Analiz | Manchester United 2-1 Tottenham

İngiltere Premier Ligi’nin 15. haftasında Manchester United, Old Trafford’da Tottenham’ı ağırladı. Ole Gunnar Solskjaer yönetimindeki  Manchester United, eski menajeri Jose Mourinho’nun takımı Tottenham’ı Rashford’un golleriyle 2-1 mağlup etti.

Maçı iş ortağımız InStat‘ın verileri ışığında inceleyeceğiz.

Genel

 

Manchester United maçın genelinde 4-2-3-1 dizilişi ile sahada yer aldı.

Fakat zaman zaman özellikle hücumda 4-2-4 şeklinde sahaya yerleştiler. Hücum hattında 4 hareketli oyuncu ile oynayarak Tottenham savunma oyuncularına ciddi zorluk çıkardılar.

Örneğin Daniel James’in topu içeri çevirdiği pozisyonda Tottenham oyuncularının Manchester United hücum oyuncularına göre oldukça ağır kaldığı net bir şekilde göründü. Pozisyon olarak doğru pozisyon alan ve topa yakın olan Davinson Sanchez arkasından gelen Lingard’ın çabuk davranması sebebiyle topa müdahale etmekte gecikti ve Tottenham kalesi ciddi bir gol tehlikesi atlattı.

Tottenham da 4-2-3-1 dizilişi ile sahada yer aldı. Savunma halindeyken 4-4-2 görünümündeydi.

Oyun planları ve kritik ayrıntılar

En büyük hücum silahı ise Kane’in orta sahaya yaklaşıp Tottenham hücum oyuncularına yaptıkları servislerdi. (Son,Alli,Moura) Mourinho’nun ekibi geçtiğimiz maçlarda da sıkça rastladığım 4-2-1-3 formasyonu ile de pozisyon üretmeye çalışıyor. Ortalama pozisyonlar istatistiğimizde de Kane’in rolünü net olarak görebilirsiniz.

Rashford’un performansı ile Manchester United takımının organizasyonlardaki başarısı birleşince çok hakettikleri bir galibiyetle maç sonuçlandı. İlk yarı ve ikinci yarının başında gelen goller Manchester United takımını oldukça rahatlattı ve ”A” planlarını uygulamak için çok iyi bir fırsat yakaladılar.

Özellikle ilk 30 dakikadaki baskı son zamanlarda kötü performans gösteren Manchester United’ın organize olduğunda oyunu domine edebileceğini gösterdi.

İlk 30 dakikada toplam 6 şut çeken Manchester United ayrıca yaklaşık %65’ile de topa sahip olmayı başardı. Rakip yarı sahaya yerleşen ev sahibi ekip bek oyuncuları ile de oyuna genişlik kattı.

Set hücumu konusunda bu sene oldukça sıkıntı çeken Manchester United ilk 30 dakikada çok farklı bir görüntü ortaya koydu. Tottenham kalesinde baskısını arttıran ev sahibi ekip bu dakikalarda rakibinin hücuma çıkmasına da izin vermedi. Hücum dörtlüsünün oldukça hareketli olması Manchester United’ın en büyük silahı olarak göze çarptı. Kanat ortalarını denemekten kaçınan ev sahibi ekip kısa paslarla hücum oyuncularını buluşturmaya çalıştı. (Manchester United maç boyunca sadece 6 orta denemesinde bulundu.)

Manchester United 9 gol fırsatı yaratırken Tottenham ise sadece 3 gol fırsatı yaratabildi.

 

Tottenham özellikle Aurier ile yaptığı ortalarla gol fırsatı bulmaya çalıştı ama bu konuda başarılı olamadı. Alli’nin attığı gol her ne kadar Vertonghen’in soldan yaptığı orta sonrası gelişse de uzaklaştırılamayan top sonrası Alli’nin bireysel yeteneği ile atılmış bir goldü. Organize bir kanat hücumundan bahsedemeyiz. Tottenham yaptığı 19 ortanın sadece 2 tanesini şutla sonuçlandırabildi.

Ayrıca her iki takım adına da duran topların çok verimsiz kullanıldığını söyleyebilirim. Penaltı hariç kullanılan 11 duran topun sadece 2 tanesi şutla sonuçlandırıldı.

Tottenham için bir diğer negatif durum ise sol bek Vertonghen’in hücumdaki etkisizliği. Resmen Tottenham takımı sadece sağ kanattan hücum yapmaya çalıştı. Sol kanat hücumları Son’un bireysel yeteneğine bırakıldı.

Aurier kanatta topla buluştuğunda Tottenham hücum dörtlüsü ceza sahasına koşularla destek verdi. Yapılan ortalarda Manchester United savunması maç boyunca çok başarılıydı. Maç sonuna doğru hem sol kanata Luke Shaw takviyesi hem de McTominay’ın savunmanın arasına girmesiyle birlikte savunmanın 5’li bir hat halinde olması Tottenham hücum planlarını alt üst etti.

Vertonghen’in hücumdaki etkisizliği aksiyon haritasında da net bir şekilde gözüküyor. Mourinho’nun sol kanat organizasyonuna çözüm bulması gerekiyor. Bu tamamen bir plan dahilinde de olabilir fakat maç özelinde bu planın tutmadığı açıkça gözüküyor. ( Vertonghen 4 orta girişiminde bulunurken bunların hiçbirinde isabet sağlayamadı.)

Tottenham maçta çok büyük bir yaratıcılık problemi yaşadı. Manchester United takımı orta sahayı çok iyi savundu ve rakibini uzun top kullanmak zorunda bıraktı.

Tottenham’ın en çok tercih edilen pas haritasına baktığımızda hücum oyuncuları ile olan kopukluk göze çarpıyor. Bunun sebebi Manchester United takımının organize bir şekilde merkezi kapatması ve Tottenham merkez orta saha oyuncularının pas yeteneğinin kısıtlı olması ile açıklayabiliriz. Tottenham hücum dörtlüsünün de yeterince orta saha oyuncularına destek vermediğini de söyleyebilirim. Orta sahaya Eriksen,Lo Celso ve Ndombele hamlelerinin amacı da bu probleme çözüm bulmaktı.

Manchester United oyuncuları hem yüksek enerjisiyle hem de doğru organizasyonu ile birlikte Tottenham orta sahası üzerinde baskısını arttırdı ve hataya zorladı.

Mourinho sonraki maçlarda da aynı problemi yaşamak istemiyorsa Ndombele ve Eriksen ikilisini takımın içine yerleştirmesi gerektiğini düşünüyorum. 9 anahtar pas girişiminde bulunan Tottenham sadece 2 tanesinde isabet sağlayabildi. İsabetli paslar ise sonradan oyuna giren Eriksen ve Lo Celso’ya ait.

Tottenham hızlı hücumlarda anahtar pası atacak oyuncu eksikliğini ciddi anlamda hissetti. Bu pozisyonda Sissoko takım arkadaşlarına topu iletemedi.

Eriksen’in bu pozisyondaki çevre kontrolü onun ne kadar yetenekli olduğunu ispatlar nitelikte.

Maçın adamı: Rashford

Rashford attığı 2 golle zaten maçın en dikkat çekici oyuncusu olurdu fakat gol dışında da çok etkiliydi. Maç boyunca 6 şut çekerken 4 tane de anahtar pas attı. Kazanılan penaltının kendi bireysel yeteneği sayesinde olduğunu da hatırlatmak isterim.

Sonuç

Manchester United hakettiği bir galibiyet aldı. Doğru organizasyon, yüksek enerji ve Rashford’ın iyi performansı maçı getiren kritik detaylardı.