Analiz | West Ham United 2-3 Tottenham Hotspur

Milli arada Mauricio Pochettino ile yolları ayırarak Jose Mourinho’yu takımın başına getiren ve bir anda haftanın en beklenen maçlarından birine dönüşen müsabakayı Tottenham Son, Moura ve Kane’nin golleriyle 3-2 kazandı ve 10 ay aranın ardından deplasman galibiyeti elde etti. West Ham cephesinde ise kötü gidiş devam etti ve Antonio ve Ogbonna’nın golleri mağlubiyeti engelleyemedi.

İlk 11’ler

Jose Mourinho ilk maçında beklendiği gibi 4-2-3-1 ile sahaya yerleştirdi takımını. Dele Alli’yi forvet arkasına , sağ tarafa Moura sol tarafa Son ileri uca da Kane tercihleri geldi. Savunmanın önündeki ikili ise Dier ve Winks’ten oluştu. Saha içinde ise toplu oyunda farklı bir plan benimsedi Tottenham, değineceğiz ileride. Jose Mourinho maç sonunda oyunculara komplike görevler vermektense daha rahat olacakları bir şekilde sahaya yerleştirmeyi amaçladıklarını söylemişti. Maç planını da bu amaç doğrultusunda kurmuş Portekizli hoca.

Manuel Pellegrini ise kötü gidişata dur diyemedi ve koltuğunun iyice sallanmaya başladığı söyleniyor. Kağıt üzerinde 4-4-2 ile sahaya dizilmiş gibi görünse de savunmanın önünde Declan Rice’ın yer aldığı bir 4-1-4-1 olarak yerleşti West Ham. Ama Tottenham’ın fiziken düştüğü son 20 dakika dışında pek varlık gösteremediler. Bende maçı daha çok Tottenham ve Jose Mourinho ekseninde inceleyeceğim.

Toplu-topsuz sahaya yerleşim

Tottenham topa sahip olduğunda 3-2-4-1 gibi dizildi. Sol bek Ben Davies bir stoper gibi geride kalırken Aurier ileriye çıktı. Sağ kenardaki Lucas Moura’da sıklıkla içeriye Dele Alli’nin yanına yanaştı.

Savunmada ise kağıt üzerindeki gibi 4-2-3-1 olarak yerleşti Tottenham. Temel amaç en azından 10 adamla topun arkasına geçmekti. Özel bir savunma planından ziyade genel olarak toplu ve kompakt olarak savunmaya çalışmak ön plandaydı.

Oyun planı

 

Şematik olarak bakınca Tottenham’ın 3-2-4-1 ile yerleşmesinin temel sebeplerinden birini görüyoruz. Aurier’in sağ kenarı alması ve Moura’nın iç koridorlara girmesi ile birlikte Declan Rice 2’ye 1 durumda kalıyor. Ve özellikle maçın başında ısrarla  Tottenham’ın bu alanları işlemeyi denediğini gördük. Bir diğer sebebin ise Jose Mourinho’nun topun kaptırıldığı anda takımın arkada fazladan bir kişiye sahip olmasını istemesi olduğunu düşünüyorum.

Tottenham sağ tarafından Aurier’i kullanarak rakip sahaya geçmeyi denediğinde sürekli olarak tekrar eden bir düzen gördük. Geriye yaklaşarak topu alan Aurier’e Winks yanaşıyor ve Declan Rice’da adamı takip etmek zorunda kalıyor. Onun boşalttığı alanı Noble doldurmaya giderken Moura derine iniyor ve Aurier’den topu alıyor. Burda Alli’de zaman zaman Kane’de derine gelerek top aldı. Sağ taraftan çıkmaya çalıştıkları her seferde Rice’ı pozisyonunun dışına çekmeye zorladılar ve o alana yeni bir adam yerleştirip topla buluşturmayı denediler.

Rice’ın 2’ye 1 kaldığını fark ettikten sonra West Ham orta sahası Winks ve Dier’in sırtına yapışmaktansa biraz daha derinde yer aldılar. Ama Moura ve Alli’yi kontrol etmek isterlerken bu sefer Kane’in derine indiği pozisyonlarla baş edemediler. Bu pozisyonda da Davinson Sanchez direkt olarak derine inen Kane’i buluyor.

Maçın başında hatlar arasında Dele Alli’yi buluyorlar. İlk görselde gözükmese de Declan’ın biraz arkasında Moura var ve bu sayede kenara yanaşıyor Alli ve bomboş bir şekilde topu alıyor. Pozisyon golle sonuçlanıyor ama ofsayt gerekçesiyle geçersiz sayılıyor.

Bu iki pozisyonda da Declan Rice’ın tabir-i caizse çektiği acıyı görüyoruz. İlk pozisyonda eliyle Moura’yı gösteriyor ve ikilemde kalıyor ne yapması gerektiğine dair. Birkaç dakika sonra başka bir pozisyonda ise Moura’da kalmayı tercih ediyor ve pozisyonunun dışına çıktığı için Dele Alli yine hatlar arasında çok tehlikeli bir bölgede topla buluşma şansı yakalıyor. West Ham adına en büyük sıkıntı bununla baş etmekti. Tottenham maç boyunca bunu oldukça iyi değerlendirdi, spesifik olarak da ilk yarım saatlik bölümde.

Bir takımın işin savunma kısmında gösterdiği eforu görsellerle ifade etmek pek kolay olmasa da Yarmolenko topu aldığında bu kadar geride kalan Tottenham oyuncuları inanılmaz bir efor gösteriyor ve potansiyel olarak çok tehlikeli olabilecek bir hücumu engelliyorlar. Maçın başında bu tarz eforları çok gösterseler de dakikalar ilerledikçe özellikle ilerideki oyuncular topu kaptırdıktan sonraki 3-4 saniyelik sürede gerekli reaksiyonları göstermekten uzaklaştılar. Bunun sebebi oyuncuların fiziki durumu mu yoksa psikolojik durumu mu bunu bilmek pek mümkün olmasa da topu kaptırdıktan sonraki o 3-4 saniyelik sekanslarda tembel davranırsanız günümüz futbolunda kimse gözünüzün yaşına bakmıyor. Bence bu sürekli bir duruma dönüşürse Tottenham’ın başına iş açabilir. Kısa vadede Mourinho’nun çözmesi gereken sorunlardan bir tanesi de bu.

İstatistikler

Topla oynama oranlarına baktığımızda ilk 60 dakikalık bölümde topu alan taraf Tottenham iken son yarım saatte büyük bir West Ham üstünlüğü var. Bunun sebebinin ne Jose Mourinho’nun talimatı ile ne de önde olmanın verdiği hissiyattan dolayı takımın geriye çekilmesinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Çünkü son yarım saate aldığı topları çok daha dikkatsiz kullanan, basiti oynamaktansa çok daha fazla zoru deneyen bir Tottenham vardı sahada. Bunun sebebinin de oyuncuların maçın başında gösterdikleri fazlaca eforun ardından fiziken düşmeleri olduğunu düşünüyorum.

West Ham United 8 anahtar pas denemesinde 4 isabete ulaşırken Tottenham cephesinde bu rakam 15 denemede 6. Bu denemelerin bir çoğu hatların arasında topla buluşan bir oyuncu ve anında savunma arkasına koşu yapan Kane-Son ikilisi formülü ile gerçekleşti. Tottenham’ın en çok hücum denemesini sağ taraftan yapmış olması da sürpriz değil. Aurier’i kullanarak rakip sahaya yerleşmek için basit ama düzgün bir planları vardı ve işledikçe de kullanmaya devam ettiler.

Heung Min Son

 

Güney Kore’li oyuncu Jose Mourinho döneminde ilk golü atan isim oldu ve bunun yanına bir de asist ekledi. 3 başarılı anahtar pas, 1 başarılı dripling de ekledi skor katkısının yanına ve bence Dele Alli’nin önünde maçın adamı oldu.

Son

Jose Mourinho kazanarak başladı. Pochettino gibi bir kulüp efsanesinin ardından göreve gelmek hiçbir zaman kolay değilken özellikle Mourinho gibi ortası pek de olmayan bir adamsanız işiniz daha da zor. İlk basın toplantısından itibaren olumlu mesajlar veren hoca da maç önünde ve sonunda yaptığı açıklamalarla da ne kadar mutlu olduğunu hissettirdi. Oynanan oyun da ilk maça göre özellikle ilk yarıda oldukça tatmin ediciyken hocanın uzun vadede ne kadar başarılı olacağını sezon sonunda takımda kimlerin kalıp kimlerin gideceği belirleyebilir. Tabii bunun için ilk önce kısa vadede taraftara kendini kabul ettirip, güven sağlaması lazım.

Manuel Pellegrini ve West Ham ilişkisi ise bu mağlubiyetle birlikte iyice yıprandı ve koltuğunun sallandığıyla ilgili haberler de daha baskın bir şekilde yer bulmaya başladı medyada.