Perşembe günü Galatasaray UEFA Avrupa Ligi’nde İtalyan ekibi Lazio ile karşılaşacak. Eşleşmenin ilk maçından önce iki takımı yakından inceleyelim.
Lazio son maçını ligde 11 Şubat’ta Verona’ya karşı oynadı ve bu maçı 5-2 kazanmayı başardı. Galatasaray ise 13 Şubat’ta Mersin İdmanyurdu’na karşı oynadı ve sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. Lazio maça iki gün daha fazla hazırlanmış olacak. İlk bakışta Lazio’nun ufak da olsa bir avantajı olarak bu detay göze çarpıyor.
Lazio Verona’dan önceki iki maçında Genoa ile deplasmanda 0-0 berabere kaldı ve Napoli’ye sahasında 2-0 kaybetti. Napoli’den önceki 7 maçta ise hiç mağlup edilemedi. Galatasaray ise ligde son üç maçında yalnızca 1 puan alabildi. Lazio sezon başında aldığı kötü sonuçlara rağmen son haftalardaki yükselen formuyla Serie A’da 7. sıraya kadar yükseldi. Galatasaray bu hafta Süper Lig’de 5. sıraya geriledi.
Lazio yükselişe geçtiği son haftalarda hep 4-3-3 dizilişiyle oynadı. Galatasaray’da Mustafa Denizli art arda gelen kötü sonuçlara rağmen 4-2-3-1 dizilişinde ısrar ediyor.
Lazio’da sol bek Stefan Radu, stoperler Stefan De Vrij ve Milan Bisevac, sağ bek Dusan Basta sakatlıkları nedeniyle oynayamayacaklar. Sol kanat Keita Balde ise cezalı durumda. Bu oyuncuların hepsi çoğunlukla ilk 11’de şans bulan isimler. Özellikle savunma hattında ciddi sakatlık problemi yaşıyorlar. Galatasaray’da UEFA Avrupa Ligi kadrosuna alınamayan Martin Linnes ve sakat olan Sinan Gümüş maçta oynayamayacaklar.
Lazio Avrupa Ligi’nde St. Etienne, Rosenborg ve Dnipro’lu gruptan 14 puan ve +7 averajla lider olarak çıktı.
Galatasaray’ın formsuzluğunda yerel kupalardaki hedeflerden uzaklaşılmasının büyük etkisi var. Bu bakımdan UEFA Avrupa Ligi maçında Galatasaray’da oyuncuların daha istekli oynamaları şaşırtıcı olmaz.
İki takımın eşleşmenin ilk maçındaki 11’leri aşağı yukarı böyle olur diye tahmin ediyorum.
Lazio’yu 50 yaşındaki İtalyan teknik adam Stefano Pioli çalıştırıyor. Pioli değişik dizilişler kullanmaya açık bir teknik adam ama son zamanlarda 4-3-3 dizilişinden aradığını bulmuşa benziyor ve bu dizilişte ısrar ediyor. Pioli aynı zamanda Geniş kadrosunu kullanmayı seven ve ofansif oyunu tercih eden bir teknik adam. En azından son dönemdeki tercihleri bu şekilde.
Savunma anlamında Lazio ileride yüksek tempoyla pres yapmayı çok beceremeyen ancak yarı saha ile kendi ceza sahaları arasındaki bölgede iyi alan savunması yapan bir takım. Lazio’nun defansif olarak dikkat çeken bir diğer özelliği de çok faul yapmaları. Takım gerektiğinde sertlik kullanmaktan veya oyunu taktik faullerle durdurmaktan çekinmiyor. Bununla birlikte savunma hattındaki eksikleri ve oyuncu kalitesinin düşüklüğü tam anlamıyla yüksek kalitede savunma yapmalarını engelliyor.
Lazio pas yapma konusunda da çok becerikli bir takım değil. Serie A’da 7. sırada olmalarına rağmen %78’lik pas isabet oranıyla bu alanda ligin orta altı takımları arasındalar ancak bu değerin düşük olmasında hücum stillerinin de büyük etkisi var. Lazio’nun hücum setleri büyük oranda savunma ve merkez orta saha oyuncuları üzerinden topu yetenekli kanat oyuncularına ulaştırmak üzerine kurulu. Haliyle hücumlarının çoğunu da kanat oyuncularının bireysel yeteneklerine bırakmış durumdalar. Lazio’nun rakibe merkezden saldırma alışkanlığı yok denecek kadar az. Lazio’nun orta sahasına ise kaptan Lucas Biglia liderlik ediyor.
Galatasaray’da savunma beklerine Lazio’nun yetenekli kanat oyuncularını durdurmak bakımından, merkez orta saha ve kanat oyuncularına da kanatlara giden pas kanallarını kesmek konusunda büyük iş düşecek. Lazio son Verona maçında kanatlardan tam 36 orta yaptı. Candreva ve Felipe Anderson maç başı ortalama 3’e yakın başarılı dripling yapan oyuncular. Böylesine tehlikeli kanat oyuncularına karşı beklerde Denayer ve Carole tercihleri Galatasaray açısından doğru olacaktır. Mustafa Denizli de benzer bir görüşte olacak ki Mersin maçında bu tercihleri kullanarak prova yaptı.
Galatasaray’ın futbolu hakkında ise yazılabilecek çok fazla şey yok. Mustafa Denizli döneminde Galatasaray daha az ve daha isabetsiz pas yapan, daha az pozisyon üretebilen bir takıma dönüştü. Buna rağmen mevcut savunma problemlerine çare bulamadı. Ryan Donk transferi dahi Galatasaray’ın orta saha geçirgenliğini azaltamadı.
Galatasaray’ın savunma problemlerinin temelinde taktiksel eksiklikler ve isteksizlik yatıyor. Galatasaray ligde kendinden çok daha zayıf takımlarla oynadığı maçlarda dahi rakipten gelen topların yaklaşık %45’ini ancak kendi 1. bölgesinde karşılayabiliyor. Bu bir alt sıra takımı için normal bir değer olabilir ancak üst sıralara oynayan bir takım için ortada takım savunması adına hiçbir şey olmadığını gösterir.
Galatasaray’ın rakipten gelen topların neredeyse yarısını kendi 1. bölgesinde karşılaması normalde oynamaya alışkın olduğu pas futbolunu da oynayamamasına sebep oluyor. Her geride karşılanan topun ardından rakip yarı sahada set hücumu kurabilmek için takımın inanılmaz bir efor sarf etmesi gerekir ki Galatasaray’ın en büyük problemlerinden biri zaten bu eforun olmaması.
İleride Umut Bulut gibi özgüvenini ve fiziksel özelliklerini neredeyse tamamen kaybetmiş bir forvet oyuncusunun oynaması da Galatasaray’ın topu uzun paslarla hızlıca ileri taşımasını engelliyor. Bu nedenlerle Galatasaray’ın hücumu son maçlarda neredeyse tıkanmış durumda.
Aşağıdaki grafik Galatasaray’ın Mersin maçında rakipten gelen topları bölgelere göre karşılama yüzdelerini gösteriyor.
Galatasaray’ın Lazio’ya karşı gol bulmak için hücumda iyi zamanlarında oynadığı pas futbolunu oynayabilmesi ve oyunu rakip yarı sahada tutabilmesi lazım. Savunmada ise yapması gereken en önemli şey Lazio kanatlarının pas trafiğini kesmek. Galatasaraylı futbolcuların Lazio maçında yerel kupalardaki maçlara göre bir nebze daha istekli olacaklarını düşünüyorum. Mustafa Denizli’nin de koltuğu yavaş yavaş sallanmaya başladı. Denizli’nin bu maçta masaya yeni kartlar koyması lazım.