Cumartesi akşamı Estadio de Mestalla’da Valencia, ligde oynadığı son 5 maçı kazanan Atletico Madrid’i ağırladı. Pozisyon zenginliği açısından verimsiz geçen karşılaşmada Simeone’nin öğrencileri üç puanı alarak bu sene ligde şampiyonluk için ne kadar iddialı olduklarını bir kez daha gösterdiler. Şu ana kadar çıktıkları 9 karşılaşmada 2 beraberlik ve 7 galibiyet alan Atletico Madrid, 19 gol atarken kalesinde ise sadece 2 gol gördü. Bu maç ile birlikte eksik maçlarına rağmen liderle aynı puanda ikinci sırada kalmayı başardılar.
Yazıyı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.
Ortalama pozisyonlar ve kadrolar
Valencia’da Garcia 4-4-2 dizilişiyle sahadayken savunmayı Grueso-Sanmartin-Gabriel-Wass hattından kurdu. Orta sahada sol kanatta Guedes, sağ kanatta Musah oynadı. Merkezde Racic-Soler ikilisi görev alırken ileri uçta ev sahibi takım Vallejo ve Gomez ile gol aradı. Valencia bu maça çıkmadan önce 12 puandaydı. Yedikleri 17 gol ile ligde en çok gol yiyen takımlardan birisi olmalarına rağmen bu maçta rakibin pozisyon üretmesini engellediler.
Konuk ekipte 4-4-2 ile özdeşleşmiş Simeone ise son maçlarda kullandığı 3-4-2-1 dizilişini bu maçta da uyguladı. Savunmada Savic, Gimenez ve Herneso forma şansı bulurken, Renan Lodi ve Trippier ikilisi kanat bekler olarak maça başladı. Merkezde Saul ve Koke pivot pozisyonda çok iyi maç çıkardılar. Onların önünde Lemar ve Llorente, en uçta ise Correa görev aldı.
İlk yarı ve ana planlar
Ev sahibi 4-4-2 ile çok kompakt şekilde rakibini merkezde sınırlandırmayı başardı ancak çizgiye basan bekler ile atak yönü değişimlerinde kanatlarda rakibine boş alanlar verdiler. Atletico Madrid ise 3-4-2-1 ile sahaya yayılırken kanat bekleriyle oyunu genişletmeyi başardılar. Rakibine yaptığı agresif baskı sayesinde fazla şans vermeyen Madrid temsilcisi, şans golüyle de olsa kazanmayı başardı. Simeone’nin oyunu kimileri tarafından “modern Catenaccio” olarak adlandırılır. Savunmada alan markajında ne kadar üst düzey bir takım olduklarını anlatmamıza gerek yok. Bu maçta da rakiplerine hiç boşluk vermediler. Ancak hücum organizasyonlarında diğer maçlara göre daha tutuk olduklarını söylememiz gerekir. İlk yarıda yakaladıkları kanat boşluklarını daha efektif kullanabilir ve pozisyon kalitelerini arttırabilirlerdi.
Konuk ekip geriden oyun kurarken ilk topu alan Gimenez’in sağında ve solunda Hermeso ve Savic iç bölgelerde ve Gimenes’in önünde konumlandı. Koke-Saul ikilisinden birinin de derine gelmesi ile dörtgen kurdular. Bu şekilde görselde görüldüğü gibi rakip forvet ikilisine karşı sayısal üstünlük kuruldu ve rakibin ön alan baskı tehdidi ortadan kalkmış oldu. Çoğunlukla Saul regista rolüne soyunup derine inerken Koke sağ iç, Lemar ise orta sahaya yaklaşıp sol iç pozisyonunda konumlandı. Bu şekilde takım geriden oyun kurarken 3-1-4-2 dizilişi ile sahaya yayıldı,
Valencia bu maçta rakibine kendi alanında 15,95 pas zinciri yapma şansı (PPDA) verdi. Bu ligin çok ama çok üzerinde bir rakam. Konuk ekipte ise bu rakam 5,41. Bu veriler konuk ekibin baskı gücünü net şekilde gösteriyor. Aynı şekilde geriden oyun kurmada da kurulan dörtgen ile çok başarılı şekilde 2. bölgeye geçişler sağlandığını da kanıtlar nitelikte. %66,9 topla oynama ile topa hükmeden Simeone’nin öğrencileri üretkenlik konusunda aynı başarıyı gösteremediler.
Konuk ekip derinde savunurken kanat beklerinin savunma hattına gelmesi ve Lemar ya da Llorente’nin orta sahayı üçlemesi ile 5-3-2 şeklinde konumlandı. Hücumda ise Kanat beklerinin hücum hattını beşlemesi ile 3-2-5 formasyonuna evrilen Atletico Madrid’in özellikle çizgiye basan bekleri, sürekli pozisyon rotasyonu yapması ve pas temposu rakibi çok hırpaladı. Neredeyse hiç topla oynama şansını rakibe vermediler. 3. bölgede üretken olamasalar da bu dinamizm ve pas temposu ligin devamı için haneye yazılan artılardan biriydi. Top kaybedildiğinde yapılan agresif karşı pres ve geçiş hücumlarına karşı gösterilen reaksiyonlarda savunma adına yazılan artılardı.
Atletico Madrid rakibine yalnızca 0.18 gol beklentisi üretme şansı verirken kendisi de bu rakamda 1,11’de kaldı. Savunma konusunda Valencia çok katı ve kompakt şekilde rakibini karşılasa da konuk ekibin çizgiye basan bekleri ve hızlı değişen atak yönleri konusunda sıkıntılar yaşandı. Yukarıdaki iki görselde geriden başlayan dörtgende atak yönünün hızlı değiştirilmesi sonucu rakip bek ve stoper arasındaki mesafenin nasıl açıldığını ve boşluk yaratıldığını görüyoruz. Bu iç koridora yapılan koşularla Atletico etkili hücumlar gerçekleştirdi. Yaratılan pozisyonlar uzaktan bireysel şutlar ve bu şekilde kanatlardaki boşluklardan gelişen hücumlardı.
Rakibe her alanda agresif ve etkin bir baskı uygulayan Atletico Madrid, Valencialı hiç bir oyuncunun rahat topla oynamasına müsaade etmedi. Maçta sadece %14,7’lik kısmını kendi alanlarında oynatan konuk ekip neredeyse maçı tek kale oynadı diyebiliriz. 657 pas yapıp 5’i isabetli 15 şut çekmeyi başardılar. Ceza sahasında 25 kez topla buluşmayı başaran Madrid temsilcisi buna karşın yeterince etkin pozisyonlar yaratamadı.
İkinci yarı ve değişiklikler
Simeone ikinci yarıya Joao Felix/Renan Lodi değişikliği ile sahaya çıktı. Atletico ikinci yarıda 3-5-2 dizilişine döndü. Felix-Correa ile ileri hücum hattını ikilerken Lemar’ın sol kanat bek pozisyonuna gelmesi ve Llorente’nin merkeze gelmesi ile orta saha hattı beşlendi. Devamında 60. dakikada Carrasco/Saul 65. dakikada ise Vitolo/Correa ve Kondogbia/Lemar değişiklikleri geldi. Bu dakikadan sonra 6 numara pozisyonunda Kondogbia oynarken Koke ve Llorente iç orta saha olarak oynadı. Carrasco ise sol kanat beki pozisyonunda konumlandı.
İkinci yarıya sistem değişikliği ve oyuncu profili değişikliği ile başlayan Atletico için skor alınmış olsa da oyun olarak çok pozitif katkı alındığı söylenemez. Atılan 15 şutun yalnızca biri isabetli oldu ve bu şutların yalnızca 4’ü ikinci yarıda atıldı ki bu da bize Atletico’nun ikinci yarıda denediği bu yeni sisteme henüz yeterince uyum sağlamadığını gösteriyor. Tek golü rakibin kendi kalesine atması ile bulan Simeone’nin öğrencileri özellikle ikinci yarıda rakip kalede tehdit oluşturmaktan çok uzaktı. Lemar oyundan çıkana kadar sol kanat beki olarak oynayınca merkezde yaratılan yaratıcılık ve dar alan becerisi düşmüş oldu. Bu da ilk yarıda Lemar karşısında zor anlar yaşayan Valencialı futbolculara avantaj sağladı.
Mario Hermoso
Bu maçta üst düzey performans gösteren 25 yaşındaki savunmacı %9,5 topla oynama ile topa en çok sahip olan oyuncuydu. %88,5 başarı oranıyla 96 pas yapan genç İspanyol, geriden oyun kurulurken sürekli sorumluluk alan isimlerin başında geldi. Konuk ekibin ataklarının yarısına yakınının bu bölgeden gerçekleşmesi de bunu destekleyen bir başka veri. 3 ikili mücadelenin ikisini kazanan Hermeso savunmada da rakibin en çok kullandığı kanadı maç boyunca başarıyla savundu.
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.