Analiz | Real Madrid 2-0 Barcelona

İspanya La Liga’da 26.haftanın kapanış karşılaşması, El Clasico derbisine sahne oldu. Bir önceki hafta Levante yenilgisi ile liderlik koltuğunu ezeli rakibine kaptıran Real Madrid, Santiago Bernabeu stadında Barcelona’yı ağırladı. Real Madrid, Vinicius ve Mariano ile bulduğu gollerle sahadan 2-0 galip ayrılan taraf oldu. Böylece Real Madrid geçen hafta kaybetmiş olduğu liderliği bu hafta tekrar ele geçirdi.

Ortalama pozisyonlar

Ortalama pozisyonlara baktığımızda her iki takımın da orta alanda kümülatif bir yapıda sahada yer aldığını görmemiz mümkün. Bu durumun belirleyicisini, her iki antrenörün ilk 11 tercihleri olarak okumak daha doğru olacaktır.

Real Madrid teknik direktörü Zidane, hafta içinde karşılaştıkları City maçına benzer bir yapıda takımını kurguladı. Dörtlü savunmanın solunda Mendy yerine Marcelo’ya şans veren Zidane, savunmanın önündeki tek pivot görevini ise yine Casemiro’ya verdi. Casemiro’nun önünde dörtlü bir orta saha bloğu vardı. Bu bloğun en sağında orta saha orijinli Valverde oynarken, merkezde City maçından farklı olarak Modric yerine Kroos forma giydi. En uçta ise Benzema oynadı. Böylece Real Madrid, 4-1-4-1 benzeri bir yapıda sahadaki yerini aldı.

Barcelona cephesinde ise Setien arayışlarına devam ediyor. Napoli karşısında Vidal’i ileri üçlünün sağında kullanan Setien bu maçta ise Vidal’i dörtlü orta saha kurgusunun sağ kenarında oynattı. Maça klasik bir 4-4-2 ile başlayan Barcelona’da Napoli maçından farklı olarak sol bek Firpo yerine sakatlığını tamamen atlatan Jordi Alba oynarken, orta sahada Rakitic yerine Arthur forma giydi.

Real Madrid | genel oyun kurguları

Real Madrid topu rakibine bırakarak rakibi derinde bekleyen taraf olarak maça başladı. Bu maç planının bilinçli bir tercih olduğu düşüncesindeyim. Özellikle hafta içindeki City maçında Guardiola’nın topu rakibe bıraktığı senaryoda Real Madrid, pozisyon üretmekten bir hayli uzak kalmıştı. Bunu göz önüne alan Zidane, bu plan doğrultusunda maça başladı.

Real Madrid maç genelinde doğru alan paylaşımı ile merkezi kalabalık tutarak rakibini kanatlardan hücum etmeye zorladı. Messi’yi kendi stoperleri birebir bırakmak istemeyen Zidane, Messi merkeze gelip topla her buluştuğunda Casemiro’yu baskıya gönderdi. Bu sayede hem Messi’nin derine gelerek bağlantı oyuncusu olmasına engelledi hem de Messi’yi kanatlara yönlendirmiş oldu.

Real Madrid derinde bekleyen taraf olmasına rağmen pozisyon üretmekte herhangi bir kısırlık çekmedi. Zidane’ın bu maç özelindeki temel planlarından biri de hücum geçişlerinde pozisyon yakalamak üzerineydi. Özellikle geçiş hücumlarında rakip yarı sahaya set hücumundan daha fazla adam ile gitmeleri maçın dikkat çeken sekanslarındandı.

Real Madrid’in gücünü savunmadan alan ve geçiş hücumlarında mahir bir takım olmasını sağlayan en önemli faktörlerden birinin de Benzema olduğunu düşünüyorum. Bu maçta takımının kazandığı her topta derine gelerek pas istasyonu olması ve takımını hızlı bir şekilde hücuma çıkarması maçın kırılma noktalarındandı. Aşağıdaki üç görselde Benzema’nın Real Madrid geçiş hücumunu nasıl şekillendirdiğini ve pas tercihinin nasıl 3’e 3 bıraktığını görüyoruz.

Real Madrid bu maçta savunmadan başlayan hücum kurulumunda neredeyse hatasıza yakın oynadı. Sanki Barcelona’dan Barcelona’lığını almış gibiydi. Özellikle kenardan geliştirilen hücumlarda hep 2’ye 1’lerin aranması, üçgenlerin kurulması ve oyun yönünün hızlıca değiştirilmesi konuşulması gereken pozitif durumlardı. Nitekim golde bu tip bir varyasyon neticesinde geldi.

Real Madrid’i oyunda ve skorda öne geçiren ikinci devre ve özellikle de maçın son çeyreği oldu. İkinci yarıya yoğun bir ön alan baskısı ile başlayan Real Madrid hem rakibini hataya zorladı hem de rakibini kendi yarı sahasından çıkarmadı. Böylece yavaş yavaş oyuna da hükmetmeye başlayan Real Madrid daha fazla gol arayan takım kimliğine büründü. Real Madrid topa daha fazla sahip olması sayesinde ceza sahasına daha fazla adam ile girmeyi başardı. Nitekim maçın son çeyreğinde oyunu iyice eline alan Real Madrid bu aralıkta skor da bularak sahadan galip ayrılmayı başardı.

Barcelona | genel oyun kurguları

Barcelona teknik direktörü Setien, maça klasik 4-4-2 ile başladı. Setien’in dörtlü orta saha kurgusu ile temel amacının Real Madrid’in fizikli ve tempolu orta saha oyuncularına nitelik olarak olmasa da nicelik olarak cevap verme isteği olduğunu düşünüyorum. Setien’in ilk 11 ve formasyon tercihinin özellikle orta sahadaki oyuncu profillerinin tempo eksikliği nedeniyle şekillendiği düşüncesindeyim. Setien takımdaki mevcut temposuzluğu örtmek için de orta dörtlünün hepsini merkez orta saha orijinli oyunculardan seçti. Vidal ve Arthur tercihi burada önemli çünkü Setien burada Vidal ile ceza sahası koşuları ile hücumda üretkenlik hedeflerken Arthur ile de seken topları toplayan motor bir oyuncu amaçladı. Setien’in 4-4-2 yapısı topsuz oyunda rakibi klasik bir biçimde karşılarken hücumda esneklik gösterdi.

Barcelona maçın ilk yarısında istediklerini sahaya yansıtan taraf oldu. Maçın başlaması ile birlikte topa hükmeden Barca, savunmayı önde kurarak oyunu rakip yarı sahaya yıkmayı başardı. Hatta set hücumlarında kaleci hariç bütün oyuncularıyla rakip yarı sahada yer aldılar. Set hücumlarında sahayı iyi parselleyen Setien’in takımı kurdukları üçgenler ve sürekli boşta bir pas opsiyonunun bulunmasıyla oyunu eline alan takım oldu.

Maçın ilk yarısında üretken bir yapıda oynayan Barcelona, istediği pozisyonları da buldu ancak bunlardan yararlanamadı. Griezmann ve Messi’nin savunma arkasına yapmış olduğu koşular rakip takım savunmasını zor durumda bıraktı.

Barcelona her ne kadar topa ve oyuna hükmederek set hücumları üzerinden pozisyonlar arasa da hücum geçişlerinde de tehlike yarattı. Özellikle Arthur’un sürpriz 3.bölge koşuları Real Madrid savunmasının dengesini bozdu. Aşağıdaki ikinci görsel maçın kırılma anlarından biriydi. Real Madrid’in ön alan baskısını yoğunlaştırdığı ve Barcelona’yı kendi yarı sahasına hapsettiği dakikalarda Barcelona’nın ender rakip yarı sahaya gidip yakaladığı pozisyon. Bu pozisyonun dönüşünde ise Real Madrid golü bulan taraf oldu.

İstatistikler

Şut verilerine baktığımızda Real Madrid 9’u ikinci yarıda olmaz üzere 13 şut girişimde 9 isabet sağlarken Barcelona 6’sı ilk yarıda olmak üzere 9 şut girişiminin 4’ün de başarılı olmuş. Real Madrid maçın son çeyreğinde 6 şut çekerken Barcelona bu aralıkta 2 şut çekebildi.

Topla oynama oranlarında maçın büyük bir kısmında Barcelona üstünlüğü bulunuyor. Ancak maçın son 30 dakikalık bölümündeki Real Madrid üstünlüğü göze çarpıyor. Ayrıca üçüncü bölgeye girme sayılarına baktığımızda Real Madrid’in 51-32 gibi bir üstünlüğü bulunuyor.

Atak verilerine baktığımızda Barcelona’nın maç boyunca sonlandırdığı atak sayısının, Real Madrid’in ikinci yarıda sonlandırdığı atak sayısına eşit olduğunu görüyoruz. Ayrıca Real Madrid 13 kontra atağın 3’ünü sonlandırırken Barcelona 10 kontra atağın yalnızca birini sonuçlandırabildi.

Dani Carvajal

İş ortağımız Instat Index verilerine göre maçın yıldızı ikinci golün asistini de yapan İspanyol sağ bek Carvajal oldu. Carvajal girmiş olduğu 13 ikili mücadelenin 11’ini kazanarak bu alanda hem takımının en iyi oyuncusu oldu hem de rakip stoperlerin toplamından daha fazla ikili mücadele kazandı. Ayrıca takımının en fazla toplu aksiyon içinde bulunan oyuncusu olan Carvajal 98 toplu aksiyonun 88’inde başarı sağlayarak %90 başarı yüzdesi yakaladı. İspanyol sağ bek 4 anahtar pas girişiminin 3’ünde başarı sağlayarak takımının hücum üretkenliğindeki en önemli oyuncu oldu.

Final

Real Madrid doğru oyun planıyla El Classico’dan galip ayrılan taraf oldu ve bir haftalık aranın ardından tekrar liderlik koltuğuna oturdu. Ayrıca şampiyonluk yolunda en önemli ve ezeli rakibi olan Barcelona’ya da psikolojik bir cevap vermeyi başardı. Ancak sezonun geri kalanı için özellikle topu istemeyen ve derinde bekleyen takımlara karşı Real Madrid’in bir çözüm bulması gerekiyor. Real Madrid bu galibiyetle ufak da olsa bir avantaj yakalamış olsa da bu köprünün altından daha sular akacaktır.

Barcelona her ne kadar istediği oyunu kısmen ilk yarıda ortaya koysa da ikinci yarıda ki Real Madrid ön alan baskısı karşısında tamamen pasifize olarak sahadan mağlup yarılan takım oldu. Barcelona’nın orta saha oyuncularının elegan ve temposuz yapıları özellikle hedef maçlarda hem hücumda hem de savunmada birtakım defektler getirebiliyor. Setien ise bu duruma çözüm bulabilmek adına arayışlarına devam ediyor.