Belçika denince aklınıza çikolatadan sonra ne gelir? Futbolseverler için cevap çok net: Son dönemde ülkenin futbolcu madeni haline gelen Anderlecht Akademisi ve bu kulübün dünya futboluna kazandırdığı Vincent Kompany, Romelu Lukaku, Dries Mertens gibi nice pırıl pırıl futbolcular! Rusya’da düzenlenen 2018 Dünya Kupası’nı üçüncülükle tamamlayan Belçika’da kadronun %35’ini ülkenin en önemli kulüplerinden olan Anderlecht’in akademisinde futbol eğitimi alan oyuncular oluşturuyordu. Bu yazıda Anderlecht Futbol Akademisi’ni orada direktör olarak görev alan Jean Kindermans’ın cümleleriyle tanıyacağız.
“Bizi okullarla işbirliği yapmaya başlatan Romelu Lukaku’nun babasıydı. Lukaku henüz 15 yaşındayken ünü yayılmaya başlamıştı ve onunla ilgilenen pek çok kulüp vardı. Babası, ‘Lille, Lens, Auxerre ve Saint-Etienne oğlumla ilgileniyor ve bu kulüplerin hepsi ona okul, kalacak yer ve futbol eğitimi sağlayacak. Her şey var.’ demişti. Daha sonra biz de Purple Talents (Mor Yetenekler) Projesi’ni başlattık.” Bu sözler Anderlecht Akademisi direktörü Jean Kindermans’a ait. Kindermans, uzun yıllar meyvelerini toplayacakları projenin temellerini işte böyle attıklarını söylüyor.
“Romelu her sabah okuldan önce bir saatini bitiricilik antrenmanlarına ayırıyordu. Biz çocukların zihinlerini çok fazla bilgiyle bulandırmak istemeyiz. Kısa periyotlar halinde yoğun çalışmak aynı şeyi daha hafif bir şekilde uzun zamana yayarak yapmaktan daha iyidir. Sosyal olmak, farklı hobilere ve ilgi alanlarına sahip olmak bizim için çok önemlidir.”
Brüksel’in kenar mahallelerine yakın bir bölgede, resmedilmeye değer parkların ve enstitülerin arasında yer alan Anderlecht antrenman merkezi pek çok önemli ismin yanı sıra Belçika’yı Rusya’da temsil eden 23 oyuncudan sekizinin de futbol sahnesine çıkmasını sağladı. Romelu Lukaku, Vincent Kompany, Leander Dendoncker, Youri Tielemans, Dries Mertens, Adnan Januzaj, Michy Batshuayi ve Marouane Fellaini gibi takımın üçte birinden fazlasını oluşturan bu oyuncu gurubu burada yetişti ve ülkesinin dünya üçüncülüğüne uzanan Rusya yolculuğunda önemli yapı taşları haline geldi.
Kindermans doğal olarak kulübün yerel yetenekleri bulup onları milli oyunculara dönüştürmedeki hünerinden gurur duyuyor: “13 yaş altı kategorisinde 11’e 11 maçlara geçmeden önce Brüksel’deki en iyi oyuncuları bulmaya çalışıyoruz. Altı yaş altından 12 yaş altına kadar sadece o bölgedeki oyunculara odaklanıyoruz. Eğer ekstra özelliklere sahipse karakterine, yaşına, kültürel geçmişine ve ailesine bağlı olarak daha uzak bölgelerdeki oyunculara da bakıyoruz fakat o yaştaki çocukları ailelerinden koparmak çok zor bir şey. Her çocukla farklı bir şekilde ilgilenmek zorundayız. Farklı dinlere inanan, farklı kültürel geçmişe sahip olan, farklı dilleri konuşan ve farklı ırklara mensup olan çocuklarımız var. Her birey farklı bir biçimde reaksiyon gösteriyor. Her şeye adapte oluyoruz. Burada farkı yaratan tek şey iki ayak ve sağlıklı bir zihin. ”
“Anderlecht bir sokak. Biz toplumun bir aynasıyız. Brüksel, Londra ve Paris gibi büyük bir şehir. Multi-kültürel yapı bize avantaj sağlıyor. Örneğin Belçikalı bir anneden ve Afrikalı bir babadan dünyaya gelen, mütevazı bir ailenin mensubu olan, Brüksel’de eğitim görmüş olan Vincent Kompany. Vincent buraya tramvayla gelirdi ve akşam antrenmandan sonra da otobüsle evine dönerdi. Sokaktan etkilenmişti.”
“Vincent çok zeki bir insan. Geleceği görmek için kristal bir kürem yok ama eminim bir gün buraya geri dönecek ve burada önemli bir rol oynayacak. O doğal bir lider. Bunu bilmek için psikoloji dalında master yapmanıza gerek yok. Bir şey hakkında konuşurken veya şaka yaparken bile onun farklı olduğunu anlıyorsunuz. İçgüdüsel olarak insanları birleştirebiliyor ve nereye gitse büyük etkiler yaratabiliyor. Saha dışında sahada olduğundan daha fazla özelliğe sahip.”
“Her sene kulüpleri değiştiren antrenörleri sevmem. Tutarlılık ve kararlılık önemlidir. Antrenörlerimiz sık sık psikologlar ve pedagojik eğitim veren öğretmenlerden eğitim alıyorlar. Burada eski oyunculardan ve antrenörlük eğitimi alanlardan oluşan bir karışım mevcut. Tabii ki herkesin kendi sezgileri ve yöntemleri var fakat sadece tek tip bir düşünce tarzı hiçbir zaman yeterli değildir. Hayat boyu bir şeyler öğrenmeye çalışan bir öğrenci, bir menajer, bir psikolog olmalısınız. Antrenör olmanın gerçek sanatı fikirlerinizi oyuncularınıza aktarabilmeniz ve onlara teorilerinizi benimsetebilmenizdir.”
“Çocuklar değişir, futbol değişir. Ben antrenörlerimize sürekli Şampiyonlar Ligi izletiyorum ve maçları analiz ettiriyorum. Modern oyuna ayak uydurmanız önemlidir. Eskiden %70 topa sahip olma oranına bakardık, fakat eğer hiçbir şey yapmıyorsanız topa sahip olmak size ne getirir ki? Şimdilerde ise etkili ve verimli bir biçimde %70 oranında topa sahip olmak üzerinde çalışıyoruz. Bitiricilik antrenmanlarını tüm antrenman seanslarımıza ekledik çünkü diğer türlü her maç oyunun kontrolü bizde olsa da sonunda 1-0 kaybederdik. Kulübün antrenman felsefesi şöyle : ‘Topu kazan. Topun kontrolünü sağla. Atağı ilerlet. Şans yarat. Bitir. Kazan.’ Bu, tesiste herkese öğütlediğimiz bir döngü.”
“Sadece eğitimsel faktörler üzerine yoğunlaşırsanız kazanma ruhunu kaybedebilirsiniz ancak oyuncuları sadece kazanmak üzerine antrene etmek de iyi bir şey değildir. Bir denge olmalı. Sadece muhteşem oyuncular değil aynı zamanda komple oyuncular yetiştirmeyi sağlayan döngüyü yaratma nedenimiz tam da bu aslında. Temelde her şey sağlam olursa futbolda da iyi sonuçlar alırsınız. Biz her rakibimize video ve taktiksel analizler ile hazırlanıyoruz ve onları bu şekilde mağlup etmeye çalışıyoruz fakat A takımda uygulanan taktiği ve formasyonu uygulamak çok çılgınca olur çünkü son 15 yılda takımda üç sezondan fazla görev yapan bir antrenör olmadı.”
“Akademimizde 3-4-3 formasyonunda kurgulanmış bir sistem kullanılıyor ve bu sistem U-15 seviyesinde de 4-3-3 şeklinde kullanılıyor. Ancak esnek olmalıyız, değişebilir olmalıyız. Güçlü ve zayıf yanlarımıza, rakibe, sezonun gidişatına ve maçın önemine bağlı. 16-17 yaşına geldiğinizde sizden Anderlecht gibi oynamanızı ve de kazanmanızı bekleriz. Alt yaş kategorilerinde 3-4-3 formasyonlarında oyuncular kendini rahat hissediyor fakat oyuncular sık sık farklı bölgelerde görev alıyor. Ben ‘Godfather’ değilim fakat birden çok bölgede görev alabilen oyuncular yetiştirmenin, onların zeki ve çok yönlü insanlar olarak gelişmesine yardımcı olduğuna inanıyorum. Burada her şeye uyum sağlarlarsa, her şeyi dinlerlerse ve çok çalışırlarsa kariyerlerinde ne kadar yükseleceklerini kim bilebilir ki?”
Kaynak : The Guardian UK