalı olduğunu gördüm. Beşiktaş orta sahada daha sağlıklı paslar yapmak istiyorsa Veli’nin ya da o gün yanında kim oynuyorsa Atiba’ya daha yakın oynamasını sağlamalı. Yine de dediğim gibi Atiba kötü bir maç çıkarmadı ve fazlasıyla sorumluluk aldı.
Beşiktaş ilk yarıyı golün de verdiği rahatlıkla önde kapattı.
İlk 45 dakika bittiğinde Beşiktaş’ın 199 isabetli pasına Elazığspor 83 isabetli pas ile cevap vermişti. Topla oynama istatistiğinde de Beşiktaş’ın %68’e, %32’lik ezici bir üstünlüğü vardı. İstatistikler ilk yarıyı özetler nitelikteydi.
İkinci yarıda Elazığspor ara paslarla savunma arkasına sarkmaya çalıştı. Bunlardan birinde 2 kişiyle fazlasıyla tehlike yarattı Elazığspor. Batuhan ara pasla arkaya sarkmış içerideki arkadaşını görmüştü…
Beşiktaş 5 kişiyle kalabalık olmasına rağmen pozisyonu başladığında önleyemedi. Batuhan ceza sahasındaki arkadaşına doğru topu attı Pedro güzel yer tutmuş ve topu alıştığımız kayışlarından birini yaparak kesecekti ancak planladığı gibi olmadı. Öncelikle Batuhan ve Deniz arasındaki uyum sıfırdı. Buna rağmen Pedro’nun hatasıyla topla buluşan Deniz bu sefer Tolga’yı geçemedi. Beşiktaş savunması kötü bir şekilde yakalanmamıştı. Pedro iyi yer tutmuştu ama müdahalesi fazlasıyla kötüydü. Karşılarında Deniz’den daha bitirici bir isim olsaydı pozisyonun gol ile sonuçlanması işten bile değildi.
Elazığspor’un planları Atiba-Veli ikilisi sayesinde bozulmuştu ve Beşiktaş’ın hatasını gözlüyorlardı. Bu şekilde “ellerine” geçen iki fırsatı da değerlendiremediler. Beşiktaş ise Olcay ve Almeida’nın gününde olmamasından dolayı rahat galibiyeti iyice zorlaştırdı.
Atiba-Veli ikilisi günündeydi. Elazığspor savunmasından dönen çoğu topu kazandılar. Orta saha mücadelesinin kazanılmasında bu ikilinin süpürücü özelliği fazlasıyla önemliydi.
Yine dönen toplardan birinde Veli topu kaptı ve biraz sürerek oldukça iyi bir şut çekti. Ivesa için fazlasıyla zor bir top olmadı ancak daha önce de dediğim gibi Veli rakip kalenin ablukaya alınmasında Beşiktaş’ın en önemli kozuydu. Gerek şutları gerek ara paslarıyla iki sezonda ne kadar gelişim gösterdiğine şahit olduk.
Yine dönen toplardan birinde Veli topu kaptı ve biraz sürerek oldukça iyi bir şut çekti. Ivesa için fazlasıyla zor bir top olmadı ancak daha önce de dediğim gibi Veli rakip kalenin ablukaya alınmasında Beşiktaş’ın en önemli kozuydu. Gerek şutları gerek ara paslarıyla iki sezonda ne kadar gelişim gösterdiğine şahit olduk.
Oğuzhan maç içerisinde Gökhan kadar yaratıcı özelliklerini kullanamadı. Rakiplerin belini kırmasına alışkın olduğumuz Oğuzhan bu özelliğini sadece bir kere kullandı. O pozisyonda da kendisi gibi teknik bir oyuncuya hiç yakışmayacak bir son vuruş yaptı. İçeri girişi ile olası golün baş mimarı olacaktı ancak boşta olan arkadaşlarını görseydi de takımı adına çok daha verimli bir iş yapmış olacaktı.
Beşiktaş savunmada yapılan bireysel hatalar dışında pozisyon vermedi. Bu, takım savunması için oldukça iyi bir şey ancak yapılan bireysel hatalar karşısında başka bir takım ve dolayısıyla başka oyuncular olsaydı bu kadar ucuz kurtulamazdı Beşiktaş. Slaven Bilic de maç sonrası bunu belirtti zaten.
Almeida’nın yokluğu (!) ve Olcay’ın fazlasıyla bonkör oluşuyla Beşiktaş maçı zora soktu ama rakip cezayı kesmek de başarılı olamadı. Maç boyunca genel olarak top Beşiktaş’daydı. Bunun da sebebi her zaman ki gibi Atiba-Veli ikilisinin hareketliliğiydi. Rakibin maçın sonlarına doğru 10 kişi kalması da Beşiktaş’ı rahatlatmıştı. Son 10 dakika küme düşmemek için küllerinden doğmaya çalışan Elazığspor başarılı olamadı ve öldü.
Son düdük çaldığında Beşiktaş Trabzon’dan gelen olumsuz haber ile direkt Şampiyonlar Ligi umudunu haftaya taşıdı.
Beşiktaş maç sonunda topla oynama üstünlüğünü korudu. %62’ye, %38’lik ezici bir oran vardı. Beşiktaş üstün başladığı maçı, üstün bir şekilde bitirdi ve 3 puanı hanesine yazdırdı.
-MAÇIN ADAMI-
Beşiktaş’da bireysel isimlerin tam olarak parlamadığı bir maçtı. Elazığspor’da ise en çok iş düşen kişi Ivesa’ydı. Kesin olarak maçın adamı olan bir isim olmamasına rağmen gerek atılan golde olan teknik ve zekası gerek de oyun sıkıştığında bireysel yetenekleriyle devreye giren Gökhan Töre bana göre bu unvanı en çok hak eden isim oldu. Bonservisi alınması durumunda da uzun yıllar Beşiktaş’a ve Milli Takım’a başarıyla hizmet edebilecek bir oyuncu.