Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş evinde Fenerbahçe’yi konuk etti. Karşılaşma Vida ve Gökhan Gönül’ün golleriyle 2-0 sona ererken, Fenerbahçe’de Vedat Muriqi 25. dakikada gördüğü kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Bu sonuçla birlikte Beşiktaş üçüncülük iddiasını sürdürürken, Fenerbahçe ise sezonu 7. sırada bitirmeyi garantiledi. Ayrıca bu maçla birlikte Sergen Yalçın da Beşiktaş teknik direktörü olarak ilk derbi galibiyetini aldı.
Beşiktaş’ın derbi performansını iş ortağımız Instat’ın verileriyle inceleyeceğiz.
Fenerbahçe analizi için buraya tıklayabilirsiniz.
Ortalama Pozisyonlar
Beşiktaş’ın derbi 11’inde sürpriz yoktu. Geçtiğimiz hafta içi kontratını fesheden Ruiz yerine Roco 11’e monte edilirken, sakatlıklarından dönen Boateng ve Burak Yılmaz da ilk 11’deki yerlerini aldılar.
İlk Yarı
Beşiktaş’ın top rakipteyken 4-4-1-1 şeklinde sahaya yayıldığını gördük. Topu rakibine bırakarak maça başlayan Siyah Beyazlılar, rakibini de kendi yarı sahasında karşıladı ve kontra atak fırsatları aradı. Ancak bu planı işin ne savunma, ne de hücum kısmında tam anlamıyla uygulayamadılar. Gerek 11’e 11 oynanan ilk 25 dakika, gerekse rakibin 10 kişi oynadığı son 20 dakikada istediğini yapan taraf daha çok Fenerbahçe oldu.
Yukarıdaki verilerde de görüldüğü gibi Fenerbahçe, son 20 dakikasını 10 kişi oynadığı ilk yarıyı %59 topla oynama ve 13 şutla tamamlarken, aynı sürede Beşiktaş sadece 4 şut çekebildi. Özellikle ilk 15 dakikada yoğun bir Fenerbahçe baskısı vardı. Oyunu rakip kaleye yığan ve kaptırdığı toplardan sonra baskı yapan konuk ekip karşısında Beşiktaş doğru pası bulmakta zorlandı ve kontra atağa çıkamadığı gibi sıklıkla top kaybı da yaptı.
Yukarıda da görüldüğü üzere Siyah Beyazlılar, maçın ilk yarısında kendi yarı sahası ve rakip sahanın ilk metrelerinde tam 10 top kaybetmiş. Ayrıca rakip yarı sahada kazanılan serbest top sayılarında da Fenerbahçe’nin üstünlüğünü görüyoruz. Konuk ekip maç boyu Beşiktaş yarı sahasında 23 sahipsiz top kazanırken, Beşiktaş’ta bu rakam sadece 14.
Beşiktaş’ın bu noktada özellikle Ruiz’in eksikliğini hissettiğini düşünüyorum. Ruiz’in Beşiktaş’a kattığı en büyük fark oyun zekası ve pas becerisiydi. Savunmada böyle bir oyuncudan yoksunsanız haliyle topu doğru şekilde çıkartmak da bir hayli zorlaşıyor.
Maçın ilk bölümünde gelen Fenerbahçe baskısına, Sergen Yalçın bir saha içi hamlesiyle karşılık verdi. İlk 10 dakikada top Beşiktaş’tayken stoperlerin önünde Atiba’yla birlikte konumlanan El Neny, bu dakikadan sonraysa takım top çıkartırken iki stoperle aynı hizada konumlanmaya başladı. Zaman zaman iki stoperin arasına giren, zaman zaman da sağ ya da sol çizgiye kayarak 3’lü hattı tamamlayan El Neny, bu sayede Siyah Beyazlıları da bir nebze olsun rahatlattı.
El Neny’nin üstlendiği görevi pas bağlantısı grafiğinde de görüyoruz. En sık pas alışverişine giren 5 ikiliden ikisini El Neny’nin Vida ve Roco’yla kurduğu bağlantılar oluşturuyor. Ayrıca Mısırlı futbolcu, Atiba-Boateng-Boyd üçlüsüne toplam 19 pas atmış. Maç boyunca toplam 65 pas atan El Neny’nin neredeyse attığı her 3 pastan biri bu üçlüye gitmiş.
Bence Siyah Beyazlıların savunmadaki kurgusundaki en önemli hatası ise ön taraftaki adam adama eşleşmelerdi. Siyah Beyazlılar her ne kadar yoğun bir ön alan baskısı yapmasa da Burak ve Boateng pozisyonları itibariyle rakiplerini önde karşıladı. Ancak bu noktada Fenerbahçe savunmasında Serdar-Falette tandeminde top kullanma açısından zayıf halka Serdar olmasına rağmen, Boateng-Burak ikilisinden Boateng, Tolga’yla, Burak ise Serdar’la eşleşti. Hal böyle olunca da konuk ekip Falette üzerinden hem oyunu doğru şekilde kurdu, hem de rakip yarı sahaya daha rahat yerleşebildi. Bire bir eşleşmeler Falette ve Tolga’ya getirilse, Fenerbahçe oyunu Serdar üzerinden kurmak zorunda kalacak ve haliyle bu kadar rahat rakip yarı sahaya yerleşemeyecekti.
Yukarıdaki pozisyonda bu durumu daha rahat gözlemleyebiliyoruz. Fenerbahçe, Tolga-Falette ikilisiyle savunmadan çıkıp rakip yarı sahaya yerleşiyor. Pozisyonun başlarında Burak’ın Tolga’yı bırakıp rakip kaleciye baskıya gittiğini görüyoruz. Burada Burak oyuncusuyla kalsa Altay ya uzun vurmak zorunda kalacak, ya da pas becerisi oldukça sınırlı olan Serdar oyunu kurmak zorunda kalacak. Devamında da Burak’tan gereken oyuncu takibi gelmeyince, Fenerbahçe önce rakip sahaya oldukça rahat bir şekilde yerleşiyor, sonrasında da Muriqi’yi ceza sahası içinde topla buluşturuyor.
Fenerbahçe’nin Beşiktaş’a üstünlük kurmasını sağlayan bir diğer unsursa Muriqi’ydi. Oyundan atılana kadar sürekli Roco’yla eşleşen Muriqi, hem bire bir mücadelelerde rakibine üstünlük kurdu, hem de zaman zaman yaptığı topsuz koşularla takım arkadaşlarına alan açtı.
Sahada yalnızca 26 dakika kalabilmesine rağmen Muriqi, Roco’yla tam 6 kez ikili mücadeleye girdi ve bunların 4’ünü kazandı. Beşiktaş’ın savunmadaki “zayıf halka”sı olan Roco’nun bölgesini oldukça iyi işleyen Vedat 25. dakikada oyundan atılmasa maçın sonucu çok daha farklı olabilirdi.
İkinci Yarı
İkinci yarıda senaryo doğal olarak tamamen terse döndü. 10 kişi kalan ve oyundan atılan ismin Vedat olması sebebiyle ileride topu tutabilme olanağı da oldukça azalan Fenerbahçe, her ne kadar ikinci yarıya da ilk yarıya olduğu gibi başlamak istese de, soyunma odasından daha pro-aktif bir oyunla dönen Beşiktaş topu aldı ve rakibini kendi yarı sahasına itti. Hal böyle olunca da kendi bölgesine çekilen ve kontra ataklarla gol arayan bir Fenerbahçe ve rakip yarı sahaya yerleşip set hücumlarıyla rakibini açmaya çalışan bir Beşiktaş izledik.
Fenerbahçe’nin kalesinin önüne 2 adet 4’lü hat çekmesi sonucu rakibinin kilidini açmakta zorlanan Beşiktaş’ta buna çare olması için stoperlerin de aktif olarak hücumlarda yer aldığını gördük. Bundan önceki maçlarda da kapanan rakiplerini açmakta zorlanan Siyah Beyazlılar’da özellikle Ruiz’in zaman zaman inisiyatif alarak öne çıktığını ve aktif bir şekilde hücum desteği verdiğini görüyorduk. Bu maçta ise yukarıdaki görüntünün oluşmasında şüphesiz Muriqi’nin payı büyük. Kırmızı kartla forvetini kaybeden Fenerbahçe’nin hücum tehdidi iyiden iyiye azalınca Beşiktaş’ın iki stoperi de korkusuzca ileri çıkarak pas opsiyonları oluşturdular. Nitekim maçın ilk golünü atan isim de akan oyunda ceza sahası içine koşu yapan Vida’ydı.
İlk Gol
Beşiktaş’ın ilk golünde sadece gol anında değil, pozisyonun oluşumunda da Vida’nın hücum katkısını görüyoruz. Rakibin uzaklaştırdığı topla orta sahada buluşan Vida, önce yaptığı driplingle 3 rakibini oyundan düşürüyor ve boştaki Lens’e pasını aktarıyor. Lens’in ortasında Boyd’un arka direğe çevirdiği topu ise, yaptığı dripling sonrası pozisyon takibini yapan ve koşusunu tamamlayan Vida ağlarla buluşturuyor.
İkinci Gol
Beşiktaş’ın 2. golünde ise Gökhan’ın klasik ön direk koşusu kadar Atiba’nın koşusu ve Ozan Tufan’ın oyuncusunu takip etmemesinin de payı büyük. Her ne kadar maç sonu bu gol nedeniyle eleştiriler Hasan Ali’ye yöneltilse de burada hatanın büyüğü bence Ozan’da.
Yukarıda da görüldüğü gibi Hasan Ali, Gökhan’la eşleşmiş, Ozan Tufan ise Atiba’ya en yakın isim.
Gol anında ise Ozan Tufan, Atiba’nın ortanın yapıldığı ön direğe doğru yaptığı koşuya cevap vermiyor. Haliyle Gökhan ve Atiba arasında kalan Hasan Ali, Atiba’yı takip ediyor ve kale ağzında bomboş kalan Gökhan skoru 2-0’a getiriyor. Hasan Ali’nin gelen topu iyi süzememesinin de şüphesiz golde payı var ancak Ozan’ın gerekli takibi yapmamasının bundan daha büyük bir hata olduğunu düşünüyorum.
Gökhan Gönül
Gökhan Gönül, attığı golün yanı sıra gösterdiği performansla da Beşiktaş’ın ön plana çıkan isimlerinden biri oldu. Maç boyunca girdiği 20 ikili mücadelenin 14’ünü kazanan Gökhan, ayrıca 5 pas arası yaptı ve 9 sahipsiz top kazanarak maçın en çok sahipsiz top kazanan oyuncusu oldu. Rakip ceza sahasına 2 top gönderen Gökhan, attığı golle de performansını taçlandırdı.
Bire bir eşleşmede doğal rakibi olan Fenerbahçe sol kanadı Ferdi’yle 15 ikili mücadeleye giren Gökhan, bunların 12’sini kazandı ve Sarı Lacivertliler’in son haftalardaki performansıyla dikkat çeken genç oyuncusunu durdurmayı başardı.
Son Söz
Beşiktaş ligin son haftasına girilirken önemli bir derbi galibiyeti aldı. Sergen Yalçın yönetiminde ilk derbi galibiyetini alan Siyah Beyazlılar, ayrıca üçüncülük iddiasını da sürdürdü. Trabzonspor’un men cezasının CAS’ta onanması durumunda lig üçüncüsünün Şampiyonlar Ligi ön elemelerine gidecek olmasıysa sıralamanın önemini daha da arttırıyor. Beşiktaş, önümüzdeki hafta Gençlerbirliği deplasmanında kazanır ve Sivasspor da puan kaybederse, önümüzdeki sezon kendini Şampiyonlar Ligi’nde bulabilir.