Analiz | Sivasspor 0-0 Antalyaspor

Ligde 5 haftadır galibiyet alamayan Sivasspor, 7 haftalık galibiyet hasretini geçtiğimiz hafta Ankaragücü maçıyla sonlandıran Antalyaspor’u konuk etti. Avrupa Ligi’nde de ülkemizi temsil etmesi sebebiyle sıkışık bir fikstür içerisinde bulunan Sivas ekibi, bununla beraber 23 günde 7 maça çıktı. Gerek ev sahibindeki yorgunluk belirtileri, gerekse Antalyaspor’un hareketsiz oyun yapısı sebebiyle durağan geçen mücadele başladığı gibi 0-0 sonuçlandı ve puanlar paylaşıldı.

Maçı global iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.

İlk 11’ler ve ortalama pozisyonları

Sezon başından beri birçok oyuncusu sakatlık sıkıntısı yaşayan Antalyaspor’da bu hafta da eksikler dikkat çekiciydi. Sene başından bu yana takımın en başarılı isimlerinden olan Veysel Sarı, özellikle Antalyaspor’un geçtiğimiz sezonun ikinci devresindeki çıkışında önemli pay sahiplerinden olan kaptan Hakan Özmert, geçen sezonun son maçlarında merkez orta sahada oynamaya başlamasıyla beraber performansı da yükselen Doğukan Sinik gibi isimlerinden yoksun olan Akdeniz ekibinde sevindirici gelişmeler ise sakatlıklarını tamamen atlatan Bünyamin ve Sam’in 11’e geri dönmesiydi. Savunma hattında Veysel’in yokluğunda Naldo sağ stopere çekilirken, onun partneri Ersan Gülüm oldu. Orta alandaysa geçen hafta olduğu gibi Nuri-Fredy ikilisi görev aldı.

Ev sahibi takımda da eksikler bir hayli fazlaydı. Korona virüse yakalanan Rıza Hoca da dahil olmak üzere Goiano, Erdoğan, Cofie, Yasin, Ziya ve Caner dikkat çeken eksiklerdi. İdeal 11’inin geri dörtlüsündeki 3 isimden yoksun olan Sivas ekibinde Barış Yardımcı sağ bekte, orta saha orjinli Robin Yalçın ise stoperde görev aldı. Cofie’nin yokluğunda Claudemir ön libero oynarken Yasin ve Erdoğan’ın yokluklarında ise Yatabare sağ kanatta maça başladı.

İlk devre

Rakiplerini sezon başından beri 4-4-2 dizilimi ile karşılayan Antalyaspor, bu maçta da aynı şablonu kullandı. Merkezde Fredy ve Nuri ile Sivas’ın teknik kapasitesi yüksek ikilisi Fajr-Hakan’ı savunan Akdeniz ekibi, kazandığı toplarla hızlı çıkarak savunma yönü zayıf Barış Yardımcı-Amilton eşleşmesinden devre boyunca fırsatlar bulmaya çabaladı. Geniş alandaki süratiyle ligin dikkat çeken isimlerinden olan Amilton’un oyun görüşünün zayıflığı nedeniyle yakalanan fırsatlar cömertçe harcandı. Yukarıdaki görselde de yüksek süratle rakip yarı alana geçmesine rağmen kafasını kaldırıp içeriye bakmadan ezbere orta yapmaya çalışan Amilton’un müsait durumdaki Podolski’ye çıkaramadığı topu görüyoruz.

Nuri’nin iki stoperin arasına girmesiyle Naldo-Nuri-Ersan (İyileşince Veysel) gibi pas tekniği yüksek üç isimle geriden oyun kurmaya çalışan Antalyaspor, buna karşın Sivas’ın önde presi karşısında epey zorlandı. Çoğu kez kaleci Boffin’e(İlk yarıda 35 kez topla buluştu) kadar dönmek zorunda kalan Ersun Yanal’ın öğrencilerinin hücum hattındaki hareketsizliği dikkat çekti. Kadroda Bünyamin hariç 10 oyuncunun da 30 yaş ve üzeri olması, yeni yeni oturan oyun anlayışı, yaşanan sakatlıkların etkileri vb. sebepler bu sonucu doğursa da, bu problem Antalyaspor’un üzerinde durması gereken en ciddi konu gibi gözüküyor. Yukarıdaki görselde de tam 1 dakika boyunca kendi yarı sahasında pas yapıp rakip yarı sahaya geçemeden topu kaybeden Antalyaspor’u görüyoruz.

Antalyaspor’un kendi yarı sahasında yaptığı bu verimsiz pasların sonucunu Futbol Akademi Scouting (FAS) ekibinin hazırladığı top hakimiyeti ve kalitesi grafiklerinden de okumak mümkün. Topa sahip olma oranlarında rakibine nazaran daha üstün olan Akdeniz ekibi, top hakimiyeti grafiğinde ise aynı oranda rakibinin gerisinde görünüyor. Antalyaspor’un maç boyunca kendi yarı sahasında yaptığı aksiyon değeri düşük paslar şüphesiz ki bu grafiğin çıkmasındaki en büyük etken.

Antalyaspor’un maç boyunca etkili olduğu pozisyonların başrolündeyse Alman yıldız Lukas Podolski vardı. Geldiği günden bu yana sakatlık problemleri nedeniyle koş(a)maması ve saha içindeki durağanlığıyla zaman zaman eleştirilse de çoğu maçta olduğu gibi bu mücadelede de takım pozisyon üretmek için onun ayağına bakar durumdaydı. Top onun ayağına değmeden pozisyon üretilemiyor desem yalan olmaz sanırım.

Buradaki mühim noktaysa Podolski’nin nerelerde topla buluştuğu. Yukarıda topla buluşma haritasında da görüldüğü üzere bu maçta birçok kez geriye gelmek zorunda kalan Podolski, adeta bir merkez orta saha gibi oynadı. Ondan maksimum verimi almak için topla buluşturulması gereken yer ise rakip savunma-orta saha hatlarının arası olmalı. Yukarıdaki görselde hatlar arasında topla buluştuğunda rakip savunmanın nasıl dağıldığını ve pas opsiyonları oluştuğunu – oyuncu doğru pası veremese de – görmek mümkün.

İlk devrenin sonlarındaysa oyunda üstün taraf Sivasspor’du. Zaman zaman Gradel-Bünyamin eşleşmesiyle, zaman zaman Kayode’nin Antalyaspor’un ağır stoperlerinin arkasına sarkmasıyla, zaman zaman da önde yapılan baskının sonuç vermesiyle pozisyon bulan Rıza Hoca’nın öğrencileri final paslarında başarılı olamayınca aradığı golü bulamadı. Yukarıdaki pozisyonda da Sivasspor’un önde baskıyla topu kazanıp rakip ceza sahasına 4 kişiyle girdiğini görüyoruz ancak bu hücum kötü bir ortayla sonuçlanıyor.

İkinci devre

Maçın ikinci devresi de tempo kısırlığı açısından ilk devreden farklı başlamadı. Yine Gradel’in birebir zorlamalarıyla yarım pozisyonlar üretebilen Sivasspor’da dakikalar ilerledikçe yorgunluk su üstüne çıkmaya başlarken, haftada bir maç oynayan Antalyaspor adına da durum çok farklı değildi. İki takımın da orta saha dirençlerinin düştüğü, takım boylarının uzadığı kısır bir orta alan mücadelesi izlemeye başladık. Hatta 59.dakikada öyle bir an yaşandı ki süreyi görmeyen birisi pozisyonun uzatma dakikalarında olduğunu söyleyecektir. Sivas savunmasının yaptığı hata sonucu 3’e 4 yakalayan Antalyaspor’da kimse desteğe gelmezken ileri 3’lünün de yürüyecek hali yok gibiydi. Devamında kaybedilen topa da Fredy-Nuri orta sahası adeta gölge savunma yaptı. Sivas 4’e 4 yakaladığı pozisyonu biraz akıllı oynasa gol içten bile değildi.

İlerleyen dakikalarda Sivas’ın iyice pilinin tükenmesi, Orgill ve Gökdeniz değişiklikleriyle Antalyaspor maçın son dakikalarında birkaç fırsat daha yakalasa da gerek kötü son vuruşlar, gerekse Samassa’nın güzel kurtarışlarıyla golü bulamadı ve karşılaşma 0-0 sona erdi.

Son olarak değinmek istediğim bir başka görsel ise Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan AD metriği (Aksiyon Değeri Metriği). Yukarıda da belirttiğim gibi stoperlerin arasına girerek Antalyaspor’un geriden oyun kurulumunda başlangıç ismi olan Nuri Şahin pas aksiyonlarının etkisiyle takımının en faydalı ismi görünümünde (75/81 isabetli pas). Yine yukarıda Antalyaspor hücumlarındaki önemine değindiğim Podolski ise grafikte ofansif aksiyonlardaki rolüyle ön plana çıkmış. Neredeyse takımda geri kalan herkesin toplamından fazla ofansif aksiyonunun öne çıktığı bu grafikten, Antalyaspor’un hücumda Alman yıldıza ne derece bel bağladığı açık bir şekilde anlaşılıyor.

Maç sonu

Avrupa’dan elenilmiş olmanın getirdiği psikolojik yük, ardı ardına oynanan maçlar, kadrodaki eksikler gibi üzerinde birçok sıkıntı bulunan Sivasspor bu maçtan alınan 1 puana üzülmemiştir. Antalyaspor cephesi içinse aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu kadar bitkin bir Sivasspor’dan nasıl oldu da daha bitkin bir Antalyaspor izledik sorusunun cevabı teknik ekip tarafından bulunulmalı.

Genç futbolculara, scout transferlerine dayalı bir kadro kurma hedefleriyle başkanlığa gelen Ali Şafak Öztürk’ün de vaatlerini şu maçta izlediğimiz Podolski’li, Jahovic’li, Nuri Şahin’li takımla bir mukayese etmesi şart. Konuşulanlar kulağa hoş gelse de sahada gördüklerimiz tam aksini gösteriyor maalesef.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.