Wembley’de 65.950 seyircinin önünde oynanan 2020 Avrupa Şampiyonası yarı final karşılaşmasında finale yükselen taraf ev sahibi İngiltere oldu. Euro 2020’de bu maça kadar kalesinde hiç gol görmeyen İngiltere, her ne kadar Damsgaard’ın frikiğine engel olamasa ve özellikle ilk devrede sıkıntı yaşasa da karşılaşmayı uzatmalarda kazanmayı başardı.
Maçın 116. dakikasında başlayan, 2.41 dakikalık sekansta ise 11 İngiliz oyuncunun da topla buluştuğu 54 pastan oluşan pas zinciri tarihe geçti.
Maçı global iş ortağımız Metrica Sports’un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğiz.
Ortalama pozisyonlar ve kadrolar
Sahaya 4-2-3-1 dizilişi ile yayılan İngiltere’de savunma Walker-Stones-Maguire-Shaw hattından oluştu. Southgate savunma önünde Rice ve Phillips’e forma şansı verirken hücumun kanatlarında Saka ve Sterling görev aldı. 10 numara pozisyonunda Mount oynarken en uçta Kane, İngilizlerin en önemli gol silahlarındandı.
Hjulmand ise 3-4-3 dizilişini tercih etti. Sağ stoper pozisyonunda Christensen sol stoper pozisyonunda Vestergaard, merkez stoper olarak ise Kjaer oynadı. Kanat beki pozisyonlarında Maehle ve Larsen forma terletirken merkezde Delaney-Hojbjerg ikilisini izledik. İleri ucun kanatlarında Braithwatihe ve müthiş bir gole imza atan Damsgaard Hjulmand’ın tercihi olurken en uçta ise Dolberg görev aldı.
Hjulmand’ın ilk devreye damga vuran orta blok karşılaması
Danimarka orta blokta rakibini karşılarken kanat beklerinin savunma hattına çekilmesi ile merkezi kapatan sıkı bir 5-2-3 formasyonuna evrildi. Bu durumda geriden görselde görüldüğü gibi Walker’ın savunmada kalıp çift pivotun yaklaşması ile 3-2-5 şeklinde hücum eden İngiltere’ye karşı bire bir eşleşmelerini sağladı. İngilizler daha da öne çıktığı anlarda ise Hjulmand’ın öğrencileri, görselde görüldüğü gibi kanat forvetlerin orta bloğa gelmesi ile sıkı bir 5-4-1 dizilişi halini aldılar.
Orta blokta Danimarka rakibini beklerken stoperlerin pas yapmasına izin verdi. Özellikle top bir kanata doğru yaklaştığında ise ani ve organize baskılarla rakibi kaleciye geri pas yada gelişi güzel uzun paslar atmak zorunda bıraktılar. Top bir çizgideyken yukarıda da görüldüğü gibi Dolberk topun olduğu tarafa yakın olan stopere baskı yaparken diğer kanat forvet de boşta kalan diğer stopere ani baskılarda bulundu. Organize şekilde merkez orta sahalarında bu prese katılması ile kör noktada kalan oyunculara pas atacak zaman bulamayan Stones ve Maguire kaleciye geri dönmek zorunda kaldı. Bu ivmeyle kaleciye de baskıyı devam ettiren Danimarkalı oyuncular aşağıdaki görselde görüldüğü gibi Pickford’ı sürekli pas hatasına zorladı.
İngiltere’nin ana planı
İngiltere rakibine baskı yaparken üçlü stoperlere ve onların önündeki oyun kurucu orta sahaya birebir eşleşerek baskı yapmayı denedi. Kane, Hojbjerg yada Delaney’i arkasına alıp pas kanalını kapatarak Kjaer’in üstüne giderken Sterling ve Saka, Vestergaard-Christensen ikilisi ile eşleşti. Rakip çoğu zaman topla kendi alanında fazla pas yapmasa da bu üçlü ön alan baskısı çizgiye yakın alanlarda boşluk yarattı. Konuk ekip bu boşlukları nadir de olsa kullanmayı başardı.
Burada Danimarka’nın geriden etkili çıkmayı başardığı anlardan bir kaçını görüyoruz. İki pozisyonda da Luke Shaw, sağ kanatta oluşan boşluğa gelmekte geç kalınca arkasında bıraktığı boşluğa Maguire-Stones ikilisi kaymak zorunda kaldı. Bu durumda doğal pozisyonlarını kaybeden savunmanın arkasına bir iki bağlantı pasından sonra delici koşular atıldı. Bu anlarda İngiliz savunmacılar bire bir eşleşmelerde kaliteleri ile pozisyonların tehlikeye dönüşmesini engelledi. Yukarıdaki ilk pozisyonda boş alan yakalayan Damsgaard’ı, Walker atletik yetenekleriyle durdururken diğer pozisyonda Braithwaite’in, Maguire’ı oyundan düşürdüğü anda Rice aynı şekilde topu kalitesi ile kazanıp tehlikenin büyümesini önledi.
Yukarıda da yine sağ kanattan gelişen akında orta saha hattı ile savunma hattı arasındaki mesafenin ayarlanamadığını görüyoruz. Damsgaard çevresi boş bir şekilde topla buluşuyor. Kaleye yüzünü döndüğü anda sol kanatta boş koşu yapan Maehle’ye pas atmak yerine şut çekmeyi tercih ediyor.
Danimarka’nın sol kanat savunma zaafı
Damsgaard’ın attığı müthiş golden sonra Danimarka psikolojik olarak daha fazla geriye yaslanmaya başladı. Bu anlarda sahte dokuz rolünü Avrupa’da belki de en iyi oynayan oyuncuların başında gelen Kane’in, Saka ve Sterling gibi atletlere yaptığı servisler fark yarattı. Burada ana problem üçlü savunmanın en büyük avantajlarından biri olan derine gelen forveti rahat şekilde takip edip ona top aldırmamak ilkesini Danimarka’nın etkili kullanmamasıydı. Kane rahat şekilde topla buluşunca yukarıdaki videoda görüldüğü gibi ağır olan Vestergaard’ın arkasını İngilizler çok iyi işledi. İlk pozisyonda Sterling yüzde yüzlük gol pozisyonundan yararlanamazken ikinci pozisyonda Saka’nın kale sahasına attığı pası Kjaer çıkartmaya çalışırken kendi ağlarına gönderdi ve skor eşitlendi.
Yukarıdaki pozisyonlarda da görüldüğü gibi Maehle’nin önde kaldığı anlarda Vestergaard geniş bir alanı savunmak zorunda kaldı. Bu durumda Kjaer ile de mesafesi açılınca ağır olan Vestergaard, atletik İngilizlere karşı zor anlar yaşadı. İlk pozisyonda Mount ile geniş alanda birebir eşleşmek zorunda kalan Danimarkalı savunmacı diğer pozisyonda ise savunma arkasına atılan pasta Kane’i marke etmeye çalıştı. Bu tarz pozisyonlarda başarılı olamayan Vestergaard’ın geniş alandaki yavaşlığını özellikle yedikleri golden sonra Southgate’in öğrencileri çok iyi işledi.
İkinci devrede Grealish oyuna girdikten sonra Sterling sağ kanada geçerken bu taraftaki üretkenlik daha da artmaya başladı. Dakikalar geçtikçe daha geriye yaslanan Danimarka’da Vestergaard, kanat ortaları tehlikesine karşı daha merkezde kalınca Maehle ile arasındaki mesafeyi Sterling zaman zaman etkin kullandı. Yukarıdaki görüntüde ilk pozisyonda Maehle’yi kolaylıkla geçen Sterling zamanında topu ayağından çıkarmayınca atağı etkin kullanamadı. Diğer pozisyonda ise İngilizlere turu getiren penaltıyı oluşturan pozisyon yaşandı. Sterling yine Maehle’nin arkasındaki boşluğu kullanıp rakibinden sıyrılıyor ve atağın devamında Sterling’in yerde kalmasıyla İngilizler penaltı kazanıyor.
Danimarka özellikle ilk devrede iyi bir orta blok savunması sergilese de üretkenlik konusunda problemli bir maçı geride bıraktılar. Maç boyunca 120 dakikada sadece 5 kez rakip ceza sahasında topla buluşabildiler. Bu topla buluşmalar da genelde ölü noktalarda gerçekleşti. Southgate’in öğrencileri ise sadece ikinci devrede 30 kez rakip ceza sahasında topla buluştu. 90 dakikada İngilizler 1.51, Danimarka ise 0.24 gol beklentisi üretti. Uzatmalarda ise İngilizler 1.77 konuk ekip 0.03 gol beklentisi üretebildi. Uzatmalardaki İngiliz hakimiyetini bu verilerden de açık şekilde görebiliyoruz. Maguire maçı 5 pas arası, 2 başarılı top kapma, 5 uzaklaştırma, 13’ü başarılı 18 ikili mücadele, 2’si isabetli 3 şut ve %89 başarı oranıyla 91 pas yaparak tamamladı.
Danimarka’nın 3-4-3’lü yapısı ile turnuvada yarattığı etki teknik adam Hjulmand adına takdire şayan. Ellerindeki kadrodan çok daha üst seviye bir performans çıkarmayı başardılar ve futbol severlere Euro 92’yi anımsatan bir başarı hikayesi izlettiler. Diğer taraftan Southgate yönetimindeki İngilizler şampiyona tarihinde ilk defa finale çıkmayı başardı. Çok daha güçlü kadrolar ile hiç bir kupa kazanamayan İngilizler’in, İtalya karşısında ne yapacağı merak konusu.
Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.