Serie A’da haftanın en dikkat çekici karşılaşması Milan ve Inter arasında oynanan derbiydi. Geçtiğimiz hafta Lazio karşısında önemli bir 3 puan alan ve liderlik koltuğuna oturan Inter, net bir performansla derbiden de 3 puanla ayrıldı. Conte, Lazio karşısında topu rakibine bırakmış ve gerek başarılı pres kurgusuyla gerek de hızlı hücumlardaki etkinliğiyle galibiyete ulaşmıştı. Milan ise Spezia karşısında 2-0’lık beklenmedik bir galibiyet almıştı.
Bu hafta oynanan ve Inter’in 3-0’lık önemli bir galibiyet aldığı Milano derbisini global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğim.
Kadrolar & ortalama pozisyonlar
İki takım da beklenen dizilişleriyle ve ilk 11’leriyle sahadaydı. Milan cephesinde 4-2-3-1 dizilişini sezon boyunca devam ettiren Pioli, savunma dörtlüsünü Calabria, Kjaer, Romagnoli ve Theo Hernandez’den oluşturdu. Bu dörtlü hattın hemen önünde ise Tonali-Kessie pivot ikilisi görev yaptı. Hücumun sağ kenarında Saelemaekers; sol kenarında da Rebic maça başlarken 10 numara pozisyonda da Hakan Çalhanoğlu forma giydi. En uçta da beklenildiği üzere Ibrahimovic görev yaptı.
Inter tarafında da Conte sezon genelinde olduğu gibi takımını sahaya 3-5-2 şeklinde dizdi. Stoper üçlüsü Skriniar, De Vrij ve Bastoni’den oluşurken kanat beklerde de Hakimi ile Perisic görev yaptı. Orta üçlüde Brozovic, Barella ve Eriksen’e görev veren İtalyan teknik adam, ileri uçta ise Lukaku ve Lautaro Martinez’e yer verdi.
Maç sonundaki istatistiklere baktığımızda Milan’ın topa %60 oranında sahip olduğunu görüyoruz fakat Conte, ilk golü de bulduğu ilk 15 dakikalık dilimde %63 oranında topla oynadı ve bu süreçte rakibine nefes bile aldırmadı. Skor üstünlüğüne erken ulaşan Conte’nin öğrencileri maçın geri kalanında ise oyunun kontrolünü bırakmadılar, alışageldiğimiz şekilde iyi savunma yaptılar ve iyi kurgulanmış geçiş hücumlarıyla sonuca ulaştılar.
Inter’in pres düzeni ve Milan’ın oyun kurulumundaki şablonu
3-5-2 şeklinde sahaya dizilen Inter, top Milan’dayken maç genelinde orta blok presine başvurdu ve rakibini 5-3-2 şeklinde karşıladı. Milan stoperlerine bir baskı uygulamayı pek tercih etmeyen Conte, Lukaku-Lautaro ikilisi üzerinden rakibinin pivot ikilisi Kessie-Tonali ile pas bağlantılarını kapatmayı hedeflemişti. İtalyan teknik adamın bu amacında da başarılı olduğunu söyleyebiliriz zira Milanlı oyuncular özellikle ilk yarıda oyun kurulumunda bir hayli zorlandılar.
Milan’ın oyun kurulum düzeninde ise dikkat çeken nokta Calabria’nın rolüydü. Sol bek Theo Hernandez’i oyun kurulumunda da ileride konumlandıran deneyimli teknik adam, sağ beki Calabria’yı ise hem oyun kurulumunda hem de takımı rakip yarı sahaya yerleşmişken daha geride tutmayı tercih etti.
Yukarıdaki görüntüde de görebileceğimiz gibi, Milan’ın üçlü oyun kurma düzeni zaman zaman Eriksen’in orta üçlüden ayrılmasına ve Calabria’ya baskıya gitmesine neden oldu. Bu olduğunda Milan’ın orta ikilisinden biri boş kaldı fakat bu kez de Interli oyunculardan Brozovic veya Lautaro, boştaki rakip oyuncuyla eşleştiler. Ayrıca, Calabria 90 dakika boyunca 123 kez topla buluşması ve bu alanda takımının birincisi olması da hem Milan’ın oyun kurulum düzenini hem de Inter’in pres düzenindeki amaçlarını ortaya koyar nitelikte.
Milan’ın ön alan presi ve Inter’in oyun kurulumundaki düzeni
Pioli, maç genelinde rakibini ön alan presiyle karşıladı. Milan’ın bu ön alan presinin temelini bire bir eşleşmeler oluşturuyordu. Fakat Milan cephesi için bu anlayışın olumlu sonuçlar doğurduğunu söylemek pek de mümkün değil. Conteli Inter’in alametifarikasının geriden pasla oyun kurmak ve zorda kalınca da Lukaku’ya uzun top atarak rakip baskısını kırmak olduğunu düşününce, Milan’ın bu yaklaşımının Inter’in işini kolaylaştırdığını bile söyleyebiliriz.
Inter, oyunu başlatırken kanat beklerini de geride konumlandırdı ve bu düzen Brozovic-Eriksen ikilisinin de sık sık derine gelmesiyle birleşince Conte’nin öğrencileri rakip baskısını çok rahat bir şekilde kırdılar.
Inter’in 5. dakikada bulduğu golün oluşumuna ait olan bu görüntü üzerinden hem Inter’in oyun kurulumundaki düzenini hem de Milan’ın ön alandaki presinin kurgusunu okuyabiliriz. Birazdan ayrı bir parantez açacağım üzere, Barella’nın maç içerisinde özel bir rolü vardı. Genç yıldız oyun kurulumunda daha ileride konumlandı maç genelinde fakat bu pozisyonda onun da derine geldiğini ve Inter’in oldukça kalabalık bir şekilde oyunu başlattığını görüyoruz. Sağ çizgide topla buluşan Hakimi, ilerideki arkadaşı Lukaku’ya bir pas gönderiyor ve Belçikalı oyuncu da topu rakip ceza sahasına taşıyor. Pozisyonun devamında da Lukaku’nun pasını Milanlı oyuncu kesmiş, fakat Lukaku topu tekrar alıp Lautaro’ya adrese teslim bir orta yaparak golü hazırlamıştı.
Inter’in benimsediği 3-5-2 düzeni, Milan’ın ön alan presini taca çıkaran önemli noktalardan biriydi. Görüntüde de belirttiğim üzere, Lukaku’nun stoper Romagnoli ile bire bir kaldığını görüyoruz. Bunun nedeni ise Milan sol beki Theo Hernandez’in sürekli takımının ön alandaki presine destek olmak zorunda kalmasıydı. Bu durum da direkt olarak Inter’in kalabalık oyun kurulum düzeniyle alakalıydı. Beklerin ve orta ikilinin de desteğe gelmesiyle ortaya 7 kişilik bir oyuncu grubu çıkıyordu ve Milan’lı oyuncular özellikle Inter kanat bekleriyle eşleşmekte sıkıntı yaşıyordu. Bu görüntüde olduğu gibi zaman zaman Theo Hernandez de pese destek verdi fakat Inter bu yaklaşımdan doğan boşlukları Barella ve Lukaku ile değerlendirdi.
Inter’in 57. dakikada bulduğu ikinci golün oluşumunda da aynı durumlar göze çarptı. Hernandez’in Hakimi’ye baskıya geldiğini, Lukaku’nun ise Fransız oyuncunun bıraktığı boşluğa hareketlendiğini görüyoruz. Devamında Interli oyuncular oyunun yönünü sol kenara çevirmiş, Perisic’in asistinde Lautaro kendisinin ve takımının ikinci golünü kaydetmişti
Inter’in hücumları
Conte’nin öğrencileri, hücum ederken genellikle kanatları kullandılar. Bahsettiğim üzere Milan sağ beki Calabria, ataklara pek fazla katılmadı ve dengeleyici bir role sahipti. Dolayısıyla Inter’in hücum planın temelinde Theo Hernandez’in bıraktığı boşlukları Lukaku ve Barella ile değerlendirmek yatıyordu. Oyunu genellikle Hakimi üzerinden başlatan Inter, Fransız bekin baskıya katılmasını sağlamayı hedefliyordu. Bu noktada yine Conte’nin 3-5-2’sinin sayısal olarak oyunun bazı alanlarında Pioli’nin 4-2-3-1’ine karşı sağladığı avantajlar devreye girdi.
Bu pozisyonda da Inter’in sol kenardaki Perisic üzerinden geliştirdiği bir atağı görüyoruz. Lautaro da Milan stoperleri arasındaki boşluğa hareketlenerek pozisyona giriyor. Perisic de hücum noktasında takımın önemli isimlerinden biri olmayı başardı. Maçı 2 asistle tamamlayan Hırvat yıldız, 3 kilit pas ile bu alanda takımının Lukaku ile liderlerinden biri olmayı başardı.
Barella’nın özel rolü
Inter’in derbide aldığı görkemli galibiyette en büyük pay sahiplerinden biri şüphesiz Barella’nın rolüydü. Yazının ilk kısımlarında Inter’in oyun kurulumunda Brozovic ve Eriksen’in derine geldiğini, Barella’nın ise daha ileride konumlandığını söylemiştim. Üstteki görüntüde de görebildiğimiz gibi oyunu Hakimi’nin bulunduğu sağ kenardan başlatan ve Milan sol bekinin pozisyonunu bozan Conte, Lukaku ve Barella ile bu boşlukları değerlendirmeyi hedeflemişti. Bir diğer deyişle, Barella’nın temposu, atletizmi, koşuları ve top sürme becerisinden bu şekilde faydalanmayı planlamıştı usta teknik adam.
Bu görüntüde de Barella’nın topla buluştuğu noktaları görüyoruz. 2 kilit pasla maçı tamamlayan Barella, Conte’nin planının en büyük parçalarından biriydi ve yarım kanat gibi oynadığı maçta takımı adına çok büyük fark yarattı.
Inter, Hakimi ile hızlı hücuma çıkıyor ve Barella da sağ kenardan attığı koşuyla pozisyona destek oluyor.
Lukaku’nun baskın oyunu
Barella’nın özel rolünü bir kenara bırakırsak, maçın en etkileyici bireysel performanslarının bir diğerine de Lukaku imza attı. Uzun topları indirmedeki becerisiyle takımını bir hayli rahatlatan Belçikalı yıldız, Inter’in geçiş hücumlarında da önemli bir role sahipti. Lukaku, bu noktada da süratiyle fark yarattı ve Barella-Hakimi ikilisi ile birlikte sağ kenardan oldukça etkili pozisyonlar hazırladı. Maçı 1 gol 1 asist ve 3 kilit pas ile tamamlayan Romelu Lukaku, bağlantı oyununda da ne kadar yetkin olduğunu gösterdi. Bir santrfor oyuncusundan beklenecek niteliklerin hepsini bünyesinde barındıran yıldız oyuncu, Milano derbisinde bir kez daha ne kadar komple bir oyuncu olduğunu kanıtladı.
Sonuç
Milan ikinci devreye oldukça hızlı bir başlangıç yaptı. Rakip yarı sahaya yerleşerek temposuyla baskı kurmayı başaran Milan, bu periyotta Zlatan ve Tonali ile bazı fırsatlar yakaladı fakat Handanovic’i geçemedi. Genele baktığımızda ise Milan hücum anlamında pek de üretken olamadı. Pioli’nin öğrencileri, maç boyu 36 orta girişiminde bulunurken bunların yalnızca %16’sında isabet sağlayabildi. Maçın devamında ise Inter önce Lautaro, sonra da Lukaku ile bulduğu fırsatları değerlendirdi ve şampiyonluk yolundaki en önemli rakiplerinden birini çok net bir oyunla yenmeyi başardı. Conte’nin Barella’ya verdiği özgür rol, Lukaku’nun oyunun her alanındaki baskın performansı, Perisic, Eriksen, Lautaro gibi oyuncuların yükselen performansları da Milano derbisine iz bırakan noktalar oldu.
Kaynak: Maçkolik & WhoScored
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.