Son birkaç yılı oldukça sallantılı geçen Tottenham, Ange Postecoglou’nun takımın başına geçmesinin ardından hem iyi sonuçlar almaya başladı hem de oyun anlamında büyük bir çıkışa imza attı. Avusturalyalı teknik direktör, Tottenham’a bir kimlik kazandırdı ve topa sahip olmaya dayalı bir oyun sistemini benimsettirdi. Bu yazıda, Ange Postecoglou’nun yapısındaki oyun kurulumunu inceleyeceğiz.
Oyun Kurulumunda Diziliş ve Bek Kullanımı
Tottenham, geriden oyun kurulumu esnasında 2-1-2 şeklinde diziliyor. Sağ bek Porro ile sol bek Udogie, içe doğru girerek merkezde konumlanıyor. Ange Postecoglou’nun beklerini bu şekilde kullanması, merkezde sayıca rakipten üstün olmalarını beraberinde getiriyor. Tek pivottaki Bissouma ise istasyon oyuncu konumunda. Ayrıca beklerin içte pozisyon alması, rakibi merkeze çekiyor.
Görselden de anlaşılacağı üzere iki bek oyuncusu, pivottaki Bissouma’dan daha yüksekte konumlanıyor. Bu, farklı pas açılarının ve pas opsiyonlarının oluşmasını beraberinde getiriyor.
Ayrıca Tottenham’ın 2-1-2 şeklinde dar olarak sahaya yerleşmesi, rakibi merkeze çekmelerini sağlıyor. Böylelikle kenarlarda boş alan oluşuyor.
Oyun Kurulumunda 3. Adam Kullanımı
Diğer yandan, beklerin ve Bissouma’nın farklı yüksekliklerde konumlanması, Tottenham’a 3. adam kombinasyonlarının kullanılması için opsiyon yaratıyor. Bu, De Zerbi’nin Brighton’da sıklıkla kullandığı bir yöntem.
Bu pozisyonda Romero, topu Porro ile buluşturmak istiyor fakat Burnley oyuncusunun pas açısını kapatması nedeniyle bu pas opsiyonu, seçenekler arasından kalkıyor.
Dolayısıyla Romero, bağlantı oyuncusu olan Sarr’a pasını atıyor. Sarr ise topu hedef oyuncu Porro ile buluşturuyor ve 3. adam kombinasyonu tamamlanıyor. Böylelikle Tottenham, Burnley’nin presini etkisiz hale getiriyor.
İç Oyuncular Maddison ve Sarr’ın Oyun Kurulumundaki Rolü
Oyun kurulumu esnasında bekler Udogie ve Porro’nun içeri girmesiyle birlikte kenarlarda boş alanlar oluşuyor.
Görseldeki gibi Maddison, Udogie’nin boşalttığı alana giriyor ve rahat pozisyonda topla buluşma imkanı elde ediyor. Bek ile iç orta saha oyuncusu arasında yapılan bu rotasyonlar, Tottenham’ın alan yaratmasını ve topu geriden çıkarmasını kolaylaştırıyor.
Bir başka örnekte ise aynı yöntemin sağda da uygulandığını görüyoruz. Bu pozisyonda Porro, içe girerek Bissouma’nın yanında çift pivotta konumlanıyor. Sarr ise Porro’nun boşalttığı alana giriyor ve boş alanda topla buluşuyor.
Kalecinin Oyun Kurulumuna Katkısı
Tottenham’ın bu yaz Empoli’den 20 milyon euro transfer bedeli karşılığında kadrosuna kattığı Guglielmo Vicario, Lloris’in ardından ayak ayak kalitesiyle fark yarattı. Bu sistemde kalecinin ayağını iyi kullanabilmesi ve pas kalitesinin iyi olması, Ange Postecoglou’nun öncelikleri arasında yer alıyor.
Vicario, 1. bölgede oyun kurulumu esnasında doğru pozisyon alarak takım arkadaşlarına ekstradan pas opsiyonu oluşturuyor. Bu durum, görselde olduğu gibi, çift forvetle karşılama ve pres yapan takımlara karşı Tottenham’ın +1 oluşturmasını ve sayısal üstünlüğü elde etmesini beraberinde getiriyor. Böylece Tottenham, her zaman boşta olan bir oyuncuya sahip oluyor ve topu geriden çıkarmak kolaylaşıyor.
Maddison’un Merkezden Katkısı
Maddison, oyunun her alanında Tottenham’a katkı sağlayan ve takımına çeşitlilik katan bir oyuncu. Her durumda topla buluşmak için kendini doğru pozisyona sokuyor ve sürekli olarak hareketlilik sağlıyor.
Maddison, oyun 2. ve 3. bölgeye taşındığında -Udogie’nin sol kenarda boşalttığı alana girmek yerine- merkezden derine iniyor ve o bölgede pas opsiyonu oluşturuyor. Böylelikle Tottenham, orta sahada sayısal olarak rakibine üstünlük sağlıyor. Maddison, diğer zamanlarda ise hatlar arasında konumlanıyor.
Tottenham’ın 2. Bölgede Yerleşimi
Tottenham, 1. bölgeden topu çıkardığında ve 2. bölgeye geçiş yaptığında dizilişte birtakım değişiklikler görünüyor. Bekler, hafif içe giriyor ve derinde konumlanıyor. Maddison ile Sarr, hatlar arasında konumlanıyor ve zaman zaman derine inerek pas opsiyonu oluşturuyor. Kanat oyuncuları ise her zaman olduğu gibi çizgiye basarak oyuna genişlik katıyor.
Bu yerleşimde beklerin iç koridorda konumlanması dolayısıyla kanat oyuncularına topu aktarmak ve çizgide rakip bek oyuncusuyla bire bir bırakmak, bir hayli kolaylaşıyor. Böylece 1. bölgede herhangi bir sorumluluğu olmayan kanat oyuncuları, 2. bölgeye geçişin yapılmasıyla birlikte oyuna dahil olmuş oluyorlar.