Beşiktaş sahasında konuk ettiği Galatasaray’ı Cenk, Tosic ve Negredo’nun golleriyle 3-0 yendi. Bu sonuçla Beşiktaş zirveye bir adım daha yaklaşırken Galatasaray ise liderliği Başakşehir’e kaptırdı. Global iş ortağımız Instat’ın verileri üzerinden yazıyı değerlendirmeye çalışacağım.
Öncelikle maç önü yazısında birçok şeyi uzun uzun değerlendirdiğim için fazla uzun bir yazı yazmayı düşünmüyorum. Ayrıca daha çok Galatasaray’ın eksiklerini değerlendireceğimiz bir yazı olacak. Tamamlayıcı olması açısından diğer yazıyı da okuyabilirsiniz.
İlk yarısı dengede geçen maçta ikinci yarının başında Muslera’nın elinden kaçırdığı topla öne geçen Beşiktaş skoru da arkasına alarak ikinci yarı rakibini oyun olarak dağıttı. Galatasaray’ın tepki vermekte zorlandığını gördük. İvmeyi yakalamış bir Beşiktaş karşısında durmak gerçekten çok zor. Özellikle Beşiktaş ikinci yarınını 10-15 dakikalık bölümünde rakibine tarihinin en kötü oyunlarından birini oynattı. Beşiktaş ardı ardına tehlikeli ataklar bulurken Galatasaray bu bölümde orta sahayı dahi geçmekte zorlandı.
Galatasaray’ın bir planı yoktu. Sürekli Tudor’un gol yedikten sonra alternatif planı olmadığından bahsediliyor. Bu tam olarak doğru değil. Aslında Tudor’u oyun hakimiyetini kaybettiği zaman planı yok. Galatasaray, etken olduğu kadar oyunun içine girebiliyor edilgenliğe sürüklendiği an oyundan kopmalar başlıyor. Oyun hakimiyetini kaybettiği zaman da gol yiyor daha da dibe giriyor. Asıl sorun bu. Şenol Güneş bu maç aslında “Galatasaray’a karşı nasıl oynanılır” dersi verdi. Yani Galatasaray rakip üzerine geldiği zaman topu çıkartmakta sorun yaşıyor. Bu sorunu çözebilecek oyuncu da yok Galatasaray’da. Tek oyuncu nasıl çözebilir bu problemi? aklıma gelen bir iki örnekle açıklayayım. Mesela takımda Adebayor gibi bir oyuncunuz vardır, oyun sıkıştığında bir uzun topta indirir topu saklar tüm takımı öne çeker tek başına baskıyı kırmış olur. Veya Alexis Sanchez gibi bir oyuncunuz vardır, takım zorlandığında iki driblingle topu çıkarır yine takımı ön bölgeye çeker. Özel oyuncu profilidir. Galatasaray’da bu işi önceki senelerde Bruma yapıyordu.
Maçın öncesinde Şenol Güneş’in Atiba, Tolgay ve Oğuzhan’ı neden aynı anda oynatması gerektiğinden bahsetmiştim. Şenol Güneş rakibini çok iyi okudu ve bu hamleyi yaptı. Bu hamle topu ben kontrol edeceğim demekti. Galatasaray’ı edilgenliğe sürüklemek demekti. Aynı zamanda Galatasaray’ı oyun dışına atmak demekti. Tudor’un bu tarz oyunu öğrenebilmesi için bol bol Sean Dyche izlemesi gerekiyor.
Senol Güneş’in bu hamlesi takımını ceza alanından bir kişi eksiltmek anlamına geliyordu. Ceza alanından bir kişi eksiltmek yaratılan pozisyonların verimini biraz indirmiş olsa topa hakimiyetten kaynaklı fazla ataklar bunu dengeledi. Gollerin tamamını bireysel hatalar sonucunda gelmesi tesadüf değil. Beşiktaş maç boyunca rakibini hataya zorladı. İlk yarıda atamadı. Maç aynı şekilde devam etseydi Galatasaray golden sonra oyundan kopmamış olsaydı bile büyük ihtimalle yine 1 tane atacak ve kazanacaktı.
Beşiktaş’ın son maçlardaki pas kombinasyonlarını burada vermiştim. Tıkladığınızda göreceksiniz ki neredeyse tamamı ilk iki arasında gereksiz-paslar. Bu maçta baktığımızda ise Beşiktaş’ın en çok rakip sahada paslaştığını görüyoruz. Beşiktaş’ın ilk iki bölge ile üçüncü bölgedeki pas bağlantısını sağlaması için Oğuzhan ve Tolgay’ın aynı anda sahada olması gerekiyor.
Sol beki olmayan Galatasaray çok öngörülebilir bir takım. Feghouli’nin nerede oynadığı belli olmayan oyunu ve ters ayaklı Denayer’in olduğu kanattan Galatasaray’ın düzenli olarak gelebilme ihtimali yoktu. Maç önü baktığımızda Beşiktaş rakibinin sağ kanadını kilitleyip, Belhanda’yı oyundan düşürmesi Galatasaray’ın tüm hızını kesmeye yetecekti. Galatasaray’ın bunu kırabilmesi için üçlü oynaması gerekiyordu. Serdar ve Maicon ayrıca Maicon ve Mariano arası çok açık. Mariano öne çıkıyor Maicon onun açıklarını kapatmak için daha fazla çizgiye kayıyor. Galatasaray dörtlü oynamak için uygun oyunculara sahip değil. Galatasaray’ın dörtlü defansının üç tanesi bu oyuna uygun değil. Mariano beki teslim edemeyeceğin kadar ofansif bir oyuncu. Maicon ağır kaleye yakın oynaması gereken bir oyuncu ayrıca sağdaki partnerinin önde oyunu onu iyice zayıflatıyor. Sol bek zaten yok.
Yukarıda görüldüğü gibi takımın dengesi yok. Bir taraf aşırı hücumcu bir taraf ise aşırı defansif. Beşiktaş Galatasaray’ın sağ tarafını kilitleyince birkaç atak hariç Galatasaray tamamen oyundan koptu. Geriye sadece bir şeyler yaratması beklenen Belhanda kalmıştı. Fakat Belhanda sahada hayalet gibiydi. Belhanda’yı bozan ise Talisca ve Oğuzhan değişikliği ile orta saha hakimiyetini alan Şenol Güneş’ti.
Alttaki görsel maçın başında Beşiktaş’ın yakaladığı tehlikeli pozisyon. Galatasaray’ın sene başından beri yaşadığı problemleri özetler nitelikte bir kare. Mariano önde baskıya çıkmış Maicon kaleden uzaklaşmış durumda ve ara pas atılıyor. Mariano’nun hatası zincirleme hatalar doğuruyor. Büyük ihtimalle bu top kanada atılmış olsa Maicon kanat oyuncusuyla çizgide birebir pozisyonda kalacak ve yine tehlikeli bir atak olacaktı. Ters kanada dönülmüş olsa Denayer, Quaresma ve Gökhan ile tek kalacak.
Aynı pozisyon için Fenerbahçe maçından bir görüntü vereyim. Maçın başlarında bir pozisyon Galatasaray üçlü oynuyor, Mariano yine önde baskıya çıkmış fakat Tolga’yı yerine gelmesiyle takım dörtlü olarak dizilmiş.
Ayrıca Galatasaray’ın ikinci golde yerleşimleri de dikkatimi çekti. Korner kullanılmış üzerinden yaklaşık 15 saniye geçmiş fakat Galatasaraylı oyuncuların hala pozisyon almakta sıkıntı çektiğini görüyoruz. Bek oyuncuları Mariano ve Denayer ortada, stoperler ise dışta pozisyon alıyor.
Galatasaray kornerde sonra gelişigüzel topa koşturan bir görüntü veriyor. Aşağıdaki görüntü gol öncesi Mariano’nun hata yaptığı pozisyon. Denayer mevkisine geçmiş fakat Mariano hala aynı yerde. Kanatlara baktığımızda ise iki oyuncu birden boş. Takımda herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor fakat kimse ne yaptığını bilmiyor.
Aşağıdaki veri ise Galatasaray’ın hücuma katkı sağlayacak oyuncularının ikili mücadele kazanma sayıları. Görüldüğü gibi her üç mücadeleden bir tanesi kaybedildi.
Son olarak Ndiaye’nin son haftalarda yaşadığı bir sıkıntıya dikkat çekip bitirmek istiyorum. Galatasaray’da iki oyuncu birden müsait durumda ellerini kaldırmış pas istiyor Ndiaye ise şu çekmeyi tercih ediyor. Bu son 4-5 haftalık süreçte sıkça tekrar eden bir görüntü. Tahminin Ndiaye gol atamaması yüzünden biraz sıkıntı çekiyor. Ve bunu üzerinden atmaya çalışıyor. Bunu yaparken de takıma arar veriyor. Penaltı falan olduğunda bir şekilde skor yapıp kafasını toplaması gerekiyor.
Bu özellikle uzun bir süre gol atamamış golcülerin sıkça girdiği bir ruh halidir. Taraftarın baskısı da genelde etkili olur. Bunun en sert örneğini Ramsey’de görmüştüm. Tabi aradaki fark Ramsey genç ve çıkış yapması gereken bir oyuncudur. Wenger onu kazanmak için ciddi çaba harcadı. Hatta bir açıklaması var taraftar tepkisinden dolayı Ramsey’i iç saha maçlarında oynatamıyordum diyor.
Galatasaray bir büyük maçı daha kazanamadı. Beşiktaş ise lig ve şampiyonlar ligi arasında serpeleyerek geçirdiği sezonda lige muhteşem bir dönüş yaptı. Fenerbahçe ve Başakşehir’in kazanmasının ardından şampiyonluk yolundaki 4 takım arasındaki yelpaze daralmış oldu.