Ethiad stadı pazar akşamı sezonun en çok merak edilen taktik savaşlarından Guardiola vs Klopp karşılaşmasına ev sahipliği yaptı. Son yıllarda gördüğümüz en az pozisyonlu ve seyir zevki düşük karşılaşmasında, iki tarafta 1’er golle 1’er puan aldı. Taktik ana plan açısından ise genelde Pep tarafından maça özel, marjinal değişiklikler gözlemlerken bu maçta bunu yapan taraf Klopp oldu.
Ortalama pozisyonlar ve kadrolar
Konuk ekipte tandemde Gomez-Matip ikilisi oynarken beklerde her zaman ki gibi Alexander-Arnold ve Robertson görev aldı. Kanatlarda Mane ve Jota, merkez orta sahada ise Henderson-Wijnaldum ikilisi forma şansı buldu. İleri uçta ise Firmino’ya bu maçta Salah eşlik etti.
Ev sahibinde ise geri dörtlüde Cancelo, Dias, Laporte ve Walker görev alırken önlerinde Rodri-İlkay ikilisi görev aldı. Kanatlarda Sterling ve Torres oynadı. İleri uçta ise Guardiola’nın öğrencileri Jesus’un arkasında De Bruyne ile gol aradılar.
İlk yarı ve ana planlar
Son yıllardaki City-Liverpool karşılaşmalarına rakibin yüksek kalitedeki ön alan baskısına karşı 4-2-3-1 dizilişi ile çıktığını gördük. Buradaki temel amaç baskıdan top çıkarabilmek için tek oyuncu yerine 2 opsiyonla sayısal üstünlüğü kazanmaktı. Aslında maçın özellikle ilk yarısı için kilit nokta da tam olarak buydu. Klopp bu dizilişi tahmin ettiği için yıllardır kullandığı güçlü 4-3-3 yapısı yerine 4-4-2 dizilişi ile sahaya çıktı. Bu kararda Fabinho ve Alcantara’nın yokluğu ve Jota’nın formu da etkili olmuş olmalı. Ancak esas konu City’nin iki pivotla oyun kurarken Görseldeki gibi 2-4-4 dizilişine evrilmesi. Klopp 4-4-2 ile birebir her alanda eşleşmeyi sağladı ve maç sonu açıklamasında da belirttiği gibi Pep’e karşı en az pozisyon verdiği maçı geride bıraktı.
Tecrübeli alman çalıştırıcı 3’lü orta saha yerine tercih ettiği bu sistemde merkezi yoğun tutarak rakibi beklere doğru oynamaya mecbur bıraktı. Top Walker-Cancelo ikilisinden birine geldiğinde ise Mane ve Jota dinamizmle boğucu baskı uygulandı. Atak yönleri istatistiklerine baktığımızda da %22 Manchester City merkez kullanımına izin verildiğini görüyoruz. Merkezi kapatma ana planını çok iyi uygulayan Alman teknik adam Mane ve Jota’nın savunmacı zafiyetleri olmasa belki maçı da kazanmış olacaktı.
City açısından ise diğer maçlarda sahte bek olarak Rodri ve İlkay’a destek olan Cancelo, tahminimce rakibin 4 atletik hücumcusundan dolayı kendi bölgesini fazla terk edemedi. İlk 25 dakikada Klopp’un öğrencilerinin oyuna bu baskıyla hükmettiğini söyleyebiliriz. Bu bölümde Walker’ın bu sezon çokça gördüğümüz ceza sahası sakarlığı ile golü de buldular. Bu oyunu sadece bireysel hataya bağlamamak gerekir. İlk yarım saatte Liverpool çok rahat 3. bölgeye geçişler izletti. Açıkçası maçın taktik açıdan da üstün olan tarafı Liverpool’du. Fakat Klopp 4-4-2 dizilişinin tabiatı olan orta saha karakterli kanatlar yerine kullandığı Mane-Jota ikilisi getirdikleri avantajlar kadar zaaflarda yarattı.
Mane ve Jota birlikte ön alan baskısına muazzam katkı yaparken rakip 2. bölgeye geçmeyi başardığında takımlarına zaaf oluşturdular. Yukarıdaki görselde Mane’nin önce çok fazla merkezde kaldığını ve Walker’ı sağ tarafta bomboşbıraktığını görüyoruz. Devamında ise bir başka hata ile Walker’ı karşılamaya giden Wijnaldum’un boşalttığı alana gitmiyor. Bu alanda bomboş kalan De Bruyne ise maça dengeyi getiren golün asistini yapmakta zorlanmıyor.
Diğer görselde ise yine Jota ve Mane’nin yokluğunda Liverpool savunması rakiple 6v6 kalıyor. Cancelo’nın ortasında Jesus kendisinin ve takımının 2. golünü atmaya çok yaklaştı. Bu radikal değişimde kendi pozisyonlarının dışında oynayan oyuncularla bu tarz zafiyetlerin verilmesi gayet doğal. Buna alışılabilmesi için çok tekrar ve taktik antrenman gerekli. Son maçlarda uygulanan bu düzen devam ettikçe taşların daha da yerine oturacağı bir gerçek.
2.yarı ve değişiklikler
İkinci yarıda iki takımda aynı kadrolarla sahadayken 60. dakikalara kadar değişiklik yapılmadı. İki takımda da çok sayıda önemli oyuncuların sakatlıkları da bunda etkiliydi. Zorunlu Milner/TAA değişikliğinin dışında Klopp sadece etkisiz Firmino yerine Shaqiri değişikliği yaptı. Bu değişiklikle Salah’ın yeni partneri Jota olurken sağ çizgi oyuna yeni giren İsviçre’linin oldu.
Pep Guardiola ise sadece Torres yerine Bernardo Silva değişikliği yaptı. Açıkçası şahsen Foden/De Bruyne değişikliğini de bekledim. Ancak İspanyol çalıştırıcı başka değişiklik yapmadı. Özellikle ikinci yarı çok kısır ve birebir eşleşmelerle tamamen kilitlenmiş bir şekilde oynandı. Seyirci açısından kötü olan bu durum iki teknik adamında fazla istemediği bir durum olmadı. Keza oyuncu değişikliklerinden de bunu anlayabiliyoruz.
Veriler
Manchester City atakların %33,6’sını sağ kanattan geliştirirken bu bölgeden hiş şut atamadı. Bunun bu kanattan daha çok orta ve goldeki gibi merkezde alan yaratıldığını bize gösteriyor. Ancak en çok kullanılan sol kanattan aynı şekilde sağ tarafı beslenmediği görülüyor. Bunda da Torres’in maç boyunca Robertson tarafından sindirilmesinin etkisi var. Şut olarak iki takımında ağırlıkla merkezi kullandığı görülüyor. Bireysel topla oynamalara baktığımızda ise iki takımda da en çok topla oynayan isimlerinin stoper ikilisi olması maçın özeti niteliğinde. Maçın özellikle 35.dakikadan sonra nasıl birebir eşleşmelerle kitlendiğini, rakip yarı sahaya geçişlerde zorlanıldığını gösteriyor. Manchester City 1,58, Liverpool’un ise 1,19 gol beklentisi üretebildi. Bu veride de maçta 2 penaltı olduğunu hesaba katarsak çok kısır bir maç olduğunu ve skorun pozisyon kalitesiyle örtüştüğünü görebiliyoruz.
Değerlendirme
Maçın özellikle ikinci yarısında iki teknik adamında kitlenen oyunu çözmek için bir değişim yapmaması ringde roundun bitmesini bekleyen iki boksörü andırdı. İki takımda 1-1’lik skora razıydı. Kimse risk alan taraf olmak istemedi. City açısından ise De Bruyne’nin son yıllardaki en etkisiz oyunlarından biride eklenince yaratıcılık çok düştü. Rakibin çoklu hücum hattı beklerinde katkısını sınırlandırınca ileride çoğalmalar aksadı.
Liverpool cephesinden de bakacak olursak Keita yerine bu şekilde bir tercih en azından maç başlangıcı için bizi heyecanlandırdı. Rakibini durdurmayı çok iyi bir şekilde başarsalar da özellikle ikinci yarıda üretkenlikte çok kötü performans çıkardılar. Fabinho ve Alcantara tarzı bir pasörün olmaması savunma arkasına koşularda ve direk oyunda etkisizlik oluşturdu. %68,8 rakip yarı alan pas isabeti de bunu bize gösteriyor. Bu yeni düzen rakibi bozmakta etki yapsa da üretkenlikte ve pas kalitesinde Liverpool’u kötü etkiliyor. Ayrıca bu düzende Firmino çok sıradanlaşıyor. Bu kurguyla oynanacaksa maçın ikinci yarısındaki 11’in daha uygun olduğunu söyleyebilirim.