Dünya Kupası çeyrek final maçında İngiltere, İsveç’i Maguire ve Alli’nin golleriyle 2-0 mağlup etti. Bu sonuçla İngiltere yarı finale adını yazdırırken, İsveç için turnuva tamamlanmış oldu.
Oyun planları
İsveç alıştığı oyunu ortaya koymaya çalıştı. Savunmayı geride kurup, orta/derin blok baskısıyla kontra hücumlar peşindeydiler. Sol kanatta Augustinsson-Forsberg üzerinden ataklar geliştirmeyi düşündüler. Toivonen ve Berg’e atılacak uzun toplar da bir diğer hücum opsiyonuydu.
İngiltere sabırlı bir şekilde geriden oyun kurmayı denedi. Oyunu kurduktan sonra ise Young ve Tripper’in bindirmeleri sonrası yapılacak ortalar hücum planlarının bir parçasıydı. Alli, Lingard ve Henderson ile birlikte merkezde sayısal üstünlüğü kuran İngiltere 2.topları toplamayı amaçladı. Savunmada ise orta blokta baskı yaparak İsveç’in oyun kurmasını engellemeyi amaçladılar.
Senaryo dışı
İsveç oyun ezberi olan bir takım. Hücumda ve savunmada belli başlı 1-2 planları var ve rakip kim olursa olsun bu planlarını sahaya yansıtmaya çalışıyorlar. Bu maçta İngiltere onların oyun ezberini bozdu. İsveç topla az oynayan bir takım ne zaman topla oynama oranları yükselirse maçta etkinlikleri düşüyor. Bunun nedeni ise set hücumlarında kontralarda oldukları gibi etkili olamamaları.
Güney Kore maçını bir kenara bırakırsak İsveç turnuvada ilk defa bu kadar yüksek bir topla oynama oranına sahip oldu. İngiltere,İsveç’i maç boyunca sete yerleşmeye zorladı. İngiltere’nin bunu yapmasında 2 faktör vardı. Birincisi, orta sahada İsveç’e sayısal üstünlük kurup burada yaptıkları iyi baskıyla İsveç’in merkezden kontra atak yapmasını engellediler. İkincisi, İsveç’in 2.hücum planı uzun topları da Stones-Maguire aldı. Orta sahada 2.topları kazanan İngiltere İsveç’i kendi senaryosunun dışına çıkardı.
İngiltere’nin orta saha baskısını aşamayan İsveç, oyunu kanatlara yıkmaya başladı. Ortalama pozisyonlardan da göreceğimiz üzere Forsberg alışılmışın dışında kanada yakın oynamak zorunda kaldı. Forsberg’in forvetlerle bağlantısını koparan İngiltere, İsveç’in set hücumlarını da kesmiş oldu. İsveç’in en sık pas bağlantısı olan oyuncular Lindelöf-Krafth ikilisinin oldu. Bu İsveç’in oyunu sürekli açmak zorunda kaldığını gösteriyor.
Maçın kilidi
İngiltere’nin orta saha baskı ve uzun top savunması onlara galibiyet getiren faktörlerdendi. İsveç’e göre kendini çok iyi ayarlayan takım rakibini taktiksel olarak ters köşeye yatırdı. İngiltere baskısını etkili olmasının nedeni ise basitçe İngiltere’nin oyunun merkezinde 3 kişi ile oynamasıydı. Sürekli merkezde sayısal üstünlük bulunduran İngiltere her baskı durumunda rakibini zora soktu.
Top kazanmada İngiltere özellikle ikinci yarıda rakibine büyük üstünlük kurdu. Rakip sahada 6 top kazanan İngiltere rakibinin oyun kurmasını engelleyerek maçta üstünlük kurdu.
Duran topların modern futboldaki yeri artık tartışma götürmeyecek kadar önemli durumda. Bazı takımlar neredeyse hücum planlarını sadece duran toplar üzerine kuruyorlar. İngiltere turnuvanın en iyi duran top setlerine sahip takımı diyebiliriz. İsveç maçında da kullandıkları duran toplar sonrasında birkaç tehlike yaratmayı başardılar. Southgate’in duran top çalışmalarının meyvesi ise Maguire’ın attığı goldü. Maç boyunca akıllı bir baskı oyunuyla İsveç’i durdurmaya çalışan İngiltere yine de Pickford’un süper kurtarışlarına bel bağladı. Yüksek toplarda çok etkili olan İsveç, Berg ile şanslar yakalasa da Pickford’u geçemedi.
Maçın oyuncusu
Pickford’un süper kurtarışlarını bir kere bırakırsak maçın oyuncusu için Lingard ismini söyleyebiliriz. Maç boyunca hem hücumda hem de baskı oyununda aktif olan Lingard, 2.golün asistini yaparak maçı getiren oyunculardan biriydi.
Sonuç
İngiltere rakibinin zayıflıklarını ön plana çıkararak oynadı. Belki oyun olarak birçoklarını tatmin etmese de İngiltere sonucu almayı başardı. 2 kafa golüyle maçı kazanan İngiltere, İsveç’in belki en iyi olduğu silahla onları turnuva dışına itti. İsveç için bu turnuva çok başarılı geçti. Beklentilerin çok çok üzerinde bir performans ortaya koydular.