Süper Lig’in ilk haftasında evinde Beşiktaş’ı ağırlayan Sivasspor 3 puanı 3 golle aldı. Mert Hakan, Yatabare ve Emre Kılınç’ın ayağından gelen gollere engel olamayan Beşiktaş lige yıllar sonra mağlubiyetle başlamış oldu. Sivasspor oyun disiplininden kopmayan diri bir görüntü sergiledi. Beşiktaş ise henüz Avcı’nın kafasındaki kurgudan uzakta olduğunun sinyallerini verdi.
Maçı iş ortağımız InStat’ın verileri ışığında inceleyeceğiz.
Genel
Abdullah Avcı; Sivas deplasmanının ve ilk haftanın zorluklarını göz önüne alarak hazırlık maçlarında uygulamaya çalıştığı kurgudan daha uzakta dirençli bir orta saha yapısıyla başladı maça. Oğuzhan yedekti, sonradan dahil oldu. Ljajic’in sol iç, Dorukhan’ın sağ iç başladığı mücadelede Beşiktaş tüm hatlarıyla epey soru işareti doğurdu. İsim isim bakıldığında yeni transfer Victor Ruiz net bir biçimde parladı. Victor’a paralel biçimde Utku da 3 gol yemesine rağmen oldukça iyi bir performans sergiledi. Hepsinden ve fazlasından detaylıca söz etmeye çalışacağım.
Sivasspor’da tipik bir Rıza Çalımbay takımı başlangıcı izlediğimizi düşünüyorum. İlk 15 dakika daha baskılı sonrasında ise toptan çok rakip ve alan odaklı bir yapı gördük. Sivasspor maç ve oyun disiplininden kopmadığı bir 90 dakika geçirdi ve jeneriklik gollerle güzel bir galibiyet aldı. 15 oyuncunun ayrıldığı yerine 10 oyuncunun geldiği henüz oturmamış ve eksikleri olan bir kadroyla bu başlangıcı kimse hayal edemezdi herhalde. En azından skor olarak.
Ortalama topla buluşma noktalarına baktığımızda Sivasspor’un sol beki Ziya Erdal’ın rakip yarı sahaya kadar konuşlandığını görüyoruz. Detaylandıracağız ancak Sivasspor Ziya & Emre’yle oluşturduğu sol kanadı maç boyunca çok güzel işledi. Golden ayrıca bahsedeceğim.
Beşiktaş’ta Güven’in santrforken de merkeze gelip sırtı dönük top aldığı pek çok ana şahit olduk. Avcı’nın kafasındaki santrfor profili için Güven’in önemli bir isim olduğunu ve bu sezon adından pek çok kez söz ettireceğini düşünüyorum. Ortalama topla buluşma noktasında da Güven’in konumu bize bunun sinyallerini veriyor.
Kurgu
Beşiktaş’ta genel kurgu böyle şekillendi. Burada belirleyici faktör Medel – Dorukhan – Ljajic üçlüsüydü. Avcı’nın kafasındaki oyun profilinden uzak bu üçlü top Beşiktaş’tayken tam verimle işlemedi haliyle. Ljajic’in 8 numara performansı veya sol iç performansı uzun vadede ne kadar faydalı olur, bilinmezliğini koruyor. Maç özelinde ise topla her buluşmasının fark yarattığını söyleyebiliriz Beşiktaş adına.
Oyun rakip yarı sahadayken ise Güven’in dinamizmine paralel biçimde Beşiktaş’ın fena yerleşmediğini gördük. Orta sahadaki pas opsiyonları adam adama kapatılarak Güven’in de baskısıyla kaleci uzun pasa zorlanıyor. Sivasspor’da sol kanatta Ziya boşta bir pas opsiyonu gibi gözükse de Gökhan Gönül’ün kadraja sığmamış varlığı o opsiyonun da pek işlevsel olmayacağını düşündürebilir. Avcı’nın geldiği günden beri söylemlerine de paralel biçimde oyunun rakip yarı sahada oynanma arzusunun bir yansımasını görüyoruz. Merkezi kalabalık tutup Güven’in baskısıyla rakibi uzun toplara yöneltmek ve/veya kanatlara çekmek Avcı’nın kafasındaki ilk planlardan biri olsa gerek. Bunun işlev kazanması için ise kanat ve bek oyuncularının defansif özellikleri hayati önem taşıyor.
Ljajic’in her dokunuşunun fark yarattığından söz etmiştim. Bunu en iyi gösteren şey elbette anahtar pas haritası. Ljajic dar-geniş alan fark etmeksizin bunları kovalayan bir oyuncu. 6 anahtar pasta yakalanan 2 isabet ise verimlilik penceresini tekrar açmamıza neden oluyor.
Victor Ruiz
Beşiktaş’ın sahada en net parlayan oyuncusu olan Victor Ruiz’in dikkat çeken aksiyonlarına bakalım. Beşiktaş yarı sahasından çıkma çabasında. Medel her zaman birincil pas opsiyonu olsa da Victor’un kafasında –riskli olsa da- dikine oyun var. Merkezde Ljajic ve Güven’in olduğu bölgedeki boşluğu müthiş bir yerden dikine pasla görüyor ve geçişe büyük katkı sağlıyor. Güven de sırtı dönük aldığı topu tekte Ljajic’e bırakıyor. Atak golle sonuçlanmasa da Boyd’un koşusunu gören Ljajic’in pası tehlike yaratıyor. Hafızada kalan asıl olay ise Victor’un o açıdan merkeze atabildiği top.
Bu sefer Victor Ruiz’in uzun pas becerisini görüyoruz. Ljajic rakip yarı sahadaki boşluğa hareketlenirken Victor’dan güzel bir uzun pas geliyor. Ljajic topu indiremese de boşluğa hareketlenme ve o hareketin Victor tarafından görülmesi oyuncuların hanesine artı olarak yazılıyor.
Victor Ruiz’in pasör profili Beşiktaş ataklarının soldan şekillendiğinin ve şekilleneceğinin net bir göstergesi. En yaygın beş pas kombinasyonunun dördünde Victor’un olması sürpriz değil haliyle.
Beşiktaş’ın ağırlıklı olarak sol kanattan yüklenmesi de normal. Buradaki kritik detay Victor’un o kanatta uyumlu bir beke sahip olmaması. Kabul etmek gerekiyor ki profil itibariyle Caner Erkin sol bekte Avcı’nın kafasındaki muhtemel oyun için ideal bir parça değil. Bu açıdan Rebocho’nun takıma monte edilmesi Beşiktaş adına kritik bir nokta. Rebocho ve Ruiz’le birlikte Beşiktaş sol kanadını daha etkili kullanabilir. Ayrıca konuşmak için erken olsa da ben Ljajic’in de zamanla sol kanatta kullanılabileceğini düşünüyorum.
Victor Ruiz’in Beşiktaş’ın bir numaralı pas istasyonu olduğunu pas haritasından da rahatlıkla görebiliyoruz. Göze batan detay ise yukarıda da gördüğümüz gibi 30 dakika oynamasına rağmen Oğuzhan’ın bu bağlantılardan birine sahip olması. Beşiktaş’ın elinde savunmadan ilk topu alıp kullanabilecek en net isim an itibariyle Oğuzhan Özyakup. Bu maç iç sahada olsa maça Oğuzhan’la başlama riskini alacağını düşünüyorum Avcı’nın. Maça bakılırsa Victor’un dilinden en iyi Oğuzhan anlamış gibi gözüküyor şimdilik.
Topla oynama
Oyun olarak şaşırmadığım ancak skor olarak şaşırdığım bir maç oldu. Oyunun temel enstrümanı olan top büyük oranda Beşiktaş’taydı. Hatta 45-60 arasında %73’leri gördü Beşiktaş topla oynamada. Maçın genelini de %61’le tamamladı ama bunlar bir şey ifade etmeyen sayılar oldu çünkü Sivasspor bu durumdan o kadar da şikayetçi değildi.
Topla oynamadaki büyük farka rağmen rakip yarı sahaya, üçüncü bölgeye ve ceza sahasına girişlerde çok yakın durumda iki takım da. Burada Sivasspor’un top kullanımındaki verimliliği aynı şekilde Beşiktaş’ta bir verimsizlik olarak göze çarpıyor. Beşiktaş’ın bu görüntüye birkaç hafta daha maruz kalacağını düşünüyorum. Topa hükmeden ama oyuna hükmedemeyen bir Beşiktaş en azından bir süre sürpriz olmayacak.
Utku Yuvakuran
Karius’un sakatlanmasıyla birlikte bir anda eldivenleri elinde bulan Utku maçı oldukça iyi bir performansla tamamladı. Yenilen hiçbir golde kaleci hatası yoktu. İki de net kurtarışı vardı. Asıl bahsetmek istediğim şey ise Utku’nun da henüz emekleme aşamasındaki yeni kurguya olan katkı çabası. Abdullah Avcı da daha önce bu konuda Utku ve Karius’u övmüştü. Futbolun geldiği noktada topa sahip olup pas oyunu oynama çabasındaki takımlarda kalecilerin kullandığı toplar büyük önem arz ediyor.
Yukardaki pozisyonda Sivasspor üç hücumcusunu da etkili bir şekilde yerleştirerek Utku’nun opsiyonlarını daraltmış ve kaleciyi uzun pasa zorlamış durumda. Utku sol kanattaki boşluğa tam da Tyler Boyd’un önüne çok temiz bir pas atarak geçişe olumlu bir katkı sağlıyor. Boyd kadrajda değil ancak boşluk oldukça net, pasın şiddeti de başarılı.
Burada yine Utku’ya ve onun birincil pas istasyonu olan Ruiz’e bir baskı söz konusu. Uzun vurmak yerine riskli gözükse de rakip oyuncuların hareketlenmelerini göz önüne alarak Medel’i görüyor Utku ve güzel bir dikine pasla atağı başlatıyor.
Bu ve benzeri teknik durumlar kaleciler için birer yan ürün olsalar da değerli parçalar. Utku’nun temel kalecilik becerileriyle de iyi iş çıkardığı maça bu detayları eklemesini de önemli buluyorum.
Utku 39 pasta 35 isabet yakalayarak %90 pas başarı oranıyla oynadı. Bu paslardan 10 tanesinin uzun olduğunu uzun paslardan ise 6 tanesinin isabetli olduğunu söylemek gerek. Utku’nun 2 net kurtarışa ek olarak pas verileriyle de iyi bir profil çizmesi Karius dönene kadar şimdilik idare edeceğini gösteriyor.
Sivasspor’un ilk golü
25-30 arası iki takım adına da bolca ayağa pas yapılan güzel bir aralık. Sivasspor ise bu pasları golle sonuçlandırmayı başararak maçın da ilk golünü attı.
Oyunun sağ kanada yığıldığını net bir şekilde görebiliyoruz. Oradaki yığılma doğal olarak ters kanatta boşluklar doğurmuş. Sol kanattaki 11 numaralı oyuncu Erdoğan kendini unutturmuş durumda ve ters top bekliyor. Gökhan savunma hattına oranlı bir biçimde içe kat etmiş durumda ve bana kalırsa Erdoğan’ı marke etmesi gereken kişi Quaresma olmalı. Gökhan’ın inisiyatif alıp geride kalması golü önleyecek olsa da merkezde devasa bir boşluk kalmasına neden olabilir. Dolayısıyla goldeki hatanın ilk ayağında payın büyüğünü Quaresma’ya yazmak gerekiyor.
Atağın devamında ise az önceki duruma paralel biçimde Gökhan ve Quaresma ikisi birden Erdoğan’a baskı yapıyor bu sefer arkadan bindiren Ziya bomboş ve ceza sahası çevresinde topla buluşması zor olmuyor. Mert Hakan’ın ceza sahasındaki boşluğa koşusu ve Ziya’nın güzel ortası ise golü kaçınılmaz kılıyor. Yıllardır birlikte oynayan Gökhan ve Quaresma’nın bu goldeki uyumsuzluğu ise trajikomik olsa gerek.
Sivasspor sol kanadı maç boyunca işledi. Ziya’nın sarı kart görmesinin defansif zaafını ise hiç yaşamadılar. Emre Kılınç iyi performansını jeneriklik golüyle süslerken bir de asist yaptı. Ziya da ilk goldeki asistiyle performansını tabelayla pekiştirmiş oldu. 3 golde de sol kanat oyuncularının ciddi payı vardı yani.
Sonuç
Sivasspor 90 dakika boyunca oyun disiplininden kopmadı. Tabelaya bakmadan maçı tamamladılar. Samassa’nın dramatik sakatlığı ciddi bir sıkıntıya neden olabilirdi neyse ki oyuncunun durumunun iyi olduğu öğrenildi. Durum maça da yansımadı. Sivasspor müthiş bir başlangıç yaptı ve ligin zirvesine yerleşti.
Oyun olarak şaşırtmasa da skor olarak şaşırdığım bir mücadele oldu. Beşiktaş teoride bir şeylere sahip olsa da pratikte bunu hiç yansıtamadı. 3 gollü bir mağlubiyet hak edilmese de galibiyet de kesinlikle hak edilmemişti. Abdullah Avcı’nın kafasındaki oyunu sahada izleyebilmesi için henüz zamana ve desteğe ihtiyacı var. Tabii birkaç da transfere…