2015-2016 sezonunda attığı 75 golle 79 puan toplayan ve en yakın rakibine 5 puan fark atarak şampiyon olan Beşiktaş’ta Şenol Güneş’in oynattığı hücum futbolunu ve sezonun genelini değerlendireceğiz.
Bilic’in Beşiktaş’ı vs Güneş’in Beşiktaş’ı
Beşiktaş’ın rakipleriyle olan farkını değerlendirmeden önce geçtiğimiz seneden farkını değerlendirmek daha doğru olacaktır. Her fırsatta hücum takımı diyoruz Beşiktaş’a. Neden?
Bilic’in Beşiktaş’ı topu ve oyun kontrolünü ön planda tutan orta saha direnci yüksek bir takımdı. Bunu da Atiba-Veli ikilisinin oluşturduğu kesici ve direnci yüksek orta saha tandemine borçluydu Beşiktaş. Ne değişti?
Çok şey değişti. İlk maçtan son maça kadar Atiba-Oğuzhan ikilisini kullandı Şenol Güneş. Geçen sene iki kişinin yaptığı işin yarıdan fazlasını Atiba tek başına yaptı. Ama Oğuzhan’ın da hakkı yenmesin. Geçen sene sadece hücum kovalayan ofansif orta saha Oğuzhan gitti, çift yönlü oynayabilen Beşiktaş’ın hücum aklı ve merkez gücü Oğuzhan geldi. Beşiktaş’ın geçtiğimiz seneye göre temeldeki en büyük farklılığı buydu.
Son Düzlükteki İlk 11
Beşiktaş bu sezon çok şanssız anlar da yaşadı. Kuşkusuz en şanssız gelişme Ersan’ın satılması sonrası Rhodolfo’nun sakatlanması oldu. Yeni yeni oturmaya başlayan savunma tandemi bozulunca Şenol Güneş farklı alternatiflere yöneldi. Yeni transfer Alexis bekleneni veremeyince Necip denendi. Necip’i hamle olarak elinde bulundurmak isteyen Şenol Güneş en son Tosic’i orada kullandı ve bu isim başarılı oldu. Partneri Marcelo ise transfer edildiği günden bu yana iyi performans sergiledi.
Beşiktaş’ın sezon geneli 11’inde en büyük değişiklikler savunmada yapıldı. Hücumda ise form, ceza, sakat durumlarına göre değişiklikler oldu. İstikrarını koruyan isimler de belliydi. Gomez, Sosa, Oğuzhan, Atiba, Beck ve Marcelo kadroda yeri en sağlam olan oyuncular oldu.
Beşiktaş Neleri İyi Yaptı?
Beşiktaş’ın iyi yaptığı şeylerin temelini Atiba attı diyebiliriz. Trinidad&Tobago asıllı Kanadalı futbolcu orta sahada kaptığı topları o kadar çabuk oynadı ki Beşiktaş 3. bölgeye çok hızlı geçti. Önde kaptırılan toplara yapılan şok preslerde de Atiba’nın katkısı çok büyüktü.
Beşiktaş’ın hücumdaki en önemli kozu ise tek pasla gelişen ataklarıydı. İçinde hemen hemen herkesin bulunduğu bu tek paslı hücum organizasyonları bize seyir zevki güzel goller izletti. Özellikler Oğuzhan’ın attığı her golde tiki-taka kokusu vardı. Somut katkı veremediği için eleştirilen Olcay’ın da bu organizasyonlarda doğrudan katkısı vardı. Beşiktaş yaptığı tek paslarla rakip savunmaların kilidini açtı.
Beşiktaş Neleri Kötü Yaptı?
Ersan’ın satılması sonucu sakatlanan Rhodolfo’dan sonra savunma bir türlü oturmadı. İsmail’in aklının sürekli hücumda olması, Beck’in de bu zamanlarda form düşüklüğü yaşaması Beşiktaş’ın takım savunmasında sıkıntılar yaşamasına neden oldu.
Sezon genelinde iyi bir performans gösterdiğini söyleyip hakkını teslim etsek de Tolga Zengin’in yetersiz kaldığı anlar oldu. Yetersiz kaldığı anlardan daha önemlisi devamlılık sıkıntısı çektiği çok zaman oldu. Pasa dayalı futbol oynayan Beşiktaş’ta Tolga’nın attığı bütün uzun top ve degajlar da rakibe geçti. Devrenin sonunda kurtarıcı olarak Boyko ise şans bulamadı. Beşiktaş, lig genelinde oyuncu yönetimini en iyi yapan takımdı ancak Boyko-Tolga meselesinde bu başarı olmadı.
Her takımın 1 tane 1. kalecisi olur. Form durumuna göre kaleci değiştirilmez. Eğer Beşiktaş geçen sezon Avrupa Ligi’nde müthiş işler yapan Dnipro’nun kalecisini buraya getiriyorsa kaleci kazağını ve eldivenleri ona devretmeli. Eğer devretmiyorsa ve bu kaleci sadece 4 maça çıkıyorsa ondan başarılı olması da beklenmemeli. Boyko’nun Tolga’dan iyi bir kaleci olduğunu ve yeni sezonda eldivenleri devralması gerektiğini düşünüyorum ancak bu şu an için pek mümkün gözükmüyor.
Bitirim İkili > Gomez & Cenk
Beşiktaş’ın gol makinesi Mario Gomez sezon boyunca bütün takımın emeğini taçlandıran goller attı ancak onun yokluğunda da bayrağı çok iyi taşıyan bir alternatifi vardı. Cenk, Gomez’i bir rakipten çok bir fırsat olarak gördü ve ondan öğrenebileceği çoğu şeyi öğrendi. Bunu da hemen hemen her açıklamasında dile getirdi. Sezona hat-trick yaparak başlayan oyuncu yükselen formuna rağmen o formayı devredip sıkıntı yaratmıyorsa buradaki etken de Şenol Güneş’tir. Güneş Cenk’in hakkını her zaman teslim etti ve onu canlı tuttu. Rakiplerinde de benzer sıkıntılar vardı Beşiktaş’ın ama orada benzer çözümler çok geç bulundu.
Cenk yedek bir santrfordan öte Güneş’in 4-4-2 opsiyonunun en büyük kozuydu. Kuşkusuz Euro 2016’da da Fatih Terim’in büyük bir kozu olacak.
Gol kralı Mario Gomez için söyleyecek birkaç sözüm daha var. Şenol Güneş’in takımlarında tepeye çıkan santrforlara alışkınız, 26 golün tamamını tek başına atmadı Gomez ancak ortaya koyduğu çok ciddi bir karakter vardı. Belki Gomez gider yerine aynı kalitede bir isim gelir belki +20 gol de atar bu isim ancak Mario Gomez’in ortaya koyduğu karakteri belki kimse kolay kolay koyamaz.
Hatırlayalım, ilk devredeki Galatasaray maçı… Beşiktaş’ın genç kalecisi Günay çok ciddi bir hata yapıyor ve Galatasaray 1-0 öne geçiyor. Bu golden sonra dağılan taraftar ve oyuncular arasında bir kişi parlıyor. Mario Gomez. Tek başına Galatasaray savunmasını yarıp golü atıyor ve herkesi ayağa kaldırıyor. Beşiktaş geçtiğimiz sezonlarda da bu tip şanssızlıklar yaşadı ama devamı hiç böyle olmadı. Bana sorarsanız Beşiktaş o gün Gomez’in ortaya koyduğu mücadeleyle makus talihini yeniyor ve şampiyonluk için en net mesajı veriyordu.
Gomez’in önümüzdeki sezon Beşiktaş’ta kalacağı belli değil ancak Beşiktaş’ta kalma şartı da bir şart değil, bir gereklilik.
Mario Gomez “Burada mutluyum ancak somut bir hedef ve plan istiyorum.” dedi. Gerekli takviyelerle Şampiyonlar Ligi’nde yarışmak istiyor Mario Gomez. Bundan daha doğal olan ve daha gerekli olan bir şey yok. Beşiktaş bu başarıyı sürdürülebilir hale getirmek zorunda. Bunun için elinde imkan ve arkasında da ciddi bir taraftar kitlesi var.
En’lerin Takımı
Beşiktaş’ın gol kralı Gomez ve asist kralı Sosa dışında da tepede olduğu alanlar var. Özellikle topla oyun, topa sahip olma ve toplam pas alanlarında ligin 1 numarası yine Beşiktaş. Rakibe en az faul yapan ve kendisine de en çok faul yapılan takım da Beşiktaş. Buradan yapılan çıkarım çok net: Beşiktaş futbol oynamayı seviyor.
İsabetli şut konusunda da ilk sırada yer alan Siyah-Beyazlıların bu istatistiği de sürpriz değil çünkü 75 gol atan bir hücum takımından bahsediyoruz.
İyi Günde Kötü Günde > Jose Ernesto Sosa
Beşiktaş’ın Arjantinli orta sahası Sosa kuşkusuz bu başarının en büyük mimarlarından biri. Bu sezon duran toplarla Beşiktaş’a kazandırdığı puanlar bir yana takım iyiyken de kötüyken de onu hep sahnede gördük. Özellikle ilk yarıdaki Osmanlıspor ve siste oynanan Mersin İdman Yurdu maçları tamamen Sosa’nın özverisiyle aşılmış engellerdi. Yaptığı 12 asist ve 6 golle Beşiktaş’ın hücumdaki en etkili ismiydi. 4-4-2’ye dönüldüğünde kanatlarda da oynayabilmesi Güneş’in bu hamledeki elini çok güçlendirdi.
Namabet Şampiyonluk
1991-1992 sezonunda yenilgisiz yani namağlup şampiyon olan Beşiktaş 2015-2016 sezonunda da stadyumsuz yani namabet şampiyon oldu.
Stadyumun son düzlüğe girilirken açılması Beşiktaş’ta sezonun en önemli gelişmelerinden biriydi. Stadyum açılırken yazdığımız yazıda Beşiktaş’ın Vodafone Arena rüzgarını arkasına almasından bahsetmiştik. Beşiktaş o rüzgarı arkasına aldı ve burada oynadığı 3 iç saha maçında 10 gol atıp 3 gol yedi.
Şampiyonlar Ligi ve Sürdürülebilir Başarı
Stadyumsuz geçirilen 3 senenin ardından Beşiktaş’ın elinde artık bir şampiyonluk kupası ve bu kupanın getirdiği imkanlar var. Öncelikle Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde direkt mücadele etme hakkı kazandı ve ciddi bir yayın geliri gelecek. Gomez’in de istediği gibi savunma başta olmak üzere iyi bir kadro kurulup burada başarı hedeflenmeli. Kimse Beşiktaş’tan Şampiyonlar Ligi’nde finale kalıp kupayı almasını istemiyor ancak normal şartlarda gruplarda dişe diş mücadele edebilecek ve gruptan çıkabilecek imkana ve güce sahip olunmalı. Galatasaray’ın yaşadığı maddi sıkıntılar ve Fenerbahçe’nin kadrosunu yenileyecek olması Beşiktaş için önemli detaylar. Yani sürdürülebilir başarı hedefiyle iyi bir kadro kurulursa bunun gerçekleşebileceği bir ortam var. Beşiktaş için somut bir hedef ve iyi bir kadroyla Vodafone Arena’da Şampiyonlar Ligi müziğinin tadını çıkarma zamanı.