Analiz | Manchester United 0-0 Manchester City

Premier League’de bu haftanın en çok beklenen maçlarından biri kuşkusuz Manchester derbisiydi. Ev sahibi Manchester United, her ne kadar hafta içinde RB Leipzig’e kaybederek Şampiyonlar Ligi’nden elense de Premier League’de yükselen bir grafiğe sahipti. Manchester City ise Old Trafford’a Şampiyonlar Ligi’nde adını bir üst tura yazdırmış ve ligdeki son iki maçını da kazanmış olarak geliyordu. Saydığım bu noktalarla birlikte maça dair olan beklenti iyice yükselse de iki takımın temkinli yaklaşımı maçın bu beklentileri tam olarak karşılayamamasına neden oldu. Her ne olursa olsun iki teknik adamın ana planında yaptığı düzenlemeler ise özellikle maçın ilk yarısında göze çarptı.

Sessiz geçen bu derbiyi global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılımı ile birlikte analiz edeceğim.

Kadrolar & Ortalama Pozisyonlar

Ev sahibi ekipte Solskjaer takımını 4-3-1-2 şeklinde sahaya dizdi. Leipzig deplasmanında 3-5-2’yi deneyen fakat istediğini alamayan teknik adam, Guardiola’nın takımı karşısında da reaktif bir ana planla sahadaydı. Savunma dörtlüsünü Wan-Bissaka-Lindelöf-Maguire-Shaw olarak kuran Solskjaer, orta üçlüde ise Fred, McTominay ve Pogba’ya şans verdi. Bu üçlünün hemen önünde Bruno Fernandes yer alırken ileri uçta da Greenwood-Rashford ikilisi forma giydi.

Manchester City cephesinde ise Guardiola 4-2-3-1 dizilimiyle maça çıktı. Savunma hattında Walker-Stones-Dias-Cancelo yer alırken Fernandinho ve Rodri de pivot ikilisini oluşturdu. Sağ kenarda Mahrez; sol kenarda Sterling forma giyerken 10 numara pozisyonda da De Bruyne görev aldı. En uçta ise Jesus şans buldu. Konuk ekip de 90 dakika boyunca tedbiri elden bırakmadı.

Solskjaer’in ana planı

Norveçli teknik adam, topla oynamayı seven rakibine karşı tercih ettiği 4-3-1-2 düzeniyle hem orta sahadaki yoğunluğu arttırmayı hem de ileri uçtaki süratli oyuncularıyla kontra kovalamayı hedefledi. Öyle ki, Solskjaer bu sezon içeride oynadığı Leipzig karşılaşmasında olduğu gibi Manchester United’da göreve geldiği ilk sezonda da buna benzer düzenleri kullanmış ve en uçtaki iki oyuncusunu çizgiye yakın konumlandırarak takımının geçiş hücumlarındaki etkisini bir hayli arttırmıştı. Hücum noktasında benzer bir düşünce muhtemelen bu maç için de geçerliydi zira en azından ufak sekanslarda Greenwood-Rashford ikilisinin (veya bu ikiliden birinin) iç koridorlara yakın konumlandığını ve rakip savunma kurgusunu bozmayı hedeflediğini; Bruno Fernandes’in de koşularıyla bu alanları değerlendirmek istediğini gördük.

Manchester United’da oyun kurulumu & Guardiola’nın pres kurgusu

United tarafında oyun kurulumunda da göze çarpan bazı noktalar vardı. Ev sahibi ekip, bu noktada ağırlıklı olarak sağ kenarı kullandı. Bruno’nun da birçok kez sağ açık oyuncusu gibi çizgiye yakın konumlanarak desteğe gelmesi de önemli noktalardan biriydi.

Bu nokta aynı zamanda Manchester City’nin pres kurgusuyla da çok yakından alakalıydı. Yukarıdaki görüntüde de görebileceğimiz gibi Guardiola rakibini 4-4-2 şeklinde karşıladı ve stoperlere direkt baskı uygulamak yerine derine gelen orta saha oyuncularıyla bire bir eşleşmeyi tercih etti. Görüntünün başında Sterling’in biraz daha merkeze yakın konumlanarak Wan-Bissaka’yı kasıtlı olarak boş bıraktığını, bir diğer deyişle rakibini kenarlardan oyun kurmaya ittiğini görüyoruz. Bruno da bahsettiğim gibi çizgiden destek veriyor fakat Rodri onu takip ederek Portekizli oyuncunun opsiyonlarını kısıtlıyor. Guardiola’nın bu yaklaşımı, teoride gayet mantıklıydı ve City bu şekilde rakibini zor durumda bırakabileceğinin sinyallerini vermişti. Fakat takımın pres gücünün önceki sezonlara kıyasla oldukça azalmasının etkisiyle potansiyeli yüksek olan pres kurgularından yeterince faydalanamadılar. Takımının pres konusundaki bu istikrarsızlığına rağmen Gabriel Jesus maçı 5 top kapmayla tamamladı.

Guardiola’nın yukarıda açıklamaya çalıştığım pres kurgusunu bu görsel üzerinden okumak da mümkün.

Bruno Fernandes’in pozisyonunu ve onu takip eden Rodri’yi burada da görüyoruz. Manchester City, bizzat rakibi gibi orta blok presini ve orta saha oyuncularıyla bire bir eşleşmeleri hedefledi.

Bu pozisyonda ise Manchester City’nin aynı düzenle pres uyguladığını görüyoruz fakat bu sefer Manchester United sağ çizgideki “3 v 3” eşleşmeye rağmen hızlı paslaşmalarla baskıdan kurtuluyor pozisyonun devamında da bir yarım şans elde ediyor.

Manchester United savunma kurgusu

Solskjaer’in öğrencileri, rakiplerini karşılarken klasik 4-4-2 düzenine evrildiler. Orta blok presini tercih eden Norveçli teknik adam, ileri ikiliyi oluşturan Fernandes ve Rashford’dan Rodri-Fernandinho ikilisiyle eşleşmesini istedi.

Toplu oyunda orta üçlünün sol içinde görev alan Pogba, sol kenara açılırken Greenwood da sağ kenara açıldı. Bu şekilde kenarları daha iyi savunmayı hedefleyen Solskjaer, orta saha karakterli oyunculara sahip olmasının da etkisiyle kompakt bir savunma uygulamayı başardı ve konuk ekip set hücumları etmekte zorlandı. Rakip kaleye 2’si isabetli 9 şut çeken Guardiola’nın öğrencileri, aynı zamanda 11 orta girişiminde bulundu.

Manchester United cephesinde en öne çıkan savunma performansları ise beklerden geldi. Shaw-Wan Bissaka ikilisi toplamda 13 ikili mücadele kazandılar ve 8 top çaldılar. Ayrıca Shaw, hücumda da etkili bir performans göstermeyi başardı. İngiliz sol bek, maçı 3 başarılı adam geçme ve 2 kilit pas ile tamamladı.

Manchester City’nin oyun kurulumu ve hücumları

Guardiola’nın öğrencileri, maç başında beklerin kenara açıldığı ve merkezde iki stoperin kaldığı düzenle oyunu kuruyordu. Fakat özellikle ilk 15 dakikalık periyottan sonra Fernandinho’nun bir sağ stoper gibi konumlanarak üçlü bir hattın ortaya çıktığını gördük. Bu şekilde hem Brezilyalı oyuncu markajdan nispeten kurtuldu, hem de City rakibinin çift forvetli düzenine karşı sayısal üstünlük sağladı.

Bahsettiğim düzeni bu görüntüde de görmek mümkün. Konuk ekip ilk yarının kalanında bu 3-1-6 düzenini kullanmayı devam etti. Ayrıca Guardiola, takımını 4-4-2 şeklinde karşılayan Liverpool’a karşı maçın çok büyük bir bölümünde iki stoperli bir düzen kullanarak oyun kurmaya çalışmıştı. Liverpool’un da pres noktasında ligin en iyi takımı olması nedeniyle Guardiola’nın o maçta kalıcı bir değişikliğe gitmemesi sorgulanmıştı. Fakat Manchester United, her ne kadar o seviyede bir pres takımı olmasa da sonuçta 4-4-2 şeklinde savunma yapıyordu ve bu kez Guardiola daha erken ve kalıcı bir reaksiyon almayı tercih etti. İkinci yarıda ise City cephesinin oyun kurulumunda daha çok dörtlü düzene dönüş yapıldığını gördük.

Bahsettiğim üzere, Manchester City rakibinin kompakt savunması karşısında rakip yarı sahaya yerleşip pozisyon üretmekte zorlandı. Hücum yerleşiminde göze çarpan bir nokta da beklerin kullanılış biçimiydi. İki bekini de aynı anda hücuma göndermemeyi tercih eden Guardiola, zaman zaman Walker’la; zaman zaman da Cancelo’yla hücumu genişletti. Beklentinin aksine Walker 3. stoper gibi geride beklemedi ve ana düzen iki pivotlu 4-2-3-1 olduğu için bir sahte bek rolüne de gerek kalmadı.

Maçın akan oyundaki en pozisyonlarından biri City’nin buradaki hızlı hücumu sayesinde geldi. Bu pozisyonda Wan-Bissaka ileride yakalanınca sol çizgideki Sterling’i takip etmek için Lindelöf de pozisyonunu bozuyor. Bunun sonucunda ise konuk ekip bir anda “3v2” kalıyor ve net bir fırsat yakalıyor.

Sonuç

İki takım da ikinci devrede ana planlarından feragat etmedi. İki teknik adamın da maçı bir oyuncu değişikliğiyle tamamlaması, beraberliğin her iki taraf için kötü bir sonuç olmadığını kanıtlar nitelikteydi. Maç geneline ortaya çıkan topla oynama oranlarının (%48-%52) ve şut girişimlerinin (Man. United 2’si isabetli 11 girişim; Man. City 2’si isabetli 9 girişim) de gösterdiği gibi, iki takım da elinden geldiği kadar proaktif taraf olmaktan kaçındı. Anlatmaya çalıştığım üzere savunmada, preste ve oyun kurulumunda öne çıkan noktalar vardı fakat iki takım da hücum performansları açısından beklentilerin uzağında kaldı. Her iki taraf da bu noktada 10 numaralarına fazla umut bağlamış bir görüntü çizdiler fakat buradan da istediklerini alamadılar. De Bruyne maçı 38 isabetli pas, 3 kilit pas ve isabet sağlayamadığı 4 orta girişimiyle tamamladı. Benzer bir tablo Bruno Fernandes için de geçerliydi: Portekizli yıldız 50 isabetli pas, 2 kilit pas ve 2’si isabetli 6 uzun top girişimiyle maçı tamamladı.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.

(Kaynaklar: Mackolik & WhoScored)