Süper Lig’in 23. haftasında Beşiktaş evinde Trabzonspor’u ağırladı. 1-0 geriden gelerek skoru lehine çeviren Siyah Beyazlılar, son dakikada Sörloth’a engel olamayınca maçtan 1 puanla ayrıldı. Trabzonspor ise şampiyonluk yarışında bu zorlu deplasmandan kritik bir puan aldı.
Derbinin Beşiktaş tarafını iş ortağımız Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.
Trabzonspor analizi için buraya tıklayabilirsiniz.
Genel bakış
Sergen Yalçın’ın genel hatlarıyla önceki maçlara benzer bir oyun planıyla maça başladığını gördük. Topa sahip olan – rakiplerinin de topu bırakmayı tercih etmesiyle – ve rakip yarı sahada yoğun baskı yapan bir takım vardı. Trabzonspor, savunmasını kaleye yakın kurmasına rağmen Beşiktaş presi karşısında geçiş hücumlarında çok top kaybı yapınca ev sahibi ekip bir çok kontra atak fırsatı da buldu. Nitekim Beşiktaş’ın ilk golü de bir geçiş hücumu sonucunda geldi.
Özellikle gole ihtiyaç duyulan ilk 60 dakikada yapılan ön alan presi , zaten derinde savunma yapan ve dolayısıyla topu kaptığında hücuma çıkmak için uzun bir mesafe kat etmesi gereken Trabzonspor’u bir çok top kaybına ve ileride yalnız kalan Sörloth’a uzun vurmaya oynadı. Norveçli golcü maç boyunca tam 14 hava topu mücadelesine girdi. Üstteki grafikte de görüldüğü gibi Trabzonspor ilk yarıda kendi yarı sahasında ve rakip yarı alanın ilk metrelerinde tam 18 top kaybetmiş.
Beşiktaş’ın topa sahip olması ve yerleşik savunmaya karşı hücum etmesine rağmen her kontra atak fırsatını değerlendirmeye çalıştığından bahsetmiştik. Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi maç boyunca 14 defa kontra atak fırsatı yakalayan Beşiktaş, bunların 4’ünü şutla, 1’ini de golle sonuçlandırmayı başardı. Gol olmasa dahi %29’luk şutla sonuçlandırma oranının oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Öte yandan rakibini geride bekleyen ve hücum planını kontra atak üzerine kuran Trabzonspor, sadece 13 defa kontra fırsatı yakalamış ve bunların da yalnızca 2’si şutla sonuçlanmış.
Son olarak Beşiktaş’ın önde baskı yapıp sonuç aldığı anlardan birini paylaşarak bu bölümü bitireyim.
Sergen hocanın gelişiyle El Neny’nin değişen rolünden daha önce de bahsetmiştim. Rakiplerin Beşiktaş’ı 2. bölgede karşılaması ve Beşiktaş’ın stoperleri üzerinden topu çıkartıp rakip yarı sahaya yerleşmekte zorlanması sebebiyle El Neny’yi stoperlerin arasına çekiyordu hoca. Bu maçta ise Mısırlının önceki maçlara nispeten topla daha ileride buluştuğunu görüyoruz. Bunun sebebini de Trabzonspor’un derinde savunma yapmasına bağlayabiliriz. Oyunun durmasıyla(aut atışları gibi) rakip yarı sahaya yerleştiği anlar hariç 2-1 geriye düşene kadar önde neredeyse hiç baskı yapmadı Trabzonspor. Bu durumun da Beşiktaş’ın oldukça işine geldiğini düşünüyorum. Biraz önce de bahsettiğim gibi rakip yarı sahaya yerleşmek Beşiktaş’ın sezon başından beri önemli problemlerinden biri. Hoca, her ne kadar gelişinin ardından yaptığı El Neny hamlesiyle bu soruna bir nebze olsun çare bulmuş olsa da problem hala sürüyor. Trabzonspor’sa bu problemi kaşımak bir yana, geride bekleyerek Beşiktaş’ın bu defosunu örtmesine katkı sağladı. Ev sahibinin maçın neredeyse tamamında rakibi domine etmesinde de bunun etkisi vardı bence.
Trabzonspor’un derin savunmasını görüyoruz. Rakibini neredeyse kendi ceza sahalarında karşılıyorlar. Ne topu kullanan El Neny’nin, ne de merkezdeki 2. alternatif olan Caner’in neredeyse 10 metre yakınında hiçbir Trabzonsporlu yok.
Gol beklentisi(XG) verisinde de iki takımın arasındaki fark ortaya çıkıyor. Beşiktaş’ın girdiği gol pozisyonlarının XG oranı 3,4’ken, Trabzonspor’sa 1,07 XG verisinden 2 gol çıkartmayı başardı.
Topla Oynama
Son 15 dakikaya kadar topu domine eden bir Beşiktaş var. Bu oranda Beşiktaş kadar Trabzonspor’un oyun planının da payı vardı.Biraz önce belirttiğim gibi topu rakibine bırakıp savunma yapmayı ve kontra ataklarla sonuca gitmeyi planlayan bir Trabzon vardı.
Son 15 dakikadaysa roller değişti. Gole ihtiyacı olan Trabzonspor topu aldı, Beşiktaş’sa rakibini kendi yarı sahasında karşılayıp rakip savunma arkasında geniş alan kovaladı. Trabzonspor’un aksine Beşiktaş’ın son dakikada golü yemesine rağmen bu kontra atak oyununu iyi oynadığını düşünüyorum. Rakibine oranla geride daha sağlam duran ev sahibi ekip, kontra ataklarla istediği fırsatları da buldu. Son 10 dakikada N’Koudou ve Diaby’yle 2 net fırsatı değerlendiremeyen Beşiktaş, 90. dakikada Sörloth’a engel olamadı.
Beşiktaş’ın 2. Golü
Beşiktaş’ın kornerden gelen golünün önceden çalışılmış bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Görüldüğü gibi korner atılacakken ceza sahasının ön alanında hiç bir Beşiktaşlı yok, dolayısıyla adam adama savunma yapan Trabzonlu oyuncular da o alanı boş bırakmış, Beşiktaş’ın o alanı boşalttığını söyleyebiliriz. Korner atılacağı anda ise hem Boateng, hem Vida, hem de altı pas içindeki Gökhan ön direğe hareketleniyor. Burada dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta da Atiba. Korner atılacağı anda penaltı noktası civarında konumlanan Kanadalı, önce Vida’yı, ardından da Boateng’i bire birde tutması gereken rakip oyunculara perde yapıyor ve boşa çıkan Boateng de kafayı vuruyor.
Caner Erkin İkilemi
Beşiktaş’ın en büyük ikileminin Caner olduğunu düşünüyorum. Savunma zaafiyeti yüzünden takımına her maç sıkıntı yaşatsa da hücumda getirdikleri fazlasıyla kıymetli.
Caner’in savunma zaafiyeti bir sır değil ve onun oynadığı hemen hemen her maçta rakipler Caner’in kanadı üzerinden hücum ediyor. Nitekim bu maçta da farklı bir şey görmedik. Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi Trabzonspor ataklarının önemli bölümü kendi sağ kanatlarından gelmiş. Konuk ekibin yaptığı 78 hücumun 36’sı(%46) ve son dakikadaki beraberlik golü Caner’in savunduğu kanattan geldi. Caner, savunmada girdiği ikili müacadelerin %53’ünü kazanarak Beşiktaş savunmacıları arasında en düşük orana sahip oyuncu oldu, ayrıca yalnızca 3 pas arası yaparak maçın en az pas kesen savunmacısı oldu.
Ancak biraz önce belirttiğim gibi Caner’in hücumda getirdikleri onu oldukça değerli bir parça yapıyor. Senelerdir klasik bir çizgi beki gibi oynayan ve ligin en iyi orta açan beklerinden biri olan Caner, Avcı’nın gelişinden beri aldığı oyun kurucu bek rolünün de hakkını veriyor. Ayrıca Beşiktaş merkez orta sahasının oyun kurma konusunda mahir oyunculardan oluşmaması ve N’Koudou’nun klasik bir kenar oyuncusu olması, içe kat ederek oyunun kurulumuna katkı veren Caner’i daha da vazgeçilmez bir oyuncu haline getiriyor. Bu maçta da hücum anlamında oldukça iyi bir maç çıkartan Caner, rakip ceza sahasına 16’sı isabetli 24 pas gönderdi ve ceza sahasına en çok pas atan futbolcu oldu. Başka bir veriyle kıyaslamak gerekirse, Trabzonspor maç boyunca Beşiktaş ceza sahası içine toplamda 20 pas atmış. Yani Caner, tek başına ceza sahası içine bütün Trabzonspor’dan daha fazla pas göndermiş. Ayrıca 3’ü isabetli 8 orta yapan Caner, 2’si isabetli 3 de kilit pas denedi.
Biraz önce Trabzonspor’un savunmasını göstermek için koyduğum bu kareyi Caner’in rolünü göstermek için de kullanabiliriz.
Avcı, N’Koudou’yu çizgide, Caner’i daha merkeze yakın kullanıyordu, dolayısıyla Caner’i sık sık buralarda görüyorduk. Sergen ise gelişinin ardından iki kanatta da oyunu beklerle genişletip kenar oyuncularını kanat forvet gibi kullanmak istedi. Ancak N’koudou tipik bir çizgi oyuncusu ve Sergen hocanın istediği profile uygun değil. Nitekim yavaş yavaş Caner’in merkeze daha sık geldiğini ve N’Koudou’nun da kenarda daha çok kaldığını görüyoruz. Sanıyorum Sergen hoca da yavaş yavaş Avcı gibi N’Koudou’yu çizgide, Caner’i merkezde kullanmaya sıcak bakıyor sanırım. Beşiktaş’ın elindeki diğer sol bekleri Rıdvan ve Rebocho ise bu işi Caner seviyesine yakın bile yapabilecek düzeyde değil bence. Dolayısıyla Caner’in hücumda ciddi manada fark yaratan bir unsur olması ve onun rolünü alabilecek bir alternatif olmaması milli futbolcuyu takımı için çok önemli bir parça yapıyor.
Kısacası savunmada yarattığı olumsuz fark kadar hücumda olumlu fark yaratan Caner, bu sebepten ötürü Beşiktaş’ın en büyük ikilemi. Naçizane kişisel görüşümse Caner’in özellikle favori olunan maçlarda oynaması yönünde. Nitekim favori çıkılan maçlarda Beşiktaş maçın büyük bölümünde topa hakim olmak ve rakip yarı sahaya yerleşerek oynamak zorunda. Dolayısıyla topu iyi kullanan maksimum sayıda oyuncuyla sahada yer almak zorundasınız ve Caner de bu konuda Beşiktaş’ın en iyi oyuncularından biri. Dolayısıyla lig maçlarının neredeyse hepsinde Caner’in hücumda yarattığı fark, savunma defolarından daha değerli hale geliyor.