Fenerbahçe, Süper Lig’in 9. haftasında Sivasspor ile deplasmanda karşılaştı. Her iki tarafın birer puanla ayrıldığı karşılaşmayı Instat verileri ile değerlendirmeye çalışacağım.
Ortalama pozisyonlar
Sivasspor’da Robinho’nun, topla rakip kaleye en yakın buluşan oyuncusu olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe ise 4-4-2 olarak gözüken diziliminin son günlerde medyada dillendirilen 2-4-2-2 gibi bir dizilimin ortaya çıktığı söylenebilir.
Rakibi karşılarken 4-4-2 dizilimi daha net gözüktü.
Her iki takım da oyunun ilk yarısında rakip kaleye gitmekte zorlandı. Sivasspor’un 5 şutu olsa da etkili şutlar olmadı. Şut ortalama mesafesi de 22.4 metre gibi oldukça uzak bir mesafe oldu.
Cocu, birçok noktada haklı olarak sıkça eleştiriliyor. Ancak yaptığı yanlışlar söylediği doğruları götürmemeli diye düşünüyorum. Daha önceki haftalarda görmediğimiz bir şekilde Fenerbahçe’nin savunma anlayışında bir iyileşmeden bahsedilebilir. Bu, elbette taraftarı tatmin etmese de değerlendirme yaparken değinmek gerektiğini düşünüyorum. Geçtiğimiz 7 haftada Fenerbahçe kalesine en çok şut çektiren takımlardan olurken bu karşılaşmada atılan 15 şutun 6’sının bloklanması bu konuda takımın bir refleks gösterdiği anlamına gelebilir. Daha genel bir yargı için mutlaka önümüzdeki haftaları da takip etmek gerek.
Fenerbahçe, saha içinde çok hata yapıyor. Rakibinden az hata yaptığı maç sayısı çok az. Bu karşılaşmada da top kayıpları Sivasspor’un 58 iken Fenerbahçe’nin 69 oldu. Hatalara, tercihlere yazının devamında kısaca değineceğim. Buna ilaveten sahipsiz top kazanma sayılarında da geride, bu karşılaşmada Sivasspor 64 sahipsiz top kazanırken, Fenerbahçe’de bu sayı 52.
İlk yarı
Fenerbahçe, ilk yarıda sadece iki şut attı. İşin benim için ilginç kısmı, ilk yarıda iki kere etkili oldu Fenerbahçe, ikisi de savunmadan geçiş ile yaptığı kontra ataklardı.
İlki, 5. dakikada yaşandı. Fenerbahçe, 3 pasla rakip kalede gol pozisyonu buldu.
Bir diğeri de 37. dakikada yaşandı, 5 pasla ceza sahası içinde pozisyon yakalandı.
Bunların dışında Fenerbahçe set hücumlarında üretkenlikten çok uzak kaldı. Bana göre temel problemler özellikle 3. bölgede hareketsizlik, özgüven sorunun beraberinde getirdiği tercih hataları, uyum ve akışkanlık.
Sivasspor da ilk yarıda üretken olmaktan oldukça uzaktı. Robinho’yu 3. bölgedeki pas istasyonu olarak değerlendirmeye çalışsalar da ilk yarıda etkili olmadılar.
İkinci yarı
Sivasspor ikinci yarıda özellikle Harun’un topu ceza sahası dışında uzaklaştırdığı pozisyonda gole yaklaşsa da yarının genelinde yine çok fazla etkili ataklar yapamadılar.
Fenerbahçe ise ikinci yarıda biraz daha etkili olan taraf oldu. 50 dakikada Soldado kaleci ile karşı karşıya kaçırdı, yine Soldado’nun kornerden gelen topa altı pastan dışarı vuruşu, Elif’in etkili iki şutu gibi pozisyonlar sayılabilir. Ancak Fenerbahçe’de problemler devam ediyor.
Tercih hataları
İkinci yarıda etkili pozisyonlar yakalasalar da, Fenerbahçeli oyuncuların belkide ligin başından gelen bir tercih hataları zinciri dikkat çekiyor. Hocanın neden bu tercih hatalarının yapıldığı ile ilgili net bir tespit yapıp bunun çözümleri üzerinde durması gerekiyor.
Dakika 57, Roman, oyunu yerden kuruyor, ikinci bölgede çizgideki Şener’e oynuyor.
Şener, sol stoper ile sol bek arasındaki açıklığı değerlendiren ve çok doğru bir koşu yapan Ayew’in önüne bırakmak yerine, topu yerden kaldırıp belirsizliği seçiyor. Fenerbahçe, bu atakta 6 kişi ile 3. bölgeye geliyor.
Çok benzeri, isim değişiyor, tercih değişmiyor. Bu sefer half space bölgesine oynuyor Isla, ancak pası o kadar kötü ki atak bitiveriyor.
Bir başka pozisyon; Frey, tamamen demarke vaziyette bulunan Elif’in ayağına oynamak yerine, zor olanı yapmaya çalışıp defansın arkasına top atmaya çalışıyor. Evet aylar sonra oyuncular arasında böyle bir kimya tuttuğunda neden olmasın, ama belli ki henüz böyle bir kimyadan bahsedemiyoruz. Elif ile 2V1 yapsa kendisinin bile ceza sahasında topla buluşma şansı olabilir.
Bir diğer opsiyon da oyunu kanada aktarıp ön direk koşusu yapmasıydı. Onu da yapmadı.
Maçın sonları, artık belli riskleri de alma vakti belki de. Jailson 2. bölgede topu alıyor, Alper o kadar müsait ki, kafasını kaldırdığı gibi Roman’ı görüyor. Roman da Isla’ya oynamasını işaret ediyor ki ikinci bir opsiyon olarak çok mantıklı gözüküyor. Jailson topu Roman’a oynamayı tercih ediyor.
Top, tam 5 saniye sonra belki de olması gerektiği yere geliyor. Tüm rakip savunma kurgusunu oturttuktan sonra.
Bunların hiçbirini bir oyuncuyu yermek için dile getirmedim. Tam tersi, bu oyuncuların hepsinin şu anda yaptıklarından çok daha fazlasını yapacağını düşünüyorum.
Mehmet Ekici
Sadece 17 dakika sahada kalabildi. Oyunun çehresi değişti, bunu kabul etmek lazım. Bir şutu direkten döndü, tam 7 dripling yaptı, bunların 5’i başarılı oldu Fenerbahçe’deki belki de en büyük eksikliklerden. Bu açığı Ekici ve Benzia doldurabilir gibi gözükse de sakatlık sorunları Ekici’nin süreklilik sağlamasına engel olacak gibi gözüküyor. Teknik heyetin elinde bu konu ile ilgili çok detaylı veriler olduğunu düşünürsek, oynatılmaması konusunun yersiz bir eleştiri olduğunu düşünüyorum.
Serbest vuruşta direğe takıldığı pozisyondan önce orta yuvarlaktan topu alarak ceza alanı ön çizgisine kadar dripling ile gelip yapılan faule rağmen Frey’in önüne topu bırakıyor.
Frey
Frey, taraftarı da ikiye bölmüş durumda gibi hissediyorum. Fenerbahçe’nin futbolcusu değil, “pas atmasını bilmiyor” diyenler var, “olsun, çok faydalı, pres yapıyor” diyenler var. iki taraf da haklı gibi sanki. Frey, topsuz oyunda gerçekten etkili, ofansif olarak doğru koşular yapıyor, çoğu arkadaşlarına alan yaratıyor. Savunma anlamında da pres gücü gayet yerinde.
Ancak topla ilişki, çevre kontrolü, oyun aklı istenilen seviyede değil gibi gözüküyor. Ben, yine de taraftarların 1-2 maçta “scouting” becerilerini gösterip oyuncuyu yermesindense beklemekten yanayım.
94 dakika sahada kalan bir oyuncunun toplamda sadece 15 pas yapıp bu paslarda da %53 gibi (neredeyse 2 pastan biri hatalı) bir oran tutturması teknik heyeti düşündürmeli. İleri uçta oynayan oyunculardan %80 üzeri bir pas başarısı beklenmemeli elbet, ancak yine ileri uçtaki partneri Soldado’nun toplam 26 pası var ve %77 isabet oranı ile oynadı. Ayrıca toplam 48 aksiyonu var, oldukça düşük ve bu aksiyonları olumlu olma oranı %42. Soldado’da bu rakam 47 ve %66.
Ayrıca, 14 top kaybı ile takımın en fazla top kaybı yapan ismi oldu. Tabiki maçın dinamiklerine göre değişkenlik gösterebilir, ancak 8-10 larda kalması fark yaratabilirdi.
Sonuç
Her iki takım da kötü gidişe bir dur diyemedi. Ben, onca saha içi problemine rağmen Fenerbahçe’nin bu hafta maçı kazanabilecek işler yaptığını düşünüyorum. Ancak tabiki puan durumu da dikkate alınarak, taraftarın sabrının kalmaması da anlaşılır.
Fenerbahçe, mutlaka Slimani ve Benzia’lı bir diziliş ile fark yaratacak formüller üretmeyi düşünmeli.