Analiz | Manchester City 6-0 Chelsea

Premier Lig’de haftanın en önemli karşılaşmasında Manchester City, Etihad’ta Chelsea’yi ağırladı. Agüero (3), Sterling (2), Gündoğan golleriyle Manchester City rakibini bozguna uğrattı. Ben de sizlere City’e galibiyeti getiren taktiksel hamleleri analiz edeceğim.

Ortalama pozisyonlar

İki takımda alıştığımız dizilişler ile sahada yer aldı. City’de son oynanan Everton maçından farklı Zinchenko, Sterling, De Bruyne tekrar İlk 11’e döndü. Chelsea’de ise Huddersfield maçından farklı olarak Rüdiger ve Pedro İlk 11’de yerlerini tekrar aldılar.

Ortalama pozisyonlardan  görebileceğimiz üzere City merkezi kalabalık tuttu. Chelsea ise merkezi kontrol etmekte çok zorlandı. City sağ kanatta savunma ağırlıklı oynarken, sol kanattan hücumlarını gerçekleştirdi. Chelsea ise City’nin merkezdeki presini aşamayınca organize hücum etmekte zorlandı.

City’nin pres oyunu

Chelsea’nin oyun yapısına baktığımızda geriden kısa paslarla oyun kurduklarını görebiliriz. Bu oyunun gerçekleştirilmesini Jorginho-Kante ve Barkley’nin rolleri belirliyor. Genellikle stoperlerden ilk topu Jorginho alıyor. Eğer Jorginho adam markajı veya yoğun bir pres altındaysa, Kante veya Barkley ikinci bir oyun kurucu gibi gelip topu geriden çıkarılmasına yardımcı oluyorlar. City ise ön alanda yaptığı pres ile Chelsea’nin bu oyununa kendini adapte etti. Bu durumda City, Chelsea’nin oyununu eşitledi. Chelsea rakibin presine karşı bir oyun geliştiremeyince pres altından çıkamadı. Geriden oyunu kuramayınca da hücuma geçişi gerçekleştiremediler.

City pres yaparken 4-3-1-2 şeklini aldı. Görselde göreceğimiz üzere Agüero-De Bruyne-Gündoğan pres yaparken bir üçgen oluşturdular. Bu üçgenin içine de Jorginho’yu aldılar. Chelsea’nin geriden oyun kurmasında Jorginho topu alamazsa, Barkley veya Kante geri gelerek topu alıyorlar. City ön alan presinde bu opsiyonu da Bernardo’nun Barkley’e adam markajı ile oynaması ile ortadan kaldırdı.

Bu görselde de yine City’nin ön alan presindeki şeklini görüyoruz. Jorginho yine üçgen içine alınıp ilk opsiyon kaldırılıyor. Kante ve Barkley’i adam markajına alınıp ikinci opsiyon ortadan kaldırılıyor. Chelsea’ye karşı oynayan takımlar genellikle Jorginho’yu adam markajına alıp Chelsea’ye zorluk çıkarıyorlar. Guardiola ise Jorginho’nun topu alıp, oyuna sokabileceği alanları kapattı. Sağ merkez ve sol merkez orta saha oyuncularına da adam markajı vererek Chelsea’yi durdurdu. Dar alanda oynamayı seçen Chelsea ise karşı bir oyun geliştiremedi.

Baskının kalitesini sahipsiz topları kazanmada görebiliriz. Chelsea kısa paslarla, dar alanda oynamayı tercih eden bir takım. Çok zor durumda kalmadıkça uzun topları kullanmayı tercih etmiyorlar. City’nin presi Chelsea’yi uzun top oynamaya zorladı. Sonucunda bir çok sahipsiz top gördük. City 64 sahipsiz top toplarken, Chelsea 49 sahipsiz top topladı.

City ise geriden oyun kurma konusunda rakibine göre daha değişken olabildi. Chelsea’nin her pres oyununa adapte olup karşı bir oyun geliştirdi. Böylelikle geriden oyun kurarken çok zorlanmadı ve uzun top kullanımlarını minimuma indirdi.

Chelsea’nin düzensiz presine karşı City son derece düzenli bir şekilde rahatça geriden oyun kurabildi. Ederson’un pas özelliği bu oyun için hayati öneme sahip.

Sol kanat ve iç koridor atakları

Guardiola’nın alametifarikalarından biri topa sahip olurken sürekli rakibin orta saha ile defans hattı arasına ulaşmaya çalışması. Bir başka deyişle stoperlerin önündeki alanı sürekli kullanmaya çalışması. Chelsea’ye karşı da sol iç koridorda rakibin hatları arasına atak yapmayı denediler.

Sol kanatta Gündoğan ve sol kanatta Sterling rakip sağ bek Azpilicueta’ya karşı sayısal üstünlük kuruyorlar. Agüero’da topa yakın stoperin üstünde kalınca Chelsea bu bölgeye yardım götürmekte zorlandı.

Sol iç koridorda yine Gündoğan topla buluşup hücumu geliştiriyor. Bu paslara City’nin geriden oyun kurma evresinden hücum evresine geçerken sıkça başvurduğunu görebiliyoruz.

Son golde de görebileceğimiz üzere sol kanat ve sol iç koridoru çok etkin kullanıyor. Jesus dripling ile savunmayı üzerine çekip Silva’ya pasını attı. Silva ise rakip sağ bekin arkasına hücum eden Zinchenko’yu buldu. Zinchenko’nun yerden ortasında Sterling golü buldu. Bu oyun City’nin bu sezon çoğu kez kullandığı bir hücum seti.

Atak yönlerine baktığımızda City soldan ve merkezden hücum etti. Sağ kanadı ise savundu. Chelsea ise çıkabildiği zamanlarda merkezi kullandı.

Maçın oyuncusu

Hiç kuşkusuz Agüero yine çok büyük bir maç çıkarttı. Yaptığı hat-trick ile zaferin mimari oldu. Ben burada Sterling’ten bahsetmek istiyorum. Mükemmele yakın bir maç çıkarttı. 2 gol attı, sürekli hücumun içindeydi. Savunmada ise bana göre kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkarttı. Guardiola ona Kante’yi savunma görevini verdi. Kante’yi savunmada oyun dışında bıraktı.

Sonuç

Manchester City yine büyük bir maçı dominant bir performans ile kazandı. Guardiola’nın pres oyunundaki esnekliği takdire şayandı. İngiltere’ye ilk geldiğinde başını ağrıtan topsuz oyununu çok üst bir seviyeye çıkardığını gösterdi.

Sarri’nin Chelsea’si ise gelişim konusunda hayal kırıklığı yaratmaya devam ediyor. Sarriball’un Premier Lig’e uygun olmadığını söyleyemeyiz. Sezon başında takım galibiyet serisinde gayet bu oyuna adapte olmuşlardı. Ancak ufak bir kriz döneminde takım çok kırılganlık gösterdi. Abramoviç son derece kritik bir karar aşamasında. Sarri’ye güvenip kulübün oyun karakterini değiştirmesi için zaman verecek mi yoksa kısa vadede sonuçlar alabilmek için kulübede değişim yapacak mı?