Avrupa futbolunda son yıllarda kalecilerin öneminin her geçen gün arttığı bir dönem yaşıyoruz. Geriden oyun kurmayı oyunlarının ana unsurlarından biri haline getiren üst düzey takımlarda savunmadan topla çıkarken yapılan gelişigüzel vuruşlar günümüz futbolunda minimuma inerken, bu noktada önemi her geçen gün artan ayağı düzgün kaleciler de gün geçtikçe daha da ön plana çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde Barcelona’nın Mallorca’yı deplasmanda 4–0 yendiği karşılaşmada Ter Stegen, La Liga’da bir kaleci tarafından yapılan isabetli pas rekorunu kırmış ve karşılaşmayı 64 isabetli pasla tamamlamıştı. Barcelona Teknik Direktörü Quique Setien, Real Betis’te kaleci Pau Lopez’in Roma’ya transfer olmasını sağlayan kaleci kullanımı tarzını kısa sürede Barcelona’da da uygulamaya başlarken, Alman kaleci de buna adapte olmayı başarmıştı.
Bu karşılaşmadan birkaç hafta önce oynanan bir Bundesliga 2 maçında ise Hamburg kalecisi Fernandes 90 dakikayı 113 pasla tamamlamıştı.
Bir süredir kalecilerini oyunda aktif olarak kullanan takımlar arasında Türkiye’den en dikkat çeken takımın ise Keçiörengücü olduğunu görüyoruz. Genç teknik adam Serkan Özbalta yönetiminde bu sezon yükseldiği TFF 1. Lig’de oldukça başarılı bir grafik çizen Ankara ekibinin kalecisi Metin Uçar, maç başına ortalama 34 isabetli pasla Türkiye’de 90 dakika başına en fazla isabetli pas yapan kaleci konumunda.
TFF 1. Lig’de maç başına en fazla isabetli pas yapan ilk beş kalecinin ortalama pas sayısının Süper Lig’de en fazla isabetli pas yapan ilk beş kaleciden fazla olması dikkat çeken bir ayrıntı. Bununla beraber bir diğer dikkat çeken ayrıntı ise bu oyun tarzının beş büyük lig özelinde özellikle Almanya’da fazlasıyla benimsenmiş olması. Beş büyük ligde en fazla isabetli pas yapan 10 kalecinin 9’unun Bundesliga’dan olduğunu ve tek istisnanın ise Ter Stegen olduğunu görüyoruz.
Özellikle Bundesliga 2’de bu sezon şampiyonluğa ulaşan Arminia Bielefeld’in kalecisi Ortega’nın maç başına yaklaşık 56 pas yapması ulaşılması güç bir sayı olarak görülüyor.
Hamburg kalecisi Fernandes’in 113 pas yaptığı karşılaşmanın Bielefeld karşı oynanmış olması Bielefeld analizi için de fırsat tanırken, Alman ekibinin kaleci Ortega’yı iki stoperinin arasına koyarak geride üçlü bir zincir oluşturduğu taktiğine değinmiştik.
Bütün bu bilgiler ışığında Türkiye’de bu oyun tarzına en yakın futbolu oynayan Keçiörengücü’nün Menemenspor ile oynadığı son karşılaşmayı analiz etmek istedim. Sezon boyunca 90 dakika başına 34 pas ortalamasıyla oynayan kaleci Metin bu karşılaşmayı da 37/39 pas isabetiyle tamamlamış.
Maç boyunca birçok kez kendi yarı alanın ortasında topla buluşan Metin’in risk almaktan çekinmediğini görüyoruz. Bu noktada savunmadan topla çıkma konusundaki ısrarın risk taşıyıp taşımadığı sorusu yöneltilen Guardiola’nın, “Risk almamak daha büyük bir risk” cevabını da hatırlatmakta fayda var.
Metin’in sezon boyunca sahip olduğu ısı haritası da Keçiörengücü’nün oyun anlayışındaki farklılığı ortaya koyar nitelikte.
Şimdi lafı fazla uzatmadan Keçiörengücü’nün Menemenspor ile oynadığı karşılaşmaya geçerek, bütün bu istatistikleri görsellerle değerlendirelim istiyorum.
İlk yarı
Maç boyunca genellikle 4–3–3 oynamayı tercih eden Keçiörengücü savunmanın önünde tek pivot kullandı. Maçın henüz ilk saniyelerinden itibaren kalecisi Metinle oynamaktan çekinmeyen ev sahibi, geriden topla çıkarken rakibine 4v2 üstünlük kurdu.
Maçtaki ilk önemli gol fırsatını yakalayan takım da Keçiörengücü oldu. Orta sahada kazanılan topla hızla rakip kaleye inen Serkan Özbalta’nın takımında Dialiba önemli bir şans yakalasa bu pozisyondan gol çıkmadı.
Maçta ilk yarının sonunda oyundan alınan Dialiba’nın maçı rakip ceza sahasında altı kere topla buluştuğunu görüyoruz.
Buna karşın Menemensporlu oyuncular ise 90 dakika boyunca toplam 5 kez Keçiören ceza sahasında topla buluşabildi. Sadece ilk yarı sonunda oyundan alınan bir Keçiörenli futbolcunun bütün Menemen takımından daha fazla rakip ceza sahasında topla buluşmuş olması Ankara ekibinin oyundaki üstünlüğünü de ortaya koyar nitelikte bir veri. Bu arada Keçiörengücü’nün takım halinde 34 kez rakip ceza sahasında topla buluştuğunu da belirtelim.
Maç boyunca gol rakip ceza sahasına girme konusunda sıkıntı çekmeyen ve önemli gol fırsatları da yakalayan Keçiören’de Kone sağ bekten aldığı uzun pası iyi değerlendirip kaleciyle karşı karşıya kalıyor ama net bir gol fırsatından sonuç çıkmıyor.
Kaçan golde arkadaşını pozisyona sokan Abdulkadir birkaç dakika sonrasındaysa attığı kötü pasla top kaybına neden oluyor ve Keçiören stoperinin zamanlama hatasıyla da birleşen pozisyon Menemenspor’u öne geçiriyor.
Bu pozisyonda yine kaleci Metin ile başlayan atakta savunmadan 4v2 avantajıyla kolayca çıkan Keçiörengücü’nde Burak, Menemen orta sahası ve hücum hattının arasındaki boşlukta konumlanarak kendisine konumsal bir avantaj sağlıyor. İyi pozisyon almasının verdiği avantajla uygun durumda topla buluşan ceza sahasına yolladığı derin pasla takımı adına önemli bir gol fırsatı yakalıyor. Atağın devamında ceza sahasına üç oyuncuyla giren Keçiörengücü, organize bir şekilde gelişen ataktan golü çıkartamıyor.
Kaleci Metin’den başlayan bir başka atak daha… 4v3’lük avantajın ardından önünde boş bir alan bulan kaleci Metin top sürmekten çekinmiyor ve boş alana atak başlatan oldukça etkili bir pas atıyor. Pozisyonun devamında ceza sahasına iki oyuncuyla giren Keçiörengücü gol bulamıyor ama oyun tarzının özellikle bu dakikalarda istenilen pozisyonları beraberinde getirdiğini görüyoruz. Bu pozisyon özelinde dikkat çeken bir diğer nokta ise pozisyonun başlangıcında kaleci Metin’in sağ stoper Samet’e attığı pasın ardından tekrar pas almak için doğru açıya hareketlenmesi oldu. Birçok Süper Lig takımında görmediğimiz bu topsuz oyun alışkanlığı için de Serkan hocayı ve kaleci Metin’i tebrik etmek gerekiyor.
İlk yarıda bir diğer önemli detay da Keçiörengücü’nün iki beki Abdülkadir ve Hüsamettin’i çizgiye oldukça yakın oynatarak oyuna maksimum genişlik vermesiydi. Her iki oyuncuyu da sıklıkla çizgide gördük.
Bu durum iki bekin topla buluşma noktalarında da görülüyor.
Kalecisini da aktif olarak kullanmasının da yarattığı avantajla savunmadan zaten zorlanmadan çıkan Keçiörengücü, Menemenspor’da hatların arasındaki mesafenin iyice açılmasıyla ilk yarının sonuna dek bu konuda oldukça rahat bir maç çıkardı. Bu pozisyonda Mememenspor’un hücum hattında oynayan oyuncu da başlattığı presin ardından desteğe gelmeyen arkadaşlarına el hareketleriyle tepki gösteriyor ve bu durumdan şikayetini dile getiriyor.
İlk yarının son dakikasında yine kalecisinden başlayan atakla savunmadan topla çıkan Keçiörengücü, atağın devamında önemli olabilecek bir şans yakalıyor. Abdulkadir, koşu gösteren Mendy’nin bu koşusunu değerlendirebilse ortaya daha net bir fırsat çıkabilirdi.
İkinci yarı
Keçiörengücü maçın ikinci yarısına birinci bölgede oldukça yoğun ve etkili bir presle başladı. Menemenspor savunmasını çok adamla yaptığı presle zorlayan Keçiörengücü, savunma çizgisini de orta sahaya kadar çekerek mesafeyi oldukça kısalttı.
Savunma çizgisini bu denli öne çekmenin muhtemel bir sonucu olan savunma arkasına atılacak derin top tehlikesini de göz önünde bulunduran Keçiörengücü’nde, kaleci Metin zaman zaman kalesini terk edip bir libero gibi gerçekleşmesi muhtemel tehlikeleri uzaklaştırdı.
İkinci yarıda da kaleci Metin’i iki stoperin arasına yerleştirerek oyun kurmaya çalışan Keçiörengücü bunda başarılı olsa bu avantajın getirdiği boş alanları yeterince kullanamadı. Hem kaleci Metin hem de sağ stoper Samet, sol stoper Erdi’nin önündeki boş alanları değerlendiremedi.
Daha önce değindiğimiz Hamburg-Bielefeld maçının ilk yarısında da Hamburg benzer şekilde stoperinin önündeki boş alanları yeterince kullanamamıştı. Tıpkı Keçiörengücü gibi kalecisini iki stoperinin arasına yerleştiren Hamburg’da maçın ilk yarısında 4v2 avantajı bir stoperin önünde önemli boş alanlar bırakırken, bu alanlar kullanılamadı. Hamburg ikinci yarıda ise ataklarının büyük bir kısmını stoperin önündeki bu boşluklar üzerinden şekillendirdi.
Hamburg ikinci yarıda ise ataklarının büyük kısmını stoperlerinin önündeki boş alanlar üzerinden şekillendirmişti.
Geriden oyun kurarken yine 4v2 avantajı yakalayan Keçiörengücü’nde Süleyman’ın hareketsiz kalarak Erdi’ye doğru pas açısını yaratamaması top kaybına dönüşüyor.
Modern futbolunun en büyük günahlarından biri olan savunmadan topu çıkartırken gelişigüzel bir şekilde uzun vurmanın geri dönüşü Keçiörengücü’nün beraberlik golü oluyor. Menemenspor, Keçiörengücü’nün maçın başından bu yana aldığı riski almayıp geriden topla çıkmak yerine uzun vurunca Guardiola’nın, “Risk almamak daha büyük bir risk” sözünün haklılığı bir kez daha ispatlanıyor ve Keçiörengücü’nde kalan bu top beraberlik golüne dönüşüyor.
Beraberlik golünden sonra iyice yüklenen ve bu dakikanın ardından stoperlerinin önündeki boşlukları da kullanan Keçiörengücü bu pozisyonda ceza sahasına 4 oyuncu birden sokmayı başarsa da fırsatı değerlendiremiyor.
Maçın son bölümünde dikkatimi çeken bir diğer nokta ise Menemenspor ceza sahasına giren çok sayıda Keçiörengücü futbolcusunu oldukça az sayıda Menemensporlu futbolcunun karşılaşmasıydı. Rakip ceza sahasına üç futbolcu sokmuşken, bu üçlüyü üç oyuncuyla savunmaya çalışan Menemenspor son bölümde savunma yoğunluğu konusunda problem yaşadı gibi göründü.
Bu pozisyonun hemen ardından gelişen pozisyonda bu defa gol için yüklenen dört Keçiörengücü futbolcusunu üç savunma oyuncusunun karşıladığını gördük. Futbol sahalarında pek sık görmediğimiz bu durum bireysel hatayı da beraberinde getirirken, Keçiörengücü de bu pozisyonda bulduğu golle sahadan 3 puanla ayrılan taraf oldu.