Analiz | Malatyaspor 1-0 Fenerbahçe

Fenerbahçe, zorlu Benfica maçlarınım ardından Süper Lig 2018/19 sezonunun ilk deplasmanında Malatyaspor’a konuk oldu. Ev sahibi ekibin 1-0 kazandığı karşılaşmayı InStat verileri ile inceleyeceğim.

Ortalama topla buluşma noktaları

Malatyasporlu oyuncuların topla ortalama buluşma noktalarına bakıldığımda 4-2-3-1 düzenini çok net görebiliyoruz. Maç boyunca defans hattını geride kursalar da birbirlerine yakın kalmaya çalışıp Fenerbahçe’ye alan vermemeye gayret ettiler.

Fenerbahçe’de ise ilk göze çarpan, Mehmet Topal ve Josef’in topla ortalama buluşma noktasında pişti olmaları. Ben iki oyuncu birlikte oynayamaz diyenlerden değilim. Ama böyle oynayacaklarsa bence de oynamasınlar. Oyuncu profili olarak bu iki oyuncudan ayrılan Elif, bazı eksiklerine rağmen orta vadede sürekli olacak şekilde o bölge için düşünülen oyuncu olacaktır.

Benim dilkatimi çeken bir diğer oyuncu da Slimani’nin pozisyonu oldu. Soldado’ya göre 3. bölgeye çok daha yakın noktalarda topla buluştu, bu anlamda farklı iki karakterde santrafor oluşu ilerleyen haftalarda Fenerbahçe’nin elini güçlendirebilir. Soldado’nun asist özelliği, gezici oluşu da zaman zaman Slimani ile birlikte oynamaları anlamına gelebilir.

Kanatlar

Ayew’in uzun süreler sol önde oynadığını biliyoruz. Barış’ın da, sorulduğunda kendisini en iyi hissettiği bölgenin sağ ön olduğunu belirtmişti. Ben, her oyuncunun maksimum verimi verdiği yerde oynaması taraftarıyım. Hocanın bu durumla ilgili bir düşüncesi vardır elbet, ancak Slimani gibi ceza sahasında kanatlardan beslenmesi gereken bir oyuncu varken neden ters ayaklı oyuncuların kanatlarda tercih edildiğini doğrusu çözemedim. Karşılaşma boyunca da Fenerbahçe iki kolundan yoksun haldeki bir insan gibiydi, beklerin de hucuma katkılarının sınırlı olduğunu düşünürsek.

Rotasyon

Cocu, özellikle ön tarafta, henüz arkadaşlarının adını dahi ezberleyecek kadar kısa süre önce takıma katılan Slimani’yi tercih ederken, arkasında orta alanla link yapması için uzun süredir sürekli ilk 11 yüzü görmemiş Ekici’ye yer verdi. Bana göre bu durum, Benfica maçları hariç daha düşük kalibre maçlarda nispeten oluşmaya başlayan akışkanlığı tekrar sıfır noktasına çekti.

Pas bağlantıları

Sadece yukarıdaki ilk pas bağlantılarına bakmak dahi bir problem olduğuna işaret ediyor. Fenerbahçe’de en fazla birbirleriyle pas alışverişinde bulunan oyuncular iki stoper, solbek-stoper, stoper-defansif ortasaha, defansif ortasaha-solbek ve defansif ortasaha-sağ bek.

Ben Malatya karşısında birbirinden kopuk iki takım gördüm. Biri geri dörtlü hat ve iki defansif orta saha ile 6 kişi, diğer tarafta da, oyunun içinde, pas alışverişi yapmaya çalışan Slimani’li toplam 4 oyuncu.

İlk takım

6 kişilik, defansif özelliklerinin daha ağır bastığı bu ekip, Malatyaspor karşısında bu görevlerini yapmaları gerektiği gibi yapmadılar bana göre.

Aslında benzer durumdan Benfica maçında da bahsetmiştik, iki defansif ortasaha oyuncusunun, çoğunlukla rakibi karşılamasını bekleyeceğimiz 2. bölgeden, baskı yapmayıp kayarak savunma dörtlüsüne doğru yaklaşmaları. Benfica, Fenerbahçe’yi buna zorladı, ancak Malatyaspor karşısında Fenerbahçe’nin bu anlamda oyuna ağırlığını koyamaması beni şaşırttı.

Karşılaşmanın içinden bir an;

Fenerbahçe, hücum becerisi sınırlı bir rakibe bile savunmayı önde tutup ortasaha oyuncuları ile baskı yapamıyor.

Savunma derin…

2. bölgede yine hiçbir baskı yok. Refakat.

Hatların birbiriyle ve kendi arasında uçurumlar. 3. bölgeye davet.

Gelelim yenilen gole.

– 2. bölgeye havadan gelen top. Skrtel ıskalıyor ve oluşan durum.

– Fenerbahçe’de 4 savunmacı ve 2 orta saha topun gerisinde. İkinci takımdan zaten eser yok, ne oldu geçiş oyunu? Fenerbahçe hem öne oynarken hem de geriye dönerken çok ağır.

– Topu kullanan rakibe hiçbir bir baskı yok. Bu durum artık bir kangren haline geldi. Gerekli müdahalenin yapılması lazım, burda sadece oyuncu değişikliğinden bahsetmiyorum, herşeyden önce bu mantalitenin değişmesi gerekiyor. Değişmeyen oyuncu da sonuçlarına katlanmak durumunda.

-Sağ bek’in dramı. Yapılması gereken o kadar az şey var ki. Madem top ayağında olan oyuncuya arkadaşların gerekli müdahaleyi yapmıyor, senin de göz ucuyla kestiğin oyuncu ile birlikte devam etmen gerekir. Atletizmin buna müsade etse dahi bunu yapamaması düşündürücü.

Ve Volkan. Bu durumda bir başka kangren durumuna geldi. Bu konuda da teknik ekibin mutlak bir tasarrufta bulunma vakti geldi de geçiyor olabilir.

İkinci takım

Gelelim öndeki dörtlüye. Bu kısmı çok uzatmayacağım, Slimani’nin ilk maçı olmasına rağmen ve iki çok net gol kaçırmasına rağmen oldukça iyi buldum.

Etrafından etkili şekilde beslenememesine rağmen özellikle ikinci yarıda duvar oldu, arkadaşlarına ceza sahası çevresinde pas kanalları yarattı.

Arkasındaki Barış-Ekici-Ayew üçlüsü sıkıntılıydı. Bu üçlünün 3. bölge ve özellikle ceza sahasına attıkları toplar şu şekilde;

Barış

80 dakika oyunda kalan Barış, sadece 47 aksiyonla (oyuncunun tüm hareketleri, pas, şut, ikili mücadele, orta vs.) takımın en düşük aksiyonlu oyuncusu oldu (%70 aksiyon başarısı). Toplamda 25 pas yapabildi, %43 ikili mücadele kazanma oranı ile oynadı.

Mehmet Ekici

64 dakika sahada kaldı, o da toplamda 47 aksiyon (%70 aksiyon başarısı) yapabildi. O da sadece 25 pas attı, Barış’ın %80’lik pas başarısına karşılık Ekici, %72’lik pas isabet oranı ve %63 ikili mücadele kazanma oranı ile oynadı.

Ayew

Maçın tamamında sahada kalsa da hayalet gibiydi. Toplamda 57 aksiyonla (%67 aksiyon başarısı) oynadı. Toplam sadece 27 pas, %74 isabet oranı ile oynadı. İkili mücadelelerdeki başarı oranı %44.

Sonuç

Fenerbahçe rakibine baskı kurmaktan, hataya zorlamaktan çok uzak bir oyun yapısı sergiledi. Haftaya oynanacak Göztepe karşılaşması da son derece zorlu geçecek. İyi, doğru, istahlı bir oyun oynamak zorunda Fenerbahçe.