Avrupa’daki tek Süper Lig olan Süper Lig’de 12 maçtır yenilmeyen Sivasspor evinde Beşiktaş’ı ağırladı. Golsüz biten mücadelede Sivasspor ligdeki en uzun yenilmezlik serisini 13 maça çıkarırken Beşiktaş şampiyonluk yarışındaki kredilerini tüketmeye devam etti.
Maçla birlikte Beşiktaş’ın gerileyen oyununu ve forvet krizine yönelik çözüm önerilerini iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirdiği Play yazılımı ile birlikte inceleyeceğiz.
Genel
Beşiktaş, Aboubakar’ın dönüşüyle ön tarafta ideal üçlüsüne kavuşmuş bir şekilde maça başladı. Oğuzhan’ın yokluğunda merkezde tercih edilen isim ise Dorukhan’dı. Özellikle ilk yarıda bildiğimiz Beşiktaş’a yakın bir şablon izlediğimizi söylemek gerek. Aboubakar’ın ileri uçta üçgenin köşesi olduğu, bağlantıya katkı sağladığı bolca aksiyon izledik. Yazının ilerleyen aşamalarında Aboubakar’ın bu sırtı dönük oyun katkısından detaylıca söz edeceğim.
Sivasspor ligdeki en uzun yenilmez serisine nasıl sahip olduğunu gösteren bir oyun disipliniyle sahadaydı. Hücumda çoğunlukla Gradel’in ayağına bakan takım top Beşiktaş’tayken özellikle 2. bölge yerleşmelerinde ve adam markajında disiplinli bir oyun sergiledi. Beşiktaş’ın orta saha dinamizminin birkaç haftadır düştüğünü de göz önünde bulundurursak Sivasspor, özellikle ilk yarıda Beşiktaş’a karşı doğru yerleşti diyebiliriz. Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan top hakimiyet kalitesi ve gol ihtimali grafiğinde de gördüğümüz gibi topla fazla oynamayan Sivasspor özellikle ilk yarıda iyi kapanıp kaptığı toplarla Beşiktaş kalesinde epey tehlike yaratmış durumda. İkinci yarıda da benzer grafik devam ederken Beşiktaş’ın oyun sonuna doğru ortaya koyduğu bireysel aksiyon festivali grafiği yukarılara çekmiş. Özellikle Adem Ljajic’in sorumluluk alma noktasında yapacağı radikal değişim ilerleyen haftalarda Beşiktaş’a büyük katkı sağlayabilir.
Forvet çözümleri
Beşiktaş, Aboubakar’ın yokluğunda 3. bölgede top tutma ve bu topları kullanma konusunda sıkıntı yaşıyordu. Aboubakar’ın varlığı oyunun doğrudan rakip yarı sahada oynanabilmesi için gerekliliklerin başında geliyor. Yukarıda derlediğim görüntüde Aboubakar’ın ilk yarıdaki sırtı dönük oyun katkısını görüyoruz. Kimisi basit top yansıtma aksiyonları ama kimisinde doğrudan pozisyon yaratmaya yönelik değerli hamleler var.
İşte Aboubakar’ın bu oyun içi katkısı 90 dakikaya yayıldığı sürece Beşiktaş yaratıcı ayaklarının da varlığıyla bir şekilde istediği boşlukları bulup işleyebiliyordu. İlk 45 dakika özelinde Sivasspor’un başarılı yerleşimini Anadolu’daki her takımın yapamadığını söylemek gerek. Yani, Beşiktaş benzer devreleri oynadığı pek çok maçın sonunda 60’ta ya da 70’te oyunu bulduğu bir boşlukla açmayı başarıyordu.
Aboubakar’ın olmadığı senaryoda ise Larin’den benzer katkıyı beklemek oyuncunun profiline aykırı bir durum. Bu görece mecburi hamle maç içinde yaşanınca alternatif plan üretmek zorlaşıyor ancak Beşiktaş artık Aboubakar’ın yokluğu için alternatif şablonlar üretmek zorunda.
Çözüm 1: Sistemi değiştirmek.
Aboubakar’ın yokluğunda Larin’in net bir hedef santrfor olmadığı takımda oyunu rakip yarı sahaya yıkıp uçtaki oyuncudan oyun içi katkısının şart olduğu bir set oyunu oynamak mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla Beşiktaş uçta Larin’i kullanmaya devam edecekse sistemini değiştirmek zorunda. Sezonun başlarında zaman zaman sonuç alınan direkt hücumlu bir geçiş senaryosu tekrar masada olabilir Sergen Yalçın adına. Bu formül kullanılacaksa Dorukhan’ın da bütünüyle dinamik bir katkı koyması gerekiyor.
Çözüm 2: Profillere odaklanmak.
Ligin en etkili hücum üçlüsü olan Ghezzal, Aboubakar, Larin üçlüsünden birinin yokluğu bile haklı olarak sistemi sekteye uğratıyor. Peki Aboubakar’ın yokluğunda aynı sistemde ısrarcı olan Sergen Yalçın, Aboubakar yerine kimi yazabilir? Burada soruya verilecek ilk cevap Güven Yalçın olacaktı ancak Güven Yalçın devre arasında Serie B takımlarından Lecce’ye kiralandı ve artık Aboubakar’ın fiilen bir muadili yok.
Aboubakar’ın yaratıcı özelliklerine yaklaşabilecek bir isim yok ancak yukarıdaki derlemede de gördüğümüz gibi diğer yaratıcı ayaklarına odaklanacak Beşiktaş, Aboubakar’dan aldığı sırtı dönük oyun içi katkısını kimden alabilir? Benim bu soruya vereceğim ilk cevap Atiba Hutchinson olacaktır.
Atiba Hutchinson #13
Dorukhan’ın dinamik top taşıma rolünü üstlendiği, Atiba’nın ise savunma arkasına koşu attığı bu sekans önümüzdeki haftalara dair bir spoiler olabilir. Atağın devamında ikili markajdan kendisinden beklenmeyecek yaratıcılıkta kurtulan Atiba; tıpkı haftalardır Aboubakar’ın yaptığı gibi Larin’i ceza sahasına sokmayı başarıyor…
Atiba yaklaşık 2 sezondur Beşiktaş hücumlarının ceza sahasını çoklayan +1’i konumunda. Yüksek pozisyon ve alan bilgisi ondan her şekilde katkı alınmasını sağlayan en önemli özelliği. Atiba’nın yokluğunda orta saha bağlantıları sekteye uğrayabilecek olsa da ilk etapta Aboubakar’ın rolünde ısrarcı olunan bir rol aranıyorsa ideal profilin Atiba Hutchinson olduğunu düşünüyorum. Tabii Atiba’nın hücumdaki +1 katkısının en belirleyici faktörünün Aboubakar’ın varlığı olduğunun da farkındayım. Ancak Dorukhan ve hücum koşularının ekstra etkisiyle mecburi bir şekilde Atiba’yı ana rolde hücumda sırtı dönük oynarken görürsek şaşırmayacağım.
Aksiyon Değeri (AD)
Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan AD metriğinde Vida ve Welinton’un özellikle pas değerleriyle sıyrılması sürpriz değil. Çünkü oyunu büyük ölçüde rakip yarı sahada oynayan Beşiktaş’ta bu iki isim de başarılı top kullandığı bir maçı geride bıraktı. Öte yandan yazının başında da söz ettiğim gibi Adem Ljajic’in sorumluluk alabildiği ve bireysel aksiyonlarıyla fark yarattığı kısa anlar izledik. Ljajic sezonu büyük ölçüde kayıp geçirdiği için bu kıpırdanmayı hanesine + olarak yazıyoruz. Maç özelinde tabelaya dokunabilecek isimlerden biriydi.
İkinci yarıda en tehlike yaratan Beşiktaş atağında Ljajic’in klas dokunuşu dikkat çekti. Özellikle son 15 dakikada sahaya bütün bireysel kalitelerini atan Sergen Yalçın oyunu bütünüyle bir sonuç oyununa çevirdi. Bu oyuna dönen bir yapıda kazanmadığınız sürece haklı olamazsınız. Dolayısıyla Beşiktaş’ın haklı veya haksız nedenlerle gerileyen oyununun altını çizmek gerekiyor. İkinci yarıdaki bireysel aksiyon festivali ise sonuç vermediği sürece Sergen Yalçın’ı haksız çıkarabilir.
Sivasspor’a baktığımızda da hücumda büyük ölçüde Gradel’in ayağına bakan yapıyı tekrar görüyoruz. Ona en yakın ismin de Erdoğan Yeşilyurt olması; Sivasspor kanat organizasyonları üzerinden fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Yatabare kötü bir gün geçirmeseydi Sivasspor lehine tabelada gol veya goller görebilirdik.
Sonuç
Beşiktaş anahtar parçalarını kaybettikçe oyunundan da oluyor. Anahtar parçaların tamamı varken izlediğimiz ilk 45 dakika ise sonuca uzak olduğu için eleştiri alıyor. Yarış ateşinin sıcaklığı arttıkça da süreç zorlaşıyor ancak şampiyonluk yarışının doğasında da bu sıcaklık var. Sivas deplasmanı ligin zor deplasmanlarından biri ve Sivasspor da ligin en uzun yenilmezlik serisine sahip takımı. Dolayısıyla maçın özüne baktığımızda bu deplasmandan 1 puan sürpriz durmuyor. Asıl sıkıntı Ankaragücü maçında olduğu gibi hem oyunun gerilediği hem de sonuç alınamayan ve kazanılması mutlak olan maçlarda oyunun gerilemesi… Sergen Yalçın bu forvet kriziyle nasıl yüzleşecek? Sonuç alabilecek mi? Sistemi mi değiştirecek yoksa isimleri mi? Bu soruların cevabını da bize her zaman olduğu gibi zaman gösterecek.
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.