Fenerbahçe, Süper Lig’in 3. haftasın Göztepe’ye konuk olduğu karşılamadan 1-0 yenik ayrılarak Malatyaspor deplasmanından sonra üst üste ikinci ikinci yenilgisini aldı.
Ortalama topla buluşma noktaları
Göztepe oyunun genelinde Fenerbahçe 3. bölgesine gitmekte çok istekli olmadı. Orta Alanda Borges Göztepe adına en çok aksiyonu (oyuncunun her türlü hareketi, pas, şut, orta, ikili mücadele vs.) olan oyuncu oldu (90). Rakip sahada 5 oyuncunun ortalama olarak topla rakip yarı sahada buluştu.
Fenerbahçe’de ise belki de uzun zamandan beridir beklenen durum verilere de yansıdı, Topal defansif orta saha rolüde orta alanda tek başına gözükürken önünde Elif ve Ayew’i gördük. Orta alanda bir baklava şeklinde görüyoruz üç oyuncuyu.
Slimani ise oynadığı ilk Malatyaspor maçına göre topla çok daha geride buluştu, daha çok gezindi. Aslında özellikle 30-45. dakikalar arasındaki ciddi bir aksiyon artısı oldu, çok fazla istedi, aradı, aldı verdi. Ancak özellikle ikinci yarıda etkinliği takıma birlikte azalan oyunculardan oldu. Bir santrafor olarak 8/7 anahtar pas ile takımın açık ara en fazla anahtar pas atan oyuncusu oldu. Onu 3/2 anahtar pas ile Ayew ve Dirar izledi.
Fenerbahçe’de geçen haftaya göre önemli eksikler olsa dahi değişmeyen şey pas akışkanlığının olmaması. Oyuncuların bir çoğunun geçen seneden olduğunu düşündüğümüzde bazı ezberlerin oluşmamış olmasını teknik ekibe yazmak gerekir.
Hala erken olduğu da söylenebilir, ancak geçen hafta deplasmanda çok daha etkili bir Göztepe’ye karşı Galatasaray 3 puan alırken, Fenerbahçe oyun olarak çok eleştirilse de galibiyeti getirebilecek pozisyonlara girdi, ancak yine 3 puanı alamadi. Bu anlamda geçtigimiz sezon başı ile ciddi benzerlikler var, takımın zorlu şartlarda öne çıkaca, sorumluluk alacak oyuncu eksikliği -aslında kağıt üzerinde olsa da- dikkatimi çekti.
Pas alışverişlerine baktığımızda en fazla kombinasyonun yine stoperler, bek oyuncuları ve defansif orta sahalar arasında olduğunu görüyoruz. Bu durum Malatyaspor karşısında da bu şekildeydi.
Ayew ve Elmas, aksiyon anlamında geride olmasalar da bu aksiyonların başarı oranları açısından oldukça geride kaldılar. Topal %92 aksiyon başarısı ile oynarken Elmas %72, Ayew 76, Dirar %75, Alper ise %65’te kaldı. Bu oyuncuların saha içinde çok daha güçlü, motive, ne yaptığını bilen bir yapı içinde olması gerekiyor. Bunu sağlayacak da yine teknik ekip olacak.
Genel olarak bir takımı birkaç futbolcu üzerinden eleştirmeyi tercih etmem. Doğru oyun yapısı ile bu oyuncıların performanslarının daha yukarıya çıkabileceği çok açık. Bunu geçtiğimiz sene de son 8 maçta gördük. Bir takımın bir oyun kurgusu olmalı. Bu oyun kurgusuna göre de en uygun şartlarda -maddi manevi açıdan- oyuncular bulunmalı.
Ben Fenerbahçe’nin nasıl bir oyun yapısı içinde oynamak istediğini henüz çözemedim. Oyuncuların üzerinde de bu belirsizliğin olduğunu düşünüyorum. Bir oyuncuya yükleniyor olmak bana göre tamamen kolaycılık. Doğru oyun kurgusu ile şu anki mevcut kadro bile – Evet beğenilmeyen Hasan Ali ve Dirar da dahil- çok daha iyi işler, evet takımın kurtarıcı oyuncuları olmazlar, ancak yük çekerler. Takımın son dönemde en fazla aksiyonu olan oyuncunun Hasan Ali olması onun suçu olarak görülemez. Burada Hasan Ali’nin kalitesi ile ilgili bir değerlendirme yapmıyorum, altınız özellikle çizmek isterim.
Aksi durumda x oyuncu gelir, y oyuncu gider, çok da birşey değişmeyebilir.
Göztepe maçı özeline dönecek olursak, 30-45 arasındaki topa sahip olma orınını maça yayamamış olmak ve ikili mücadele oranını , özellikle 45-75 arası bu denli Göztepe’ye kaptırmak oldukça düşündürücü, hatta açıklaması zor. Tekrar belirtmek isterim ki tüm bunların tek sorumlusu bir veya birkaç oyuncu olamaz. Takımın genel olarak saha içindeki dağılımı, top rakipteyken neler yaptığı, top ayaktayken ne yaptığı bir genel olarak ele alınmalı.
Bu anlamda zaaflara biraz bakalım.
Fenerbahçe’nin rakibi karşılarken genel problemi: çoğunlukla rakibin 2. bölgeye kadar çıkmasına müsade edildiği gibi, oyuncular da birbirinden kopuk. Top ayağında olan oyuncuya baskı yok, hatlar arası iletişim yok, alan paylaşımı yok.
Bir başka pozsiyon:
Savunma anlayışı çok ilerde olan Atletico Madrid’in Barcelona karşısındaki karşılaşmasına bakalım;
Orta sahanın nasıl ileri çıkarak Barcelonalı oyuncuları geri oynamaya ittiğini görüyoruz. Bunun için mutlaka uzun süre ve kalite gerekiyor. Ancak mental olarak anlayışın bu olması beklenebilir.
Zaman zaman, çoğunlukla da pozisyon gereği Fenerbahçe’nin ön alanda baskı yaptı.
Bu baskının -ki çok iyi yapıldığını düşünmüyorum- Göztepe karşısında çoğunlukla sonuç verdiğini, zorunlu oynanan uzun topun kazanılması ile birlikte hücüma geçildi.
Ancak bir başka sıkıntı da hücüm anlayışında ortaya çıkıyor.
Kazanılan top, hızlı ve doğru şekilde kullanılmıyor. Ya pas tercihleri ve/veya zamanlamaları yanlış, ya da pas/şut kalitesi. Buna rağmen ilk yarıda skor bulabilirdi Fenerbahçe.
Bu yazıda bireysel olarak oyuncu detaylarına girmek istemiyorum. Takıma katılacak yeni 3-4 isim olacak. Bu oyuncular ile birlikte Cocu’nun kafasındakileri sahaya ne kadar yansıtabileceğini zaman içinde göreceğiz, sabırlı olmak şart.