Analiz | Kasımpaşa 1-4 Fenerbahçe

Ligin 31. haftasında Fenerbahçe, Kasımpaşa’ya konuk oldu. Derbi’nin de oynandığı hafta olması açısından Fenerbahçe için galibiyet önemliydi ve 1-4’lük skor ile galip gelmeyi bildiler.

Ortalama pozisyonlar

Kasımpaşa, maç boyunca kanat oyunlarıyla Fenerbahçe kalesine gelmeye çalıştı. Ortalama pozisyonlara baktığımızda bile Kasımpaşa’nın kendi kalesi önüne çekilip Fenerbahçe’yi beklemediğini görebiliyoruz.

Fenerbahçe ise yine son haftalara benzer bir görüntü içindeydi ortalama dizilim açısından.

İlk yarı vs. ikinci yarı

ilk yarıda Kasımpaşa topla daha etkili olmaya çalışan taraftı. Fenerbahçe kendi oyununu oynamakta, rakip yarı sahaya yerleşmekte güçlük çekti. Zaten özellikle ilk 30 dakikada topla oynama oranı %57’ye %43 ev sahibi Kasımpaşa lehineydi. Fenerbahçe, belki de ilk etkili geldikleri hücumda golü buldu.

Hasan Ali, hemen atağa bindirmeden önce savunmadaki bölgesine geçmek için pozisyon alsa da Fenerbahçe Topu kazanınca bindirmeye geliyor. Fenerbahçe’nin son haftalarda çok daha iyi sonuçlar aldığı küçük üçgenleri yine görüyoruz. Hasan Ali’nin bu bindirmesi farklı pas kanalları açılmasına sebep oldu. Savunmanın arkasındaki boşluk çok iyi değerlendirildi.

Bu noktada Josef’in de ön direk koşusu Fenerahçe’nin konsantrasyonunun ne kadar üst noktada olduğunu gösteriyor bana. Çok doğru bir ön direk koşusu ile golü buluyor Josef. Hasan’ın da topu “şişirmeyip” yerden, etkili bölgeye kesmesi önemliydi.

ilk yarıya baktığımızda Kasımpaşa’nın bir tanesi isabetli olsa da 10 şut girişimi oldu. Fenerbahçe ise 3 şut çekerken bunlardan 1’inde gol buldu, gol dahil toplam 2 tanesinde isabetliydi.

İkinici yarıda ise önemli noktalarda öne çıktı Fenerbahçe. İlk yarıda atılan 3 şut varken ikinci yarıda 7’si isabetli 10 şut atıldı.

Yine ilk yarıda 266 pas yapan ve %78 gibi şampiyonluk düşünen bir takım için çok düşük olan bir yüzdeyi ikinci yarıda 303 pasta %85 gibi yüksek bir isabet oranına çıkardılar. Hem pas sayısı hem de isabeti yükseldi.

İlk yarı 23 olan top kapma sayısı ikinci yarıda 34’e çıktı.

Kasımpaşa, ikinci yarıda 51. dakikada beraberlik golünü buldu. Belki de tam istenilen dakikada gelen bir goldü ev sahibi için. Fenerbahçe için ise panik ortamı yaratabilecek bir dakikada geldi gol. Bir de bu gole bakalım;

Herşeyden önce, “evlere şenlik” bir savunma anlayışı vardı Fenerbahçe’de. Ben kimin nerede, ne için durduğunu bildiğinden şüpheliyim. Topu kullanan oyuncuya hiçbir baskı yok. Fenerbahçe’li üç oyuncunun arkasında inanılmaz bir boşluk var ve kimsenin bu boşluğa hareketlenmeye niyeti yok gibi gözüküyor. Alper tamamen pozisyonunu kaybetmiş, Şener’i arkada iki adamla tek bırakmış durumda. Stoper de kaymayı çok geç yapıyor. Pavelka topu Skrtel’den sıyırıp kafasını kaldırdığında Şener’in yanına hala iki Kasımpaşalı oyuncu vardı. Bana göre kişisel hatalardan daha hayati bir gol yedi Fenerbahçe kendi adına.

Fenerbahçe’nin yediği golden sonra paniklemedi, tam tersi oynaması gerektiği gibi, rakip alana yerleşti. 51-60. dakikalar arasında 2 pozisyon buldular. 61. dakika da Aykut Kocaman risk aldı, Valbuena ve Janssen’i oyuna aldı, Aatıf ve Alper’i oyundan aldı. Ön tarafta Janssen ve Soldado’yu birlikte düşündü. Geçtiğimiz haftalarda da Fenerbahçe’nin riskli bir oyun yapısına büründüğünden bahsetmiştim. Bu karşılaşmada da bunun meyvesini aldılar, üst üste 5. galibiyetini yaparak önemli bir seri tutturdular. Tabi Fenerbahçe’nin 2. golü kısa sürede bulması da önemli, beraberlik golünden 13 dakika sonra tekrar öne geçtiler.

Kasımpaşa’nın doğal olarak daha öne çıkmasından faydalanarak 74. dakikada da iki farklı öne geçtiler. Bu gol ile birlikte biraz Giuliano’dan bahsetmek gerek.

Gol öncesi, Giuliano topu sağ kanattaki arkadaşına aktarıyor ve ceza sahası içine savunmanın arkasına koşusunu yapıyor. Şener de stop-pas ile Giuliano’yu topla buluşturuyor.

Toplamda 109 aksiyon yaparak (pas, şut, dripling, ikili mücadele vs.) Şener’den sonra (111) takımın en fazla aksiyonu olan oyuncusu oldu. Önceki birçok haftanın aksine ceza alanına 7 kere girdi, bir asist yaptı. Hepsi isabetli 4 anahtar pas attı. İkili mücadelelerde çok güçlü gözükmese de bu karşılaşmada 10 tane sahipsiz top kazanarak önemli bir katkı sağladı. Özellikle 75-90 arası çok daha fazla oyunun içinde gözüktü, aksiyon haritasında da 28 aksiyon görüyoruz, takım ortalamasının oldukça üzerinde.

Takım için kilit bir oyuncu olduğunu desteklemek amacı ile Fenerbahçe’nin en çok pas alışverişi yapan oyuncularına bakalım;

ilk 5 ikili paslaşmanın hepsi Giuliano ile yapılmış. Toplamda 81 kere pas alışverişi olmuş, muazzam bir pas istasyonu görevi gördü bu karşılaşmada, takımın pas dağıtım merkeziydi. 11 pasın takımın santraforu Soldado’ya olması ve 8 pası da Soldado’dan almış olması da es geçilmemeli.

Janssen’in attığı 4. gol öncesinde de orta sahadan dripling ile topu taşıyıp (oyundan kopmuş bir Kasımpaşa olmuş olsa da) sola bir anahtar pas atıp temposunu devam ettirdi ve Janssen’in gol vuruşu sırasında yine altı pasın içindeydi. Büyük özveri gösterdi.

Hasan Ali

Yükseliş sürüyor. Taraftarların önemli bir çoğunluğu oyuncuya sövse de ben gördüğüm doğruları yazmaya devam edeceğim. Evet seneye rotasyon oyuncusu olarak düşünülmeli, çok daha atletik, tempolu bir bek beklentisini anlıyorum ancak Hasan Ali’de ciddi bier yükseliş var. Bunu çıplak gözlerle izleyince zaten anlayabiliyorsunuz, ancak rakamlara da ciddi ciddi yansımış durumda. Takımın 360 Index puanı ile en yüksek puan alan oyuncusu oldu.

55 pas yaptı, %84 isabet ile oynadı. 1 asist yaptı, 3 anahtar pas attı. 19 ikili mücadeleden 17’sini kazanarak %89 başarı ile takımın stoperleri de dahil bu alanda açık ara en iyisi oldu. Fizik ve mental olarak en formda durumunda. 7 pas arası yaptı, 5 sahipsiz top kazandı.

Sonuç

Derbi’nin Galatasaray galibiyeti ile sonuçlanması ile birlikte Fenerbahçe 3. sıraya yükseldi. Şampiyonluk için 3’te 3 yapma şartları devam ediyor, bu durumda da hem Galatasaray’ın hem de Başakşehir’in birer yenilgi almasını bekleyecekler. Şüphesiz zor, ancak takımı son derece sonuç odaklı ve konsantre gördüğümü söylemeliyim.