Modern zamanların en moda uygulaması belki de Tinder. Bir dating aplikasyonu olarak piyasaya girdi ve ciddi bir kullanıcı sayısına kısa sürede erişti. Uygulamanın ücretsiz versiyonu ile de kullanım olanağı varken, gold üyelik veya ek özellikler de satın alınarak daha fazla eşleşme daha fazla dating imkanı yakalanabiliyor. Tinder, ücretsiz versiyonun kullanımından oldukça memnun olsa da ücretli özelliklerin alınması için çeşitli cazibe odakları oluşturmaya çalışıyor. Çünkü ücretli özelliklerde kar payı Tinder için daha yüksek. Bu cazibe odaklarını gün be gün geliştiren Tinder, farklı özellikler sunarak gold üye sayısını artırmaya devam etmekte.
Tinder’ın marka değeri
Geldiğimiz gün itibari ile de Tinder’ın 50 milyon kullanıcısı olduğu, bunların 10 milyonunun her gün aktif olduğu, 4 milyon üyenin gold özelliğe sahip olduğu bilinmekte. Tinder’ın ayrıca 2017 yılı için 400 milyon dolar, 2018 yılı içinse, ağustos ayı itibari ile 800 milyon doların üstünde ciro yaptığı bilinmekte. Hal böyle olunca pasta büyüdükçe daha da büyümek daha fazla kullanıcıya erişmek özellikle de daha fazla gold kullanıcıya erişmek Tinder’ın ilk hedefi. Bu kapsamda ise Tinder pazarlama politikasını insan davranışları ile birleştirerek farklı bir politikaya imza attı.
Tinder, Manchester City ile sponsorluk anlaşması imzaladı. Tinder, bir dating uygulaması. City ise İngiltere Premier Lig’in son şampiyon futbol takımı. Peki bu anlaşmanın altındaki neden neydi ? Tinder, neyi amaçlamakta?
Nasıl kuruldu bu sponsorluk?
Geçtiğimiz sezon anlaşmaya varan Tinder ve City, ilk adım olarak 7 Nisan Manchester derbisi öncesi bu anlaşmayı duyurarak işe başlamıştı. Tinder ise maç günü logosunu ve renklerini sponsoru olduğu City rengi olan gök mavi olarak değiştirmişti. Aynı zamanda ilk görselde ki devasa balonu Manchester şehrinde saatlerce uçurmuş ve en son stada doğru kaydırmıştı.
Tinder ile City arasında ki anlaşma, City’nin hem erkek hem kadın futbol takımlarını içeriyor. Burada bir mesaj verilmek istendiği oldukça açık. Buna ek olarak City’nin kardeş kulübü olan New York City de bu anlaşmaya dâhil.
Anlaşma kapsamında Tinder’ın dünyanın 4 bir yanında ki kullanıcıları City maçları için farklı aktivitelere uygulama üzerinden katılabilecek, bazı oyunlara erişim sağlayabilecek ve farklı etkinliklerde kendini gösterebilecek.
City’nin Ticari Direktörü Tom Glick bu anlaşmayı şu sözlerle kısaca anlatmıştı; “Tinder, futbol gibi, her gün milyonlarca insanı dünyanın her yerinde bir araya getiren büyük bir küresel platform”.
“Tinder ile birlikte, yeni, eğlenceli ve yaratıcı bir şekilde daha da fazla ilişki yaratmak için Tinder’in önemli cazibesini ve küresel kitlemizle nasıl bir araya gelebileceğimizi keşfetmek için harika bir fırsatımız var. Bunun Tinder ve City için mükemmel bir eşleşme olacağına inanıyoruz”
Bu sponsorluk için Tinder’ın ortak başkanı David Wyler ise; “Şirket kültürümüz, geleceğe bakış açımızla beraber iyi eşleştirilen iki kuruluş olduğumuzu fark ettik ve dünya çapında genç hayranlarla buluşabileceğimiz bir yer olduğunu gördük.”
“Kullanıcılarımızın, sporları için duydukları sevgi ve tutkuyla ilgili olarak tavırları çok net. Tartışmasız ki bu spor tutkusunun en büyük kısmı futbol oluşturmaktadır. Kıtalar ve ülkeler, diller, kültürler ve ırklara yayılan heyecanı ve fandomu futbol kışkırtıyor ve bu gerçekten farklı ve kapsayıcı. Bu, Tinder’da ki temel değerlerimizle mükemmel bir uyum gösteriyor.” demişti.
Tinder’ın hedefi
Tinder’ın kullanıcı kitlesinin 18-35 yaş arası genç nüfus olarak değerlendirebileceğimiz geniş bir kitle oluşturmakta. Aynı zamanda dünyada da bu yaş aralığında ki kitle ciddi şekilde futbol ile ilgilenmekte. Doğal olarak tam bir win-win mantığıyla yaklaşılmış sponsorluk. City dünyada 190 ülkede bulunan 22 dilde hizmet veren bir uygulama ile adını bir kez daha her yerde duyurmuş olacakken, Tinder ise City şemsiyesi ile tanınırlığını ve bilinirliğini artırmak bir yana NORMALLEŞME sürecine girmiş olacak. Aslında Tinder’ın bu sponsorlukta ki temel amacının,NORMALLEŞME olduğu düşünülmektedir. Çünkü bir flört uygulaması dünyanın her yerinde herkes tarafından kullanıyor olsa da çekinerek söylenen ve biraz da gizli kalması istenen bir durum olarak karşımıza çıkmakta. Dolayısıyla Tinder’ın 50 milyon üyesinin sadece 4 milyonu gold üye. Gold üye sayısının artmasının önünde en büyük engelin ise normalleşme süreci olduğunu düşünmüş durumdalar. Tinder ne kadar bilindik ve normal gelen bir uygulama haline gelir ve ne kadar günlük hayatın içinde yer alabilirse o kadar çok üyesi ve gold üyesi olacaktır. Ayrıca spor endüstrisinin bu büyük pastasında büyük bir diğer firmanın yer almak istemesi de oldukça olağan bir ticari planlama olarak düşünülebilir.
Manchester City bunu ilk defa yapmıyor
City bu tip farklı ortaklıkları ilk defa yapmıyor. Daha öncede hatırlayacağınız üzere Angry Birds’le bir anlaşma yapmış ve dünya çapında büyük ses getirmişti. City Tv için yaptığı yatırımlar hakeza aynı noktada olmakla, City resmi Youtube hesabının da 1.5 milyon üyesi olduğunu unutmamak lazım. Ayrıca Facebook Messenger uygulamasında ilk chatbot sunan takımda City’ydi. Gerçek anlamda globalleşme adına çok büyük işlere imza atan City’nin 2 kıtada; Amerika’da New York City ve Avusturalya’da Melbourne City takımlarının da sahibi olduğunu hatırlatmak isterim.
Bonus bilgi
Her ne kadar Tinder kendini çok fazla duyurduğu için bu sizlere ilk flört uygulaması ve futbol takımı sponsorluğu ya da işbirliği olarak gelse de, bu ilk değil. Daha önce La Liga takımlarından Getafe, 2015’te hayranlarının eşleşme yapabilmeleri ve kulübün yeni hayranlarını yaratabilmeleri için sevdikleri birini bulmalarına yardımcı olan Tinder tarzı bir uygulama olan “Getafinder” ı yarattı. Uygulama sadece emin olmak için Madrid’in güneyinde bulunan stadyumun çevresinde çalıştı.