Elinde bulundurduğu verilerle çeyrek asırdan uzun süredir yıllık raporlarıyla futbolun finansal tarafına ışık tutan Deloitte, bu sene de 8000in üzerinde veriyi toplayarak bir rapor oluşturdu. Biz de Futbol Akademi ailesi olarak bu yazıyı biraz yorum ve biraz çeviri ile takipçilerimizle paylaşmayı uygun gördük.
GENEL BAKIŞ
Avrupa Futbolu, bir kez daha Premier League takımlarının kazandığı astronomik yayın gelirlerinin ve bunun getirisi olarak verilen ciddi transfer bedelleri ve maaşların gölgesinde kaldı. Son dönemde kulüp başına ortalama 38 Milyon Poundluk bir yayın geliri artışı oldu. 2015/16 sezonunda Premier League gelirleri 3,6 Milyar Pound’a çıktı. Bu da, o sezon ortalama geliri olan bir kulübün 1991/92 sezonunda İngiltere’nin en üst liginde mücadele veren toplam 22 takımın toplamından daha fazla gelir elde etmiş olduğu anlamına geldi. Almanya, İtalya ve İspanya’da imzalanan yeni yayın hakkı anlaşmaları da ayrıca sektörde dolaşımda olan paraya etki etti.
Uluslararası seviyede, 2015/16’daki uluslararası turnuva gelirinin de kulüpler için etkisi ciddi oldu. Bu turnuvalardan gelen para İspanyol ekipleri için %50 artarken, İngiliz ekipleri için %80lik bir etki yarattı.
Premier League, yayın hakkı geliri noktasında en astronomik rakamlara ulaşılan yer olurken, aynı zamanda en adil lig konumunu da korudu. Bu adil sübvansiyonun sonucu olarak Leicester 2015/16’da ada futbolunun zirvesine çıktı. Leicester’ın bu başarısıyla dört yılda dört farklı takım ligin zirvesine çıkmış oldu. İngiltere’de bu yaşanırken; PSG’nin, Bayern’in ve Juventus’un liglerindeki deyim yerindeyse “tahakkümü” devam etti.
Gelirin tek elde toplandığı Real Madrid ve Barcelona gibi takımların kadrosunda bulunabilecek oyuncunun sınırlı olmasından ötürü bu takımlar nokta atışı transferlere astronomik rakamlar veriyor. Ancak Premier League’e baktığımızda her takımın yüz milyonlarca dolar transfer bütçesi olmasa da, sonuçta dişe dokunur bir transfer bütçeleri bulunuyor ve bu da kolektif anlamda baktığımızda Premier League’de harcanan paraların diğer liglere kıyasla daha büyük olması anlamına geliyor.
Premier League’in transfer harcamaları devam ederken, 2015/16’da maaş harcamaları %12 seviyesinde bir artış gösterdi ve 2,3 Milyar Pound’u buldu. Bu olurken de pahalı oyuncuların lig şampiyonluğunu garanti etmediğini Leicester kanıtladı. Leicester, ligde en çok maaş ödemesi yapan 15. takım olmasına rağmen şampiyon olurken, Chelsea’nin en çok maaş ödeyen 2. takım olması, mavililerin beklenenden 8 sırada geride bitirmesini engelleyemedi. Aston Villa’nın ise maaş sıralamasındaki yeri ile puan durumundaki yeri karşılaştırıldığında, lig sıralamasının beklenenden 12 sıra geride olduğu görüldü.
5 BÜYÜK LİGDE MAAŞLAR
İngiltere
Premier Lig ekiplerinin ödediği maaşlar 3 Milyar Euro’yu buldu ve bu, bu konudaki en yakın takipçisinin 2 katından fazla ödediği anlamına geliyordu. Zaten Deloitte da bunu tek bir cümleyle açıklayıp fazla da bir söz söylemememiş raporunda.
İspanya
La Liga 2015/16 sezonunda en çok maaş ödenen lig olma konusunda ikincilik koltuğunu İtalya’dan devraldı. Toplam maaşlarda %15’e tekabül eden 200 Milyon Euro’luk bir artış gözlendi ve bu bir önceki sezon sadece %6’ydı. Yayın haklarındaki kolektif gelir artışı sayesinde yaşandı bu durum. Öte yandan maaşların gelire oranı ise %61’e düştü.
Almanya
2015/16’da Alman kulüplerinin ödediği maaşlar %8’lik bir artışla 95 Milyon Euro kadar arttı ve Serie A ile birlikte en çok maaş ödenen üçüncü lig durumuna geldi Bundesliga. Diğer yandan Bundesliga ekipleri için maaş/gelir oranı sadece %49 iken Serie A ekipleri için bu %70’ti. Son 10 yıllık dönemde bu oranın %50’nin altında düşmesine üçüncü kez şahit oluşumuzdu bu.
İtalya
İtalya’da %3lük mütevazi bir artış gözlendi. Gelir artışı ise sadece %7 olarak ölçüldü. 5 büyük lig arasında maaş/gelir seviyesi %70 ile en yüksek lig olmasına rağmen bunun %72’den %70e düşmesi de ayrıca önemliydi.
Fransa
2014/15teki hafif maaş harcaması düşüşünün üzerine %7’lik bir artış gelince, Lig 1 maaşları ilk kez 1 Milyar Euro bandını aştı.
Maaşlar gelirlerden hızlı artınca, maaş/gelir oranı %69 olarak ölçüldü. PSG’nin maaş bütçesi bu sezonda %15 oranında arttı. Bu da Lig 1’in toplam maaş harcamalarının %30’una tekabül ediyordu.
Avrupa’nın 5 büyük liginin maaş/gelir durumunu rakamsal olarak incelemek isteyenler için şu grafik faydalı olacaktır:
DİĞER BÜYÜK LİGLER
Gönül isterdi ki Deloitte, raporunda ligimize de yer versin ancak 2015/16 sezonunda ligimiz Avrupa’da göz kamaştıramadı. Bizim yerimize Hollanda, Danimarka, İsveç, Avusturya, İskoçya ve Polonya’ya yer vermiş Deloitte. Tabi ki bu noktada kulüplerimizin finansal konularda transparanlıktan uzak olmasının etkisini de konuşabiliriz.
Hollanda
UEFA gelirlerindeki yaklaşık %50’lik artış, Hollanda’nın en üst liginde 41 Milyon Euro’luk bir gelir artışını sağladı. PSV’nin 2015/16’da Şampiyonlar Ligi’nde gruplardan çıkması ve 2016/16’de Ajax’ın UEFA Avrupa Ligi’nde final oynaması Hollanda futbolu için ışık veren olaylardı.
Danimarka
Danimarka, 14 takımlı ve play-off’lu sistemini devreye soktu ve bu; sponsorlar, yayıncılar ve taraftarlar tarafından olumlu karşılandı. Sonuç olarak maç günü gelirleri %50, yayın gelirleri ise &67 oranında arttı. Ayrıca FC Kopenhag’ın Şampiyonlar Ligi grup aşamasında mücadele etmesi de Danimarka Superliga’nın %36’lık gelir artışıyla bu saydığımız ligler arasında en hızlı gelir artışı eden lig olmasına katkıda bulundu.
İsveç
2015/16’da Malmö, üst üste ikinci kez Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ederken, İsveç’in en üst liginin gelirleri %11 oranında artmış oldu. 2016/17’de Norrkoping, Malmö ile arasındaki farkı azaltma fırsatı yakalasa da, ikinci ön eleme turunda Norveç’in Rosenborg takımına yenildiler.
Avusturya
2015/16’da UEFA Avrupa Ligi’nde son 32’ye kalan Rapid Vien, bunun yerel lig gelirlerine nasıl katkı sağlayabileceğinin güzel bir örneğiydi. Avusturya Bundesliga için gelirler %25 (32M Euro) arttı. Bunun 5 Milyon Euro’su ise sadece UEFA’dan gelen paraydı. Bu sayede 2014/15’te Avusturya Bundesliga’da Maaş/Gelir oranı %12 azaldı.
İskoçya
Her ne kadar Celtic üst üste ikinci kez gruplara kalmayı başaramamış olsa da İskoçya Ligi’nin geliri %10 artış gösterip 149 Milyon Euro’ya çıktı. Üstüste 5. Kez bu kupayı kazanan Celtic bu gelirin %50’sini üretti.
Polonya
Kıtasal turnuvaların gelir anlamında öneminin görüldüğü bir diğer yer Ekstraklasa idi. Polonya’nın en üst ligi kendine ilk kez yer buldu Deloitte raporunda. Legia Varşova’nın 2015/16’da UEFA Avrupa Ligi’nde ve 2016/17’de Şampiyonlar Ligi gruplarında mücadele etmesi, 2016 Aralık ayında Ekstraklasa’nın gelirlerinin %12 artmasında önemli rol sahibiydi.
PREMIER LEAGUE’E DERİN BAKIŞ
Kulüpler bazında bakıldığında, her ne kadar sportif başarılarla göze çarpmasa da, 2014/15 ve 2015/16’da EPL’de mücadele eden takımlar arasında en büyük gelire sahip olan Manchester United, aynı zamanda 2015/16 sezonunun en hızlı büyüyeniydi. Adidas’la yaptıkları senelik 75 Milyon Euro’luk çılgın forma anlaşması ve Şampiyonlar Ligi’ne geri dönüşleri 120 Milyon Pound’luk bir gelir artışına yol açtı.
Diğer 16 kulüp arasında en büyük gelir artışının gözlemlendiği kulüp ise Manchester City’ydi. Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale çıkıp 63 Milyon Pound kazandılar ve bu UEFA tarafından o sezon ödenen en büyük miktardı. Leicester City’nin elde ettiği 25 Milyon Pound’luk gelir artışı da 17 takım içerisinde göreceli olarak en büyük ikinci gelir artışıydı.
Yayın gelirleri 2008/09’dan bu yana neredeyse iki katına çıktı ve 2016/17’de yayın gelirlerinin toplam gelirin %60’ından fazlasını oluşturması bekleniyor. 289 Milyon Poundluk gelirin yarısından çoğunu yayın gelirleri oluştururken, UEFA gelirleri de 100 Milyon Euro arttı. Manchester City’nin Şampiyonlar Ligi yarı finali ve Liverpool’un UEFA Avrupa Ligi finali görmesi bunun önemli etkenlerindendi.
Maç günü gelirleri Premier Lig tarihindeki en küçük katkıyı yaptı. Sadece %17’yi oluşturan 622 Milyon Poundluk miktar aynı zamanda ölçülmüş en yüksek olandı. Stadlardaki büyüme nedeniyle bunun daha da artması bekleniyor. Ayrıca ticari gelirlerdeki %10’luk artışla lig tarihinde bu alandaki gelirler 1 Milyar Pound’u geçti. Chelsea’nin Nike ile yaptığı anlaşma, West Ham’ın London Stadium’a geçişi, Liverpool’un stadını büyütmesi ve Tottenham’ın Wembley’deki misafirliği rakamları kızıştıracağa benziyor.
Her ne kadar yayın gelirleri konusunda Premier League en adil lig olsa da, maç günü gelirleri ve ticari gelirler kaynaklı fark dikkat çekiyor. Ayrıca kıtasal turnuvalara katılımın da görmezden gelinemez bir etkisi bulunmakta.
MAAŞ BÜTÇESİ VE LİG POZİSYONU KORELASYONU
Deloitte raporunun belki de en ilginç kısmı, Spearman’ın Sıralama Korelasyon Katsayısı yöntemiyle ölçülen lig pozisyonu ve toplam maaş bütçesi analiziydi. (Korelasyon’un ne olduğunu öğrenmek isteyenlerin en aşağıdaki paragrafa göz atması faydalı olacaktır)*. 2015/16’da 0.54lük bir korelasyon ölçüldü Premier League’de. Bu değer bir önceki sezon 0.74’tü. Yani buradan bir önceki sezona göre daha “daha çok harcayan daha başarılı olur düsturu”nun kabul edildiği durumda nispeten daha sürpriz dolu bir lig yaşandığı sonucuna varabiliriz.
Maaş sırasındaki 15. Leicester’ın şampiyonluğu, Chelsea’nin ligi onuncu bitirmesi ve en çok maaş harcayan 8. Aston Villa’nın ligin dibine demir atması bu korelasyonun tepetaklak olmasına yol açtı.
2015/16 sezonunda Premier Lig kulüplerinin maaşlara ne kadar harcadığını ne gelir elde ettiğini üstteki grafikte görebilirsiniz.
ÇİN GERÇEĞİ
Dünya futbolu, son dönemde doğal kaynak parasından sonra Çinli parası ile tanıştı. 2016/17 transfer dönemlerinde Çin Süper Ligi, oyunculara 300 Milyon Pound’dan fazla harcadı ve bu EPL’de bile Ocak 2017’de harcanandan yaklaşık 100 Milyon Pound fazla olarak ölçüldü. Bu vesiyleyle Çin Ligi dünyada en çok para harcanan lig oldu. Oscar’ın ve Ighalo’nun Çin’e gidişleri bu noktada önem teşkil etti.
Ancak bu çılgın transferlerin devam etmesi beklenmiyor. Ocak 2017’de Çinli yöneticiler bu “irrasyonel yatırım”ın kontrol altına alınması için yeni bir regulasyon yayınladı. 4+1 olan yabancı sınırı 3 yabancı ile sınırlandırıldı bu regülasyon neticesinde.
Haziran 2017’de Çin Futbol Federasyonu, zarar eden ve yabancı bir oyuncuya 45 Milyon Yuan (Yaklaşık olarak 5 Milyon Pound) harcayan bir takımın, genç oyuncuların gelişimi için ulusal hazineye de bir o kadar ödemesini gerektiren kuralı çıkarttı. Çinli iş adamları ise para harcama tutkularına ket vurulamayacağını gösterircesine; Milan, Inter, Nice, Birmingham City, Reading, WBA ve Wolverhampton gibi kulüpleri satın aldı.
Madalyonun tabi ki bir diğer yüzü var. Avrupa kulüplerinin de Çin’e genişleme çabası son dönemlerde göze çarpıyor. Örneğin Barcelona, Hainan Adası’nda bir futbol okulu, Barcelona mağazası ve fan zone açmak için 4 Milyon Euro harcadı. 2020’ye kadar Çin’de 50 Milyon futbol oynayan çocuk ve yetişkin olması bekleniyor. Tabi ki Avrupa kulüpleri böyle bir potansiyelli bir pastadan dilimlerini alabilmek için sırada.
STADYUMLAR
Premier League ve Football League’deki seyirci sayısı %5’lik bir artışla 32 Milyonu buldu 2016/17 sezonunda. Premier League kulüplerinin seyirci sayısı %2 azalırken Championship’in seyirci sayısı %15 arttı. Bunun ardında yatan nedenleri bulmak içinse dedektif olmaya gerek yok. Newcastle United ve Aston Villa’nın herhangi bir maçının ne kadar dolu olduğunun farkında olmak bizi sonuca götürecektir.
PREMIER LEAGUE SEYİRCİ SAYISI
2016/17 sezonunda Premier League maçlarının toplam seyirci sayısı 13 Milyonun üzerindeydi. Bu ortalama 36000 seyirci anlamına geliyor ve stadyum doluluk oranı %96ydı bu dönemde. EPL’den 16 kulüp, iç saha maçlarını %95 veya daha fazla dolulukla oynamayı başardı. İngiltere’de konulan 30 poundluk deplasman bileti üst limiti, deplasman taraftarlarındaki artışı da olumlu etkiledi.
West Ham United’ın, London Stadium’daki ilk sezonunda, ortalama seyirci sayısı %60’tan fazla arttı. Liverpool’un yeni tribünü Anfield’ın kapasitesini 9000 artırdı ve ortalama seyirci sayısı %20 arttı. Yeniden geliştirilecek olan White Hart Lane’in 2018/19’da açılmasıyla, Tottenham stadyum kapasitesi 50000 veya üzerinde olan 7. Takım olacak.
ALT LİG SEYİRCİLERİ
Newcastle United ve Aston Villa, Championship’te mücadele edince 2016/17’de ortalama seyirci sayısı birden arttı ve 50lerden bu yana ilk kez 20000 ortalamayı geçti. Newcastle United’ın geçtiğimiz sezon ortalama seyirci sayısı 50000’in üzerindeydi. İlginç olansa, kulübün Premier League’de oynarken bu kadar seyirci çekememesiydi.
Tıpkı Championship’te olduğu gibi League 1’de de önemli bir artış gözlemlendi. Bolton ve Charlton’ın varlığı bu %11lik artışın nedeniydi. İngiliz futbolunun 3. Seviyesindeki Sheffield United’ın 20000in üzerindeki ortalama seyircisi de gözle görülür bir başarıydı. 2015/16’da League 2 kulüplerinin ortalama seyircisi sabit kalırken, Portsmouth’ın ortalama 17000 seyirci çekebilmesi önemli bir başarıydı.
AVRUPA LİGLERİ’NDEKİ SEYİRCİLER
Bundesliga, dünyada en çok seyirci çeken lig oldu. Ortalama katılım 2016/17 sezonunda 40500 seviyesindeydi. Alman kulüplerinde görülen uygun bilet fiyatları bunda etkili oldu. Fransa’da Euro 2016 nedeniyle stadyumlar gelişse de, Fransız ligi, 5 büyük lig içinde en az katılımcı çeken lig oldu. İspanya’da ise Atletico Madrid’in yeni stadıyla seyirci ortalamasında bir artış yaşanması bekleniyor.
İLK YATIRIM MALİYETLERİ
2015/16’daki Premier League ve Football League kulüplerindeki %3’lük artış gözlenen ilk yatırım maliyeti 313 Milyon Pound’u bularak rekor kırdı.
Tottenham yeni stadyumu için 89 Milyon Pound harcarken Liverpool’un yeni tribünü 67 Milyon Pound’luk bir fatura çıkarttı. Bu iki takım Premier League’de harcanan ilk yatırım maliyetinin %63’ünü oluştururken; Manchester City 18M Pound, Arsenal 17M Pound, Watford 11M Pound ve Chelsea 10M Pound harcadı. 1 Milyon Pound’dan az harcayan Premier League takımı sayısı ise sadece 4’tü.
GELECEK İLK YATIRIM MALİYETLERİ
Tottenham’ın White Hart Lane’i yenileme çalışmaları, önümüzdeki iki rapor boyunca onları bu listenin tepesinde tutacak. Bournemouth da yeni stad için niyetini açıklarken, Chelsea ve Everton’ın yeni stadları konusunda izin süreçleri devam ediyor.
SON SÖZ
Futbol hakkında okumayı seven ve futbolun sadece sahada 22 kişinin topun peşinden koştuğu sıradan bir oyun olmadığının bilincinde olan kişiler için Deloitte’a teşekkür etmek gerekiyor. Toplam 36 sayfalık bir rapor sundu bizlere Deloitte ve biz de Futbol Akademi ekibi olarak bunu sizlerle özetleyerek paylaşmayı uygun gördük. 36 sayfalık bir rapor olmasından ötürü biz sadece konunun özünü aktardık ve raporda yer alıp bizim değinmediğimiz noktalar olduğunun farkındayız. Eğer okumak isterseniz rapora bu linkten ulaşabilirsiniz:
*Korelasyon iki değişken arasındaki nümerik olarak ölçer ve -1 ve 1 arasında sonuç verir. Konu hakkında x’leri ve y’leri karıştırmadan somut bir örnek vermek için konuyu maaş harcaması ve başarı üzerinden vermek isterim. Örneğin maaş harcaması artarken, başarı da artıyorsa buna “pozitif korelasyon” diyebiliriz. Eğer sonuç 1 ise maaş ve başarı arasında şaşmaz bir bağlantı var demektir. “Negatif korelasyon” konusunda artan maaş bütçesi ve düşen başarı gibi bir örnek saçma olacağı için en basit örnek olarak hava sıcaklığı ve evdeki yakıt masrafınızı örnek verebiliriz. Nötr korelasyon ise iki değişken arasında hiç bağlantı olmamasıdır. Özetle Premier League’deki 20 takım en çok maaş harcayandan en az maaş harcayana doğru istisnasız şekilde bitirmiş olsaydı ligi burada “1” olarak ölçülmüş bir korelasyondan bahsediyor olurduk.