Süper Lig’de son haftalara yaklaştığımız bugünlerde hem şampiyonluk yarışı hem de kümede kalma mücadelesi tüm hızıyla devam ediyor. Ligin 29. haftasında şampiyonluğun en önemli adaylarından Trabzonspor, kümede kalma savaşı veren Ankaragücü’nü konuk etti. Trabzon temsilcisi geçtiğimiz hafta Alanya deplasmanında son dakikalarda yediği golle çok değerli iki puan bırakmış ve şampiyonluk yolundaki avantajını Başakşehir’e kaybetmişti. Başakşehir’in bu hafta şampiyonluğun diğer bir adayı olan Galatasaray ile oynayacak olması Trabzonspor’un iştahını arttırdı ve Hüseyin Çimşir’in öğrencileri sahaya mutlak 3 puan parolası ile çıktı. Diğer yandan Ankaragücü ise hafta içerisinde takımın başına İbrahim Üzülmez’i getirerek kümede kalma umutlarını yeşertmek amacındaydı. Trabzon’da oynanan karşılaşmada Karadeniz temsilcisi maçın henüz başında Sorloth’un ayağından bulduğu golle öne geçen taraf olurken Ankaragücü ikinci yarıda Gerson Rodrigues’in penaltı golü ile eşitliği sağlamış oldu. Mücadele iki takımın da bulduğu karşılıklı goller ile 1-1 sonuçlandı. Trabzonspor şampiyonluk yolunda çok önemli bir iki puan daha kaybetmiş oldu.
Ortalama pozisyonlar
Trabzonspor bu karşılaşmaya kadrosundaki üç önemli eksik ile çıkmak durumunda kaldı. Özellikle takımın hücum yükünü çeken Nwakaeme ve Ekuban’ın sakatlıkları Trabzonspor’un hücumda elini kısıtladı. Savunma oyuncusu Hosseini ise kart cezalısı olduğu için maç kadrosunda yer almadı. Teknik direktör Hüseyin Çimşir takımını 4-1-4-1 benzeri bir yapı ile sahaya sürdü. Savunma dörtlüsünü Pereira, Hüseyin Türkmen, Campi ve Novak ile kuran genç hoca, savunmanın önünde tek pivot rolünde oynayan Abdülkadir Parmak’ı biraz daha öne, merkeze kaydırarak onun yerine orada derin oyun kurucu olarak Sosa’ya görev verdi. Sağ kenarda Abdülkadir Ömür forma giyerken sol kenarda ise Nwakaeme’nin yokluğunda Guilherme görev yaptı. Merkezi üçleyen oyuncu ise Ndiaye oldu. Hüseyin hocanın en uçta görev verdiği isim ise beklenildiği üzere Sorloth’tu.
Ankaragücü cephesinde ise çiçeği burnunda teknik direktör İbrahim Üzülmez, karşılaşmaya kompakt bir 4-2-3-1 ile çıkmayı tercih etti. Üzülmez, sağ bek Kitsiou’nun kart cezalısı olması nedeniyle bu bölgede alternatif arayışlarına girerek burada asıl mevkisi sol bek olan Pinto’ya görev verdi. Pinto’nun yerinde ise Atilla Turan görev yaptı. Savunma tandeminde Kulusic ve Pazdan şans buldu. Savunmanın önündeki çift pivot görevini Sedat ve Faty üstlenirken sağ kenarda Lobzhanidze sol kenarda ise Gerson Rodigues forma giydi. En uçta önemli bir kontra silahı olan Orgill forma giyerken onun arkasında ise Scarione konumlandı.
Genel oyun kurguları
Trabzonspor her ne kadar maça golle başlasa da maçın ilk dakikalarında oyun hakimiyetini rakibe kabul ettiremedi. Burada Ankaragücü’nün alan paylaşımını doğru yapmasının payı olduğunu düşünüyorum. İbrahim Üzülmez’in öğrencileri toplu oyunda her ne kadar 4-2-3-1 benzeri bir yapı ile sahada kalsalar da top rakibe geçtiği anda saha içi dizilişinde esneklik gösterdiler.
Ankaragücü, top rakibe geçtiği anda Oscar Scarione’yi en uca Orgill’in yanına yollayarak bloklar arası mesafenin uzamadığı bir 4-4-2 ile rakibi karşılamayı tercih etti. Buradaki temel belirleyici düşüncenin özellikle rakibin hücum geçişlerindeki hızlı ve becerili oyuncularına karşı önlem almak olduğu düşüncesindeyim.
Ankara temsilcisi toplu oyunda da bloklar arası mesafeyi kısa tutmak istedi. Birinci bölgeden ikinci bölgeye geçişlerde Faty ve Sedat ikilisi savunma merkezinde oynayan Kulusic ve Pazdan’a oldukça yakın oynamaya çalıştı. Üzülmez’in buradaki esas düşüncesini, geçişlerde Trabzonspor’un üçüncü bölgede çabuk çoğalmasına karşı alınmış bir önlem ve savunmada sayısal üstünlüğü rakibe kaptırmama arzusu olarak okumak mümkün.
Trabzonspor’da Hüseyin Çimşir, henüz maçın başında takımının skor avantajını yakalaması ile birlikte daha çok topun arkasına geçmeyi tercih eden taraf oldu. Ankaragücü ise maçın başında geriye düşmesine rağmen ilerleyen dakikalarda oyunu dengeye getirmesini bildi ve Trabzonspor’un skor avantajını yakalamasının ardından görece geriye yaslanmasını fırsat bilerek daha özgüvenli ve tehlikeli ataklar geliştirdi. Ankaragücü’nün hücum üretkenliğindeki belirleyici oyuncular ise Oscar Scarione ve Gerson Rodrigues oldu.
Maçın büyük bir bölümünde Scarione ve Rodrigues mobil bir görüntü çizdi. Ankaragücü’nün maç boyunca yakaladığı neredeyse tüm fırsatların içerisinde bu ikili yer aldı. Yukarıdaki sekansta Rodrigues, sol iç koridorda buluştu ve topu merkeze kadar taşıdı. Beraberinde ise ona karşılamakta olan Pereira merkeze kadar geliyor ve esas bölgesini boşaltıyor. Scarione ise Pereira’nın boşaltmış olduğu ve sağ stoper ile sağ ön oyuncusu arasında kalan bu mesafeye kat ediyor. Ters kanattan atılan diyagonel pas ile atak pozisyon ile sonuçlanıyor.
Trabzonspor karşılaşmaya olabilecek en iyi senaryo ile başladı. Maçın ilk dakikalarında golü bulan Bordo Mavililer ilerleyen dakikalarda yoğun maç takviminin de getirisi olarak skoru koruma iç güdüsüne kapıldı. Trabzonspor teknik direktörü Hüseyin Çimşir, eksiklerin de etkisiyle oyuncuların saha içi dizilişlerinde toplu ve topsuz oyunda değişikliklere gitti. Toplu oyunda savunma dörtlüsünün hemen önünde derin oyun kurucu görevini Sosa üstlenirken topsuz oyunda savunma dörtlüsünün hemen önün tek pivot görevini Abdülkadir Parmak’a devretti.
Trabzon skor avantajını yakaladıktan sonra Ankaragücü’nün de merkezi iyi kapatmasıyla özellikle set hücumların üretken bir görüntü vermedi. Bu maç özelinde Trabzonspor’un hücumda üretken gözüktüğü sekanslarda başrolde Abdülkadir Ömür yer aldı. Abdülkadir Ömür’ün merkeze yanaşarak sağ iç koridorda buluştuğu toplarla dribling ile üçüncü bölgeye geçişleri Ankaragücü savunma hattında sıkıntılar yarattı.
Trabzonspor özellikle ilk yarıda skoru arttırmak ve rakibin direncini kırmak adına istediği pozisyonları da yakaladı. Trabzonspor’un bu sezon alamet-i farikası olan rakip ceza sahası, çevresi ve üçüncü bölgede hızlı bir şekilde çoğalma bu maçta kendini gösterdi. Üstteki ilk iki görselde Trabzonspor’un ceza sahası ve çevresinde rakip savunma oyuncuları ile birebir kaldığını görüyoruz. Son görselde ise üçüncü bölgede hücum geçişinde Trabzonspor’un sayısal üstünlüğü eline aldığını görmekteyiz.
Ankaragücü bu karşılaşmada hücum üretkenliği konusunda kısır bir maç geçirmedi ve rakibine birçok tehlike yaşattı. Yukarıdaki sekansta Trabzon ilk olarak üçüncü bölge baskısı yapıyor, Ankaragücü ise bu baskı karşısında ayağı oynayarak çıkmaya çalışıyor. Sonrasında sol bekten üçüncü bölgeye uzun top geliyor. Orgill’in gelen topu indirmesi ve diğer oyuncuların savunma arkasına yapmış olduğu koşular ile Trabzon savunması dengesiz yakalanıyor. Ve atak ciddi bir pozisyon ile sonuçlanıyor.
Ankaragücü’nün bu maçta temel hücum planı savunma arkasına hareketlenen oyuncuları yerden ya da uzun topla buluşturmak oldu. Bunu da nispeten başardıklarını da söylemek gerek. Nitekim en tehlikeli pozisyonları bu şablon dahilinde buldular.
Veriler
Şimdi maçı iş ortağımız Instat verileri kapsamında inceleyeceğiz.
Trabzonspor’un öne geçtiği golden Ankaragücü’nün beraberlik golünü bulduğu ana kadar Trabzonspor 3 şut şansı bulurken bunların hiçbirinde isabet sağlayamadı. Bu aralıkta Ankaragücü 3’ü isabetli olmak üzere 5 şut şansı yakaladı.
Topla oynama oranlarında Trabzonspor’un skor avantajını yakaladıktan sonra topu rakibine bıraktığını görüyoruz. Ankaragücü’nün beraberlik golünü bulduğu ana kadar ki topla oynama oranları %52’ye %48 Ankaragücü lehine.
Üçüncü bölge ve ceza sahasına girme sayılarında da Trabzonspor’un rakibine üstünlük kuramadığı görüyoruz. Maç boyunca Trabzonspor 40 defa üçüncü bölgeye girerken Ankaragücü 38 kez girdi. İki takım da rakip ceza sahasına 13’er kez girebilmiş durumda.
Gol beklentisi oranlarına baktığımızda Trabzonspor, 0.73 gol beklentisi oranından Ankaragücü ise 1.19 gol beklentisi oranında 1 gol çıkardı.
Son
Trabzonspor üst üste iki lig maçından da beraberlik alarak şampiyonluk yolunda önemli bir darbe almuş oldu. Bordo mavililer ligde oynanan son sekiz maçta 10 puan kaybetti. Şampiyonluk adaylarından olan bir takım için bu puan kayıpları tedirgin edici. Son iki haftada alınan iki beraberlik yoğun maç takvimine dayandırılabilir tabi ki. Ancak Trabzonspor’un şampiyon olabilmek için daha dominant bir oyuna ihtiyacı var.