Analiz | Gençlerbirliği 0-0 Galatasaray

Cumartesi günü Gençlerbirliği ve Galatasaray karşı karşıya geldi. Karşılaşma golsüz beraberlikle sonuçlandı.

Ortalama pozisyonlar ve kadrolar

Kadroya baktığımız zaman Galatasaray’ın hafta içi çıktığı PSG maçına göre farklılıkların olduğunu görüyoruz. Luyindama, Seri ve Falcao yerine bu maçta Selçuk, Feghouli ve Andone sahadaydı.

Ortalama pozisyonlara baktığımız zaman diğer maçlardakine benzer bir durumla karşılaşıyoruz. Belhanda merkezdeki diğer oyuncuya göre daha önde, kanat oyuncuları daha çok iç koridorda topla buluşmuşlar ve  bekler ise genelde olduğu gibi rakip yarı sahada. Nzonzi ilk 11 oynadığı haftalardaki tüm maçlarda ortalama pozisyonlarda hep kendi yarı sahasında yer alırken bu maçta rakip yarı sahada daha çok topla buluşmuş. Bunun sebeplerinden birisi de Selçuk’un derine geldiğinde Nzonzi’nin ileriye çıkmasından kaynaklanıyor. Bu duruma yazının devamında değineceğim.

İlk yarı

Gençlerbirliği, Galatasaray oyunu derinden kurarken rakip sahada birebir baskıyla maça başladı.

Bu sezon Galatasaray’ın en çok eleştirdiğim sorunlardan birisi de kendi yarı sahasında yaptığı top kayıplarıydı. Hücumu geniş alanda oynamak isteyen Galatasaray kendi yarı sahasında top kaybı yaşayınca savunmada az oyuncuyla yakalanıyor ve rakip için  mutlak gol pozisyonuna dönüşüyordu. Ancak bu maç özelinde Galatasaray kendi yarı sahasında 7 top kaybı yaşadı. Bu arada belirtmek gerekirse Belhanda 2’si kendi yarı sahasında olmak üzere toplamda 15 top kaybı yaptı. Kendisine en yakın isim ise 10 top kaybıyla Babel.

Gençlerbirliği, Galatasaray 2.bölgeye geldiği zaman kendi yarı sahasında 4-5-1 dizilişinde Galatasaray’ı karşıladı. İlerleyen dakikalarda Galatasaray yarı sahasında yaptıkları baskı hem pek işlemiyor, hem de fazla efor sarf edildiği için vazgeçildiğini düşünüyorum ve rakibi hep ikinci bölgede 4-5-1 ve 4-4-2 şeklinde karşıladılar.

Galatasaray ise rakibini ikinci bölgede 4-4-2 şeklinde karşıladı. Bu dizilişte Belhanda ilerideki ikiliden biri olurken Feghouli sağ kanat Babel ise sol kanada geçti.

Yukarıdaki görsel Gençlerbirliği’nin en çok yaptığı pas kombinasyonlarını gösteriyor. Görsele baktığımızda en çok pas yapan oyuncular arasında Ertaç Özbir ve Sio’yu görüyoruz. Ertaç, Sio’ya tam 11 pas gönderdi. Sio ise Ayite’ye, Candeia’ya da 7 pas attı. Bu durum aslında Gençlerbirliği’nin oyun planı hakkında fikir veriyor. Ertaç, Sio’ya uzun oynuyor. Sio ise iç koridora yerleşen oyunculara topu gönderiyor.

Galatasaray bu uzun toplarda kalesinde tehlikeler yaşamaya başlayınca savunma dizilimini 4-1-4-1’e çevirdi ve Sio’ya indirilen topları engellemek için o bölgeye Nzonzi kaydırıldı.

Galatasaray’ın kaybettiği toplar rakip için gol pozisyonuna dönüşmeye devam ediyor. Yukarıdaki pozisyonda Donk dışında tüm Galatasaray takımı rakip sahaya yerleşiyor. Kaybedilen top sonucu Gençlerbirliği tek pasla 2v1 pozisyonunda Donk’la kalıyor.

Bu duruma başka bir örnek vermek gerekirse aslında senaryo çok da farklı değil. Yine kaybedilen bir top sonrası rakip hızlı geçiş hücumu ile Galatasaray’ın yarı sahasında 4v3 pozisyonunda kalıyorlar.

Önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi Galatasaray’ın bir diğer sorunu ise savunma yerleşiminde yapılan temel basit hatalar. Yukarıdaki pozisyonda kanada giden topa Mariano koşuyor ve kendi savunması ile arasındaki mesafe fazlasıyla açılıyor. Oluşan boşluğa Nzonzi koşsa da geç kalıyor.

Yukarıdaki pozisyonun devamında Mariano kanada kaydı, Nzonzi sağ bekte boşalan alana kaydı ancak Nzonzi’nin merkezde bıraktığı alanı hiçbir Galatasaray oyuncusu takip etmedi. Selçuk sol kanattaki boş oyuncuya doğru koşarken Belhanda yanındaki oyuncu Galatasaray merkezine doğru koşmasına rağmen onu takip etmedi ve pozisyon Gençlerbirliği’nin isabetli şutuyla sonuçlandı.

Önceki maçlarda eleştirdiğim bir diğer nokta ise Galatasaray’ın ikili mücadelelerdeki yetersizliğiydi. Bu maçta ise Galatasaray %52 ile ikili mücadelelerde rakibine üstünlük sağlasa da hala beklenilen seviyenin çok altında. Lige ara verilmesiyle bu üstünlüğünü diğer maçlarda daha da artırmak için özel çalışma yapacaklardır. Sonuç olarak diğer maçlardaki ikili mücadelelerde gösterilen çaresizlik bu maç özelinde devam etse de diğer maçlarda bu durumun daha da iyiye gideceğini düşünüyorum.

İkili mücadeler özelinde belirtmek gerekirse Selçuk İnan girdiği 6 ikili mücadelenin hiçbirini kazanamadı. Belhanda 14 ikili mücadelenin sadece 4’ünü kazandı. Nzonzi ise 12 ikili mücadelenin 6’sını kazandı. Donk ise girdiği 21 ikili mücadelenin 17’sini(%81) kazanarak bu konuda takımın en iyisi oldu.

Galatasaray hücumu

Galatasaray maç boyunca 8 şut çekti ve bunlardan sadece 3 tanesi kaleyi buldu. Gençlerbirliği ise çektiği 20 şutun 6’sında kaleyi tutturdu.

xG değerlerine baktığımız zaman Galatasaray 8 şuttan 0.84 xG elde ederken Gençlerbirliği 20 şuttan 1.24 xG elde etti. Galatasaray’ın xG’si olması gerekenden kesinlikle düşük ancak Gençlerbirliği’nin xG’sinin çok olmasında çektikleri şut sayısının fazlalığı da göz önünde bulundurulmalı.

Galatasaray en son oynanan lig maçında topa sahip olmadaki üstünlüğü sağlayamamıştı. Bu maçta ise Galatasaray’ın topu istemesi ve Gençlerbirliği’nin topu istememesi sonucu Galatasaray %59 topa sahip olma yüzdesi ile maçı tamamladı. Maçın 60.dakikasına kadar %61’in altına düşmemesine rağmen bu dakikadan sonra topu Gençlerbirliği ile paylaştı. Topu kaybetmesindeki sebeplerden birisi ise her ne kadar Galatasaray adına sahanın en kötü ismi olsa da Selçuk İnan’ın oyundan çıkmasıydı. Selçuk oyundan çıkıp yerine Adem Büyük girince Galatasaray 4-4-2 dizilişi ile oynamaya başladı. Daha sonra sol kanada gelen Adem’in yerine Andone’nin yanına Babel geçti. Bu durumda merkezdeki ikili Belhanda ve Nzonzi oldu. Sonuç böyle olunca merkezdeki direnç düştü ve Gençlerbirliği topa ortak oldu.

Önceki haftalarda hep eleştirdiğim ve Fenerbahçe karşılaşmasında sadece 6 kere cezasına girebilen Galatasaray bu maçta 18 kere cezasına girerken 42 kere üçüncü bölgeye geçti.

Gene ilk haftalarda eleştirilen hareketsizlik ve tempo sorununun da bu maçta çözüldüğünü söyleyebiliriz. Selçuk ile Nzonzi’nin birbirinin boşalttığı alanları doldururken Mariano, Belhanda ve Feghouli de birbirinin boşalttığı alanları doldurdu. Aynı zamanda Andone derine geldiği zaman onun yerini Babel, Babel’in yerini Nagatomo doldururken Marcao ise sol kenara doğru kaydı. Kısacası Galatasaray ligdeki oyununa göre  daha hareketli daha tempolu bir oyun sergiledi.

Ayrıca burada da belirtmek gerekirse Galatasaray oyunu geçen seneki gibi Mariano, Belhanda, Feghouli üçlüsü ile oynadı. Yukarıdaki görsel Galatasaray’ın yaptığı pas kombinasyonlarını gösteriyor.  Görsele de baktığımız zaman en çok yapılan pas kombinasyonlarının çoğunun üçlü arasında geçtiği görülüyor. Aynı zamanda belirteyim bu üçlüm açta Galatasaray’daki en fazla hatalı pas yapan isimler.

Yukarıdaki görselde oyuncuların maçtaki aksiyonlarını gösteren görsele baktığımız zaman özellikle merkezdeki ve kanattaki oyuncuların rakip yarı sahanın her yerinde olduğunu görüyoruz. Yukarıda bahsettiğim hareketlilik konusuna örnek olarak bu durumun verilebileceğini düşünüyorum.

Galatasaray hücumda genişliği sol kanatta Nagatomo’nun çizgiye yakın olmasıyla sağlarken, sağ kanatta ise Feghouli veya Mariano’nun çizgiye yakın oynamasıyla sağladı. Bu iki oyuncudan biri çizgiye geçerken, diğeri de sağ iç koridorda konumlandı.

Galatasaray zor bulduğu boş alanları da pas tercihleri sonucunda değerlendiremedi. Yukarıdaki pozisyonda top ayağında olan Feghouli ceza sahasına koşu yapan Nzonzi veya Nagatomo yerine Belhanda ile oynamayı tercih etti. Yine başka bir pozisyonda bu sefer Babel’in pas tercihinden dolayı top kaybı yaşandı.

Ayrıca belirtmek gerekir ki önceki maçlarda eleştirdiğim bir başka durum oyuncuların isabetli pas yüzdelerinin düşük olmasıydı. Bu maçta ise Muslera, Marcao, Donk, Nagatomo, Nzonzi, Selçuk, Andone (10/9) %90 isabetli pas yüzdesi üzerinde oynadı.

Sonuç

Galatasaray’da önceki haftalara göre iyiye giden durumlar olsa da sorunların çoğu devam ediyor. Bunların da en büyüğü şut ve isabetli şut sayılarının azlığı. Galatasaray birinci ve ikinci bölgedeki üstünlüğünü hemen hemen her rakibine karşı belli bir süre de olsa kullanırken üçüncü bölgedeki oyununu sahaya yansıtamıyor. Santraforunu topla buluşturmakta zorluk çekiyor. Yukarıda Andone’nin aksiyon haritasına bakarsak girdiği aksiyonun azlığını görebiliriz. Andone sadece 29 kere aksiyona girebilmiş ve 10 pas atabilmiş. Galatasaray forvet hattındaki isimlerden faydalanmak istiyorsa üçüncü bölgedeki oyun anlayışında değişiklik yapması gerekiyor.