Analiz | Sivasspor 1-2 Galatasaray

Süper Ligin 16. haftasında lider kış aylarında hiç bir takımın gitmek istemeyeceği Sivas deplasmanında üç puan aradı. Avrupa’da gruptan çıkmayı başaran Rıza Çalımbay’ın ekibi ise bu sezon ligde istediği gibi bir performans sergileyememişti. Bu maçta rakibinden bozuk zeminde puan yada puanlar almak istese de hem skor olarak hem de oynanan oyun ile hayal kırıklığı yaşattılar. Hakem kararlarının da bolca konuşulduğu karşılaşmayı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.

Kadrolar

Okan Buruk, Torreira ve Kazım Can gibi iki kritik ismin yokluğunda hem yerli sayısını hem de yeni merkez orta saha yapısını oturtmaya çalıştı. Geçen maç cezalı olan Muslera yeniden kaleyi devralırken Nelsson – Bardakçı tandemi değişmedi. Kazım’ın yerine Van Aanholt, sağ bekte ise Boey şans buldu. Kanatlar yine Rashica ve Kerem’e emanet edilirken on numara görevini Mertens üstlendi. Çift pivot olarak Berkan ve Oliviera, en uçta ise Gomis İcardi yokluğundaki şans bulan isimler oldular.

Geriden oyun kurma

Geriden oyun kurarken Torrerira’nın yokluğunda Berkan topla dönüş ve pas tekniğinin getirdiği dezavantajlardan dolayı stoperlerin arasına girerek yüzü dönük topla buluşmaya çalıştı. Bu tercih kendi bireysel tercihi mi yoksa Okan Buruk’un talimatı mı bilinmezken sahanın pas oyununa engel olması da göz önüne alındığında geriden oyun kurma konusunda fazla sıkıntı yaşanmadı. Berkan’ın merkeze girdiği anlarda rakibin ikili baskısına karşı sayısal üstünlük sağlandı ve özellikle Abdulkerim Bardakçı topla birlikte çıkışlar yaparak önünde oluşan koridorları kullandı. Oliviera ise Berkan’ın merkezde olduğu anlarda sağ yada sol iç bölgelere derine gelip ekstra pas opsiyonu olaya çalıştı.

Oliviera’nın merkeze yaklaştığı zamanlarda ise Boey çizgide ileri hatta kayarken Berkan onun bölgesine gelerek daha az baskı olan bölgede ve yine topla yüzü dönük buluşabileceği şekilde konumlandı. Aanholt ikinci hattın diğer tarafında kalırken takım 2-3-2-3 yada 2-3-4-1 şekline evrildi ve bu şekilde konuk ekip daha sağlıklı geriden oyun kurmayı başardı.

Bozuk zeminde pas yapmanın zorluğu ve top kontrollerinin güçlüğü geriden oyun kurarken risk yükünü daha çok arttırdı. Bu nedenle iki takımda çokça uzun pas kullandı. Bu anlarda ise özellikle ikinci toplarda oluşan havuzlarda ev sahibi ekip daha organize olup sayısal üstünlüğü çoğunlukta sağladı. Bu sayede hem savunmada hem hücumda seken topların çoğunu ilk devrede sarı-kırmızılılar kazandı. Bu durum Galatasaray’ın organize olmasıyla ilgili olduğu kadar özellikle ilk devre ev sahibinin hatlar arasının aşırı kopuk olması ve takım boyunun çok uzun kalmasıyla alakalıydı.

Takım hareketliliği ve içeride konumlanan kanatlar

Sivasspor rakibin mobilitesine karşı sürekli pozisyonunu kaybetti ve merkezde derin boşluklar bıraktı. Takım savunmasında maç boyunca noksanlıklar yaşasa da sarı-kırmızılılar bu bölgelerden yeteri kadar pozisyon üretemedi. İlk devre oyuna Okan Buruk’un öğrencileri hakim olsa da sadece 2 isabetli şut üretebildi. Hücum anlamında doğru işler yapılsa da üretkenlik konusunda sorunlu bir maç ortaya çıktı.

Gün geçtikçe gelişen oyunda Galatasaray pozisyon rotasyonlarını ve rakip manipülasyonlarını daha organize yapmaya başladı. Bu karşılaşmada da takım organize şekilde kaymalar yapıp alan yaratırken Kerem ve Rashica sürekli serbest olarak merkezde pozisyon aldılar. Bu da hem merkezde sayısal üstünlüğü getirdi hem de rakip bekleri sürekli doğal pozisyonlarından koparıp savunma hattının bozulmasına neden oldu. İlk pozisyonda ters kanada gelen Rashica’ya Okan Buruk’un pas atılması gerektiğini eliyle işaret ettiğini görüyoruz. Rashica ise gölge markajında kaldığı için müsait olan Oliviera’yı işaret edip onun servisiyle topun kendisine gelmesi gerektiğini belirtiyor. Bu alana yapılan sayısal yüklenme ile devamında Mertens’e merkezde boş bir alan açıldığını görüyoruz. Diğer pozisyonda ise  derine gelen Aanholt ve merkeze koşu yapan Kerem rakip savunmanın sağ tarafını kendileriyle sürüklüyor ve Mertens için yine burada boş topsuz koşu alanı açılıyor. Son pozisyonda ise yine benzer şekilde Kerem’in merkeze ve derine geldiği anda rakip beki sürüklemesinin ardından Berkan’a eliyle Mertens’in koşusunu gösterdiğini görüyoruz. Devamında ise bu kez Mertens’in boşalttığı koridora Kerem koşu yapıp Mertens’in akıl dolu göğüs pasında topla buluşmasıyla konuk ekip çok tehlikeli bir atak gerçekleştiriyor.

Kerem ve Rashica’nın bekleri merkeze sürüklemesi Mertens kadar bekler içinde boş alanlar yarattı. Boey de maç boyunca etkin olup birde asist yaparken Aanholt’ta bir çok başarılı topsuz bindirme koşuları gerçekleştirdi. Yukarıda görüldüğü gibi Kerem rakip beki manipüle ettiği anlarda Aanholt sürekli önünde boş koridor buldu. Son pozisyonda ise atak sağ kanattan gerçekleşirken hem arka direkte Aanholt hem penaltı noktasında Kerem bomboş kaldı. Bu da Galatasaray’ın rakip savunma dengesini pozisyon rotasyonlarıyla bozmasının yanı sıra ev sahibi ekibin savunma organizasyonunun ne kadar kötü yapıldığını da gösteriyor.

Galatasaray bu karşılaşmada da 4-4-2 şeklinde önde baskı uygularken orta dörtlü daha çok rakibe göre baklava şeklini aldı. Bu sayede bire bir eşleşmeler sağlanırken rakibin arkadan pasla oyun yapma şansı kalmadı. Ancak zaten Sivasspor da bunu pek denedi diyemeyiz. Hem sahanın durumu hem de takımın teknik problemleri onları uzun pas atmaya sevk etti. Saha iki takımı da uzun pas kullanmayı sevk ederken Sivasspor %66,3 konuk ekip ise %69,2 pas isabeti gibi düşük oranlarda kaldı.

Galatasaray’ın tempo kontrol etme sorunu

Galatasaray geçen hafta olduğu gibi bu karşılaşmada da öne geçtiği karşılamada hem skoru hem de oyunu kontrolü altına almayı başaramadı. Bu sezonun devamı içinde bu durum problem çıkarmaya devam edecek gibi görünüyor. İkinci devrede Rıza Çalımbay’ın öğrencileri uzun paslarla daha kalabalık rakip sahaya gitmeye başladı. Geçen sene derin blok savunması ve geçiş hücumları konusunda çok iyi performans gösteren ve Avrupa’da başarılı karşılaşmalar çıkaran sarı-kırmızılılar bu sene bu konuda çok geri gitmiş durumda. Bu takımın oyun anlayışı ve antrenman anlayışıyla doğrudan alakalı. Oyunun a planı bu olmasa da en azından öne geçilen karşılaşmalarda yenebilecek baskının derinde iyi savunulması yada oyunun temposunu pas ile yaralayıp rakip baskıyı kırmayı Okan Buruk’un öğrencilerinin başarması gerekir. Bu karşılaşmada da rakibin baskısında çoğunlukla tek hatta kalıp ikinci ve üçüncü bloklarda katı şekilde alan savunması gerçekleşmedi. Yukarıdaki iki örneğin birinde gol birinde ise yüzde yüzlük gol pozisyonu oluştu. İlk pozisyonda uzun top sonrası kazanılan ikinci toptan sonra savunma hattının önünde Ulvestad’ın rahat şekilde topla buluştuğunu ve Galatasaray’da kimin baskı yapıp kimin savunma hattında kalacağının anlaşmazlığının yaşandığını görüyoruz. Metens geri hatta geçerken Abdulkerim onu görmeyip baskıyı bırakıp geri döndü. Sonrasında Aanholt arkasına yapılan koşuya rahatça pas yapan Sivas mutlak gol pozisyonuna girdi. Diğer pozisyonda ise Midtsjo’nün Sabi’A’ya baskı mı yapayım alan mı kapatayım ikileminde kalıp rakibe hem alan hem zaman tanıması sonucu Sabi’A’ya asist yapmak için fırsat doğdu. Erdoğan Yeşilyurt Aanholt – Bardakçı arasından koşu yapıp savunma arkasına sarktı ve skoru eşitledi.

Bu gol öncesi yapılan Barış Alper ve Midtsjo değişiklikleri maçın gidişatı açısından önemliydi. Tam bu dakikalarda gol yenmesine rağmen artan dinamizm ve Barış Alper’in yıpratıcılığı sarı-kırmızılıların baskıyı kırmasını sağlamıştı. Golünde gelmesi ile birlikte Galatasaray önemli bir reaksiyon verip tekrardan oyunu eline alıp baskı kurmaya başladı. Daha önce İstanbulspor maçında atılan golün bire bir aynısını bu karşılaşmada da Bardakçı – Barış Alper birlikteliği getirdi. Golden sonra da iki önemli pozisyona giren konuk ekip zorlu deplasmandan üç puanla dönmeyi başardı.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.