Analiz | Hırvatistan 1-1 Danimarka (P. 3-2)

 

2018 FIFA Dünya Kupası son 16 turu, iki Avrupa temsilcisini karşı karşıya getirdi. Normal süresi ve uzatmaları 1-1 biten maçı penaltılarla kazanan Hırvatistan hem çeyrek finale çıktı, hem de penaltılardaki makus talihini yendi. Ayrıca ilk dört dakikada gelen iki golle maç, bir Dünya Kupası’nda her iki takımın da en kısa sürede gol bulduğu karşılaşma olarak tarihe geçti.

Maçı iş ortağımız InStat’ın verileriyle inceleyeceğiz.

ORTALAMA POZİSYONLAR

Göreve geldikten sonra selefi Cacic gibi takımına 4-2-3-1 oynatan ve bu sebeple özellikle orta sahasından tam randıman alamayan Zlatko Dalic, bu turnuvada oynadıkları ilk Nijerya maçından sonra nihayet durumun farkına vardı ve 4-3-3’e döndü. Yeni dizilişle oynadıkları iki maçı da kazanan, özellikle Arjantin karşısında adeta gövde gösterisi yapan Hırvatlar bu maça da aynı dizilişle başladı ve nispeten maça hükmeden taraf oldular.

Danimarka ise maç öncesi teknik direktör Hareide’nin de söylediği gibi farklı bir 11 ve taktikle sahaya çıktı. Savunma ağırlıklı bir 11’le maça başlayan ve taç atışları dahil duran top hücumlarına ekstra özen gösteren Danimarka, henüz 57. saniyede bir taç atışı sonucunda da şok bir golle öne geçti. Ancak sadece iki dakika sonra kalelerinde biraz da şanssız bir gol görünce savunma ağırlıklı kadrolarının avantajlarını pek fazla kullanamadılar.

TOPLA OYNAMA ORANLARI

Topla oynama verilerinde ilk yarı ve ikinci yarı arasında ciddi bir fark var. Bunun sebebininse Danimarka’nın oyun planı olduğunu söyleyebiliriz. Güçlü Hırvat orta sahası karşısında savunma yönü güçlü Delaney-Christensen ikilisini savunmanın önüne yerleştiren Hareide, rakibini ilk yarıda durdurmayı da başardı. Topu rakibine bırakan ve alanları iyi kapatan Danimarka, rakibine net bir pozisyon vermeden ilk yarıyı tamamladı.

*Kompakt Danimarka Savunması

Tabi bu orta sahayla çıkmanın dezavantajını da hücum anlamında yaşadılar. Rakibine topla oynama izni veren Danimarka, topu aldığındaysa Hırvatistan’ın güçlü ön alan baskısıyla karşılaştı ve takımın orta saha oyuncuları topla maharetli isimlerden oluşmadığı için uzun top oynamak zorunda kaldılar. Ancak Hareide bunun olabileceğini öngörmüş olmalı ki maça Jorgensen yerine hava hakimiyeti yüksek 1.93’lük Cornelius’la başladı. Buna karşın Cornelius sahada kaldığı 66 dakikada girdiği 12 hava topu mücadelesinden sadece üçünü kazanabildi ve bu açıdan beklentileri karşılayamadı.

Hırvatistan’ın ön alan baskısına bir örnek. Topun bulunduğu bölgede dört Danimarkalı oyuncuya karşılık dört Hırvat var.

İkinci yarıya Schöne-Christensen değişikliğiyle başlayan Danimarka, orta sahaya daha fazla hükmetmek istedi. Bu değişikliğin ardından maçın geri kalanında iki takım da nispeten dengeli bir oyun ortaya koydu. Her ne kadar maçın geneli Hırvatistan hakimiyetinde geçse de Danimarka da gayet iyi bir oyun ortaya koydu ve Schmeichel’ın ekstra çabasıyla maçı penaltılara kadar götürdüler.

ATAK YÖNLERİ

Hırvatistan kanat hücumlarıyla gole gitmek istedi. Bekleri Strinic ve Vrsaljko’yu da hücumda etkin olarak kullanan Hırvatlar, buna karşın açtıkları 23 ortadan sadece dördünde topu takım arkadaşlarıyla buluşturabildiler.

Danimarka’ysa ağırlıklı olarak sağ kanat ve merkezden hücum ederek sonuca gitmeye çalıştı. Takımın en iyi iki hücum oyuncusu Eriksen ve Poulsen’in de bu bölgelerde oynaması takımın hücumlarında belirleyici oldu.

LUKA MODRIC

Kaçırdığı penaltıya rağmen Hırvatistan’ın en etkili isimlerinden biri Modric’ti. Hırvatistan hücumlarında başrol oynayan Modric, rakip ceza sahasına 10 top gönderdi ve yedi kilit pas attı. Bunların yanı sıra altı da sahipsiz top kazanan Modric, penaltıyla sonuçlanan pozisyonda da pası veren isimdi.

THOMAS DELANEY

Danimarka’da ise Delaney, özellikle savunmada gösterdiği performansla dikkat çekti. Maç boyunca girdiği 13 savunma mücadelesinin yedisini kazanan Delaney, ayrıca beş pas arası yaparak top çaldı ve yedi sahipsiz top kazandı.

İşin hücum kısmında da sorumluluk alan Delaney, savunmayla hücum hattı arasındaki köprü oldu.