Avrupa penceresinde bu hafta İtalya ligi’ndeki zorlu maça gözlerimizi çevirdik. Geçen hafta Juventus’a, deplasmanda mağlup olarak liderliği kaybeden Napoli, Milan’ı kendi evinde ağırladı.
Şampiyonlar ligi’nde Bayern Münih’le bu akşam karşılacak Juventus, lig maçını Cuma günü oynamıştı ve Bologna deplasmanında 2 puan bırakmıştı.
Milan karşısına mutlak galibiyet amacı ile çıkan ve kazanarak liderliği tekrar geri almak isteyen Napoli, Sarri yönetiminde klasik dizilişi ile sahadaydı. Milan ise son 7 haftadır kaybetmeme alışkanlığını, Napoli deplasmanında da devam ettirip ilk 5 sıra ile puan farkının açılmaması amacındaydı.
Maçın başlamasıyla birlikte oyunu Milan sahasına yıkan bir Napoli görmeye başladık. Sol kenarda görev alan İnsigne sürekli inisiyatif aldı. Karşısında yer alan Abate ile tam bir alan kapma mücadelesi izledik. İnsigne ile birlikte orta 3’lünün solunda yer alan Hamsik, Napoli’de oyunun atak merkezinin sol taraf olmasını sağladı. Napoli atakları genel manada soldan organize edilip, Higuain’a servis edilmesi yönündeydi.
Milan teknik direktörü Mihajlovic, Napoli’nin geniş alanda etkili oyuncularına önlem almak için 4’lü savunmayı ceza sahasından ileri fazla çıkartmak istemedi. Bununla birlikte orta saha bloğunu mümkün olduğunca geri 4’lüye yakın oynattı. Bunu yaparak Alex’in güçlü fiziğine karşın hızlı ataklarda yavaş kalmasının önüne geçti.
Tam da oyun Milan’ın istediği gibi giderken İnsigne’nin istediği gibi vuramadığı top savunmaya çarpıp filelerle buluştu. Ancak bu golün Milan üzerinde ne derece etki edeceğini, hücumu daha fazla düşünüp düşünmeyeceğini merak ederken 4 dakika sonra 44’te Honda’nın ortasında Bonaventura’nın golü yine oyuna dengeyi getirdi ve ilk yarı böyle bitti.
İkinci yarıda tempoyu bir türlü yükseltemedi Napoli. Orta sahadan pişirilip forvete servis edilecek ataklar çoğu defa pas hatalarıyla olgunlaşmadı. Her pas hatası Milan savunmasının oyuna daha alışmasını ve direncinin artmasını sağladı.
Özellikle Abate ve Honda’nın ilk yarıda bahsettiğimiz o Napoli’nin sol kenar etkinliğine, ikinci yarı cansiperane karşı koymaları görülmeye değerdi. Milan’a gelmeden önce forvet arkası mevkisinde izlediğimiz Honda’nın, sağ çizgide Abate ile ortaklaşa alan kapatması, yeri geldiğinde vücut vücuda savaşması İtalya liginden ne derece etkilendiğinin göstergesiydi.
65. dakikada sağ kenarın ihmal edildiğini gören Napoli teknik direktörü Sarri, sağ çizgide varlık gösteremeyen Callejon’u kenara alıp Mertens’i oyuna sürdü. Ve bunun meyvesini kısa sürede yemesinin önüne direk geçti. Mertens golle burun buruna geldi ama çaprazdan vurduğu plase direkten döndü.
Satranç hamleleri gelmeye başlamıştı ve sıra Milan teknik direktörü Mihajlovic’te idi. Bacca Niang çift forveti Napoli defansı üzerinde pek tehdit oluşturamıyordu.
Niang’ın toplu hareketlenmeleri vardı ama Bacca oyunun içinde değildi. Ve 72. Dakika da sakatlıktan yeni dönen Menez, Bacca’nın yerine oyuna dahil oldu.
Bir türlü liderliği getirecek gol Napoli’den gelmeyince Sarri biraz daha cesur davranıp orta sahadan Allan’ı çıkartıp Higuain’in yanına Gabbiadini’yi partner olarak verdi. Sarri adeta “beraber yıkın Milan kalesini” dedi. Napoli artık 4-2-4 sistemi ile sahadaydı.
Napoli tempoyu liderliği getirecek şekilde beklentileri karşılayacak şekilde yükseltemedi ancak yine de Milan kalesinde tehlikeler oluşturdu. Ancak Milan kalesinde o golü bulamadı.
Milan’da, Abate’ye bir parantez açmak lazım. Hem hızlı, hem güçlü… İtalya’nın Euro 2016’da, savunmasının sağında problem yaşamayacağı muhakkak. Napoli’nin ara sıra bulduğu boşluklarda, süratini ve fiziğini konuşturarak atakları kesti. Maçın da adamı oldu.
Napoli Milan maçı berabere bittiğinde sevinen Juventus oluyordu…