Serie A’nın 29. haftası Torino derbisine sahne oldu ve 4-1’lik net skorla galip gelen Juventus, şampiyonluk yolunda önemli bir engeli daha geride bıraktı. Torino ise her ne kadar kağıt üzerinde bazı önlemler almış gibi görünse de rakibinin kalitesine ve baskılı oyununa karşılık veremedi. Juventus’un golleri Dybala, Cuadrado ve Ronaldo’dan gelirken konuk ekibin tek golünü ise penaltıdan Belotti kaydetti.
Kadrolar & Ortalama Pozisyonlar
Ev sahibi Juventus beklenen oyuncu tercihleri ve düzeniyle sahadaydı. Geçen haftada Genoa karşısında kullandığı kurguyu bozmayan Sarri, sol bekte Alex Sandro’nun sakatlığından sonra Danilo’ya şans verdi. Orta üçlü Pjanic-Rabiot-Bentancur’dan oluşurken ileri üçlü ise Bernardeschi-Dybala ve Ronaldo’dan oluştu.
Torino ise bu sezon ağırlıklı olarak kullandığı 3-5-2 diziliminden vazgeçerek 3-4-3 şeklinde başladı. Bu tercihinde büyük ihtimalle rakibin özellikle Cuadrado üzerinden gelişen kenar hücumlarını engellemeyi amaçlayan Longo, özellikle top Juventus’tayken işlerin istediği gibi gitmediğini fark edince taktik dizilişinde ufak değişikliklere gitti. Ayrıca Rincon’un eksikliğinde Torino’nun orta saha direncini büyük ölçüde kaybettiği de aşikardı.
Ana Planlar & İlk Yarı
Juventus
Ev sahibi Juventus beklenildiği gibi temel kurgusunu topa sahip olarak rakip sahaya yerleşmek ve set hücumlarıyla pozisyon üretmek üzerine kurmuş. Juventus topa sahip olurken beşli bir hücum hattıyla yerleşti rakip yarı sahaya. Sarri’nin sıklıkla tercih ettiği stoper-bek rolü bu maçta da sol bek mevkiinde forma giyen Danilo üzerinden karşılık buldu. Genelde ataklara katılmayarak takımının kontra tehditlerine karşı geride bir kişi fazla bulunmasını sağlayan Danilo’nun hücumdaki boşluğunu ise Rabiot doldurdu. Pandemi sonrası periyotta sahte dokuz rolünde sıkça forma giyen Dybala, bu maçta da bu rolde kullanıldı. Ronaldo ise bir ikinci forvet gibi Arjantinli oyuncunun yanında konumlandı.
Sağ kenarda ise hücumcu bek Cuadrado her atağa katılarak takımının en önemli hücum tehditlerinden biri olmayı başardı. Her ne kadar bu kanattaki ana düzen Cuadrado’nun içe kat ederek, Bernardeschi’nin ise çizgiye yakın konumlanarak oyunu genişlettiği bir şekilde olsa da zaman zaman bu iki oyuncunun rolleri de değişti. Juventus’u 2. dakikada öne geçiren gol de ana düzenin sahaya yansıdığı anlardan biriydi.
Bu verilerden de anlaşılacağı gibi Juventus, hücumcu beki Cuadrado’nun etkisiyle hücumlarının çoğunu sağ kenardan gerçekleştirmiş.
Juventus, rakibini karşılarken ise 4-3-3 diziliminden ilk 45 dakika boyunca feragat etmedi. Sarri’nin öğrencileri rakibini ön alan presiyle karşıladı, özellikle ikinci yarıda ise zaman zaman orta blok presi uyguladı. Juventus, orta üçlüdeki oyuncu tercihlerinin de etkisiyle bu bölgeden istediği tempo ve top kazanma katkılarını alamadı. Ancak skorun etkisiyle risk alan Torino’nun eksiklerini iyi değerlendirdi ve maç boyu iyi savunma yaptı.
Juventus, bu görselde de görüldüğü üzere ilk yarıda rakibini ön alanda ve 4-3-3 dizilimini bozmayarak karşıladı.
Torino
Konuk ekip Torino ise saha içi diziliminde değişikliğe giderek maça 3-4-3 dizilimiyle başladı. Orta sahada Rincon’un yokluğunda Meite-Lukic ikilisi görev aldı. Rakibini maçın genelinde ön alan presi uygulayarak karşılayan Torino, direkt hücumlar ve kenar hücumlarıyla sonuca ulaşmaya çalıştı.
Torino, özellikle ilk yarıda rakibine ön alanda şok presler uygulayarak şans üretmeye çalıştı.
Torino’nun bu ön alan baskısına ise Sarri orta üçlüsünü geriye yakınlaştırarak cevap verdi. Maç boyu defanstan paslaşarak hücuma kalkan Juventus’un bu yaklaşımı, Torino’nun ön alan presiyle hedeflediği hızlı hücum yaklaşımını da etkisizleştirmiş oldu.
Orta üçlüsünü derine çekerek rakibinin baskısını kırmayı başardı Sarri. Benzer bir yaklaşımı geçen hafta Liverpool karşısında Guardiola da benimsemiş ve başarılı olmuştu.
Rakibinin ön alan baskısını bu şekilde aşan Sarri’nin öğrencileri, sık sık kontra atak fırsatları yakaladı. Örneğin 17. dakikadaki bu görüntüden hemen sonra Ronaldo ile pozisyona girdiler. Her ne kadar duran top nedeniyle rakiplerini eksik yakalamış olsalar da sonuçta Cuadrado’nun golü de bir hızlı hücum sonunda geldi.
Torino’nun maçın başında rakibini 5-2-3 şeklinde karşıladığı anlar oldu. Ancak bu bölgede Juventus’un sayıca üstün olması da yukarıda bahsettiğim planın Juventus tarafından kolayca çürütülmesine yol açtı.
Özellikle maçın ilk 15-20 dakikalık periyodunda göze çarpan bu yaklaşım, 20. dakikadan sonra ise Berenguer’in orta Meite-Lukic ikilisine yardım etmesiyle biraz daha farklı bir yapıya büründü. Orta alanda rakibin sayısal üstünlüğünün farkına varan ve ön alan presinin etkisiz olmasında bu durumun da etkili olduğunun farkına varan Longo, sol uçta başlayan Berenguer’i top rakipteyken orta ikilisine yaklaştırdı. Bir diğer deyişle 20. dakikadan itibaren Torino rakibini karşılarken 5-3-2 veya 5-2-1-2 düzenlerinde sahaya dizildi.
Bir üstteki görselde de görülebileceği gibi, maçın başlarında Torino rakibini daha çok 5-2-3 vari bir düzenle karşıladı. Ancak Longo orta alanda sayısal olarak üstün olan Juventus’a karşı çözümü top rakipteyken Berenguer’i merkeze yakınlaştırmakta buldu.
Torino, top kendisindeyken ise sahaya 3-4-3 veya 3-4-1-2 şeklinde yerleşti. Bu düzenlerde Verdi sağda ikinci bir forvet gibi konumlanırken Berenguer ise daha serbest bir roldeydi.
Torino cephesindeki bu değişiklikten sonra Berenguer’in rakip takımın derindeki oyun kurucusu Pjanic’e daha yakın oynaması da göze çarpan bir diğer nokta oldu.
Torino, ilk yarının ikinci ve üçünü çeyreğinde topa %50 ile sahip oldu. Her ne kadar Juventus’un bulduğu erken golün bunda payı büyük olsa da Torino bu periyotlarda oyuna ortak olmayı kısmen de olsa başardı. Topa sahip olduğu zamanlarda kanat beklerini hücuma gönderen ve kanat organizasyonlarından gol bulmayı deneyen Longo’nun öğrencileri, içeride ise Belotti-Verdi ve Berenguer ile pozisyon aldı.
Toino’nun bu kenar hücumu planına ise Juventus kenar sıkıştırmaları uygulayarak cevap verdi. Torino, Juventus yarı sahasına yerleştiğinde ortaya çıkan bu düzen, maçın ilk yarısında sağ kenarda genellikle Cuadrado-Bernardeschi üzerinden uygulanırken sol kenarda ise Danilo-Rabiot üzerinden uygulandı.
İlk yarıda rakibinin kenar ortalarına dayalı hücumlarını bu şekilde etkisizleştirmeye çalıştıran Juventus’ta ikinci yarıda oyuna Matuidi’nin dahil olmasıyla düzen değişti.
İkinci Yarı
İki takım ana şablonlarını bu devrede de devam ettirseler de Juventus cephesinde 49. dakikada gerçekleşen Matuidi-Pjanic değişikliğinin ardından bazı saha içi değişimler yaşandı. Pjanic’in oyundan çıkmasının ardından Bentancur regista rolünü üstlenirken Matuidi sol içte, Rabiot ise sağ içte konumlandı. Bu değişiklikle birlikte orta saha direncini artıran ve yukarıda değindiğim kenar sıkıştırmalarını daha iyi gerçekleştirebilen Juventus, rakibini de çoğu zaman 4-4-2 ile karşıladı.
Juventus, ikinci yarıda Matuidi’nin oyuna girmesiyle rakibini zaman zaman 4-4-2 şeklinde karşıladı. Bu değişiklikte Ronaldo’nun savunma katkısının olmayışı da şüphesiz büyük önem taşıyor.
Torino 49. dakikada hızlı bir hücumla akan oyunda tehlikeli bir atak geliştirdi ve golü de buldu ancak gol ofsayt nedeniyle iptal edildi. Bu pozisyondan sonra Juventus oyunun kontrolünü eline aldı ve ilk yarıda olduğu gibi iyi savunma yaparak rakibine şans vermedi. İki takım arasındaki yetenek farkının da tekrar göze çarptığı devrede Juventus, 55. dakikada Douglas Costa’yı oyuna aldı. 2-1 geride olan Torino, daha fazla risk almaya başlamıştı ve iki kanat bekini ileri göndererek bu şekilde pozisyon üretmeye çalışıyordu. Costa’nın oyunda olması rakip için sürekli bir kontra tehdidi anlamına geleceği için bu dakikadan sonra Torino’nun sol kenarda Aina üzerinden pozisyon üretme çabası oldukça azaldı.
Cuadrado & De Ligt
Juventus’un hücumcu sağ bek rolünde kulladnığı Cuadrado maçı 1 gol 1 asistle tamamladı. 78 pas girişiminin 75’inde hedefi bularak %95 isabet oranı sağlayan Kolombiyalı oyuncunun bu paslarının 59’u da ileri doğru atılan paslardı. Ayrıca Cuadrado 113 toplu aksiyonunun 102’sinde başarı sağladı.
De Ligt ise girdiği 9 defansif mücadelenin 9’unu da kazandı. Aynı başarıyı paslarında da gösteren genç yıldız, 45 pas girişiminin 41’inde başarı sağladı.
Sonuç olarak, Juventus Dybala’nın sahte 9 olarak oynadığı bu yeni düzende bir maçını daha kazandı ve savunma anlamında da iyi işler çıkardı. Torino cephesinde ise Rincon’un eksikliği orta sahada hissedildi ve maç içinde oyuna doğru müdahalelerde bulunulsa da iki takım arasındaki kalite farkı maçın belirleyici faktörü oldu.