La Liga’da ligin kaderini doğrudan etkileyen El Clasico’da gülen taraf Real Madrid oldu. Hafta içinde oynanan Liverpool karşılaşmasında olduğu gibi rakibini iyi analiz eden Zidane, kurguladığı ana planıyla bu kritik karşılaşmadan da 3 puan çıkarmayı bildi.
Real Madrid’in şampiyonluk yarışını iyice kızıştırdığı karşılaşmayı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğiz.
Kadrolar & ortalama pozisyonlar
Ev sahibi Real Madrid’de sakatlıkların ardından Zidane’ın sahaya sürdüğü kadro büyük oranda bekleniyordu. Kağıt üzerinde 4-3-3 gibi sahaya dizilen Real Madrid’de Liverpool maçından farklı olarak Asensio’nun yerine Federico Valverde görev yaptı. Bu hamleden sonra Zidane’ın farklı bir kurguda Uruguaylı oyuncuyu merkezde kullanacağı düşünülebilirdi fakat birazdan daha detaylı değineceğim üzere Zidane, oyuncusuna özel bir rol biçmişti.
Barcelona tarafında ise Koeman, son zamanlarda ana planı haline getirdiği 3-4-2-1 diyebileceğimiz dizilişiyle sahadaydı fakat oyuncu tercihlerinden de anlaşılacağı üzere daha temkinli bir yapıyla maça başlama amacındaydılar. Geçtiğimiz haftalarda ileri üçlüsünü Griezmann, Messi ve Dembele olarak kuran Hollandalı teknik adam, de Jong’u da üçlü savunmanın bir parçası olarak görevlendiriyordu. Real Madrid karşısında ise Griezmann’ın yedek soyunduğunu; Pedri’nin ise ileri üçlünün bir parçası haline geldiğini gördük. Savunmada ise Araujo’ya şans veren Koeman, de Jong’u da Busquets ile birlikte savunma önünde görevlendirdi.
İlk yarıda Barcelona
Oyuncu tercihlerinde değindiğim üzere Koeman, takımını biraz daha temkinli bir yapıyla sahaya sürmüş ve de Jong, Pedri eklemeleriyle birlikte orta sahadaki üstünlüğü rakibine kaptırmak istemediğini göstermişti. Liverpool karşısında Casemiro-Kross-Modric üçlüsünün oyuna ne kadar etki ettiğini de görünce Koeman’ın bu hamleleri kağıt üzerinde mantıklı görünüyordu. Fakat erken gelen Real Madrid golünden sonra daha da keskinleştiği üzere Barcelona, topla daha fazla oynaması gereken ve derinde bekleyen savunmaya karşı hücum etmesi gereken taraftı. Barcelona maç genelinde %69 oranında topa sahip olan taraftı. Bu noktadan sonra ise Koeman’ın ana planının ve oyuncu tercihlerinin iyi işlemediğini gördük, öyle ki Barcelona topla daha fazla oynamasına rağmen ilk yarıdaki tek isabetli şutunu 45+3. dakikada kaydedebildi.
Barcelona, maça ön alan presiyle başladı ve yukarıdaki görüntüde de gördüğümüz gibi bu kurgunun temelinde bire bir eşleşmeler yatıyordu. Fakat oyuncu grubunun da etkisiyle bu presi maç genelinde agresif bir şekilde uygulayamadılar ve istediklerini bu şekilde alamadılar. Real Madrid ise gerek orta sahasından gelen yardımla gerek de kullandığı uzun toplarla bu pres karşısında pek sorun yaşamadı.
İlk yarıda Barcelona’nın hücumlarında kadro tercihinden de kaynaklanan bazı sorunlar göze çarptı, Dembele’nin en uçta çok yalnız kaldığını, Messi’nin ise hücumdaki bağlantıyı yapabilen tek oyuncu olduğunu gördük. 10. dakikaya ait olan bu görüntüde de Pedri’nin oyun kurulumuna destek olmak amacıyla derine geldiğini görüyoruz. Messi ise hatlar arasında topla buluşuyor ve bağlantıyı oluşturuyor. Dembele’nin ise uçta yalnız kaldığını ve Real Madrid stoperleri arasında kaybolduğunu görüyoruz. Real Madrid öne geçtikten sonra Koeman, de Jong’u da ileri göndermeye başladı ancak yine de istediğini alamadı, Pedri’nin üçüncü bölgede beklenen etkiyi yarataması da Barcelona’nın hücumda etkisiz bir görüntü çizmesine neden oldu. Messi topla buluştuğunda ise Casemiro başta olmak üzere savunmadaki Real Madridlilerin Arjantinliyi iyi bir şekilde sıkıştırdığını gördük. Adı geçmişken ayrı bir parantez açmak gerekirse, Casemiro maçı 4 top kapma, 5 pas arası ile tamamlarken girdiği 17 ikili mücadelenin de 12’sini kazandı.
Messi, maç geneline bakınca yetersiz bir performans ortaya koymuş gibi görünüyor fakat rakamlara baktığımızda diğer Barcelona hücumcularına kıyasla üretken bir görüntü çizdiğini görüyoruz. 7 başarılı dripling yapan Arjantinli oyuncu, ayrıca 2 kilit pas verirken rakip kaleyi de 7 kez yokladı.
Zidane’ın ana planı
Real Madrid’in ana planı maç genelinde topu bırakarak ve orta alanda, derinde Barcelona’yı karşılamak üzerine kuruluydu. Bu planda en çok göze çarpan tercih ise Valverde’ydi, zira Zidane onu sağ kenarda görevlendirmişti. Savunmada ise Uruguaylı oyuncunun rolü oldukça önemliydi.
Zidane, Uruguaylı oyuncudan Barcelona hücumlarında savunmayı beşlemesini istedi. Yukarıdaki görselde de gördüğümüz gibi Vazquez, 3. stoper gibi konumlanırken Valverde de sağ bek gibi konumlanıyor ve ortaya beşli bir savunma hattı çıkıyor.
Aynı durumu bu görüntü üzerinden de okuyabilmek mümkün. Barcelona, özellikle üçlü savunmaya dönmesinden bu yana Alba’yı çok etkili kullanıyordu ve İspanyol oyuncu sık sık Messi’nin paslarında çizgiye inerek şans yaratıyordu. Zidane, bu hamlesiyle birlikte rakibin bu silahına karşı özellikle ilk yarıda oldukça iyi sonuç veren bir önlem almış oldu.
Hücumda ise Real Madrid’in en büyük kozu geçiş hücumlarıydı. Vinicius’un varlığıyla sol kenardan, Vazquez ve Valverde’nin driplingleriyle de sağ kenardan iyi hızlı hücumlar gerçekleştiren Real Madrid, ilk golü de bu şekilde buldu.
Golün oluşumunda ilk önce Kross-Modric ikilisinin savunma önüne geldiğini ve bu şekilde Real Madrid’in rakip presten kurtulduğunu gördük. Devamında ise yukarıdaki görüntüde görebildiğimiz gibi Valverde harika bir driplingle topu taşıyor. Dikkat çeken bir diğer nokta da Real Madrid’in her iki çizgide de oyuncu bulundurması, dolayısıyla Barcelona savunmasını da istediği gibi genişletebilmesi. Ayrıca Valverde’yi durdurmak için sol stoper Lenglet öne çıkıyor ve Busquets de sağ çizgideki Vazquez’i karşılamak için gidince Barcelona stoperleri arasındaki mesafe bir hayli açılıyor. Benzema da bu bölgeye hareketleniyor ve son olarak kalitesine yakışır bir son vuruşla takımını öne geçiriyor.
Real Madrid’de ayrıca bahsedilmeyi hak eden oyuncuların başında ise Benzema vardı. Bağlantı oyunundaki yetkinliğiyle takımın hücumdaki beyni olmaya devam eden yıldız oyuncu, bu özellikleriyle takımının kontra ataklarında da kilit rol oynadı. Örneğin yukarıdaki görüntüde Benzema’nın önce bağlantı olarak topu sakladığını, devamında da sağ kenardaki boşluğa hareketlenerek topu taşıdığını görüyoruz.
2.yarı
İşlerin yolunda gitmediğinin farkında olan Koeman, 2-0 geriye düşmesinin de ardından ana planından vazgeçti ve Griezmann’ı oyuna alarak alıştığımız 3 hücumculu düzenine dönüş yaptı. Fransız isim oyuna girerken Dest oyundan çıkmış ve dolayısıyla diziliş de 4-3-3’e dönmüştü.
Bu değişiklikten sonra Griezmann sol kenara, Dembele sağ kenara geçerken Messi de merkezde konumlandı. Sağ stoper Mingueza ise sağ bek pozisyonuna geçti.
Koeman ayrıca bu hamleden sonra de Jong’u da sık sık ileri göndererek rakip ceza sahasında çoğalmayı hedefledi. Yukarıdaki görüntüde de bu durumu görmek mümkün. Burada ayrıca Griezmann’ın sol çizgide, Alba’nın ise içte konumlandığını görüyoruz. Bu düzenden ziyade genellikle Griezmann’ın içeride ceza sahasına yakın, Alba’nın ise çizgide konumlandığını gördük devre boyunca.
Bu şekilde bir baskı kurmayı ve rakip yarı sahaya daha iyi yerleşmeyi başaran Barcelona, 60. dakikada ise durumu 2-1’e getiren golü buldu. Valverde’nin sakatlanmasının ardından oyuna dahil olan Odriozola’nın ceza sahasında konumlandığını ve Valverde’nin sağ kenarda yalnız kaldığını görüyoruz. Dolayısıyla Messi-Alba ikilisi bu bölgede ikiye bir eşleşme yakalıyor ve devamında Alba’nın çevirdiği topu Mingueza ağlarla buluşturuyor.
Maçın 63. dakikasına ait olan bu görüntüde de Barcelona’nın kalabalık bir şekilde rakip yarı sahaya yerleştiğini ve Messi-Alba ikilisi üzerinden bir hücum gerçekleştirdiğini görüyoruz. Alba’nın çizgiye inmesiyle Pedri kendisini geriye atıyor ve Militao’nun markajından kurtularak en uygun durumdaki oyuncu haline geliyor. Alba topu bu bölgeye gönderse Barcelona net bir gol şansı yakalayabilirmiş.
Bu dakikadan sonra Zidane’ın değişikliklerinden ve oyundaki yoğunluğun düşmesinden de anladığımız gibi Real Madrid tarafında yorgunluk da hakimdi, zira Zidane’ın öğrencileri hafta içerisinde Liverpool’a karşı oldukça tempolu bir 90 dakika oynamışlardı. 61. dakikadaki Valverde-Asensio değişikliği savunmada bazı sıkıntılar yaşanabileceğini düşündürtse de Real Madrid bir şekilde skoru korumayı başardı. Zidane, 72. dakikada ise Marcelo’yu oyuna alarak Mendy’yi sol stopere çekti ve maçın geri kalanını daha net bir beşli savunma ile tamamladı.
Sonuç olarak, Şampiyonlar Ligi’nde iddiasını sürdüren Real Madrid, ligde de Barcelona’yı mağlup ederek yarışı iyice kızıştırdı. Zidane, bir kez daha iyi kurgulanmış ana planıyla rakibini durdurmayı başardı. Koeman ise tam aksine ana planından istediğini alamadı, yaptığı hamlelerle oyuna ortak olsa da sahadan elleri boş ayrıldı.
Kaynak: Maçkolik & WhoScored
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.