1966’dan beri ilk defa Dünya Kupası’nda finale kalma şansı yakalayan İngiltere, tarihinde ilk kez finale çıkmak isteyen Hırvatistan’la karşı karşıya geldi. Trippier’in erken gelen golüyle öne geçen İngilizler buna rağmen Perisic ve Mandzukic’e engel olamayınca rüya bu kez de gerçek olmadı.
ORTALAMA POZİSYONLAR
İngiltere’nin üçlü savunmasına karşı iyi bir panzehir üreten Dalic, takımını 4-3-3 dizilişiyle sahaya sürdü ve beklerini de aktif olarak hücumda kullanarak kalabalık İngiliz savunmasına karşı altı-yedi kişiyle hücum ettiler. Kanat forvetleri Perisic ve Rebic’i ceza sahası civarında konumlandıran ve bu sayede hem İngiltere’nin üçlü savunmasına karşı sayısal açıdan eksiklik yaşamayıp hem de oyun planında önemli rol oynayan beklerine alan açan Hırvatlar, kanat ortalarıyla gol aradı. Maç boyunca açılan 32 Hırvatistan ortasının 13’ü Vrsaljko ve Strinic’ten geldi (%41).
Hücum yönleri de Hırvatların oyun planını gözler önüne seriyor. Rebic, Mandzukic ve Perisic üçlüsüyle ceza sahasında kalabalıklaşan Hırvatistan, kanat ortalarıyla bu isimleri beslemeye çalıştı.
3-5-2’nin yarattığı en büyük zafiyetlerden biri kanat savunmaları ve Hırvatistan’ın ilk golü de bir kanat ortası sonucunda geldi. Sağ kanatta oynayan Rebic, ceza sahasına girerek İngiltere’nin kanat beki Dany Rose’u içeriye çekiyor ve kanatta boşluk oluşturuyor. Rakitic’in uzun pasında topla buluşan sağ bek Vrsaljko ise pozisyonun devamında markaj altında kalmadan oldukça rahat bir orta açıyor ve Perisic’e golü attırıyor.
TOPLA OYNAMA ORANLARI VE VERİMLİLİK
Topla oynama oranlarında belirgin bir fark yok. Ancak buna rağmen Hırvatistan’ın çok daha verimli bir oyun oynadığını söyleyebiliriz. Hırvatlar 55 kere üçüncü bölgeye girmiş ve bunların 23’ünde topu ceza sahası içine taşımayı başarmış(%42), buna karşın İngiltere 46 kez üçüncü bölgeye girmesine rağmen sadece 13 defa ceza sahası içine girebilmiş(%28). Erken gelen golle öne geçmelerinin ardından savunma güvenliğini birinci plana almalarının da bunda payı var ancak hücumda önemli rol oynayan Lingard, Sterling, Alli üçlüsünün etkisiz oyununu da göz ardı edemeyiz.
İngilizlerin uzun süre sonra bir kupa için bu kadar umutlanmasında önemli payı olan ve iyi bir turnuva geçiren Southgate’in hamlelerinde geç kalmasının da maçın bu noktaya gelmesinde payı var tabi ki. Özellikle ikinci yarıda Hırvatlar oyunu domine etse de 74’e kadar oyuna müdahele etmeyen Southgate, orta saha üstünlüğünü de rakibine kaybetmesine rağmen orta sahada bir değişiklik yapmak için tam 97 dakika bekledi.
MAÇIN ANAHTARI: GEÇİŞ HÜCUMLARI
Maçın en önemli belirleyiciyse şüphesiz çıkarken kaptırılan toplar ve geçiş hücumlarıydı. İngiltere erken golle öne geçmenin verdiği avantaj, Hırvatlar ise ikinci golü yiyip maçtan tamamen kopmamak adına daha dengeli bir oyun sergiledi. İki takımın bu planlarına rağmen maç beklenmedik derecede bol pozisyonlu geçti. Bunun birinci sebebiyse takımların hücuma çıkarken kaptırdığı toplardı. Akan oyunda iki takımın yaptığı hücumların neredeyse %20’si kontra ataklardan geldi ki bu hiç de azımsanamayacak bir rakam. Ayrıca iki takımın kendi sahalarında toplam 25 top kaptırdığını da belirtelim.
Mevzuyu biraz daha somutlaştırıp iki takımın yaptığı top kayıplarının haritasına bakalım.
Hırvatistan’ın top kaybı haritası yukarıdaki gibi. Maç boyunca toplam 70 top kaybeden Hırvatlar, bunların 16’sını kendi yarı sahasında kaptırmış. Ancak gerek Hırvatların topu kaptırdıktan sonra savunma düzenine iyi geçmeleri, gerekse İngiltere hücumcularının etkisiz performansları sebebiyle bu kaptırılan topların çoğunda tehlike yaşamadılar. Son olarak İngiltere’nin maç boyunca geliştirdiği 20 kontra atağın hiç birinde şut dahi çekemediğini de hatırlatmakta fayda var.
İngiltere’yse maç boyunca kendi yarı sahasında sadece dokuz top kaybetti ancak buna rağmen kalelerinde çok daha fazla tehlike yaşadılar. Bunun sebebiyse ikinci bölgede Hırvatlara oranla çok daha fazla top kaybetmeleriydi. Maç boyunca kaybettiği 92 topun 39’unu, yani neredeyse yarısını hücuma çıkarken kaybeden İngiltere, rakibinin bu topları verimli kullanması sonucu kalesinde tehlikeler yaşadı.
MARCELO BROZOVIC
Açıkçası Rakitic ve Modric de oldukça iyi performanslar ortaya koydu ancak bu ikili, özellikle Modric bizi bu yüksek standarta öyle alıştırdı ki oynadıkları oyunlar artık olağan gelmeye başladı. Bu maçtaysa takımın üçüncü orta sahası Brozovic de o seviyeye çıktı ve mükemmel bir performans sergiledi. Oyunun iki yönünde de oldukça etkili olan Brozovic’in rakamları zaten her şeyi anlatıyor. Maç boyunca yedi pas arası yapan ve yedi de sahipsiz top kazanan Brozovic, attığı dört anahtar pasla hücumda da rol oynadı. Ayrıca Brozovic maç boyunca yaptığı 130 aksiyondan 102’sinde başarılı oldu.
Oyunu geriden de oldukça iyi yönlendiren Brozovic, savunmayla Modric-Rakitic ikilisi arasındaki bağlantı oyuncusu oldu.