Kasımpaşa ligde çıktığı ilk 4 karşılaşmada aldığı 12 puanla liderlik koltuğuna oturmuş fakat bunun keyfini uzun süre çıkaramamıştı. Sonrasında Galatasaray karşısındaki mağlubiyetle başlayan seri Trabzon karşısında 3 maça çıktı ve fatura hafta arasında Kemal Özdeş’e kesildi. Yerine de büyük bir hızla Türk futbolunun önemli isimlerinden Mustafa Denizli getirildi. Buna karşılık deplasman ekibi Göztepe’de ise işler son dönemde iyi gidiyordu. Lige 2 mağlubiyetle sallantıda başlayan Ege temsilcisi sonraki haftalarda kendi geldi ve son 3 maçını kazanarak Kasımpaşa karşısına çıktı.
Karşılaşmayı InStat verileriyle inceleyelim.
Ortalama topla buluşma ve kadro yorumu
Yeni teknik direktör Mustafa Denizli, Trabzon karşısındaki 11’den 2 mevkide 2 oyuncu değişikliği yaparak Göztepe karşısına çıktı. Değişiklikler savunmada Josue Sa yerine Ben Youssef, orta sahada ise İlhan Depe yerine Tarkan Serbest olarak gerçekleşti. Her iki bekin grafikte de görüldüğü üzere hücumcu bir pozisyon aldığı ev sahibi ekipte merkez orta sahada Pavelka biraz daha serbest oyuncu olarak oynarken Sadiku daha derinde pozisyon aldı. Tarkan Serbest ise bir taraftan sağ bek Popov’a yardımcı olurken diğer taraftan kanatta değişerek oynayan Eduok ve Trezeguet ile pas bağlantısını sağlayan isim oldu.
Göztepe’de ise Bayram hoca Jerome sonrası oturttuğu ve 3 maçta 9 puanlık verim aldığı dizilimi ve oyuncu tercihlerini bozmadı. Sadece geçen hafta sakatlanarak oyundan çıkan ve sakatlığı devam eden Halil yerine Tayfur tercih edildi. Rakibin Kasımpaşa olmasından kaynaklı iki kenar bek biraz daha rakip sahada pozisyon aldı. 4-1-4-1 düzeni içerisinde derinde Alpaslan oynarken, önlerinde Castro ve Borges geçen haftaki oyun içi aksiyon alanlarının dışında zaman zaman değişerek görev yaptılar. Yasin geçen hafta olduğu gibi bu hafta da iç koridoru kullanırken, Tayfur ise maç başlangıcında daha çok kenara yakın bir pozisyon aldı.
Topla oynama ve şut sayıları
Topla oynama oranlarının da gösterdiği gibi oyun şaşırtıcı bir şekilde dengeli başladı. Şaşırtıcı olmasının en büyük sebebi ise kuşkusuz Kasımpaşa’nın bugüne kadar ki olan oyun tarzıydı. İlk 15 dakikada topu fazlaca kullandılar ve öyle ki maçın yorumcusu da Mustafa Denizli’nin gelmesiyle birlikte Kasımpaşa’nın bir nebze oyun tarzının değişebileceğine dair düşüncelere kapıldı. Bu süreçte oyun momentumu ev sahibi lehineydi. İlk 10 dakikada sağ kenarda Tarkan üzerinden gerçekleşen aksiyonlarla finali iyi yapamasalar da hem ceza sahasına girdiler hem de orta denemesiyle sonuç almaya çalıştılar. Aynı zamanda top Göztepe’ye geçtiğinde de kendi yarı sahasında bekleyen değil ön alanda toplam 5-6 kişilik 2 grupla pres yapan bir ev sahibi izledik. İlk 2 atakta final paslarını iyi verememekten dolayı atakları sonuçlandıramayan İstanbul temsilcisi, ilk organize atağını ise 15 paslık bir serinin etkili ortayla sonuçlanması sonucunda buldu. Buna karşılık Göztepe ise ilk organize atağını merkezde iyi çevrilen kısa pas serisinin ardından topu Tayfur’la buluşturarak yapılacak orta ile sonuçlandırmak istedi fakat başarılı olamadı.
Bu dengeli başlangıç sonrasında oyun yavaş yavaş maç öncesi beklentilerin karşılığını bulmaya başladığı dakikalara yerini bıraktı. 15-30 dakikaları arasında Göztepe önemli bir oyuncusunu sakatlığa kurban vermiş olmasına rağmen topla oynama oranları açısından en büyük farkın oluştuğu bölümdü. Bu bölümde topla ezici bir üstünlükle oynayan Göztepe, üçüncü bölgede istediği efektif oyunu ise oynayamadı. Buna karşılık özellikle ikinci bölgede önemli top kayıpları yapıldı. Nitekim Kasımpaşa oyun içerisinde en az topla oynadığı bölümde ikinci bölgede kaptığı bir topla 2 pas, 1 orta, 1 şut ile toplamda 4 aksiyonda golü bularak öne geçti. Gol pozisyonunun final aşamasında Gassama’nın arkada pozisyonu izlemesi kadar Reis Wallace’ın öne doğru attığı tek adımla pozisyonunu kaybetmesi de atağın golle sonuçlanmasında büyük pay sahibiydi. 30-45 arasında oyunda pozisyonel olarak çok büyük işler olmamakla birlikte kayda değer tek olay ise maçın başında sol bekini sakatlık sebebiyle değiştirmiş Göztepe’nin bu bölümde sağ bekini de sakatlık sebebiyle kenara gelmesi oldu.
İkinci yarıdaki 45-60 dakikaları arasındaki bölüm ise beklentilerin ve buna karşılık sahada olanların tam anlamıyla zıtlık taşıdığı bir bölümdü. Zira ben dahil birçok kişi devreye 1-0 geride giren Göztepe’den hem oyun hem skor olarak içeriden reaksiyon vererek döneceklerini düşünmüştü. Ancak beklentiler tam tersi bir şekilde sahaya yansıdı. Önce merkezden kenara sarkan ve 3v2 eşleşme ile dar alan avantajını elinde bulundurmasına rağmen rakibi oradan çıkartan kötü bir savunma, sonrasında ise yine Reis Wallace’ın tuttuğu adamı bırakıp topa doğru emin olmayan adımı ile ikinci golü kalesinde gören bir Göztepe izledik. Gol sonrası tribündeki seyircilerin, ekran başındaki izleyicilerin keyif aldığı ancak bu işin profesyonellerinin asla tasvip etmeyeceği önemli top kayıpları ve sonrasında verilen büyük boşluklar üzerinden Kasımpaşa’nın üst üste yakaladığı ve biraz beceriksizlik biraz şanssızlık sebebiyle skorun 2-0’dan kaldığı ancak Kasımpaşa adına en fazla pozisyona girip en fazla şut attığı, buna karşın Göztepe’nin ise şanslı olarak oyuna tutunduğu bir bölüm oldu.
Buradan oyun olarak kötü ancak skor olarak 2-0’a tutunarak çıkan Göztepe, Yasin’in süper golü ve sonrasında zaman zaman akan oyunda sol bek üzerinden, zaman zamansa duran toplardan yarattığı kafa vuruşu pozisyonlarıyla beraberliğe yaklaşmış olsa da bunda başarılı olamadı. Bu pozisyonel baskının sonuç vermemesinin ardından alışık olduğumuz hızlı bir geçiş oyununda, geniş alanda rakibine oranla daha az adamla hücum etmesine rağmen müthiş bir plase ile 3. Golü bulan Kasımpaşa, aynı zamanda maçı bitiren aksiyona da imza atmış oldu.
Atak yönleri
Yukarıda da görüldüğü üzere Kasımpaşa %25 verimlilikle sağ kenar hücumlarını temel alan bir oyun planıyla oynamış durumda. Bunu ortalama pozisyonlar grafiğinden de görebilmek mümkün. Zira takım büyük oranda sağa yatık pozisyon alıp burada sağladığı ikili oyunlar üzerinden sonuca gitmeye çalıştı. Göztepe’nin zayıf ve henüz çözüm getirilemeyen bölgesinin kendi solu olduğunu düşünürsek Kasımpaşa’nın maç öncesi dersine iyi çalıştığını söyleyebiliriz.
Buna karşılık Göztepe’de ise verimlilik olarak sol kenar atakları, deneme sayıları olarak ise merkez ve sağ kenar atakları ön plana çıkmış durumda. Sol kenardan verimliliğin fazla olmasının sebebi Yasin Öztekin’in şu ana kadar Göztepe adına hücumdaki en değerli oyuncu olması gösterilebilir. Buna ilave oyuna sonradan dahil olan, hücumcu karakteri ve ortalarıyla destekleyici bir role sahip olan Berkan’ın da performansını es geçmemek lazım. Sağ kenar ve merkezin birbirine yakın olması ise bu maça özgü Castro – Borges ikilisinin yapmış olduğu bölge değişimleri dikkat çeken ilk neden olabilir. Çünkü Borges merkeze geçtiğinde iyi bir yönlendirici ve topları toplayan, atakları başlatan isim olabiliyor. Castro’da Tayfur’la birlikte iç koridorda hem sol hem sağ bağlantıyı sağlayarak daha önceki maçlarda özellikle hücum alanında yalnızlaşmayı önleyebilen ve atakları başlatabilen oyuncu rolünü üstlenebiliyor.
Göztepe’nin sol tarafında yaşadığı savunma sıkıntılarından sebep rakip sağ bekleri oyunun önemli adamlarından biri yapma geleneği sürüyor. Geçen hafta Skubic takımı adına fazlasıyla faydalı oynarken bu hafta da sağ bek Popov yukarıdaki olumlu işlere imza attı. Bir kenar bek olarak, hem de Paşa gibi üçüncü bölgeye yerleşik bir hücum anlayışını benimsemeyen bir takımda kenarı böylesine iyi kullanmak gerçekten zor iş. Özellikle ikinci yarıdaki 45-60 arasındaki bölümde içeri drive ederek girdiği pozisyonlarda yarattığı pozisyonlar fazlasıyla önemliydi. Yukarıdaki tabloya ilave maçı da 3/3 anahtar pas becerisiyle bitirdiğini belirtmek lazım.
Sayısal verilerin oyundaki etkisini anlatmakta sınırlı kaldığı bir oyuncu Trezeguet. Her ne kadar ikili mücadeleler konusunda zayıf kalsa da tekniği, dar alan becerisi, geniş alanda top sürmesi ve dripling yeteneği ile pozisyon yaratma, pozisyon bitime özellikleriyle bulunduğu seviyeye sığmayan bir oyuncu. Maçı da 2 asist 1 gol ile tamamıyla etkisi altına alarak bitirdi.
Görüntülü analiz
Yasin’in temastan ve rakibi rahatsız etmekten uzak olduğu pozisyon başlangıcında kademeye ilk giren oyuncu Alpaslan. Ancak onun da öncelikli yapacağı ve yaptığı şey topu karşılamak. Hem ilk resimde hem ikincisinde görüldüğü üzere Castro’nun koşu gayreti de yeterli olmuyor ve Kasımpaşa’lı Eduok cepheden şut imkanı buluyor.
İlk gorselde top yuvarlak içine aldığım bölümde ve Göztepe iyi dönüş yapamadığından yerleşimde sıkıntı var. Kenarda aktif alanda pas alabilecek 2 Kasımpaşa’lı oyuncu mevcut. İkinci resimde ise top o 2 oyuncudan birine geliyor ve iç koridora topsuz koşuyla top isteyen bir oyuncu ve ona tam olarak uyanamayan, ayak uyduramayan bir Göztepe’li oyuncu görüyoruz. Bu pozisyonun devamında Kasımpaşa’lı oyuncu topla buluşup ceza sahasında çizgiye kadar inip topu çıkarmaya çalışıyor fakat Göztepe’li savunma oyuncusu bunu engelliyor.
Kasımpaşa’nın maçtaki ilk organize atağının başlangıcı. İki karede de görüleceğe üzere Göztepe yine iyi dönemiyor ve yerleşimler bir hayli kötü. Aktif alanda çevresi tamamen boşta olan oyuncular var. Bu atak sağdan bu şekil başlayıp sol bekin ortası ve forvetin vuruşuyla sonuçlanıyor.
Göztepe’nin yediği golün başlangıcı. Oyun kurmak isterken top kaptırılıyor. Bu sırada yuvarlak içine aldığım sol bek doğal olarak önde yakalandığı için bir sonraki aksiyonda topa yetişemiyor ve sol stoper ile 1v1 kalan Trezeguet yerden etkili kesme imkanını bularak asisti yapıyor. Bu pozisyonda toplamda 4 defa topla temas ediyor Kasımpaşa.
Göztepe saha yayılımı olarak sağa yatık bir takım olmakla birlikte buradan efektif pozisyonlar üretemiyor. Geçen hafta Konya karşısında da bu kenardan üretilen pozisyonların başlangıcı genelde birinci ve ikinci bölgeden Borges ya da Gassama’nın uzun attığı paslardan oluşuyordu. İki karede de görüleceğe üzere burada sayısal bir üstünlük yaratamamakla birlikte diğer oyuncuların aksiyon alanıyla mesafeleri fazlasıyla uzak.
Yukarıdaki resimlerde Göztepe’nin geriye dönerken doğru yerleşemediğini ve sayısal olarak eksik kaldığını söylemiştik. Bu da farklı bir rakip karşılama durumu. Yerleşik fakat hatlar arası mesafeyi uzun tutan ve buradaki adamları savunmayan bir hat söz konusu.
Son olarak Reis’den bahsetmek istiyorum. Yenilen ilk golde her ne kadar Gassama’da dönüşte hatalı olsa da baş mimar Reis’in öne doğru adımlama hatası yapıp pozisyonunu kaybetmesiydi. Zira adım atmayıp topun atılmasını beklese uzaklaştırması çok daha olasıydı. Bu da yenilen ikinci gol. Bunun bir 5 saniye öncesinde rakibin yakın markaj altında tutan Reis, Trezeguet’in içeri hafiften drive etmesinin ardından öne doğru gereksiz adımlıyor ve arkasındaki rakip oyuncuyu boş bırakıyor. Sonuç 2-0.
Konuk yazar: Hüseyin Çoban