Eski avukat Peter Wilding tarafından türetilen ve son dönemde ekranlarda sıkça duyduğumuz Brexit terimi, iki kelimenin (Britanya ve çıkış) birleşimi şeklindedir. Brexit; adından da anlaşılacağı gibi, temelde Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılmasını hedefliyor. Birleşik Krallık halkının %52’sinin referandumda “evet” oyu vermesiyle de bu süreç başladı. Turizmden siyasete, ekonomiden eğitime kadar birçok alanda etkisi olacak Brexit sürecinden elbette ki Ada Futbolu da nasibini aldı/alıyor/alacak. Bu yazımızda Brexit sonrası süreçte Britanya’daki futbolun temel işleyişini yürüten kurum olan Football Association’ın(FA) ilk olarak ne gibi uyum kuralları çıkardığını, bu kurallar çerçevesinde futbolun nasıl etkileneceği gibi sorulara cevap vererek Brexit ile futbol ilişkisi konusunu ele alacağız.
Öncelikle FA resmi hesabından paylaşılan bazı kurallara bakalım. Bu uyum kurallarına göre, 31 Aralık 2020’den sonra Birleşik Krallık, Avrupa Birliği’nden ayrıldığında, Premier Lig ve EFL kulüplerinin denizaşırı oyuncularla sözleşme imzalaması konusunda bir sınırlama olacak. Brexit sonrası kulüpler, Avrupa Birliği vatandaşı futbolcuları serbest bir şekilde kadrolarına katamayacak. Premier League veya EFL’de oynamak isteyen AB ülkelerinden oyuncuların, diğer tüm denizaşırı oyuncular gibi Birleşik Krallık’ta çalışma hakkı için bir GBE kazanması gerekecektir. GBE, futbolcuların aşağıdaki bazı niteliklere göre puan topladığı, puan tabanlı bir sistemdir.
1 – Profesyonel ve genç uluslararası maçlar
2 – Bulundukları ligin, ligin pozisyonunun ve kulübün kıtasındaki kalitesi
3 – Kulüp maçlarında alınan dakikalar, oynanılan karşılaşmalar
Örnek vermek gerekirse eski sistemde Liverpool’un yıldız oyuncuları Virgil Van Dijk veya Wijnaldum, Hollanda’nın Avrupa Birliği üyesi olması sayesinde herhangi bir şarta bağlı olmadan çalışma izni alabiliyordu. Ancak Brexit sürecinin tamamlanmasıyla birlikte Van Dijk da, takım arkadaşı Senegal vatandaşı Sadio Mane gibi çalışma izni için puan tabanlı sisteme tabi olacak. Bu noktada İngiltere’nin elit kulüplerinin etkileneceğini düşünmüyorum. Öyle ki Manchester United veya Chelsea gibi kulüplerin transfer edeceği oyuncular da Avrupa’nın gözde oyuncuları olacaktır. Bu gözde oyuncular da gerek milli takım maç sayıları gerekse kulüplerinde oynadıkları süreler ile kriterlerde herhangi bir sorun yaşamayacaktır. Ancak orta ve alt seviye Britanya kulüpleri bu durumdan etkilenebilir.
Brexit öncesine kadar İngiliz kulüplerinin Avrupa’da sadece 1 sezonluk çıkış yapmış oyunculara bile oldukça ciddi yatırımlar yaptığını, deyim yerindeyse bu oyuncuları transfer edip denediklerini görüyorduk. Bu ortamda bir sınırlama geldiğindeyse Avrupa’da çıkış yapan bazı oyuncuları orta-alt seviye kulüpler kadrolarına rahatlıkla katamayacaktır.
İngiltere Premier Lig’i düşündüğümüzde rekabetçi bir ortamın olduğunu ve West Ham, Aston Villa gibi orta seviye takımların da kadrolarıyla diğer Avrupa liglerinde yarış içinde olabileceğini görüyoruz. Brexit ile beraber belki de kısa-orta vadede kadroların seviyesi düşmese de, uzun vadede Avrupalı oyuncuların sınırlaması ile beraber kadroların seviyesinin düşeceğini düşünüyorum. Bu kadro seviyelerinin düşmesi de izlenmeyi, ekonomiyi ve uluslararası turnuvalarda başarıyı etkileyecektir. Örneğin bugünlerde Leeds United-Aston Villa maçını milyonlarca kişi izliyor. Bu izlenme seviyesi elbette ki kadro kaliteleri ile doğrudan alakalı. Bu izlenme sayesinde Premier Lig’in yayın gelirleri hiç olmadığı kadar yüksek seviyede. Öyle ki 2019-2020 sezonunda küme düşen Bournemouth, Norwich gibi takımlar La Liga üçüncüsü ile eş değer seviyede yayın geliri elde etti. Bu yayın geliri sayesinde de Ada Futbolu’nun ekonomisi gelişti. Brexit’in getirdiği sınırlamalar ile beraber, bu kısmi şişirilmiş ekonominin uzun vadede normale döneceğini düşünüyorum.
“Sistem; Premier Lig, EFL ve İngiltere Futbol Federasyonu’nun(FA) ortak hedeflerini karşılayarak en iyi oyunculara ve kulüpler için gelecekteki yeteneklere erişim sağlar ve aynı zamanda kendi ülkesinde büyüyen oyuncular için fırsatlar sağlayarak İngiltere takımlarını korur.”
Yukarıda tırnak içindeki açıklama Britanya futbolunun en üst kurumu FA’den. FA ve Brexit’e göre bu sınırlamalar ile Avrupa’daki oyuncuların da sadece kaliteli olanı liglerde yer alacak ve Britanya pasaportlu futbolculara daha fazla süre verileceği için milli takımlar düzeyinde de başarı sağlanacak. Aslında bu tartışmayı ülkemizde de çokça yaptık. Yukarıda bu sınırlamanın ileri dönemde eksi yazacağını belirttim ancak FA ne düşünüyor bunu anlamak adına önemli bir parantez açılmış oldu yazımızda.
Bir başka uyum kuralına göre Premier Lig’de, bir kulübün imzalayabileceği denizaşırı 21 yaş altı oyuncu sayısı Ocak transfer döneminde üç, ilerleyen yıllarda sezon başına altı ile sınırlı olacak. FA bunun, dünyanın dört bir yanından en iyi oyuncuların yerel yeteneklerle birlikte eğitilmesini ve oynamasını sağlayacağını söylüyor. Brexit düzenlemelerine göre burada şöyle bir mantık var: Biz bu 21 yaş altı oyuncu sınırlaması ile kendi genç oyuncularımıza daha çok süre vereceğiz. Sınır ile birlikte de kulüpler denizaşırı oyuncular konusunda daha seçici olacaklar ve böylece kalite artacak. FIFA kurallarına göre ise, İngiltere’nin AB’den çıkışı, kulüplerin 18 yaşına kadar yurtdışından oyuncularla sözleşme imzalayamayacağı anlamına da gelecektir. Pratikte sistemin Brexit sürecinde FA’in öngördüğü gibi olacağını düşünmüyorum. Örnek vermek gerekirse Dortmund’un yıldızı Jadon Sancho ve Bayern Münih’in yükselen genci Jamal Musiala, henüz 18 yaşını doldurmadan İngiliz takımlarından ayrılarak kariyerlerine Almanya’da devam etme kararı aldılar. Eğer önceden böyle bir sınırlama olsaydı bu yıldızlar belki de sadece pasaportlarından dolayı ülke içinde kalacaktı. Takım içinde edindikleri mutlak yerden ötürü de kendilerini geliştirmeyecekti. Ancak sınırın olmadığı ortamda Almanya’da kendilerini geliştirme şansı buldular ve İngiltere milli takımının geleceğinin parlak olmasını da büyük ölçüde bu oyunculara borçluyuz.
İngiltere Futbol Federasyonu ve ilgili kurumların açıklamasına göre anlaşma, hükümetin gerekli kriterlerine uygundur ve Birleşik Krallık yeni yılda Avrupa Birliği’nden ayrıldığında yürürlüğe girecektir. Ocak 2021 transfer penceresinde uygulanacak ve 2021 yaz transfer dönemi öncesinde tamamen hayata geçirilecektir.
İngiltere Premier Lig özellikle de son yıllarda Avrupa’da ve tüm dünyada açık ara en çok izlenilen, en çok gelir elde eden ve en başarılı ligi konumunda. Brexit süreciyle beraber en azından kısa ve orta vadede bu durum değişmeyebilir ancak uzun vadede bu durumun değişeceğini ve gelirlerin, ilginin ve başarının azalacağını düşünüyorum. Bu düşüncemin altında da ülkemizde de son dönemde sıkça tartıştığımız yabancı kısıtlaması meselesi yatıyor. Bir kısıtlamanın olduğu yerde başarıdan ve ilgiden söz edebileceğimizi düşünmüyorum.
Sonuç olarak diğer tüm sektörlerde olduğu gibi Britanya kulüpleri için de Brexit süreci başladı. Bununla bağlantılı olarak ilk etapta 21 yaş altı futbolcular ve AB vatandaşlarına getirilen performans tabanlı sınırlandırmaları gördük. Biz de bu yazımızda ilerleyen süreçte ne gibi dezavantajlar oluşur, FA bu konuda ne düşünüyor gibi konuları ele aldık.
Kaynak: Footbal Association; Plan for Overseas Player Post Brexit