Analiz | Sevilla 2-4 Barcelona

Maç öncesinde Barcelona zirvedeki 7 puanlık avantajını koruyarak arkadan gelen Atletico Madrid ve Real Madrid’e ümit vermek istemiyordu. Sevilla ise ilk 4 sırada yer alarak Şampiyonlar Ligi’ne gitmek için kazanmak istiyordu. Hem iki takımın kalite farkı hem de son karşılaşmalarında Kral Kupası çeyrek finalinde Barcelona’nın evinde 6-1 kazanarak Sevilla’yı paramparça etmiş olması maç önünde ibreyi tamamen Barcelona lehine çeviriyor gibi gözükse de Sevilla cephesi 6-1 kaybettikleri maçtan ziyade içeride 2-0 kazandıkları maçtan ilham alıyordu. Maça iyi başlayıp ilk yarı boyunca daha iyi gözüken taraf Sevilla oldu ve nitekim 2-1 önde girdiler soyunma odasına. Ama ikinci yarıya başlarken hem Valverde’nin 2 değişiklik birden yaparak oyuna reaksiyon vermesi hem de Messi’nin normalleştirdiği mükemmel performanslarından birini göstermesi ile Barcelona 4-2 ile galibiyete uzanan taraf oldu.

Ortalama pozisyonlar

Sevilla özellikle ilk yarıda oldukça iyi bir performans gösterdi. Ön alanda baskı yapmaktan çekinmeyen ve kendi yarı sahalarında topu aldıklarında direkt olarak uzun toplarla rakip kaleye gitmeyi denemek yerine daha çok pas kombinasyonları kurarak üçüncü bölgeye geçmeyi denediler. İşin savunma kısmında genellikle 7 veya 8 kişi ile rakibi karşıladılar. İkinci bölgede rakibi karşılarken alanları savunmak yerine adam adama rakibini kovalayan ve rahatsız eden bir Sevilla gördük. İkinci yarıda belki de fiziksel olarak maçın sonunu çıkaramayacaklarını düşünerek daha alan odaklı karşıladılar Barcelona’yı. Barcelona tamamen hücum setine yerleşip üçüncü bölge oyunu oynamaya başladığında ise ileride üçlüden en azından ikisinin ileride kaldığını ve Barcelona stoperlerine yakın kalmak yerine hatlar arasında yer aldılar. Bu sayede topu kaptıklarında tek pasta hatlar arasında topla buluşarak rakip stoperlerle 2v2 gibi durumlar yaratmayı amaçladılar. Barcelona’nın ortalama pozisyonlarına baktığımızda da bunu engellemek için Semedo’nun da normalden daha derinde yer aldığını görüyoruz. Ayrıca Sevilla ileri üçlüsünü bu kadar merkeze yakın konumlayarak arkadan gelen oyunculara alan açmayı ve kenar ortalarıyla etkili olmayı planladı.

Barcelona cephesinde ise ilk 11’ler açıklandığında ilk olarak dikkat çeken nokta orta sahada yer alan üçlüydü. Rakitic, Busquets ve Vidal üçlüsünü tercih eden Valverde maça oldukça tedbirli çıkmış gözüküyordu. Kontraya çıkışta merkezde hatlar arasında yer alan ileri uç oyuncularıyla topu buluşturmaya çalıştığını söylemiştik Sevilla’nın. Buna karşı bir önlem olarak kurgulamış orta sahasını Valverde. Sağ tarafta Promes’in Semedo’yu tedirgin etmesi sebebiyle o taraftan çok fazla genişliği sağlayamadı ve etkisiz kaldı Barcelona. Zaman zaman Vidal’in bile sağ çizgide genişlik sağlamaya çalışıp Semedo’nun merkeze yanaştığını gördük. Ayrıca orta sahadaki üçlünün toplu oyundaki pozisyonları Barcelona’nın akıcılığına büyük zarar verdi. Ana planı sol tarafta Jordi Alba-Coutinho-Rakitic üçlüsüyle üçgenler kurup o tarafa yanaşan Messi’yi kendi sihrini yapabileceği noktalarda topla buluşturmaktı Barcelona’nın. İşin savunma kısmında ise her ne kadar tedbir öncelikli bir orta saha ile sahaya çıkılmış olsa da özellikle ilk yarıda topu kaptırdıktan sonraki baskısı oldukça zayıf kaldı Barcelona’nın ve Sevilla’ya topu kullanmak için yeterli alan ve zamanı tanıdı.

Aşağıdaki iki pozisyonda da Barcelona’nın savunma geçişlerinde yaşadığı sıkıntıları görüyoruz. İlk pozisyonda Barcelona topu kaptırdıktan sonra baskıyı çok zayıf yapıyor ve Sevilla hatlar arasında bulunan forvetiyle topu buluşturup 2v2 durumunu oluşturuyor. Sağ taraftan de önünde bomboş bir alan olan Navas koşuyu yapıyor. Pozisyonun sonunda Barcelona golü kalesinde görüyor. İkinci pozisyon golle sonuçlanmamış olsa bile yine aynı problem ortada. Bu seferki fark ise arkada sadece 2 stoper değil ekstra olarak Sergi Roberto’nun da bulunması.

 

Barcelona’nın orta saha kurgusunda topa sahipken oyuncuların pozisyonlarının takımın akıcılığına ket vurduğunu söylemiştik. İşte bunu anlatan bir pozisyon. Hem toplu oyuncuya alternatif olmuyor hem de düz bir hat üzerinde dizilerek rakibin savunmasını kolaylaştırıyorlar.

Aşağıdaki pozisyonda Sevilla’nın kenarlarda boşalttığı alanları kullanmaya çalışmasına örnekler görüyoruz. Daha maçın ilk dakikası dolmadan planlarını uyguladılar ve çok net bir pozisyondan yararlanamadılar.

Sevilla’nın ilk yarının sonunda bulduğu golde de Barcelona’nın savunma hataları göze çarpıyordu. Ceza sahasının içinde iyice gömülerek çizgiye inen oyuncuya verebileceği en kolay pas açısını yarattı Barcelona savunması. Mercado’da güzel bir vuruşla öne geçirdi takımını.

Topla oynama

İlk yarıda yüzde 61, ikinci yarıda 56 ile topa sahip olan taraf beklendiği üzere Barcelona oldu. İlk yarıda bu avantajlarını üretkenliğe çeviremediler ama ikinci yarıda Vidal’in çıkışı ve Coutinho’nun orta sahaya geçişiyle bir nebze daha etkili oldular topu kullanma konusunda. Dembele’nin dripling tehditi de tabiki de hücuma katkı sağladı. İki takımın toplam pas sayıları ve pasların şekillerini oranlayarak baktığımızda çok büyük farklılıklar yok bu da topun daha çok yerde kaldığı bir maç olduğunu gösteriyor. Ama ceza sahasına gönderilen pas sayılarına baktığımızda bir eşitlikle karşılaşıyoruz ve bu da Barcelona’nın 4 gol atmasına rağmen çok da baskılı bir oyun oynamadığına işaret ediyor. Hücumların gelişim yollarına baktığımızda ise Sevilla’da daha önceden belirttiğimiz gibi kenarların yoğunlukla kullanıldığını, merkezin ise pek tercih edilmediğini görüyoruz. Barcelona’nın ise sol kenardaki üçgeni ve merkeze giren Messi’yi kullanma hedefi çok net bir şekilde gözüküyor. Valverde’nin ikinci yarı başlarken Dembele’yi oyuna alma sebeplerinden biri de muhtemelen hiçbir tehdit yaratmayan sağ tarafa bir tehdit unsuru koyarak ters tarafı da rahatlatmaktı.

  Pas bağlantıları

Barcelona’nın pas bağlantılarına baktığımızda yazı boyunca bahsettiğimiz üçgeni ve o tarafa yaklaşan Messi’yi görebiliyoruz. Hücumun kenardaki üçgen üzerinden mi yoksa direkt olarak Messi’yi bularak mı geliştirileceğine karar veren ismin ise Rakitic olduğunu görüyoruz en sık pas bağlantılarına bakarak. Valverde’nin belki de Messi’den sonra en çok güvendiği oyuncuların başında gelen Rakitic’in böylesine kritik bir rolde yer alması hiç de şaşırtıcı değil bu açıdan.

Sevilla’nın pas bağlantılarına baktığımda ilk dikkatimi çeken şey maça 62. dakikada dahil olmasına rağmen Roque Mesa’nın ne kadar maçın içinde yer aldığı oldu. Navas ve Sarabia’nın üçüncü bölgede ana yaratıcılar olması ve birbirleriyle bu kadar etkileşimde olmaları Sevilla adına olumlu bir artı. Keza ikinci golde de çizgiden topu çevirerek asisti yapan Sarabia’ya pası veren de Navas’ın ta kendisiydi.

 Top kayıpları

İlk yarıda daha çok alanları savunmak yerine alanlarda adamları birebir savunan (zonal man marking) bir düşünce yapısıyla sahaya çıktığını söylemiştik Sevilla’nın. Bu şekilde Barcelona’yı hem kendi yarı alanında hem de kullanmak istedikleri sol tarafta ne kadar top kaybına zorladığını görüyoruz. İlk yarıda daha iyi olan taraf Sevilla iken ikinci yarıda Barcelona idi, bunun da iki yarıdaki kendi yarı alanlarında kaptırdıkları top sayısına yansıması oldukça ilginç. Ayrıca ilk yarıda sağ kenarı kullanmadığından o tarafta neredeyse top bile kaybetmeyen bir Barcelona varken ikinci yarıda topların kaybedildiği noktalara bakıldığında ilk yarıya oranla daha homojen bir oyun oynandığı söylenebilir.

 Messi

Bu adama bahsetmeden bir Barcelona maçı anlatmak artık iyice zor bir hale geldi. Normalleştirdiği mükemmeliyet sebebiyle ilginç bir şekilde belki de zaman zaman yeterli övgüyü alamayan ve futbolu bırakana kadar seyircilere hissettirdiği duyguların değerinin anlaşılamayacağı bir adam. 47 isabetli pas, 6 başarılı anahtar pas, 7 başarılı dripling, 3 gol ve 1 asist yaparak maçı tamamladı Messi. Sanırım daha da fazla bir şey söylemeye gerek yok.

Sonuç

Oyunu maç önünde daha iyi kurgulayan tarafın Pablo Machin ve Sevilla olduğu ilk yarıdaki başarılı oyunla belli oldu. Dakikaların akmasını beklemeden ikinci yarıya direkt 2 değişiklik ile başlayan Ernesto Valverde’de övgüyü hak ediyor olsa da bu değişiklikler majör olarak oyunun yönünü değiştirmek yerine bazı minör katkılar sağladı takıma. İki takımın arasındaki farkı oyuncuların bireysel kalite farkı belirledi. Ya da Messi’nin sahada geri kalan 21 oyuncudan kalite olarak farkı belirledi.