La Liga’nın 22.haftasında Madrid derbisi vardı. Santiago Bernabeu’da oynanan maçı Real Madrid, Benzema’nın golüyle 1-0 kazandı ve liderliğini sürdürdü. Real Madrid’in bitiricilik farkı mücadelenin sonucunu belirledi.
Zinedine Zidane geçen haftalara göre farklı bir diziliş ile maça başladı. 4-3-3’ten vazgeçerek 4-2-3-1 ile maça başladı. Oyunu merkezde kalabalıklaştırarak bindirme yapan beklerin önünü açma planı vardı. Bu yüzden de kanat oyuncularından feragat etti. Bu oyun tam anlamıyla Atletico Madrid’in işine yaradı. Atletico Madrid’in zaten dar alanda merkezi kalabalık tutan bir oyun anlayışı var. Zidane’ın bu denemesi Atletico Madrid’in savunmasını çok fazla bozmadı.
Real Madrid ikinci yarıya ise farklı bir sistem ve diziliş ile başladı. 4-3-3’e geri dönen Zidane, Vinicius ve Vazquez’i oyuna alarak merkeze sıkışan oyuncuyu kanatlara doğru açmayı planladı. Bu planı maçı değiştiren hamleydi. Benzema’nın golü de sol kanat hücumu sonrasında geldi.
Diego Simeone de değişiklikler yaparak başladı. Bu değişiklikler sistem veya diziliş değişikliğinden ziyade isim değişikliğiydi. Bu değişikliklerin en büyük nedeni ise sakatlıklardı. Koke, Trippier, Diego Costa, Joao Felix, Gimenez ve Arias sakatlıkları sebebiyle maçı kaçıran isimlerdi. Simeone stopere Savic-Felipe ikilisine görev verdi. Sağ bekte bu sezon sadece ikinci maçına çıkan Vrsaljko vardı. Merkezde Thomas’ın yanında Llorente vardı. Felix’in yokluğunda Vitolo ikinci forvet rolünde görev yaptı.
İlk yarıda Atletico Madrid daha iyi olan taraftı. Vitolo ve Correa ile gelen şansları gole çeviremediler. İkinci yarıda Zidane’nın oyuna hamleleriyle tamamen farklı bir oyun izledik. Simeone bu hamleye karşı adapte olup, karşı bir oyun ortaya koyamadı. Atletico Madrid ikinci yarıda tamamen pasif bir oyun ortaya koydu.
Pres oyunuyla oyunu kontrol etme
Futbolda oyunu iki farklı şekilde kontrol edebilirsiniz. Derbide de bu iki farklı yaklaşımı gördük. Atletico Madrid ilk yarıyı pres oyunuyla kontrol etmeyi başardı. İkinci yarıda ise Real Madrid oyunu topa sahip olarak kontrol etmeyi başardı.
Atletico Madrid’in çok iyi organize edilmiş pres oyunu ilk yarıda Atletico’ya oyun üstünlüğünü getirdi. Real Madrid’in merkezden hücum planlarını bu bölgeyi daraltarak cevap veren Atletico çoğunlukla yarı saha presi ile oyunu elinde tuttu.
Simeone alışık olduğumuz takım boyunu kısa ve dar tutuğu 4-4-2 ile yarı saha presi uyguladı. Real Madrid’in merkezdeki pas opsiyonlarını kapatan Atletico, onları kanada oynamaya zorladı. Kanatta da doğru kaymalarla sayısal üstünlük kurarak ve topu kazanmayı amaçladılar. İlk yarıda da bu planları tuttu. Real Madrid merkezden hücum geliştirmekte zorlandı.
Merkezden Atletico savunmasını aşamayan Real Madrid, bekler üzerinden ortalarla ceza sahasına ulaşmaya çalıştı. Atletico Madrid bu senaryoya karşı yine kısa ve dar takım ile derin blok kurarak karşılık verdi. Orta saha ile defans hattı arasındaki mesafe her zaman minimum mesafede tutularak bu ortaları karşılamayı başardılar. Real Madrid, Sergio Ramos ile 2 şans bulsalar da bunları değerlendiremediler.
Zaman zamanda Atletico Madrid’in tam sahaya yerleşerek pres yaptığını gördük. Real Madrid’in geriden oyun kurmasını engellemeye çalıştılar. Aynı zamanda kazanacakları olası toplarla da kontra-atak kovaladılar. Kontra-atak şansı yakalayamasalar da bu prese yerleştiklerinde Real Madrid’in geriden oyun kurmasını çoğu zaman engellemeyi başardılar.
Atletico Madrid’in hücuma yerleşimine baktığımızda bir elmas şekli yarattıklarını görüyoruz. İki bek adeta kanat oyuncuları gibi genişlikte çizgiye basarak oynadılar. Sol kanatta oynayan Saul 3. orta saha oyuncusu gibi Partey ile Llorente’nin yanına geldi. İkinci forvet Vitolo geriye gelerek 10 numara gibi pozisyon aldı böylelikle merkezde bir elmas kurulmuş oldu. Sağ kanat Correa içeriye girerek Morata’nın yanında ikinci bir forvet gibi pozisyon aldı. Merkezde kalabalık yaratıp, beklerin ortaları üzerinden hücum etmeye çalıştılar. Maç içinde Vitolo ile Correa’nın bolca pozisyon değiştirdiğini gördük.
Merkezden oyunu kanatlara açan Atletico Madrid , Vrsaljko’nun ortasında Vitolo’nun şutuyla gol şansı yarattı. Vitolo, Real Madrid orta saha ile defans hattı arasında oluşan boşluğu iyi değerlendirdi. Atletico Madrid bu set hücumunda ceza sahasında sayısal eşitlik oluşturarak hücum etti.
3 farklı pres türünü de çok iyi uygulamayı başaran Atletico Madrid oyunu kontrol etmeyi başardı. 1-2 fırsat yaratsalar da bunları değerlendiremediler.
Topa sahip olarak oyunu kontrol etme
Real Madrid oyunda genel olarak topa daha fazla sahip olan takımdı. Ancak, ilk yarı ve ikinci yarıdaki alanları kullanımları asıl farkı yaratan noktaydı. İlk yarıda merkezde sıkışan oyunu açamayan Real Madrid, Atletico’nun presi karşısında üretken olamadı. İkinci yarıda ise oyuncu ve sistem değişikliği sonrası topa sahip olurken anahtar bölgelere giren bir Real Madrid vardı. Bu durumda daha fazla üretken olmalarına ve en önemlisi Atletico Madrid’in sürekli geriye çekilmesine yol açtı. Real Madrid ikinci yarıda topa sahip olarak oyunu kontrol etti ve yakaladıkları şansı gole çevirip maçı kazandılar.
Real Madrid’in ilk yarıdaki hücuma yerleşim planını görüyoruz. Bütün opsiyonlar merkezde ve Atletico Madrid kısa ve dar takım oluşturarak bu opsiyonların hepsini kontrol altına alabildi. Real Madrid’in topa sahip olma evresi bu dar alanda geçtiğinden üretken olamadılar.
Farkı ortaya çıkaran istatistiklerden biri şutlardı. Real Madrid ilk yarıda 1’i isabetli 6 şut atarken, ikinci yarıda 4’ü isabetli 8 şut atmayı başardı. Daha da önemlisi Atletico Madrid’e sadece 1 şut şansı verdiler.
Real Madrid’in özellikle anahtar paslardaki ezici üstünlüğü onların topa sahip olurken anahtar bölgelere girdiğini ve oyunu kontrol edebildiğini gösteriyor. Hücumda ise ikinci yarıda gelen genişlik sayesinde kenar ortalarıyla hücum geliştirmeye çalıştıklarını görüyoruz.
İkinci yarıda set hücumlarının ana odak noktası kanat hücumları idi. Solda Vinicius-Mendy , sağda ise Vazquez-Carvajal üzerinden gelişen hücumlar gördük. Golde de Vinicius’un pasında rakip bekin arkasına hücum eden Mendy’nin ortasında, Benzema golü buldu. Lemar’ın Mendy kaçırmasıyla başlayan aksiyonda Savic, Lemar’a kademe için sağ tarafa gitti. Böylece Benzema ile Felipe ceza sahasında 1v1 kaldı. Pozisyonal üstünlüğü bulunan Benzema golü atmayı başardı.
Real Madrid’in bir diğer set hücumu ise sol tarafta çoğalma yaratıp sağ kanatta izolasyon yaratmaktı. İlk yarıda nadir olsa da ikinci yarıda daha fazla gördük bu senaryoyu. Real Madrid, Carvajal’ı izole edip onun ortası sonucunda şans yaratmaya çalıştı.
İkili mücadelelerde bir çok kişinin beklediği gibi Atletico’nun üstünlüğü bulunuyor. Ancak, en önemli nokta Real Madrid’in skoru aldıktan sonra ikili mücadelelerde üstünlük kurmasıydı. 60-90 arası Real Madrid’in net üstünlüğü bulunuyor.
Real Madrid topa sahip olan taraftı. İlk yarıda yapamayıp ikinci yarıda düzelttikleri aksiyonlardan biri de geçiş savunmasıydı. Özellikle ikinci yarıda top kaybı sonrası karşı pres uygulayarak Atletico Madrid’in kontraya çıkmasını tamamen engellediler. Bu da onlara oyunun kontrolünü getirdi.
Performans indexlerinde Real Madrid’in gol beklentisi konusunda büyük üstünlüğü var. Atletico Madrid ilk yarıda Vitolo ile Correa ile bulduklaru şansların beklentisi sadece 0.33. Real Madrid 1.52 gol beklentisinden 1 gol çıkartmayı başardı. Bir diğer fark yaratan index ise ikili mücadele yoğunluk indexi idi. Real Madrid burada da net bir üstünlüğe sahip 10.1’e karşı 6.4. Atletico’yu hep agresif pres takımı olarak görüyoruz ancak bu maçta bundan çok uzak bir görüntü verdiler.
Maçın oyuncusu
Büyük maçlarda adeta farklı bir seviyeye çıkan Sergio Ramos maçın oyuncusu oldu. Savunmayı organize eden isimdi ayrıca rakip kalede de 2 fırsat yaratmayı başardı.
Merkezde 51 aksiyonda %88 başarı, sol tarafta 73 aksiyonda %95 başarı , 1.bölgede 50 aksiyonda %92 başarı ve 2.bölgede 66 aksiyonda %94 başarı sağlamayı başardı ve maçın InStat Index’inde en yüksek puan olan 325’i tutturdu.
Sonuç
Zinedine Zidane maç içi ayarlamaları ile oyunu tamamen değiştirdi. Takımına galibiyeti getirdi ve liderliğini sürdürdü. Zidane çoğu kişi tarafından idareci olarak görülüyor ancak bu maçta taktiksel yönünü ortaya koydu. Rüzgarı arkasına alan Real Madrid hücum ve defans dengesini bulmayı başardı. Bu dengede onları ligin zirvesine yerleştirdi.
Atletico Madrid’in sezonu beklentilerin çok altında devam ediyor. Ligde artık şampiyonluk yarışından tamamen koptular, Copa del Rey’de 3.lig takımına elendiler. Ligde amaçları artık Şampiyonlar Ligi biletini alabilmek. Diego Simeone geldiği günden beri belki de ilk defa baskı altında olduğu bir dönem geçiriyor. Tabii ki sakatlıklar elini çok kısıtlasa da bu sakatlıkların da çoğunun kas sakatlığı olduğunu belirtmek lazım. Oyuncuların artık ağır Simeone antrenman metotlarını kaldıramadıklarını görüyoruz.