Analiz | Sivasspor 1-2 Fenerbahçe

Türkiye Süper Lig’in 29. haftasında Fenerbahçe, zorlu Sivasspor deplasmanından 1-2’lik galibiyetle dönmeyi başardı.

Karşılaşmayı ilk yarı ve ikinci yarı ayrı ayrı incelemeye çalışacağım. Özellikle ilk yarıda Fenerbahçe skoru da bularak ikinci yarıda rölanti diyebileceğimiz bir oyun oynadı. Daha az pas yaptı, daha az topu ayağında tutabildi, yine önde basmaya çalışsa da takım olarak ilk yarıya göre daha fazla gömüldü.

Maçın genel  verilerine baktığımda Fenerbahçe adına en çok dikkati çeken konu kazanılan 71 sahipsiz top. Çok ciddi bir rakam. 26’sı ise rakip sahada. Bazı karşılaşmalarda toplam kazanılan sahipsiz top sayısı 30-35 olabiliyor.

İlk yarı

Maçın ilk dakikalarında Fenerbahçe’nin oyunu rakip yarı sahada oynamaya çalıştığını gördük. Set hücumlarında zaman zaman Mehmet Topal, zaman zaman da Josef’in iki stoper arasına girerek oyunu başlatmaya çalıştı.

Ortalama pozisyonlar

Saha içi ortalama pozisyonlara baktığımızda Fenerbahçe’de çoğu hafta görmeye alışık olduğumuz tablo var. Sadece bu karşılaşmada Şener’in topla önceki bir çok karşılaşmadan daha önde buluştuğunu söyleyebilirim.

Fenerbahçe ilk ‘akıllı’ hücumunu 12. dakikada yaptı. Sol kanat birinci bölgeden Aatıf ile başlayan hücum girişimi hızlı bir şekilde sağ kanada aktarıldı. Sivasspor savunmasının da öne çıkmasını fırsat bilen Soldado orta sahaya kadar gelip top aldı, döndü, savunma arkasına çok iyi bir koşu yapan Dirar’ın önüne topu bıraktı. Fenerbahçe’nin Soldado’nun bu servis özelliğinden çok daha fazla yararlanması gerekiyor bana göre.

Fenerbahçe bu kadar önde oynayınca Sivasspor da istediği hücum ortamını Kone ve Bifuma ile buldu. 15. dakikada önemli bir kontra ataktan faydalanamadılar. Volkan bu karşılaşmada tam 7 pas arası yaptı, 10 tane de sahipsiz top kazandı. Bu verileri bir kaleciden her zaman görmeyiz.

Fenerbahçe, artık bu riskleri almak durumunda. Geçiş oyununu tam olarak oynayabildiğini söylemem zor. Savunmadan hücuma geçiş hızlı olmadığı gibi, hücumdan savunmaya geçişlerde de zorlandığını bu karşılaşmada bir kere daha gördük. Ancak Fenerbahçe’nin bu önde baskı oyununda son 5 haftada ısrar etmesi gerektiğini düşünüyorum.

23. dakikada 1. bölge presini görüyoruz. Aatıf’ın yaptıklarını, sadece “savunma yapıyor” klişesi ile basite indirgeyerek değerlendirilmemeli. Nerede duracağını bilen, doğru pozisyon alan bir oyuncu. Tabiki Fenerbahçe’nin en ideali demiyorum, ancak elde şu an için bu oyuncular var. Aşağıda da bunun bir örneğini görüyoruz. Takım önde presini yaparken orta alandaki oyuncuya kendini gösteriyor, sonrasında bekine yardıma gidiyor.

İlk gol, Sivasspor’un kaçırdığı önemli bir pozisyonun hemen sonrasında çıkılan kontra atak sonunda geldi. Bu golün farklı önemli noktaları var benim için. Aşağıda pozisyonun ilk aşamasını görüyoruz. Dirar topu orta alanda ısrarla istiyor. Hasan Ali, daha Mehmet’in yanında. Beni takip edenler bilir, Dirar’ı beğenirim. Hatta daha birbiriyle uyumlu bir oyuncu grubu ile performansının artacağını düşünenlerdenim. Evet seyircinin istediği ‘incelik’te değil, ancak maç içinde genelde çok doğru işler yapıyor.

Burada da rakibin yerleşmediğini görüp driplingine devam ediyor. Aynı driplingi topsuz olarak Hasan Ali’de yapıyor. Bu devamlılıklar çok kıymetli, Fenerbahçe hücum varyasyonlarını genellikle sağ kanattan yapıyor evet, bu karşılaşmada da öyle oldu. Ancak Hasan’ın devamlılığını da es geçmemek gerek.

Hasan Ali, 91 kere ile takımın en fazla topla aksiyonu olan oyuncu oldu. 2/2 orta ile oynadı, 1 kilit pas, 5 kere de ceza sahası içine top attı, 4’ü isabetli oldu. Bu konuda da takımın en önde oyuncusuydu. %65 ikili mücadele kazanma oranı ile iki stoperden sonra takımın en fazla ikili mücadele kazanan ismi oldu. Skrtel’den sonra da (10) takımın en fazla pas arası yapan ismi oldu (9). Zaten InStat Index’te de 306 puan ile takımın en yüksek puan alan oyuncusu oldu. Israrla çok eleştirildiği için bahsetmek istedim. Biri kötüyken kötü, iyiyken de iyi demek gerekiyor.

Çizgiye yakın bir noktaya inerek yerden Aatıf’a temiz bir pas atıyor. Burada Dirar’ı da penaltı çizgisinin yakınında demarke durumda görüyoruz.

Hemen ardından gelen ikinci gol; Hasan Ali bu sefer Soldado’ya uzun bir pas atıyor. Aatıf öncesinde pas almak için kendini göstermişken atılan uzun top sonrası koşusuna devam ediyor.

Soldado’nun servis özelliği dedim, yine bu golde de bunu görüyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da Şener’in ceza sahası içine yaptığı müthiş koşu.

Soldado, basketbol deyimi ile servisi yapıp içeri devriliyor. Aatıf’ın ön direğe kestiği top ile topla buluşuyor ve golünü yapıyor. Şener’i gol çizgisinde görüyor olmak, takımın öne oynama isteğinin bir göstergesi olarak görüyorum, bunu zaman zaman istenilen seviyelerde yapamasalar da.

İkinci golden sonra topun daha fazla Sivasspor’da kalması anlaşılır olabilir. 30-45. dakikalar arasında topla oynamalara denklik geldiğini görüyoruz.

Ancak Fenerbahçe ilk yarının sonuna kadar etkinliğini korumaya çalıştı. Soldado ile net bir gol fırsatından yararlanamadı. Hemen sonrasında Fenerbahçe’nin ön alanda presini sürdürmesi kıymetli. Özellikle Josef bu sene yüksek tempo koşularla yaptığı bu şok preslerin faydasını çok gördü.

Yine hemen birkaç dakika sonrası, Fenerbahçe takım olarak ön alanda karşılıyor rakibini. Josef’in tempolu şok presi geliyor. Josef bu konuda ligin çok üzerinde, rakipsiz diyebilirim.

Maçın belkide en kritik anlarından biri 41. dakikada yaşandı. Sivasspor’un kanattan yapılan orta ile bulduğu ciddi bir gol pozisyonunu Volkan’ın anlık refleksi engel oldu. Volkan için de son haftalarda ligin en formda kalecilerinden biri diyebiliriz.

Ancak orta yapılırken savunmanın yerleşiminde ciddi hatalar söz konusu. Kone, orta yapılmadan önce kendini öne atıp hem muhtemel bir pas opsiyonu olmak hem de savunmayı öne almak için bir koşu yapıyor. Hem Skrtel hem de Roman anlık olarak önde kalıyor. Mehmet ve Dirar da takip yapmayınca Şener iki Sivassporlu oyuncu ile tek başına kalıyor. Kafa vuruşu anında Fenerbahçeli 4 oyuncu, pozisyonu sahanın en güzel yerinden seyrediyor.

İkinci yarı

Fenerbahçe ikinci yarıya da takım mesafesini kısa tutmaya çalışıp mümkün olduğunca önde kalmaya çalıştı.

Sivasspor da savunmayı daha önde kurmaya başladı, risk aldı. Özellikle Bifuma ve Kone’nin savunma arkası koşuları tehlike yarattı. Fenerbahçe ilk yarıda 303 pas yaparken ikinci yarı sadece 183 pas yaptı. Ayrıca önde daha agresif bir baskı yapmak çözümlerden biri olabilirdi. Buna rağmen Aatıf ile çok önemli bir fırsatı kaçtı. Bulunacak 3. gol Fenerbahçe’yi çok rahatlatırdı.

Robinho hamlesi ise Sivasspor’un daha fazla 3. bölgede aksiyon yaratmasına yol açtı. 55. dakikada oyuna girmesini fiziki yetersizliğinden başka birşeye bağlamak doğru olmaz. Bu konularda hocaların verdiği kararlara saygı duymak gerektiğini düşünüyorum. Zira elimde bunun aksini gösterebilecek hiçbir bilgi yok. Sivasspor, baskısına rağmen Medjani ve Bifuma ile bulduğu birer pozisyon dışında etkili olamaması, Fenerbahçe’nin takım savunmasının bir artısı denebilir.

Sonuç

Fenerbahçe ligin en fazla gol atan 2., en az gol yiyen 4. takımı. 4 maçtır da gol yemiyordu, 5. maçta son dakika golü yediler. Sanırım Aykut Kocaman’ın denge takımından bahsettiği bu olsa gerek. Galatasaray’ın Başakşehir’i yenmesi ile birlikte lider ile 3 puanlık bir fark kaldı. Fenerbahçe’nin 5’te 5 yapmaktan başka bir şansı yok.